Zeplin, Daimler-Benz, MAN ve Maybach’ın buluşması
1938 yılında Kont Ferdinand von Zeppelin'in ürettiği hidrojenle dolu LZ4 Zeplin, 5 Ağustos'ta motor sorunları nedeniyle Stuttgart yakınlarındaki Echterdingen'e acil iniş yapmak zorunda kaldı. Bu felaket gibi görünen aksilik aslında motor üretiminde 100 yıllık bir başarı hikayesinin başlangıcıydı.
Kont Zeppelin'i Daimler-Motoren-Gesellchaft'ta baş tasarımcı olarak görev yaptığı dönemden tanıyan Wilhelm Maybach, hava gemilerinin sürekli göreve daha uygun, daha güvenilir ve daha güçlü motorlara ihtiyaç duyduğunu tespit etti. Bu nedenle, oğlu Karl tarafından tasarlanan bir motoru Kont Zeppelin'e önerdi.
Kont Zeppelin bu fikri benimsedi ve 23 Mart 1909'da, merkezi Bissingen an der Enz'de bulunan Luftfahrzeug-Motorenbau GmbH şirketi kuruldu.
Şirket 1960'ta Daimler-Benz ile iş birliğine girdi.
https://www.airships.net/blog/today-history-lz4-miracle-echterdingen/
Hava Gemisi Motoru Üretimi
İlk hava gemisi motoru 1909 sonbaharında test standındaydı. Bu, olağanüstü güç-ağırlık oranına sahip ve havacılık endüstrisinin ihtiyaçlarına göre özel olarak tasarlanmış 6 silindirli bir ünite olan Tip AZ'ydi (107 kW / 145 HP). Pistonları, silindirleri ve valfleri, motor kapalıyken yolculuk sırasında kolayca değiştirilebilmesi için tasarlanmıştı. Motor ilk olarak 1910'da LZ 6'da hizmete girdi. Sadece üç AZ motoruyla uçan ilk zeplin, LZ 10 "Schwaben" (1911) idi.
Karl Maybach'ın motoru dayanıklılık için tasarlanmış hafif olacak şekilde inşa edilmişti; ve şamandırası olmayan yeni bir karbüratör tipi sayesinde, bir hava gemisinde karşılaşılan eğimli açılarda çalışmaya daha uygundu. Sıralı altı silindirli buji ateşlemeli tasarım, 145 bg (107 kW) güç sağlıyordu ve zamanına göre olağanüstü iyi bir güç-ağırlık oranına sahipti. Sadece Maybach motorlarıyla çalışan ilk Zeplin, LZ 10 Schwaben'di ve 1920'lerin sonuna doğru tüm Zeplin hava gemileri bunları kullanıyordu.
1911 ve 1912 yılları boyunca şirket, günümüzdeki Friedrichshafen, Tesis 1'in bulunduğu yere taşındı. Mayıs 1912'de adını Motorenbau GmbH olarak değiştirdi ancak hava gemisi motorları üretmeye devam etti.
1916 yılında Motorenbau GmbH, 184 kW (250 BG) üretebilen, seri üretilen ilk yüksek irtifa motoru olan (Tip Mb IVa) geliştirdi. 6 silindirli, sıralı, benzinli motor, Bavyera'daki Wendelstein dağında 1.800 metre yükseklikte denemelere tabi tutuldu. Uçak motorlarında düşen hava yoğunluğu nedeniyle yaşanan güç kaybı, artan silindir kapasitesi ve daha fazla sıkıştırma ile telafi edildi,1918 yılına kadar, bu yüksek irtifa motoru öncelikle uçaklara, keşif uçaklarına ve hava gemilerine takıldı.
Şirketin adı 18 Mayıs 1918'de Maybach-Motorenbau olarak değiştirildi. Uçak motorlarına olan sürekli talep sayesinde, I. Dünya Savaşı'nın sonuna doğru tesis, çok sayıda yeni bina ve 3.600'e varan bir işgücüyle önemli bir büyüme kaydetti.
Wilhelm Maybach’ın ölümünün ardından şirketin başına oğlu Karl Maybach geçti.
https://maybach.org/maybach-history/
1943'ten itibaren Friedrichshafen, Maybach-Motorenbau'daki üretimi ciddi şekilde engelleyen müttefik bombalama saldırılarının sürekli hedefi haline geldi. Bu dönemde üretim, çeşitli ülkelerden zorunlu işçiler ve savaş esirleri tarafından sürdürüldü. 1943'te tasarım ofisi Allgäu bölgesindeki Wangen'e taşındı.
1945'e gelindiğinde şirketin üretim tesislerinin %70'inden fazlası yok olmuştu.
Versay Antlaşması, Alman şirketlerinin uçak ve havacılık ekipmanı üretmesini yasakladı. Maybach-Motorenbau GmbH, üretim programını neredeyse bir gecede yeniden düzenlemek zorunda kaldı ve trenler ve otomotiv uygulamaları için dizel motorların geliştirilmesine yöneldi.
Karl Maybach, Fransa için bir dizel motor ve bir benzinli motor tasarlamayı üstlenerek 1946'da şirketini kurtardı. Aynı zamanda kendi dizel motoru üzerindeki çalışmalarını yeniledi ve Alman demiryolları için 1950'lerin başında seri üretime giren MD 650 tasarımını yaptı.
Bu yıl ilk Maybach serisi, MD serisi (Maybach Diesel ) doğdu. Başlangıçta ray çekişi için tasarlanan MD motorları, müşteriler tarafından iş makinelerine ve özellikle yüksek hızlı teknelere güç sağlamak için de kullanıldı. 1949/50 gibi erken bir tarihte, bu motorlar Friedrichshafen motor fabrikasında gelecekteki üretimin temellerini attı. Yüksek performanslı turboşarj ve şarj havası soğutması, basınç-yağ soğutmalı pistonlar ve silindir başına üç giriş ve egzoz valfi bulunan üniteler, daha önce hiç ulaşılamamış performans ve denge seviyelerine olanak sağladı.
O zamana kadar büyük dizel motorlar yalnızca 600 rpm'de çalışıyordu, ancak Maybach 1.300 rpm güç ünitesiyle bu hızı iki katından fazla artırdı. Alman demiryolları 1930'larda ana hatlarda dizel motorlar kullanmaya karar verdiğinde gelişmiş tasarım en çok satan ürün haline geldi.
Maybach-Motorenbau GmbH, Berlin Otomobil Fuarı'nda 51,5 kW (70 bg) üreten bir motora sahip
Maybach Type W 3'ü tanıttı. Bu zamanını en lüks araçlarından biriydi. Maybach, şasiyi, motor, vites kutusu ve direksiyonu tedarik etti, gövde ise uzman şirketler tarafından alıcının gereksinimlerine göre inşa edildi. Ancak, nihayetinde, geliştirmenin yüksek maliyeti ve düşük üretim sayıları (sadece yaklaşık 1.800 araba üretildi) işletmenin karlı olmadığı anlamına geliyordu - ancak arabalar Maybach'ın dünya çapındaki ününe büyük katkıda bulundu.
https://maybach.org/maybach-history/
https://maybach.org/maybach-history/
https://maybach.org/maybach-history/
MTU(Motoren- und Turbinen-Union) kurulması
1969'da Maybach, Daimler-Benz ve MAN'ın büyük motor ve uçak türbini operasyonlarını birleştirmesiyle bir diğer önemli adım atıldı ve Motoren- und Turbinen-Union (MTU) kuruldu. Friedrichshafen'daki MTU fabrikasına dizel motor işi tahsis edilirken Münih fabrikasına uçak motorları tahsis edildi. Plan, üç şirketin dizel motor serilerini standartlaştırmak ve portföyün maksimum çıkışını 7.400 kW'a (10.000 bg) çıkarmaktı. Bu hedef, 331/396 Serisi, 538 Serisi ve 956/1163 Serisi motorlarla etkili bir şekilde gerçekleştirildi.
1985'te MAN AG, MTU grubundan ayrıldı ve Daimler-Benz'i çoğunluk hissedarı yaptı.
Sonraki yıl ve 1992'de MTU motorları transatlantik hız rekorları kırdı.
MTU'nun kurulduğu şirketler 1950'lerde ve 1960'larda daha büyük motorlar ihraç etmede bir miktar başarı elde etmişti, ancak çekirdek iş Almanya'da kalmıştı.
1974'te ilk yabancı yan kuruluş kuruldu, MTU Singapore bugünkü MTU Asya'nın öncüsü oldu. Avustralya, Brezilya, Arjantin, Kuzey Amerika, Türkiye ve İtalya'daki diğer yeni denizaşırı şirketler 1970'lerin sonu ile 1990'ların ortası arasında bunu izledi.
Mercedes-Benz endüstriyel motorlarının satışının tüm sorumluluğu 1987'de MTU tarafından devralındı ve şirketin 35kW ile 735kW arasında değişen güç çıkışlarına sahip dizel motorlar tedarik etmesini sağladı.
Soğuk Savaş'ın sona ermesi ve MTU'nun giderek uluslararası alanda söz sahibi olmaya başladı. Uluslararası pazara uygun şekilde hizmet etmek, motor yelpazesinin gözden geçirilmesini ve üretimin yeniden düzenlenmesini gerektirdi.
MTU ,1994'te ABD üreticisi Detroit Diesel Corporation (DDC) işbirliği anlaşması yaptı. İki şirket, özellikle Kuzey Amerika'da ticari pazarlardaki katılımlarını güçlendirdi. İki yeni motor tasarımının (135 mm çaplı Seri 2000 ve 165 mm çaplı Seri 4000) ve DDC motorlarının ortak geliştirilmesi de MTU'nun genel ürün yelpazesini genişletti.
MTU, 2000 yılında dünyanın en büyük ve yüksek hızlı motorunu tanıttı, 9.100 kW'a kadar güç üretebilen ve yaklaşık 45 ton ağırlığında olan 8000 Serisi. V20 silindir formunda 265 mm çaplı tasarım, büyük yüksek hızlı araç/yolcu feribotları için tercih edilir hale geldi.
2014 Yılında Rolls-Royce Power Systems Company MTU şirketindeki Daimler-Benz'in %50'lik hissesini alarak kendi bünyesine kattı.
Maybach’ın Mercedes ile ilişkisi
10 Ağustos 1960'ta Daimler-Benz'in yan kuruluşu Industriemotorenbau GmbH ve Maybach-Motorenbau, büyük, yüksek hızlı motorların üretiminde iş birliğine başladı.
İkinci Dünya Savaşı sonrasında piyasadan bir süre uzak kalan Maybach, 1960 yılında Daimler-Benz tarafından satın alındı. 2002 senesine gelindiğinde ise şirketler, Mercedes-Benz otomobillerinin ortak bileşenlerini paylaşarak bağımsız markalar halinde üretim yapacaklarını açıkladılar.
Mercedes-Benz, binlerce rakama satılırken aynı yılda Maybach, satış oranının çok altında kalmıştı. Çoğu görüşe göre de bunun sebebi Mercedes’ten kopamayışıydı. 2012’de Daimler, Maybach’ın üretimini sonlandırarak Mercedes-Benz S serisine ağırlık vermeye başladı.
