Proje tabanlı öğrenme (PTÖ), öğrencilerin bireysel ya da grup hâlinde, belirli bir zaman dilimi içinde, disiplinler arası bir yaklaşımla ve gerçek yaşamla ilişkili karmaşık problemlerin veya senaryoların çözümüne yönelik derinlemesine bir araştırma süreci yürüttükleri bir öğrenme yöntemidir. Bu yöntemde öğrenme süreci, merkezi bir soru veya probleme odaklanır ve süreç sonunda öğrencilerin bir ürün veya sunum ortaya koyması hedeflenir. Yöntem, öğrenme sürecinin merkezine öğrenciyi yerleştirir ve öğrenmenin ürün kadar süreç boyutunu da vurgular.
Tanım ve Kapsam
Proje tabanlı öğrenme, kaynaklarda eğitim sistemleri için yol gösterici olduğu belirtilen üç temel kavramsal yapı üzerine kurulduğu ifade edilir. Bu kavramlardan ilki "öğrenme"dir ve odağı öğretenden öğrenene kaydırır. İkincisi, tasarı geliştirme ve planlama anlamına gelen "proje" kavramıdır. Üçüncü temel yapı ise projenin bir hedef olarak değil, öğrenmenin üzerine inşa edildiği bir alt yapı unsuru olarak görülmesini sağlayan süreç odaklılıktır. Bu yaklaşım, öğrenmenin ürün boyutundan çok süreç boyutunu vurgular ve tekil öğrenme yerine belli bir amaca dönük ilişkisel öğrenmeye işaret eder.
Buck Institute for Education (BIE) gibi kurumlar, PTÖ'yü, öğrencilerin otantik ve ilgi çekici bir problem etrafında uzun süreli bir sorgulama süreci yürüterek temel bilgileri ve 21. yüzyıl becerilerini edindikleri sistematik bir öğretim metodu olarak tanımlamıştır. Yöntem, öğrencileri pasif bilgi alıcıları olmaktan çıkarıp, bilginin uygulayıcısı ve yaratıcısı konumuna getirmeyi amaçlar.
Tarihsel Gelişim
Proje tabanlı öğrenme yönteminin temelleri, 20. yüzyılın başlarına dayanmaktadır. Yöntemin kuramsal altyapısını oluşturan görüşler, ilk olarak 1918 yılında William Heard Kilpatrick tarafından ileri sürülmüştür. Kilpatrick, bu yöntemi geliştirirken John Dewey’in eğitim felsefesinden ve ilerlemecilik akımından etkilenmiştir. Dewey’in çocuk merkezli aktivitelere, proje yaklaşımına ve serbest oyunlara dayalı laboratuvar okulları, PTÖ’nün erken dönem uygulamaları olarak kabul edilir. Bu yaklaşıma göre eğitim, yaşama bir hazırlık değil, yaşamın kendisidir ve öğrenme ortamına "gerçek yaşam problemleri" taşınmalıdır.
Avrupa'da ise PTÖ'nün öncüleri arasında Celestin Freinet (1896-1966) yer almaktadır. Freinet, sınıf ortamına teknolojik araçları getirmiş ve öğrencilerin etkileşimli bir biçimde araştırma, keşfetme ve grupça ürünler ortaya koyma süreçlerini desteklemiştir. Sonraki yıllarda, özellikle bilgi ve iletişim teknolojilerindeki (BİT) gelişmeler, PTÖ'nün uygulanma biçimlerini çeşitlendirmiş ve yöntemin daha etkileşimli hâle gelmesine zemin hazırlamıştır.
Kuramsal Temeller
Proje tabanlı öğrenme, temelini pragmatizm felsefesi ve ilerlemecilik eğitim akımından alır. Pragmatizmin değişime, sürece ve deneyime odaklanan yapısı, PTÖ'nün dinamik ve öğrenci merkezli doğasıyla örtüşür. Öğrenme kuramları açısından ise PTÖ, yapılandırmacı (constructivist) bir yaklaşıma dayanır. Bu kurama göre, bilgi bireye dışarıdan aktarılmaz; birey, bilgiyi zihinsel süreçlerden geçirerek ve sosyal etkileşim yoluyla kendi bilişsel şemalarını oluşturarak yapılandırır. PTÖ'nün, yapılandırılmış bir kuram kapsamında, problem tabanlı öğrenme ve işbirlikli öğrenmenin bir bileşimi olduğu da ifade edilmektedir.
Temel Nitelikleri ve İlkeleri
Etkili bir PTÖ uygulaması, belirli tasarım ilkelerine dayanır. Bu ilkeler şu şekilde sıralanabilir:
- Anahtar Bilgiler ve Başarı Becerileri: Projeler, öğrencilerin standartlara dayalı içerik bilgisi ile eleştirel düşünme, problem çözme, işbirliği ve özyönetim gibi 21. yüzyıl becerilerini öğrenmelerini sağlayacak şekilde tasarlanır.
- Zorlayıcı Problem veya Soru: Öğrenme süreci, öğrencinin seviyesine uygun, anlamlı ve çözümü için derinlemesine bir sorgulama gerektiren bir problem veya soru ile başlar.
- Sürekli Sorgulama: Öğrenciler proje boyunca aktif bir şekilde soru sorar, kaynak bulur ve buldukları bilgileri uygularlar. Bu süreç, tekrar eden bir döngü hâlinde ilerler.
- Gerçek Hayata Uygunluk (Otantiklik): Proje, gerçek dünyada karşılaşılan bir duruma, araçlara, standartlara veya etkiye sahip olmalıdır.
- Öğrenci Katılımı ve Seçimi: Öğrenciler, üretecekleri ürünler ve proje sürecinin nasıl işleyeceği gibi konularda kendi kararlarını verirler. Bu durum, projenin sahiplenilmesini artırır.
- Eleştirme ve Gözden Geçirme: Öğrenciler, proje süreçlerini ve ürünlerini daha nitelikli hâle getirmek için akranlarından ve öğretmenlerinden geri bildirimler alır ve kendi ürünleri hakkında geri bildirim verirler.
- Yansıtma: Öğrenciler ve öğretmenler, öğrenmenin etkililiği, karşılaşılan zorluklar ve projenin başarısı gibi konularda süreç boyunca düzenli olarak yansıtma yaparlar.
- Ürünün Sergilenmesi: Öğrenciler, hazırladıkları projeyi ve ortaya koydukları ürünü sınıfın dışındaki bir kitleye sunarak çalışmalarını kamuya açık hâle getirirler.
Uygulama Süreci
Proje tabanlı öğrenme süreci, genellikle belirli adımları takip eden sistematik bir yapıya sahiptir. Erdem ve Akkoyunlu (2002) ile Stix ve Hrbek (2006) tarafından tanımlanan modeller birleştirildiğinde, genel bir uygulama süreci şu aşamaları içerir:
- Hazırlık ve Planlama: Öğretmen, öğrencilerin proje yapacakları ortamı hazırlar ve proje amaçlarını, kapsamını ve kurallarını belirler. Hedefler ve değerlendirme ölçütleri öğrencilerle birlikte belirlenir.
- Takımların Oluşturulması: Öğrenciler, projeyi yürütmek üzere küçük gruplar veya takımlar oluşturur.
- Projenin Başlatılması: Öğrenciler, proje tasarımcıları olarak görev alır, beyin fırtınası yapar ve projelerini planlarlar.
- Araştırma ve Uygulama: Öğrenciler, projeleri için gerekli materyalleri ve bilgileri toplar, araştırma yapar ve projelerini geliştirmeye başlarlar. Bu süreçte öğretmen, bir rehber olarak görev yapar.
- Ürünün Geliştirilmesi ve Sunulması: Öğrenciler, topladıkları bilgilerle bir ürün (rapor, model, sunum vb.) oluşturur ve bu ürünü sunmak için hazırlık yaparlar.
- Değerlendirme ve Yansıtma: Proje süreci ve ortaya çıkan ürün, başlangıçta belirlenen ölçütlere göre değerlendirilir. Öğrenciler, tüm süreci analiz ederek öğrendiklerini yansıtırlar.
Öğretmen ve Öğrenci Rolleri
Proje Tabanlı Öğrenme, geleneksel öğretmen ve öğrenci rollerini dönüştürür.
Öğretmenin Rolü
Öğretmen, bilginin tek kaynağı olmak yerine bir rehber, kolaylaştırıcı, danışman ve proje koçu rolünü üstlenir. Öğrenme ortamını düzenler, kaynaklara erişimi kolaylaştırır ve öğrencileri düşünmeye ve sorgulamaya teşvik eder. Öğretmen ile öğrenci arasındaki ilişki, bir usta-çırak ilişkisine benzetilir.
Öğrencinin Rolü
Öğrenci, öğrenme sürecinin merkezinde yer alan aktif bir katılımcıdır. Kendi öğrenmesinin sorumluluğunu alır, araştırma yapar, problem çözer, işbirliği yapar, karar verir ve yaratıcı düşünme becerilerini kullanır. Öğrenciler, grup içinde farklı rolleri üstlenerek sosyal becerilerini de geliştirirler.
Değerlendirme Yaklaşımları
PTÖ'de değerlendirme, yalnızca sonuç ürününü değil, aynı zamanda öğrenme sürecini de kapsayan bütüncül bir yaklaşımdır. Değerlendirme, genellikle kâğıt-kalem testleri yerine otantik ve performansa dayalı yöntemlerle yapılır. Bu süreçte kullanılan bazı araçlar şunlardır:
- Portfolyo (Öğrenci Gelişim Dosyası): Öğrencinin belirli bir süreçte yaptığı çalışmaları, harcadığı çabayı ve gelişimini gösteren bir koleksiyondur.
- Rubrikler (Dereceli Puanlama Anahtarları): Proje ürünlerinin ve performansın hangi ölçütlere göre değerlendirileceğini açıkça belirten araçlardır.
- Öz Değerlendirme ve Akran Değerlendirme: Öğrencilerin kendi öğrenmelerini ve akranlarının çalışmalarını değerlendirdiği formlardır.
- Gözlem Formları: Öğretmenin, öğrencilerin süreç içindeki davranışlarını ve gelişimlerini izlemek için kullandığı araçlardır.
Avantajlar ve Sınırlılıklar
Literatürde proje tabanlı öğrenme yönteminin çeşitli avantajları ve bazı uygulama sınırlılıkları belirtilmektedir.
Avantajları
- Becerilerin Gelişimi: Öğrencilerin eleştirel düşünme, problem çözme, veri analizi, işbirliği, iletişim ve yaratıcılık gibi üst düzey bilişsel ve sosyal becerilerini geliştirdiği belirtilir.
- Kalıcı Öğrenme: Öğrencilerin içeriği daha derinden anladıkları ve öğrendiklerini geleneksel yöntemlere kıyasla daha uzun süre hatırladıkları ifade edilir.
- Motivasyon ve Katılım: Gerçek yaşamla bağlantılı projeler, öğrencilerin motivasyonunu ve öğrenme sürecine aktif katılımlarını artırır.
- Disiplinler Arası Bağlantı: Farklı dersler ve disiplinler arasında bağlantı kurmaya olanak tanır.
Sınırlılıkları
- Zaman ve İş Yükü: PTÖ uygulamaları, geleneksel derslere göre daha fazla zaman gerektirebilir ve öğretmenin planlama ve yönetim iş yükünü artırabilir.
- Kapsam Kontrolü: Projenin sınırları iyi çizilmezse konuda aşırı sapma ve dağılma gözlenebilir.
- Değerlendirme Zorlukları: Grup üyelerinin katkılarının bireysel olarak belirlenmesinde zorluklar yaşanabilir. Süreç odaklı değerlendirme, geleneksel yöntemlere göre daha karmaşık olabilir.

