Kriyojenik Geçirimli Elektron Mikroskobu (kriyo-TEM), biyolojik ve yumuşak materyallerin doğal yapısını bozmadan, donmuş halde yüksek çözünürlükte (2–3 Ångström) görüntülenmesini sağlayan ileri görüntüleme yöntemidir. Geleneksel geçirimli elektron mikroskobundan farklı olarak, kriyo-TEM numuneyi ani dondurma (vitrifikasyon) ile sıvı kristal buz oluşumundan korur ve -180 °C civarında analiz eder. Bu yöntem, yapısal biyoloji alanında proteinlerin ve büyük biyomoleküllerin çözünürlük açısından yaklaşık 10 kat daha net görüntülenmesini sağlamış, protein yapı çözümlemelerinde %40 oranında kullanım artışı kaydetmiştir.

Kriyo-TEM (1)
Tarihsel Gelişim
Kriyo-TEM teknolojisinin temelini, 1980’lerde Jacques Dubochet ve çalışma arkadaşlarının geliştirdiği vitrifikasyon yöntemi oluşturmuştur. Bu yöntemle sıvı fazdaki biyolojik örnekler, sıvı etan içinde saniyenin binde biri hızında dondurularak amorf buz oluşturulmuştur. Bu gelişme, örneklerin doğal hallerini korumasını mümkün kılmış ve 2017 Nobel Kimya Ödülü ile taçlandırılmıştır. 2010’lu yıllarda direkt elektron dedektörlerinin yaygınlaşması, çözünürlük ve veri kalitesinde önemli ilerlemeler sağlamıştır.
Çalışma Prensibi
Numune hazırlanması sonrası kriyojenik koşullarda (-180 °C) yüksek voltajlı elektron ışını (genellikle 200-300 kV) altında görüntüleme yapılır. Elektronlar numuneden geçerken etkileşimleriyle yapı detayları elde edilir. Yüksek voltaj, elektron penetrasyonunu artırırken, düşük sıcaklık numunenin bozulmasını engeller. Vitrifikasyon sayesinde buz kristalleri oluşmaz ve numunenin atomik yapısı korunur.
Numune Hazırlama
Numuneler, 3–5 µL hacminde hazırlanarak karbon kaplı bakır grid üzerine uygulanır. Fazla sıvı, ince karbon filmi (~10–20 nm kalınlıkta) üzerine yayılan örnekten emilir. Grid, -183 °C’de sıvı etan banyosuna hızlıca daldırılarak vitrifiye edilir. Bu aşamada teknik zorluklar; uygun sıcaklığın korunması ve ani dondurma hızının sağlanmasıdır. Donmuş grid, özel kriyo-transfer sistemleri ile mikroskop vakumuna aktarılır.

Çeşitli biyolojik ve endüstriyel örneklerin yarı ince ve tam ince kesitlerinin alınması.(2)

Biyolojik ya da sulu/inorganik çözücüler içindeki endüstriyel örnekler daldırma-dondurma tekniği ile hazırlama. (3)
Kullanım Alanları
Kriyo-TEM, biyolojik yapılar (protein kompleksleri, virüsler, hücre içi organeller), polimerler, nanomalzemeler ve sıvı kristaller gibi geniş bir uygulama yelpazesi sunar. Özellikle SARS-CoV-2 spike proteininin yapısal analizinde kullanılmıştır. Türkiye’de Osmangazi Üniversitesi ARUM gibi araştırma merkezleri, biyomolekül görüntülemede kriyo-TEM teknolojisini aktif olarak kullanmaktadır.
Sistem Özellikleri
Modern cihazlarda 200–300 kV hızlandırıcı voltaj, 10⁴ elektron/piksel hassasiyetli direkt elektron dedektörleri, otomatik veri toplama ve gelişmiş yapay zeka destekli analiz yazılımları (ör. RELION) mevcuttur. En yaygın görüntüleme yöntemleri:
- Tekil Parçacık Analizi (SPA) — yaklaşık %95 yapı çözünürlüğü başarısı
- Kriyo-Elektron Tomografi (Cryo-ET)
- Elektron Kırınımı.
Görüntüleme Yöntemleri
Kriyo-TEM üç ana görüntüleme yöntemini kapsar:
1) Tekil Parçacık Analizi (Single Particle Analysis - SPA): Homojen olmayan protein veya komplekslerin ortalama yapılarının belirlenmesinde kullanılır.
2) Kriyo-Elektron Tomografi (Cryo-ET): Hücre içi yapıların üç boyutlu görüntülenmesini sağlar.
3) Elektron Kırınımı: Kristalin yapıya sahip örneklerde kullanılır.
Avantajları ve Sınırlamaları
Avantajları
Numunenin doğal hali korunur, boyama veya kurutma gerektirmez.
Atomik düzeyde yüksek çözünürlük sağlar.
Geniş uygulama alanları ve moleküler yapıların detaylı analizi.
Sınırlamaları
Yüksek maliyetli ve karmaşık altyapı gerektirir.
Numune hazırlama teknik olarak zordur.
Veri toplama ve analiz süreci uzun olabilir; otomatik veri toplama sistemleri bu süreyi kısaltmaktadır.


