Köken
Arapça “ṣaddaka” (doğrulamak, onaylamak) fiilinden türetilmiştir. Fiilin ismi mef'ul kalıbı olan “muṣaddak”, “doğruluğu kabul edilmiş, onaylanmış” anlamına gelir. Türkçeye Osmanlı döneminde özellikle dinî metinler, divan edebiyatı ve bürokratik yazışmalar aracılığıyla geçmiştir.
Kullanım Alanları
Din: Kur’an-ı Kerim’de Hz. Muhammed’in önceki peygamberlerin mesajlarını tasdik eden bir “musaddak” olduğu ifade edilir.
Edebiyat: Klasik şiir ve metinlerde, doğruluğu kabul görmüş kişi veya söz anlamında mecazî olarak geçer.
Bürokrasi: Osmanlı arşiv belgelerinde “musaddak defter”, “musaddak belge” gibi kullanımlarda, onaylı, resmi evrak anlamında kullanılır.
Günlük Dil (Tarihi/Arkaik): Günümüzde nadiren kullanılır, ancak hukukî ve tarihî metinlerde karşılaşılır.
Alt ve Yan Anlamlar
Onaylanmış kişi: Sözüne güvenilen, doğruluğu kabul edilmiş kimse.
Doğruluğu teyit edilmiş belge: Resmi olarak geçerli kılınmış, mühürlü ya da imzalı evrak.
Peygamberlikte tasdik: Önceki vahiylerle uyumlu ilahi mesaj taşıyan peygamber.
Geçerliliği onanmış bilgi: Kaynağı itibarıyla kabul edilmiş, doğruluğunda şüphe olmayan bilgi ya da açıklama.
Örnek Cümleler
- Peygamberlerin musaddak olması, ilahi mesajların sürekliliğini gösterir.
- Sözleri öyle samimiydi ki, herkes onu musaddak bir kişi olarak bilirdi.
- Bu belge, sadrazamın mührüyle musaddak hâle getirilmiştir.
- Divan şairi, sevgilisinin sözlerini musaddak bir beytin yankısı gibi anlatır.







