Maviliği ile bizi karşılayan güzel ülke Özbekistan. Şehirlerinin ve yapılarının güzelliğinden bahsetmeden önce bu güzel ülke hakkında birkaç bilgi vermek isterim. Tarihine bakacak olursak Özbekistan 1991 yılında bağımsızlığını ilan ederek Sovyetlerden ayrılmıştır. Ülkenin başkenti Taşkent ve yaklaşık 36 milyonluk bir nüfusa sahiptir. Semerkant, Buhara ise diğer büyük şehirleridir. Para birimi Özbek Somu. Halkı Özbek Türkçesi konuşsa da nüfusun önemli bir kısmı Rusça biliyor, bu nedenle birçok yerde Rusça ile karşılaşıyorsunuz. Türkî Cumhuriyetlerin tarihi bizler için önemli ve bilinmesi gereken konulardandır.
Geniş bulvarları, modern binaları, yeşil alanları aynı zamanda medrese ve kervansarayları ile tarihi ve moderniteyi bir arada bulunduran bir şehir Taşkent. Bir Özbek atasözü şöyle der: Evrende iki büyük yol vardır; gökyüzünde Samanyolu, yeryüzünde İpek Yolu. Bakalım bu İpek Yolu'nda Taşkent’te bizi neler karşılamış.
Emir Timur Meydanı
Timurlu hanedanının kurucusu olan Emîr Timur, 1336’da Semerkant’ta doğmuştur. Hayatı seferlerle geçen pek çok zafer elde etmiş olan Emir Timur Özbek halkı için önemli bir şahsiyettir. Savaş meydanlarında yenilgi yüzü görmeyen Timur büyük bir asker ve devlet adamıdır. Aynı Timur âlimlere, bilim adamlarına ve sanatkârlara büyük önem vermiş, sarayında dönemin önde gelen âlimlerine yer vererek ilmî tartışmalar düzenlemiştir. Ayrıca ele geçirdiği coğrafyalardaki âlim, bilim adamı ve sanatkârları başkenti Semerkant’a göç ettirerek özelde Semerkant’ın genelde ise Mâverâünnehir bölgesinin kültürel ve sosyal gelişimine büyük katkı sağlamıştır. Şehrin merkezinde Emir Timur’un heykeli de bulunmaktadır.
Emir Timur Heykeli (Anadolu Ajansı)
Barak Han Medresesi
Maviliği ve işlemeleri ile hayran olunacak medreselerden birisi de Barak Han Medresesi'dir. İslam okulu olarak inşa edilen bu medresenin adı "şanslı" anlamına gelmekteymiş. Bizde bu medreseyi gören şanslı kişilerden olduk. Dünyanın en büyük iki Kur'an-ı Kerim'inden birisine ev sahipliği yapan bu medrese mavi kubbesi ile Taşkent’in simgesi haline de gelmiştir. İnce taş işçiliği ve mavi kubbesi ile mutlaka görülmesi gereken medreselerden birisidir. Gecesiyle gündüzüyle maviliğiyle kendisine hayran bırakan medreseyi gördükten sonra bana hak vereceğinizi düşünüyorum.
Barak Han Medresesi (Fotoğraf: Merve Keskin)
Taşkent Metrosu
Metro mu desek maviliğinde can bulacağınız sanat müzesi mi desek bilemedik. Her bir istasyonu birbirinden güzel olan bu yeraltı treni ile yolculuk yapmak seyir keyfinizi yükseltecek, buna eminiz. İstasyonların tasarımı, yapıldığı döneme göre şekillenmiştir. Bazılarının yapımında Orta Asya camilerine özgü kubbe tekniğinin kullanılması, istasyonlara özgün görüntü veriyor. Bazı istasyonlarda milli desen ve dekorasyonlarla süslenen kolonlar da farklı estetik doku oluşturuyor. Dünyanın en güzel metro istasyonlarından biri olan Taşkent metrosunun istasyon isimlerine de önemli şahsiyetlerin isimlerinin verilmiş olması buraya ayrı bir güzellik katıyor. Mutlaka yolunuzu düşürün bu metroya, görülmeye değer bir zenginlik zira burası.
Taşkent Metrosu (Fotoğraf: Merve Keskin)
Mekânları ile gönlümüzü doyuran bu ülke yemekleri ile de midemizi şenlendirdi. Özbekistan’a gelip pilavının, ekmeğinin tadına bakmamak olmazdı. Aile kutlamalarının vazgeçilmez bir parçası olan Özbek pilavı önemli günlerde sofralarda mutlaka bulunması gereken ulusal bir yemektir. Misafirperverliklerine ve ikram konusundaki ellerinin bolluklarına da değinmek gerekir Özbek kardeşlerimizin. Kültürel bakımdan tarihi zenginliklerle dolu olan bu ülkeyi anlatmak yetmez bizzat gidip görmek gerekir.
Benim için Özbekistan mavinin yurdu çünkü medreselere hayran bir kişi olarak gözümün ve gönlümün açıldığını hissettim. Duamdır Semerkand’ı Buhara'yı da görmek nasip olsun. Maneviyatınızın artacağı, ruhunuzun gönlünüzün şenleneceği, bereketli zamanlarınızın olacağı gezileriniz bilinçli yolculuklarınız olsun efendim.