Ai badge logo

Bu madde yapay zeka desteği ile üretilmiştir.

Peter Burke'un Tarih Anlayışı

Felsefe+1 Daha
fav gif
Kaydet
kure star outline

Peter Burke, tarih yazımında disiplinler arası yaklaşımları benimseyen, kültürel tarih perspektifini öne çıkaran ve geleneksel tarih yazımına alternatif yollar arayan önemli bir tarihçidir. Onun tarih anlayışı, Annales Okulu’nun yöntemlerinden etkilenmiş, sosyal bilimler ile tarih arasındaki sınırları aşmayı hedeflemiştir. Tarihi yalnızca büyük olaylar, savaşlar ve siyasi liderler üzerinden değil, aynı zamanda toplumsal pratikler, kültürel üretimler, gündelik yaşam ve bireysel deneyimler aracılığıyla ele alır. Burke’nin tarih anlayışında, çok sesli tarih (polifonik tarih) önemli bir yer tutar. Tarihçinin, çalıştığı dönemdeki farklı bakış açılarını yansıtması gerektiğini savunur. Bu yaklaşım, tarihin yalnızca kazananların değil, farklı toplulukların ve grupların da hikâyelerini kapsaması gerektiğini vurgular.


Peter Burke

Geleneksel Tarih Anlayışına Eleştirisi

Peter Burke, geleneksel tarih anlayışını, olayları yalnızca siyasi ve askeri gelişmelerle sınırladığı, toplumsal yapı ve kültürel dinamikleri göz ardı ettiği için eleştirir. Geleneksel tarih yazımı, tarihsel değişimleri büyük liderler ve devlet politikaları üzerinden açıklar, ancak Burke’e göre bu bakış açısı eksiktir; çünkü tarih yalnızca büyük olaylar değil, halkın gündelik yaşamı, toplumsal ilişkiler ve kültürel üretimlerle de şekillenir. Bu nedenle, tarihçilerin yalnızca devlet belgelerine değil, halk anlatıları, sanat eserleri, sözlü tarih ve gündelik pratikler gibi daha geniş bir kaynak yelpazesine yönelmeleri gerektiğini savunur.


Geleneksel tarih anlayışının bir diğer eksikliği, tarihçilerin nesnellik iddiasıdır. Burke, tarihin tamamen tarafsız yazılmasının imkânsız olduğunu ve tarihçinin kaçınılmaz olarak belirli bir bakış açısına sahip olacağını belirtir. Tarih yazımında kullanılan belgeler, seçilen olaylar ve yorumlanan konular, tarihçilerin bilinçli ya da bilinçsiz olarak belirli anlatıları öne çıkarmasına neden olur. Bu yüzden, tek bir "doğru tarih" anlayışı yerine, farklı bakış açılarını içeren, çok sesli bir tarih yazımı geliştirilmesi gerektiğini savunur.


Ayrıca, geleneksel tarih anlayışının ulus-devlet merkezli olması ve milliyetçi tarih yazımını beslemesi, Burke'ün eleştirdiği bir diğer noktadır. Tarih genellikle ulusal sınırlar içinde anlatılmış ve her ülke kendi tarihini bağımsız bir gelişim süreci olarak sunmuştur. Ancak Burke, tarihin küresel bir süreç olduğunu, farklı kültürler ve toplumlar arasındaki etkileşimlerin tarih yazımında daha fazla yer alması gerektiğini vurgular. Bu doğrultuda, karşılaştırmalı tarih ve disiplinler arası yaklaşımlar kullanılarak, geçmişin daha bütüncül ve kapsayıcı bir şekilde ele alınmasını savunur.


  • Devlet ve lider merkezli tarih yazımı: Tarihin yalnızca savaşlar ve siyasi liderlerin faaliyetlerinden ibaret olmadığına inanır.


  • Nesnellik iddiası: Leopold von Ranke’nin nesnel tarih yazımı fikrine karşı çıkar ve tarihçilerin, geçmişi anlatırken belirli ideolojik ve kültürel çerçevelerden etkilendiğini vurgular.


  • Belgeler üzerinden tarih yazımı: Yalnızca yazılı belgelere dayalı tarih yazımının yetersiz olduğunu, görsel, sözlü ve kültürel kaynakların da dikkate alınması gerektiğini savunur.

Kültürel Tarih Yaklaşımı 

Peter Burke, kültürel tarih yaklaşımını tarihçiliğin temel bir unsuru olarak görür ve tarihin yalnızca siyasi olaylar ve ekonomik gelişmelerden ibaret olmadığını savunur. Ona göre, tarih yazımı, toplumsal yapıların, zihniyetlerin ve kültürel üretimlerin nasıl şekillendiğini ve değiştiğini anlamaya odaklanmalıdır. Kültürel tarih, sanat, edebiyat, müzik, popüler inanışlar, ritüeller ve gündelik yaşam gibi unsurlar üzerinden toplumların geçmişlerini anlamaya çalışır. Burke, tarihçilerin yalnızca savaşları ve hükümdarları incelemek yerine, insanların dünyayı nasıl algıladıklarını ve temsil ettiklerini analiz etmeleri gerektiğini vurgular.

Kültürel Tarihin Üç Ana Biçimi

Burke, kültürel tarih yazımını üç temel kategoriye ayırır:


  • Üst Kültür Tarihi: Yüksek sanat, edebiyat ve felsefe gibi elit kültürel üretimlere odaklanır (Rönesans İtalya’sında Kültür ve Toplum, 1972).


  • Alt Kültür Tarihi: Halk kültürü, popüler inanışlar ve ritüeller üzerine yoğunlaşır (Erken Dönem Modern Avrupa'da Popüler Kültür, 1978).


  • Gündelik Kültür Tarihi: Gündelik yaşam, davranış normları ve toplumsal alışkanlıkları analiz eder (Erken Dönem Modern İtalya'nın Tarihsel Antropolojisi, 1987)


Burke'ün kültürel tarih anlayışı, üç temel yaklaşıma dayanır. Birincisi, yüksek kültürü inceleyen tarih çalışmalarıdır; sanat, felsefe ve bilim gibi elit üretimler üzerine odaklanır. İkincisi, halk kültürünü merkeze alan tarih anlayışıdır; popüler gelenekler, festivaller ve sözlü edebiyat gibi konuları ele alır. Üçüncü olarak, gündelik yaşamın tarihine yönelir; insanların günlük pratiklerini, konuşma tarzlarını, yeme-içme alışkanlıklarını ve toplumsal etkileşimlerini tarihsel bağlamda inceler. Burke, bu üç yaklaşımın birbirini tamamladığını ve tarihçilerin, toplumların kültürel yapısını anlamak için bu farklı boyutları bir arada ele almaları gerektiğini savunur.


Kültürel tarih, disiplinler arası bir yaklaşımı da zorunlu kılar. Burke, tarihçilerin sosyoloji, antropoloji, dilbilim ve sanat tarihi gibi alanlardan yararlanarak daha kapsamlı analizler yapmaları gerektiğini belirtir. Ona göre, tarihsel belgeler yalnızca yazılı kaynaklarla sınırlı kalmamalı; görsel sanatlar, mimari yapılar, müzik eserleri ve halk anlatıları gibi farklı materyaller de analiz edilmelidir. Böylece, tarih yalnızca büyük olayların değil, toplumun farklı kesimlerinin yaşantılarını ve düşünce dünyalarını da kapsayan bir disiplin haline gelir. Burke’ün kültürel tarih anlayışı, tarihçiliğe geniş bir perspektif kazandırarak, tarihin çok yönlü bir süreç olarak ele alınmasına katkı sağlar.

Annales Okulu ve Mikro Tarih

Peter Burke, Annales Okulu’nun tarih yazımına getirdiği metodolojik yeniliklerden büyük ölçüde etkilenmiştir. Burke, Annales Okulu’nun getirdiği uzun vadeli analizlere ek olarak, mikro tarih yaklaşımını da benimsemiştir. Mikro tarih, geniş ölçekli tarih anlatılarının gözden kaçırdığı bireysel deneyimleri ve yerel toplulukların tarihini merkeze alan bir yaklaşımdır. Carlo Ginzburg ve Giovanni Levi gibi tarihçilerin öncülüğünü yaptığı bu yaklaşım, sıradan insanların tarihsel süreçlerdeki rollerini görünür kılmayı amaçlar. Burke’e göre, tarihçilerin yalnızca devlet belgelerine ve büyük olaylara odaklanmaları, toplumsal yapıları ve bireylerin tarih içindeki etkilerini göz ardı etmelerine yol açmaktadır. Bu nedenle, mikro tarih, küçük ölçekli ama derinlemesine yapılan çalışmalarla tarihçilerin geniş anlatılardaki boşlukları doldurmasına yardımcı olur.


Burke, Annales Okulu’nun makro tarihsel analizleriyle mikro tarihin detaylı bireysel ve yerel incelemeleri arasında bir denge kurulması gerektiğini savunur. Ona göre, tarihçilerin toplumsal yapıları ve uzun vadeli değişimleri anlamaları kadar, bireylerin ve küçük toplulukların bu yapılar içindeki deneyimlerini de ele almaları önemlidir. Mikro tarih, tarihçilerin belirli dönemlerdeki insan ilişkilerini, günlük yaşamı ve toplumsal normları incelemelerine olanak tanırken, Annales Okulu’nun uzun dönemli perspektifi, bu bireysel hikâyelerin tarihsel bağlamını geniş bir çerçevede anlamlandırmaya yardımcı olur. Burke’ün tarih anlayışında bu iki yaklaşımın birlikte kullanılması, tarihin hem geniş çaplı yapısal değişimleri hem de bireylerin tarihsel süreçlerdeki rollerini kapsayan çok yönlü bir bilim dalı haline gelmesini sağlamaktadır.

Tarih ve Sosyal Bilimler İlişkisi

Peter Burke, tarihin diğer sosyal bilimlerle yakın bir ilişki içinde olması gerektiğini savunur. Ona göre tarih, yalnızca olayları ve belgeleri inceleyen bir alan değildir; insan toplumlarının geçmişini anlamaya yönelik daha geniş bir çabanın parçasıdır. Bu nedenle, tarihçilerin sosyoloji, antropoloji, ekonomi, psikoloji ve dilbilim gibi disiplinlerden faydalanarak tarihsel süreçleri daha kapsamlı bir şekilde analiz etmeleri gerektiğini belirtir. Özellikle sosyal yapıların ve zihniyetlerin zaman içinde nasıl değiştiğini anlamak için, tarihçilerin diğer sosyal bilimlerden gelen kavram ve yöntemleri benimsemeleri gerektiğini vurgular.


Burke, disiplinler arası yaklaşımın tarihçilerin daha derinlemesine analiz yapmalarını sağladığını belirtir. Örneğin, sosyolojinin sunduğu kavramsal çerçeve, toplumların nasıl örgütlendiğini ve toplumsal değişimin nasıl gerçekleştiğini anlamada tarihçilere rehberlik edebilir. Antropoloji, özellikle mikro tarih ve kültürel tarih alanlarında önemli bir araç olarak görülür, çünkü bireylerin ve toplulukların gündelik yaşamlarını, ritüellerini ve inanç sistemlerini anlamak için saha çalışması yöntemleri tarih yazımına entegre edilebilir. Dilbilim ise, tarihsel belgelerin içeriğini çözümleme ve söylem analizleri yapma konusunda tarihçilere yeni olanaklar sunar.


Bu bağlamda, Burke, tarihçilerin yalnızca arşiv belgeleriyle çalışmaktan öteye geçerek, sosyal bilimlerin sunduğu metodolojik araçları kullanmalarını önerir. Ona göre, disiplinler arası yaklaşımlar sayesinde tarih daha dinamik ve çok yönlü hale gelir. Tarihçiler, farklı sosyal bilimlerin bakış açılarını benimseyerek, geçmişi daha geniş bir bağlamda ele alabilir ve toplumsal değişimleri daha iyi anlayabilirler. Bu tür bir yaklaşım, tarihin yalnızca siyasi ve ekonomik gelişmelere odaklanmasını önler ve insan deneyimini daha bütüncül bir şekilde ele almasını sağlar.

Polifonik Tarih: Çok Sesli Tarih Yaklaşımı

Burke, tarih yazımında tek bir bakış açısına hapsolmanın tehlikelerini vurgulayarak, polifonik tarih anlayışını savunur. Polifonik tarih, bir dönemin ya da olayın yalnızca kazananların veya güçlü aktörlerin perspektifinden değil, farklı grupların ve bireylerin bakış açılarını da içerecek şekilde ele alınması gerektiğini öne sürer. Tarih yazımında çoğunlukla egemen sınıfların, devlet adamlarının ve askeri liderlerin anlatıları ön planda tutulurken, alt sınıfların, kadınların, etnik ve dini azınlıkların, işçilerin ve köylülerin tarihleri ihmal edilmiştir. Burke, bu tek taraflı yaklaşıma karşı çıkarak, tarihin birden fazla sesi içermesi gerektiğini belirtir.


Polifonik tarih, geçmişin çok yönlü bir biçimde ele alınmasını sağlar. Örneğin, bir iç savaş ya da toplumsal çatışma anlatılırken, her iki tarafın da perspektiflerinin anlaşılması gerekir. Bir olay, yalnızca kazananların yazdığı tarihle değil, mağdurların, azınlıkların ve sıradan insanların gözünden de incelenmelidir. Burke’e göre, tarihçinin görevi, geçmişin farklı seslerini görünür kılmak ve okuyucuya farklı bakış açılarını sunarak olayları daha derinlemesine değerlendirme imkânı sağlamaktır.


Bu çok sesli yaklaşım, yalnızca anlatının kapsamını genişletmekle kalmaz, aynı zamanda tarih yazımında tarafsızlığa daha fazla yaklaşmayı mümkün kılar. Burke, tarihçilerin yalnızca kendi ideolojik ya da kültürel perspektiflerinden yazmamaları gerektiğini, aksine geçmişteki insanların kendi bakış açılarını ve yaşam deneyimlerini anlamaya çalışmaları gerektiğini savunur. Böylece, tarih sadece büyük olayların değil, farklı grupların ve bireylerin tarihte nasıl yer aldığına dair daha zengin ve kapsayıcı bir anlatı sunabilir. Burke’ün polifonik tarih anlayışı, tarih yazımına çok boyutlu bir yaklaşım getirerek, tarihin daha kapsayıcı ve tarafsız bir şekilde ele alınmasını teşvik eder.

Kaynakça

Burke, Peter. Annales Okulu: Fransız Tarih Devrimi. Çev. Mehmet Küçük. Ankara: Doğu Batı Yayınları, 2006.


Burke, Peter. Bilginin Toplumsal Tarihi (Cilt 1). Çev. Mete Tunçay. İstanbul: Tarih Vakfı Yurt Yayınları, 2001.


Burke, Peter. Kimlik, Kültür ve İletişim. Çev. Turgay Sivrikaya. İzmir: Islık Yayınları, 2021.


Burke, Peter. Kültürel Melezlik. Çev. Ayşe Ozil. İstanbul: Tarih Vakfı Yurt Yayınları, 2001.


Burke, Peter. Tarih Aslında Neyi Anlatır? Kuram ve Uygulama Üzerine Düşünceler. Çev. Çağla Çakın. İstanbul: Islık Yayınları, 2022.


Burke, Peter. Tarih ve Toplumsal Kuram. Çev. Mete Tunçay. İstanbul: Tarih Vakfı Yurt Yayınları, 1994.


Burke, Peter. Tarih Yazıcılığında Yeni Bakış Açıları. Çev. Turgay Sivrikaya ve Özge Özdemir. İstanbul: Islık Yayınları, 2020.


The British Academy. "Professor Peter Burke FBA." The British Academy. Son erişim 3 Mart 2025. https://www.thebritishacademy.ac.uk/fellows/peter-burke-FBA/.


Yalı, Sibel. "Prof. Dr. Peter Burke ile Röportaj." Turkish History Education Journal 6, no.1 (2017): 129-139.

Sen de Değerlendir!

0 Değerlendirme

Yazar Bilgileri

Avatar
YazarMehmet Salih Çoban3 Mart 2025 12:17

İçindekiler

  • Geleneksel Tarih Anlayışına Eleştirisi

  • Kültürel Tarih Yaklaşımı

  • Kültürel Tarihin Üç Ana Biçimi

  • Annales Okulu ve Mikro Tarih

  • Tarih ve Sosyal Bilimler İlişkisi

  • Polifonik Tarih: Çok Sesli Tarih Yaklaşımı

Tartışmalar

Henüz Tartışma Girilmemiştir

"Peter Burke'un Tarih Anlayışı" maddesi için tartışma başlatın

Tartışmaları Görüntüle
KÜRE'ye Sor