İnsan nüfusu artarken, Dünya ve kaynakları sabit kalır. Herkesin erişebildiği ancak sahiplenmediği bu kaynakları bireyler kendi çıkarları doğrultusunda hareket ettiğinde ve bunu yaparken nihayetinde kaynağı tükettiğinde bir çöküş yaşanmaktadır. Bu duruma "Ortakların Trajedisi" denir.
Terimin Ortaya Çıkışı
Bu ekonomik teori ilk defa 1833'te İngiltere'de ortak meraların tahribatından yakınan William Forster Llyod adlı iktisatçı tarafından ortaya atılmıştır. Daha sonrasında 1960'larda ekolojist Garrett Hardin Science Magazine'de The Tragedy of the Commons makalesinde ilk defa bu terimden bahsetmiştir.
Bu teori bireylerin başkaları üzerindeki olumsuz etkisinden bağımsız olarak kişisel ihtiyaçlarına göre karar verme eğilimlerini açıklar. Bireyler karar verirken kendi faydalarını en üst düzeyde tutmayı amaçlar. Bununla birlikte, birçok insan bunu yapmaya çalışırsa uzun vadede bir kaynağın tükenmesine yol açabilir. Daha spesifik olarak insan nüfusundaki artışın, sınırlı kaynaklar üzerinde artan bir baskı yarattığı ve bunun da sürdürebilirliği tehlikeye attığı anlamına gelir.
Ortakların Trajedisinin Gelişimi
Herkese açık bir merada her çobanın mümkün olduğu kadar çok sığır bulundurmaya çalışması beklenir. Rasyonel varlık olarak bir çoban kazancını en üst düzeye çıkarmak adına açık ya da örtük, az ya da çok bilinçli bir şekilde "Sürüye bir hayvan daha eklemenin bana ne faydası var?" diye sorar. Bunun sonucuna pozitif ve negatif olmak üzere 2 tür bileşenle karşılaşır.
- Pozitif bileşen, bir hayvanın artışının fonksiyonudur. Çoban, ek hayvanın satışından elde edilen tüm geliri aldığından pozitif fayda +1'dir.
- Negatif bileşen, bir hayvan daha tarafından yaratılan ek aşırı otlatmanın sonucudur. Bununla birlikte aşırı otlatmanın etkileri tüm çobanlar tarafından paylaşıldığından, herhangi bir özel karar verme çoban için olumsuz fayda -1'in yalnızca bir kısmıdır.
Kısmi faydalar bileşenini bir araya getirdiğimizde rasyonel çobanın izlemesi gerektiği yolun sürüsüne başka hayvan eklemek olduğu sonucuna ulaşır. Ve daha fazla hayvan eklemesine. Ama bu, bir ortak alanı paylaşan her rasyonel çobanın ulaştığı sonuçtur. Trajedi burada başlar. Her çoban, sınırlı bir kaynakta, sürüsünü sınırsızca artırmaya zorlayan bir sisteme kilitlenmiştir. Ortaklar içindeki özgürlük herkese yıkım getirir.
Örnek Olay İncelemesi: Atlantik Morina Balığı
Tarihsel olarak, Kanada Newfoundland açıklarındaki Grands Banks, dünyanın en zengin balık avlama alanlarından biriydi. Teknolojik gelişmeler (örn: trol tekneleri) ve sıkı avlanma limitlerinin olmayışı aşırı kullanımına yol açtı. Bunun sonucunda Morina balıkçılığı 1990'ların başında çöküş yaşadı. Ayrıca bu durum geçim kaynaklarının tahrip olmasına, çevresel mültecilerinin akınına ve Kuzeybatı Atlantik ekosistemi üzerinde uzun vadeli etkilere yol açtı.
Bu durum gösteriyor ki kısa vadede bireysel teşviklerin uzun vadede ortak sürdürülebilirlik hedeflerinin önüne geçmektedir.

1992'de Newfoundland'ın Doğu Kıyısı açıklarındaki Atlantik morina balığı stoklarının çöküşü【1】 (PennState College of Earth and Mineral Sciences)
Ortakların Trajedisini Önlemenin Yolları
Mülkiyet Hakkı
Bireyler kıt bir kaynağı kullanırken kendi fayda ve maliyetlerini içselleştirebilirler.
Av Kotaları ve Kota Hakları
Uygulama ve denetlenmesi açısından daha kolaydır, kaynakta acil bir sorun olması halinde hızlı müdahale olanağı sağlar.
Ticarete Konu Edilebilir İzinler (Cap and Trade)
Devlet, kaynak kullanımına bir üst sınır(cap) koyar ve izinler(emisyon, kullanım hakkı vb.) tahsis edilir. Bu sayede çevresel hedefin kesin olarak tutulması sağlanır.
Vergiler ve Teşvikler
Negatif dışsallığı özel maliyetle toplumsal maliyet arasındaki farkı kapatacak şekilde vergilendirmek, pozitif dışsallıkları veya temiz teknolojileri teşvik etmek şeklinde piyasa temelli çözüm oluşturulur.

