Malcolm Shepherd Knowles (1913-1997), 20. yüzyılın en etkili yetişkin eğitimi teorisyenlerinden biridir. Özellikle "yetişkin eğitimi" anlamına gelen androgoji kavramının Anglo-Amerikan eğitim literatüründe sistematik bir şekilde geliştirilmesi ve yaygınlaştırılmasında öncü olmuştur. Hem kuramsal hem de uygulamalı çalışmalarıyla, yaşam boyu öğrenme politikalarının şekillenmesine büyük katkı sağlamıştır.
Yaşamı ve Eğitimi
Malcolm S. Knowles, 24 Ağustos 1913’te Montana, ABD’de dünyaya geldi. Babası Nathaniel Knowles bir sağlık müfettişi, annesi Hulda Knowles ise ev hanımıydı. Knowles, liseyi Palm Beach High School’da tamamladıktan sonra Harvard Üniversitesi’ne kabul edildi ve 1934 yılında tarih alanında lisans derecesi aldı. Üniversite yıllarında öğrenmeye ve insan gelişimine olan ilgisi artmış, bu süreç onun daha sonra yetişkin eğitimiyle ilgilenmesinde etkili olmuştur.
Üniversite sonrası, Amerikan Gençlik Derneği’nde (YMCA) çalıştı. 1940’larda ise Chicago Üniversitesi’nde yüksek lisans eğitimi aldı. Bu dönemde yetişkin öğrenmesi konusundaki ilgisi daha da derinleşti. 1946’da North Carolina Üniversitesi’nde Yetişkin Eğitimi Bölümü’nün yöneticiliğini üstlendi. 1974’te Emory Üniversitesi’nde profesör olarak görev yaptı ve burada da yetişkin eğitimi alanında lisansüstü dersler verdi.
Knowles, eşi Hulda Fornell Knowles ile evliydi. Çiftin iki çocuğu bulunuyordu. 27 Kasım 1997’de Florida’da yaşamını yitirdi.
Eserleri
Malcolm Knowles, yaşamı boyunca yetişkin eğitimi, öğrenen merkezli yaklaşım, öz yönelimli öğrenme ve öğrenen özerkliği gibi konularda çok sayıda eser kaleme almıştır. Bunlardan bazıları şunlardır:
- Informal Adult Education (1950): Yetişkin eğitimini örgün sistem dışında değerlendiren ilk kapsamlı yapıtıdır.
- The Modern Practice of Adult Education: From Pedagogy to Andragogy (1970): Pedagoji ile androgoji ayrımını açıkça ortaya koyar.
- Self-Directed Learning (1975): Öğrenenin kendi öğrenme sürecini yönetmesini konu eder.
- The Adult Learner: A Neglected Species (1973): Yetişkin öğrenenlerin ihtiyaçlarının sistemli olarak ele alındığı temel metinlerden biridir.
- Andragogy in Action (1984): Kuramsal bilgilerden çok uygulamaya dönük modelleri içerir.
- Using Learning Contracts (1986): Bireysel öğrenme hedeflerinin yapılandırılmasını ele alır.
Bu eserlerinin birçoğu, hem akademik literatürde hem de uygulamalı eğitim programlarında hâlen referans niteliği taşımaktadır.
Akademik ve Kavramsal Katkıları
İlk kez 19. yüzyılda Alman eğitimci Alexander Kapp tarafından yetişkinlerin eğitimi bağlamında kullanılan androgoji terimi 1920’lerde Avrupa’da, özellikle Lindeman’ın çalışmalarında yeniden gündeme gelmiş; Malcolm Knowles ise bu kavramı Anglo-Amerikan bağlamında sistematik hale getirmiştir. Bu kuramda, yetişkin bireyin öğrenme sürecine katılımı, deneyim temelli öğrenme, öğrenmeye hazır olma, öğrenme motivasyonu gibi ilkelere vurgu yapılır.
Başlıca katkıları şunlardır:
- Androgoji Kuramı: Öğrenmeyi çocuktan farklı olarak ele alan ilk kuramsal çerçeveyi sunmuştur.
- Öz yönelimli öğrenme: Bireyin kendi öğrenme sürecini planlayıp yönlendirmesi gerektiğini savunur.
- Öğrenen Merkezli Eğitim: Eğitmenin rehber olduğu, bireyin aktif katılımcı olduğu eğitim anlayışını destekler.
- Öğrenme sözleşmeleri (learning contracts): Bireysel öğrenme planlarının yazılı biçimde yapılandırılması gerektiğini savunur.
- Deneyime dayalı öğrenme: Yetişkin bireyin yaşam deneyimlerinin öğrenmede birincil kaynak olduğunu ileri sürer.
Uygulama Alanları
- Yetişkin eğitimi programları
- Mesleki gelişim ve hizmet içi eğitimler
- Açık ve uzaktan öğretim sistemleri
- Sivil toplum kuruluşlarının eğitim faaliyetleri
- Yaşam boyu öğrenme politikaları
- Kurumsal eğitim tasarımı
Eleştiriler
- Androgoji-Pedagoji Ayrımı: Bazı araştırmacılar, Knowles’un androgoji ile pedagojiyi keskin biçimde ayırmasını gerçekçi bulmamaktadır. Bu ayrımın fazla idealize edildiği eleştirisi yapılmıştır.
- Evrensellik Sorunu: Androgoji modelinin tüm yetişkinlere uygulanamayacağı, kültürel bağlamların göz ardı edildiği ifade edilmiştir.
- Öz yönelimli öğrenmeye vurgu: Her bireyin öz yönelimli olamayacağı, bu özelliğin değişken bir spektrumda yer aldığı vurgulanmaktadır.
- Batı-merkezli yaklaşım: Knowles’un kuramları büyük ölçüde Amerikan eğitim sistemine göre şekillenmiş olup, diğer ülkelerin yapısal ve kültürel farklılıklarını yeterince içermediği öne sürülmüştür.