Kökeni
Arapça "nefr" (نفر) kökünden türetilmiştir. “İğrenme, uzaklaşma, hoşlanmama” anlamlarına gelir. Bu kökten gelen nefret, mastar yapısında olup “tiksinme ve uzak durma hâli”ni ifade eder. Türkçeye, Arapçadaki bu anlamı korunarak geçmiş ve aynı şekilde kullanılmaya devam etmiştir.
Kullanım Alanları
Duygusal ve Ahlaki İfade Alanı: İnsanların bireysel olarak hoşlanmadıkları, ahlaki olarak reddettikleri ya da tiksindikleri durumları ifade ederken kullanılır. Özellikle kişisel kırgınlık, kin, iğrenme ve uzaklaşma hislerini tanımlamada işlev görür.
Edebiyat ve Sanat Dili: Edebî metinlerde karakterin içsel çatışmalarını, psikolojik çözülmelerini veya toplumsal eleştirileri kuvvetli bir duyguyla anlatmak için tercih edilir. Ayrıca duygu yoğunluğu gerektiren şiirlerde, nefret sevgiden sonra gelen zıtlık olarak işlenebilir.
Toplumsal ve Siyasal Söylem: Zulüm, baskı, adaletsizlik, zorbalık gibi toplumsal bozulmalara karşı duyulan kolektif tepkiyi ifade ederken kullanılır. Bu bağlamda “nefret” kavramı halk tepkisini ve adaletsizlik karşıtı duyarlılığı yansıtır.
Sosyal Bilimler: Ayrımcılık, ötekileştirme ve dışlayıcılıkla ilişkilendirilerek incelenir.
Günlük Dil ve Sosyal İletişim: Bireylerin bir kişiye, duruma ya da alışkanlığa karşı duyduğu yoğun rahatsızlığı ifade etmek için gündelik dilde de yaygın biçimde yer alır.









