Mantis karidesleri, Stomatopoda takımına ait, yengeç ve ıstakozlarla akraba olan deniz kabuklularıdır. Gerçek karideslerden farklıdırlar ve yaklaşık 400 milyon yıldır varlıklarını sürdürmektedirler. Günümüzde 400'den fazla türü tanımlanmıştır. Bu türlerin büyük kısmı Hint-Pasifik bölgesinde, özellikle Avustralya çevresinde yoğunlaşmıştır.
Morfoloji ve Görünüm
Mantis karideslerinin boyutları 1 ila 46 santimetre arasında değişmektedir. Genellikle 1 ila 30 santimetre arasında olsalar da, kaydedilen en büyük örnek 46 santimetre uzunluğundadır. Bazı türleri canlı renkleriyle dikkat çeker; bu renkler kırmızı, yeşil, mavi, mor ve sarı tonlarında olabilir. Tavus kuşu mantis karidesi (Odontodactylus scyllarus) bu renkleriyle bilinen türlerden biridir. Diğer türler arasında Squilla mantis, S. empusa ve Oratosquilla oratoria bulunur. Bazı türler krem ve kahverengi çizgiler taşıyan zebra desenlerine sahiptir.
Görme Yetisi
Mantis karidesleri, doğadaki en gelişmiş göz yapılarından birine sahiptir. Her biri üç bölümden oluşan saplı gözleri, bağımsız hareket edebilir. Derin morötesi ışıktan uzak kırmızıya kadar geniş bir spektrumdaki ışığı algılayabilirler. Gözleri, polarize ışığı ve bazı araştırmalara göre kanserli hücrelerin neden olduğu biyolojik değişimleri tespit edebilecek kadar duyarlıdır.
Mantis Karidesi Gözleri (Great Barrier Reef Foundation)
Yaşam Alanı ve Dağılım
Kıyı bölgelerinde ve deniz tabanında, 1.500 metre derinliğe kadar olan alanlarda yaşarlar. Çoğunlukla mercan resiflerinde, oyuklarda ve çatlaklarda yuvalanırlar. Bazı türler kumlu veya çamurlu tabanlarda yaşamayı tercih eder. Yuva kazma davranışları deniz tabanı tortularının oksijenlenmesine katkı sağlar.
Avlanma ve Beslenme
Mantis karidesleri, avlarını yakalamak için özel olarak evrimleşmiş ön pençelere sahiptir. Bu pençeler iki ana formda bulunur: mızrakçılar ve parçalayıcılar.
- Mızrakçılar: Sivri uçlu ve dişli pençeleriyle genellikle solucan, balık ve karides gibi yumuşak gövdeli hayvanları avlar.
- Parçalayıcılar: Çekiç benzeri pençeleriyle salyangoz ve yengeç gibi sert kabuklu avları vurur.
Bu saldırılar saniyede 23 metre hızla ve yaklaşık 10.400 g ivmeyle gerçekleşir. Pençenin darbe hızı, 22 kalibrelik bir merminin çıkış hızına eşdeğerdir. Bu darbe sırasında oluşan kavitasyon baloncukları, hem ısı hem de ses dalgaları üretir. Pençe yapısındaki karmaşık protein katmanları sayesinde bu kuvvetli darbeler karidese zarar vermez. Bu yapı, mühendislikte zırh ve spor ekipmanları tasarımında ilham kaynağı olmuştur.
Davranış ve Savunma Mekanizması
Çoğu tür yalnız yaşar. Ancak ömür boyu çiftler halinde yaşayan türler de vardır. Tehdit altındayken "meral yayılma" verilen savunma davranışını sergilerler. Bu davranışta gövdelerini büyütüp ön pençelerini açarak caydırıcı bir görünüm alırlar. Fiziksel saldırıya yalnızca son çare olarak başvururlar. Fiziksel savunmalarında ise mantislerin en dikkat çekici özellikleri yumruklarıdır.
Mantis Karidesi Yumruk Atarken (Nat Geo Animals)
Üreme ve Gelişim
Çiftleşme döneminde erkek, dişiye spermlerini aktarır ve dişi bunları yumurtlamaya hazır olana kadar saklar. Yumurtalar, dişi tarafından salgılanan yapışkan bir madde ile birbirine tutturulur ve kuluçka süresince korunur. Larvalar yaklaşık dokuz gün sonra yumruk benzeri yapılarıyla avlanmaya başlayabilir. Bazı türler tek eşlidir ve ömürleri boyunca birlikte yaşarlar.
Mantis Karidesi ve Yumurtaları, Görsel: Ocean
Ekolojik Rol ve İnsanlarla İlişkisi
Mantis karidesleri, bulundukları ekosistemlerde yırtıcı olarak tür dengelerini düzenler ve biyoçeşitliliği artırır. Ayrıca yuva kazma faaliyetleri sayesinde deniz tabanının fiziksel ve kimyasal yapısını etkiler. Çevre kirleticilerine karşı hassastırlar ve bu nedenle mercan resiflerinde biyoindikatör olarak kullanılabilirler. Bazı türleri özellikle Japonya, Akdeniz ve Kuzey Amerika kıyılarında insan tüketimi için avlanır. Ayrıca akvaryum ortamında gerekli koşullar sağlandığında yaşayabilirler.
Günlük Aktivite ve Türsel Çeşitlilik
Mantis karidesleri türlerine göre gündüz ya da gece aktif olabilirler. Hem larvalar hem de yetişkin bireyler iyi yüzücüdür. Tür çeşitliliği sürekli genişlemektedir; yeni türler hâlâ keşfedilmektedir.