Otokinetik etki deneyi, tamamen karanlık bir ortamda sabit bir ışık noktasının, göz kaslarının doğal mikro hareketleri nedeniyle yavaşça hareket ettiği izlenimi yaratan optik bir illüzyon temelinde gerçekleştirilir. Muzafer Sherif (1935), bu fenomeni Columbia Üniversitesi laboratuvarında inceleyerek, bireysel tahminlerin yalnız koşulda geniş bir dağılım gösterdiğini (2–20 inç) ve belirsizliğin yüksek olduğunu gözlemlemiş, ancak grup halinde yapılan yargılamalarda denemelerin ilerlemesiyle tahminlerin hızla ortak bir norma (örneğin 3–5 inç) yakınsadığını ve bu normun bireyler yalnız bırakıldığında dahi kalıcı olduğunu ortaya koymuştur.

Otokinetik Etki Deneyi (Yapay Zeka ile Oluşturulmuştur)
Otokinetik Etki: Tanım ve Tarihçe
Otokinetik etki (autokinetic effect), karanlık bir odada sabit bir ışık noktasına bakıldığında, göz kaslarının doğal hareketlerinden kaynaklanan optik bir illüzyon sonucu ışığın hareket ettiği izlenimini ortaya çıkarır. Bu fenomen, görsel algının doğal belirsizliğinden kaynaklanır; göz kaslarının mikro hareketleri sabit bir uyaranın "hareketli" olarak algılanmasına neden olur. Astronomlar tarafından uzun süredir bilinen bu olgu, sosyal psikoloji alanında ilk kez Muzafer Sherif tarafından 1935 yılında norm oluşumunu incelemek amacıyla laboratuvar ortamına taşınmıştır.
Sherif’in Çalışması
Muzafer Sherif, doktora tezi kapsamında Columbia Üniversitesi’nde yürüttüğü A Study of Some Social Factors in Perception (1935) adlı çalışmasında otokinetik etkiyi sosyal algının laboratuvar modeli olarak kullanmıştır. Sherif, araştırmasını “algıdaki sosyal faktörler” üzerine inşa etmiştir. Tezin temel amacı, bireysel algının sosyal etkileşim yoluyla nasıl şekillendiğini ortaya koymaktır.
Sherif, deneyleri Columbia Üniversitesi psikoloji laboratuvarında karanlık bir odada gerçekleştirmiştir. Bireysel koşulda 19, grup koşulunda ise 40 üniversite öğrencisi yer almıştır. Işık noktası her denemede iki saniye süreyle gösterilmiş ve katılımcılardan ışığın hareket mesafesini tahmin etmeleri istenmiştir. Bireysel tahminler geniş bir yelpazede dağılırken (2–20 inç), grup halinde yapılan yargılamalarda denemelerin ilerlemesiyle tahminler ortak bir norma (3–5 inç) yakınsamakta ve bu norm, bireyler yalnız bırakıldığında dahi korunmaktadır.
Sherif, tezin “Problem” başlıklı birinci bölümünde şu soruyu yöneltir: “Bireyler belirsiz bir uyaran karşısında nasıl yargı oluşturur? İki kişi aynı uyaranı paylaştığında algıları rastgele mi kalır, yoksa sistematik bir yakınsama mı sergiler?” Bulgular, grup etkileşiminin algıyı yapılandırdığı yönünde sonuçlanmıştır.

Otokinetik Etki Deneyi (Yapay Zeka ile Oluşturulmuştur)
Sosyal Norm Oluşumu ve Kalıcılık
Sherif’in çalışması, sosyal normların oluşum sürecini açıklamaktadır. Grup içinde ortaya çıkan ortak tahmin, bireysel belirsizliği azaltmakta ve sosyal olarak inşa edilmiş bir “gerçeklik” yaratmaktadır. Norm bir kez oluştuğunda, grup dağılsa dahi bireyler bu normu benimsemeye devam etmektedir.
Sherif, otokinetik etkiyi kullanarak normların nasıl oluştuğunu ve bireylerin bu normlara nasıl uyum sağladığını göstermiştir. Grup normu, bireysel algıyı kalıcı biçimde değiştirmektedir.
Deney iki temel koşuldan oluşmaktadır:
- Bireysel koşul: Tahminlerde geniş dağılım, yüksek belirsizlik.
- Grup koşulu: Tahminlerde hızlı yakınsama, ortak norm oluşumu.
Normun kalıcılığı, katılımcılar günler sonra yalnız bırakıldığında da gözlemlenmiş ve çoğunluk hâlâ grup normuna yakın tahminler yapmıştır.

Otokinetik Etki Deneyi (Yapay Zeka ile Oluşturulmuştur)
Önemi
Otokinetik etki, sosyal psikolojide norm oluşumunun laboratuvar düzeyinde ilk kanıtını sunmaktadır. Sherif’in çalışması, bireysel algının sosyal bağlamda nasıl yeniden şekillendiğini göstermektedir. Bu fenomen, yüksek belirsizlik durumlarında bireylerin başkalarının yargılarını bilgi kaynağı olarak kullandığını kanıtlamaktadır.
Sherif’in 1935 tezi, sosyal psikolojide bir dönüm noktası olup, Asch’in 1951 tarihli çizgi deneyi ile birlikte uyum araştırmalarının temelini oluşturmaktadır.

