Palleci dili, Muğla ilinin Kavaklıdere ilçesi ve çevresinde, özellikle bakırcı ve kalaycı esnafı arasında tarihsel süreç içerisinde gelişmiş olan, gizlilik esasına dayalı bir meslek dilidir. “Bakır” anlamına gelen palle kelimesinden türeyen bu adlandırma, yörede “bakırcı dili”, “kalaycı dili” veya “meekçi dili” biçimlerinde de kullanılmaktadır. Bu dil, yöre esnafının ticari yaşamında mesleki gizliliği korumak ve grup içi iletişimi sağlamak amacıyla oluşturulmuş, günümüzde ise unutulma sürecine girmiş sözlü bir iletişim aracıdır.

Palleci (AA)
Tarihsel Arka Plan
Palleci dilinin kökeni yaklaşık yedi yüzyıl öncesine dayanmaktadır. Anadolu’da bakırcılık ve kalaycılığın gelişme gösterdiği dönemlerde, Kavaklıdere ve çevresinde faaliyet gösteren ustalar, ürünlerini satmak amacıyla Afyonkarahisar, Denizli, Nazilli, Tire ve Ödemiş gibi bölgelere seyahat etmişlerdir. Bu süreçte, mesleki sırlarının korunması, ticari güvenliğin sağlanması ve kazanç miktarlarının gizli tutulması amacıyla kendi aralarında anlaşabilecekleri özgün bir dil sistemi geliştirmişlerdir.
Dilsel Nitelik ve İşlev
Palleci dili, bağımsız bir dil olmayıp Türkçenin yöresel ağız özelliklerinden türetilmiş, sınırlı sayıda sözcük içeren bir şifreli alt dil niteliğindedir. Söz varlığının yaklaşık üç yüz kelimeden oluştuğu tespit edilmiştir. Dilin temel işlevi, meslek grubuna özgü iletişimi kolaylaştırmak ve yabancıların anlayamayacağı bir konuşma sistemi oluşturmaktır. Bu yönüyle Palleci dili, Anadolu’daki Abdal dili, Tahtacı dili ve Çepni dilcesi gibi diğer gizli meslek dilleriyle ortak nitelikler taşımaktadır.
Araştırma Tarihi
Palleci dili hakkında ilk yazılı bilgilere 1930’lu yıllarda, Muğla yöresinde derlemeler yapan ilkokul öğretmeni Zekâi Eroğlu’nun Muğla Tarihi (1939) adlı eserinde rastlanmaktadır. Bilimsel nitelikteki ilk çalışma ise Türk dilcisi Ahmet Caferoğlu tarafından 1954 yılında yayımlanan “Pallacı, Tahtacı ve Çepni Dillerine Dair” başlıklı makalede gerçekleştirilmiştir. Caferoğlu, bu çalışmasında Palleci dilinin söz varlığını derlemiş, ses ve anlam özellikleri bakımından karşılaştırmalı incelemeler yapmıştır. 【1】
Sonraki yıllarda, öğretmen Birgül Çirik, öğrencisi Selda Aykurt ve yerel araştırmacı Şükrü Kocabaş tarafından yapılan derlemeler ile dilin sözlüğü genişletilmiş, Mustafa Kocabaş gibi usta zanaatkârların katkılarıyla söz varlığı ve örnek cümleler kayıt altına alınmıştır. 2000’li yıllarda gerçekleştirilen sözlü tarih çalışmalarıyla da dilin kullanımına ilişkin yeni veriler elde edilmiştir. 【2】

Bakır Ürün (AA)
Söz Varlığı ve Örnekler
Palleci dili, Türkçe kökenli kelimelere anlam kayması, ses değişimi veya mecaz yolu ile yeni işlevler kazandırılması suretiyle oluşturulmuştur. Sözcüklerin bir kısmı ticaret, el sanatı, kişiler arası ilişkiler ve gündelik yaşamla ilgilidir.
Örnek sözcüklerden bazıları şunlardır:
- yıkım: güzel
- kös: çirkin
- metrek: yabancı
- daban: dört
- fatika: beş
- galıngenek: yedi
- marak zındanı: lokanta
- nezilli zındanı: banka
- yanbol ocağı: karakol, askeri birlik
- tipilemek: delmek
- kendirlemek: satmak
- harlamak: yıkanmak
Dilin kullanıldığı bazı örnek cümleler ise şu şekildedir:
- Surttugumuz nasifin nezillisi tuna. (“Yediğimiz yemeğin parası pahalı.”)
- Pallenin tipisi dunet, metrek çeklemesin. (“Bakırın deliğini tıka, müşteri görmesin.”)
Günümüzdeki Durum
Kavaklıdere’de bakırcılık ve kalaycılığın üretim faaliyetleri azaldıkça, bu mesleğe özgü dilin kullanım alanı da daralmıştır. Günümüzde Palleci dilini akıcı biçimde konuşabilen kişiler neredeyse kalmamış, dil yalnızca yaşlı ustalar tarafından hatırlanan birkaç sözcük düzeyinde yaşamaktadır. Yerel kurumlar, bu dilin somut olmayan kültürel miras kapsamında korunması amacıyla çeşitli girişimlerde bulunmuştur. 2014 yılında yayımlanan Kavaklıdere Belediyesi Kültür Yayınları arasında Palleci diline ilişkin derlemelere yer verilmiş; ayrıca Güney Ege Kalkınma Ajansı iş birliğiyle dilin sözlük arşivinin oluşturulması yönünde çalışmalar başlatılmıştır.

