Mango Sokağı’ndaki Ev (The House on Mango Street), Meksika kökenli Amerikalı yazar Sandra Cisneros tarafından kaleme alınmış, 1984 yılında yayımlanmış, kısa roman biçiminde bir eserdir. Roman, Chicago’da Latin kökenlilerin yaşadığı bir mahallede oturan genç bir kız olan Esperanza Cordero’nun gözünden kimlik, toplumsal cinsiyet, yoksulluk ve aidiyet konularını işler.

Konu Özeti

Roman, Esperanza ve ailesinin Chicago’daki Mango Sokağı’ndaki yeni evlerine taşınmasıyla başlar. Bu ev, geçmişte yaşadıkları yerlere kıyasla bir ilerleme olarak görünse de Esperanza için hala tam anlamıyla hayalindeki ev değildir.

Roman boyunca Esperanza, mahallesindeki insanlarla özellikle de kadınlarla kurduğu ilişkiler aracılığıyla kendi kimliğini anlamaya çalışır. Komşularının yaşadığı yoksulluk, şiddet ve toplumsal baskılar, onun bir gün Mango Sokağı’ndan ayrılma arzusunu artırır.

Romanın sonunda Esperanza hâlâ Mango Sokağı’nda yaşamaktadır ancak artık olgun ve buradan kalıcı olarak ayrılabileceğinin farkında bir bireydir. Yazı yazmak, Esperanza’nın Mango Sokağı’ndan duygusal olarak kopmasına imkân tanır ve ileride eğitim ve ekonomik bağımsızlık aracılığıyla fiziksel olarak da ayrılmasını mümkün kılacak bir araç olarak işlev görür. Esperanza, ileride Mango Sokağı’ndan ayrıldığında geride kalan insanlara yardım etmek üzere geri dönmeye yemin eder.

Temalar

Kimlik ve Aidiyet

Esperanza’nın kendi kimliğini keşfetme süreci, mahalle ve aile bağlarıyla ilişkili olarak işlenir. Esperanza, hem Latin kökenli olmanın hem de kadın olmanın sınırlarını sorgular. Kendi evine ve kimliğine sahip olma arzusu, roman boyunca tekrar eden bir temadır.

Mekan ve Ev Teması

Ev ve mekan, Esperanza’nın hayalleri, arzuları ve bağımsızlık isteğiyle ilişkilendirilir. Yalnızca kendine ait bir eve sahip olma hayali, onun özgürlük arzusunu simgeler. 

Cinsiyet Rolleri ve Toplumsal Baskı

Roman, özellikle mahalledeki kadınların erkekler tarafından nasıl kısıtlandığını ve toplumsal normlar nedeniyle yaşadıkları zorlukları gözler önüne serer. 

Dil ve Anlatı

Esperanza’nın yazı yazma arzusu, romanın merkezinde yer alır. Hikaye anlatma, onun için hem kişisel özgürleşmenin hem de kimliğini yeniden kurmanın aracıdır.

Anlatım Tekniği ve Üslup

Eserde anlatım, Esperanza’nın bakış açısıyla birinci tekil şahıs üzerinden ilerler. Dil; sade, şiirsel ve yer yer çocukluk algısına uygun bir biçimdedir. Her bölüm, bağımsız bir gözlem ya da deneyim gibi görünse de bütünüyle okunduğunda Esperanza’nın büyüme ve bilinçlenme sürecini ortaya koyar. Bu yapı, eseri hem kişisel bir olgunlaşma hikayesi hem de sosyal bir belge niteliğine kavuşturur.

Karakterler

  • Esperanza Cordero: Romanın ana karakteridir. Genç bir Meksikalı-Amerikalı kız olarak Chicago'daki Mango Sokağı'nda yaşar.

  • Magdalena “Nenny” Cordero: Esperanza'nın küçük kız kardeşi. Esperanza, Nenny'ye karşı koruyucu bir tutum sergiler ancak Nenny'nin çocukça tavırları onu bazen utandırır.

  • Mama: Esperanza'nın annesi. Okulu bırakıp hayatında "bir şeyler yapmadığı" için pişmanlık duyar.

  • Papa: Esperanza'nın babası. Çok çalışır ve nadiren etraftadır.

  • Sally: Esperanza’nın ergenlikte tanıştığı, daha erken olgunlaşmış bir kızdır.

  • Marin: Porto Rikolu bir kızdır ve kuzenleriyle Mango Sokağı'nda yaşar.

  • Minerva: Esperanza’ya yakın yaşta olmasına rağmen iki çocuğu olan ve ihmal edilen bir kadındır. Zorluklarını şiir yazarak ifade eder ve bu yönüyle Esperanza’ya ilham verir.

  • Alicia: Eğitimine devam eden bir genç kadındır ve zor şartlara rağmen kendi hayatını inşa etmeye çalışır.

  • Rafaela: Güzel olduğu için kocası tarafından geceleri kilitlenen bir kadındır.

  • Mamacita: Mango Sokağı’na yeni taşınmış, aşırı kilolu bir kadındır. Kocası onu Meksika'dan Mango Sokağı'na getirmek için çok çalışmıştır ancak Mamacita evden hiç çıkmaz ve İngilizce öğrenmeyi reddeder. Yeni bir ülkeye alışmakta zorlanan, toplumsal izolasyon yaşayan bir karakterdir.