KÜRE LogoKÜRE Logo
Ai badge logo

Bu madde yapay zeka desteği ile üretilmiştir.

Proses Madenciliği

fav gif
Kaydet
kure star outline

Proses madenciliği (process mining), işletmelerin gerçek süreçlerini dijital izlerden analiz ederek keşfetmelerini, performans değerlendirmesi yapmalarını ve süreç iyileştirmeleri geliştirmelerini sağlayan bir veri analitiği yöntemidir. Bu yöntem, geleneksel iş süreçleri modellemesinden farklı olarak teorik varsayımlara değil, işletmenin bilgi sistemlerinde doğal olarak oluşan veri kayıtlarına dayanır. Bu yönüyle proses madenciliği, organizasyonel süreçleri nesnel, veri temelli ve zaman odaklı biçimde incelemeye olanak tanır.


Proses madenciliğinin en önemli özelliği, süreçlerin yalnızca “ne olması gerektiğini” değil, “gerçekte nasıl işlediğini” ortaya koymasıdır. ERP sistemleri, CRM yazılımları, üretim yönetim platformları gibi kurumsal yazılımlar her işlem için bir dijital iz bırakır. Bu izler olay günlükleri (event logs) olarak adlandırılır. Proses madenciliği, bu günlükleri analiz ederek süreç modelleri çıkartır, performans darboğazlarını belirler ve ideal süreçle mevcut süreci kıyaslama imkânı sunar.


Bu alan ilk olarak 1990’ların sonunda Prof. Wil van der Aalst tarafından akademik çerçeveye oturtulmuştur. Ancak esas çıkışını büyük veri analitiği, makine öğrenmesi ve kurumsal yazılım altyapılarının yaygınlaşmasıyla 2010’lu yıllarda yaşamıştır. Günümüzde Celonis, Minit ve UiPath gibi platformlar proses madenciliği çözümleri sunmakta, SAP ve Microsoft gibi dev yazılım firmaları bu araçlarla entegrasyonlar kurmaktadır.


Proses madenciliği, üç temel işlev üzerinden sınıflandırılır: süreç keşfi (discovery), süreç kıyaslaması (conformance checking) ve süreç iyileştirmesi (enhancement). Süreç keşfi, veri tabanındaki olayları analiz ederek işletmenin fiilen izlediği süreci ortaya koyar. Kıyaslama, bu süreci önceden tanımlanmış iş akışlarıyla karşılaştırır ve sapmaları belirler. İyileştirme ise performans ve verimlilik açısından optimizasyon önerileri üretir.

Bu yöntemin en büyük avantajlarından biri, veri temelli karar alma süreçlerini güçlendirmesidir. Yöneticiler genellikle teorik iş akışlarıyla karar alırken, proses madenciliği gerçekte ne olduğunu göstererek bu kararları objektifleştirir. Örneğin, müşteri sipariş sürecinin 5 gün sürmesi gerektiği varsayılırken, analizler bu sürenin aslında 9 gün olduğunu ortaya koyabilir. Bu farkın nerede ve neden oluştuğu da detaylı olarak gösterilebilir.


Ayrıca proses madenciliği, süreçlerin zaman içindeki değişimini gözlemlemeye olanak tanır. Yani süreçlerin sadece bir anlık fotoğrafı değil, zaman serisi içinde evrimi de çıkarılabilir. Bu özellik, özellikle operasyonel değişikliklerin, yazılım güncellemelerinin veya insan kaynakları dönüşümlerinin süreçler üzerindeki etkisini izlemek için çok değerlidir.


Proses madenciliği sadece üretim sektöründe değil; bankacılık, sağlık, kamu yönetimi, telekomünikasyon ve hatta eğitim gibi birçok sektörde yaygınlaşmaktadır. Her sektör, kendi iş süreçlerine ait benzersiz verileri analiz ederek hizmet kalitesini artırma, süreç maliyetlerini düşürme ve uyumluluk risklerini azaltma avantajı elde etmektedir. Özellikle regülasyonların sıkı olduğu sektörlerde bu teknoloji büyük değer taşır.


Proses madenciliği aynı zamanda süreç içi hataları ve kayıpları da görünür kılar. Olay zincirinde oluşan gecikmeler, tekrar eden işlemler, döngüler veya yetkisiz adımlar tespit edilerek sürecin “veriyle çizilmiş röntgeni” çıkarılır. Bu sayede yalın üretim, altı sigma gibi kalite metodolojileriyle birlikte uygulanarak sürekli iyileştirme desteklenebilir.


Teknolojik olarak, proses madenciliği araçları genellikle olay günlüklerinden veri çıkarımı (ETL), süreç modelleme algoritmaları (Petri netleri, BPMN), analiz panelleri ve AI/ML destekli tahmin motorlarından oluşur. Bu yapı sayesinde sadece geçmişe değil, geleceğe dönük kestirimsel analizler de yapılabilir. Örneğin, bir işlem daha başlamadan gecikme riski taşıyıp taşımadığı öngörülebilir.

Proses Madenciliği Türleri ve Uygulama Alanları

Proses madenciliği, işletme süreçlerinin dijital izleri üzerinden analiz edilmesine imkân tanıyan güçlü bir yaklaşımdır; fakat bu yaklaşımın tek bir yöntemi yoktur. Uygulama hedeflerine, kullanılan algoritmalara ve elde edilmek istenen çıktıya göre proses madenciliği farklı türlerde uygulanabilir. Bu türler yalnızca analitik yaklaşımı değil, aynı zamanda işletme fonksiyonlarının süreçle olan etkileşimini de şekillendirir.


En yaygın kullanılan türlerden biri olan süreç keşfi (process discovery), sistemdeki olay günlüklerinden hareketle iş akışlarını otomatik olarak çıkaran yöntemdir. Bu yaklaşım, organizasyonun belirli bir süreci “gerçekte nasıl yürüttüğünü” nesnel biçimde görselleştirir. Hiçbir ön bilgiye ihtiyaç duymadan, yalnızca dijital izler aracılığıyla iş akışı haritaları oluşturulur. Bu yöntem özellikle süreçlerin döngü, dallanma ve atlama gibi karmaşık yapılarını ortaya koymada etkilidir.


İkinci temel tür, uygunluk kontrolü (conformance checking) olarak bilinir. Burada amaç, mevcut sürecin önceden tanımlanmış veya ideal kabul edilen süreç modeliyle ne kadar uyumlu olduğunu test etmektir. Bu yöntem sayesinde yetkisiz geçişler, eksik adımlar veya sıklık dışı davranışlar belirlenebilir. Özellikle kurumsal uyumluluk (compliance) ve denetim süreçlerinde bu türden analizler kritik önemdedir.


Üçüncü tür ise iyileştirme ve geliştirme (enhancement) sürecidir. Bu aşamada süreç modeli, olay günlüklerinden elde edilen istatistiksel bilgilerle zenginleştirilir. Örneğin, her adımın ortalama süresi, işlem sıklığı, kaynak kullanımı veya işlem başına maliyet gibi bilgiler modele entegre edilerek süreç haritaları yalnızca yapısal değil, aynı zamanda performans açısından da değerlendirilebilir.


Proses madenciliği türleri, uygulama alanlarına göre farklı şekillerde kullanılır. Üretim sektöründe, makine arızalarının sık yaşandığı hatlar, proses madenciliği ile analiz edilerek bakım planlamaları optimize edilir. Ayrıca üretim hattı boyunca gerçekleşen işlem gecikmeleri, veri temelli olarak görselleştirilir ve darboğazların önüne geçilir. Bu, yalın üretim ve toplam verimli bakım (TPM) sistemleriyle entegre biçimde çalışır.


Sağlık sektöründe, hastane bilgi sistemlerinden elde edilen olay günlükleri (örneğin hasta kabulü, testler, taburcu işlemleri) kullanılarak sağlık hizmetlerinin akışı analiz edilir. Bu sayede hem sağlık hizmetinin kalitesi artırılır hem de hizmet süreçlerinde yaşanan gecikmelerin nedenleri belirlenebilir. Özellikle COVID-19 pandemisi sırasında hasta takip sistemlerinde proses madenciliği kullanımı ciddi şekilde artmıştır.


Finansal hizmetlerde, kredi başvurusu, sigorta işlemleri ve müşteri şikayet yönetimi gibi süreçlerde proses madenciliği kullanılarak müşteri memnuniyeti artırılır. Örneğin, bir kredi başvurusunun neden beklenenden uzun sürdüğü veya hangi adımda gecikme yaşandığı analiz edilebilir. Bu analiz, hem operasyonel iyileştirme sağlar hem de regülasyonlara uyumluluk açısından kritik veriler sunar.


Kamu sektöründe, özellikle e-devlet uygulamalarında süreç takibi ve şeffaflık için proses madenciliği araçları kullanılmaktadır. Bir belge başvurusunun hangi kurumsal birimde, ne kadar süre beklediği, hangi memur tarafından işleme alındığı gibi bilgiler süreç şeffaflığı açısından kritik hale gelmiştir. Bu uygulamalar vatandaş memnuniyetini artırmanın yanı sıra yolsuzlukla mücadelede de kullanılmaktadır.


Perakende ve e-ticaret alanlarında, sipariş, stok yönetimi, tedarik zinciri ve müşteri hizmetleri gibi süreçlerde süreç madenciliği kullanımı giderek yaygınlaşmaktadır. Özellikle çok kanallı müşteri deneyiminde, temas noktaları arasındaki geçişlerin ne kadar hızlı ve hatasız olduğu bu teknolojiyle analiz edilebilir. Böylece müşteri kayıpları, terk edilen sepetler veya teslimat gecikmeleri önceden tahmin edilebilir.


Telekomünikasyon alanında, arıza bildirim süreçleri, yeni müşteri kazanımı ve faturalama sistemlerinde süreç analizi büyük değer taşır. Örneğin, bir müşterinin servis kesintisine uğradıktan sonra müşteri hizmetlerine ulaşması, teknik ekibin müdahalesi ve çözüm süresi gibi adımlar zaman bazlı olarak modellenebilir ve iyileştirme önerileri oluşturulabilir.


Eğitim sektöründe bile proses madenciliği uygulamaları mevcuttur. Uzaktan eğitim platformları, sınav sistemleri ve öğrenci takip uygulamaları üzerinden elde edilen veriyle öğrencilerin öğrenme yolculukları analiz edilebilir. Öğrencinin hangi içeriklerde daha fazla zaman harcadığı, hangi sınavlarda zorlandığı ya da sistemde hangi saatlerde aktif olduğu gibi bilgilerle kişiselleştirilmiş eğitim stratejileri geliştirilebilir.

Proses Madenciliğinde Kullanılan Temel Teknolojiler ve Algoritmalar

Proses madenciliği, çok katmanlı bir veri analitiği süreci olduğu için hem yazılımsal hem de algoritmik düzeyde çok sayıda teknolojiye ihtiyaç duyar. Bu teknolojiler yalnızca veri toplamayı değil, aynı zamanda veriyi anlamlandırmayı, görselleştirmeyi ve karar destek sistemlerine entegre etmeyi mümkün kılar. Her aşama, farklı bir teknolojik bileşen tarafından desteklenir ve bu bileşenlerin uyumlu çalışması, analizlerin doğruluğunu doğrudan etkiler.


İlk olarak, proses madenciliğinin yapı taşı olan olay günlükleri (event logs) üzerinde durmak gerekir. Olay günlükleri; işlem kimliği (case ID), işlem adımı (activity), zaman damgası (timestamp) ve kaynak (resource) gibi bilgileri içeren veri kayıtlarıdır. Bu loglar genellikle ERP (SAP, Oracle), CRM, üretim yönetim sistemleri ya da özel sektörel yazılımlar üzerinden elde edilir. Bu veriler, özel bir ön işleme aşamasından geçerek analiz edilebilir hâle getirilir.


ETL (Extract, Transform, Load) süreçleri, ham veri kaynaklarından olay günlüklerinin çıkarılması ve temizlenmesinde kullanılır. Bu süreçte eksik veri doldurma, zaman damgalarının standardize edilmesi ve kaynakların gruplanması gibi işlemler gerçekleştirilir. Veri kalitesi, proses madenciliği analizinin başarısı açısından kritik olduğundan ETL süreçleri yüksek hassasiyetle yürütülmelidir.


Veri analizi aşamasında, proses madenciliği algoritmaları devreye girer. En temel algoritma α-algoritması (alpha miner) olup, olaylar arasındaki doğrudan ilişkileri keşfederek Petri netleri (durum geçiş diyagramları) üretir. Bu algoritma, kavramsal olarak basit ama pratikte sınırlı olduğu için genellikle küçük ve düşük karmaşıklıktaki veri kümelerinde tercih edilir.


Daha gelişmiş algoritmalardan biri Heuristik madencilik (heuristic miner) yöntemidir. Bu algoritma, olayların birbirini takip etme sıklıklarına göre güçlü ve zayıf geçişleri ayırt eder. Hatalı veya nadir gerçekleşen geçişleri dışlayarak daha anlamlı süreç modelleri üretir. Bu özellikle gürültülü veri kümelerinde veya kullanıcı hatalarının yoğun olduğu sistemlerde oldukça etkilidir.


İyonik madencilik (inductive miner), proses madenciliğinde hem keşif hem de kıyaslama süreçlerinde kullanılır. Olay dizilerinin iç yapısal örüntülerini ortaya çıkararak her türlü döngü, paralellik ve koşullu akışı mantıksal olarak işler. Bu algoritmaların en büyük avantajı, hataya dayanıklı olmaları ve sonuçta üretilen modellerin okunabilirliğinin yüksek olmasıdır.


Görselleştirme araçları da proses madenciliğinin ayrılmaz parçasıdır. ProM, açık kaynaklı bir platform olup çeşitli algoritmaların çalıştırılmasına, model analizine ve süreç kıyaslamalarına olanak tanır. Disco gibi ticari araçlar ise kullanıcı dostu arayüzü ile hızlı modelleme ve filtreleme imkânı sunar. Ayrıca Celonis gibi platformlar, gerçek zamanlı veri akışlarını izleyerek operasyonel karar desteği sağlayan gelişmiş iş zekâsı çözümleriyle entegredir.


Yapay zekâ ve makine öğrenmesi yöntemleri de giderek proses madenciliği uygulamalarına entegre edilmektedir. Sınıflandırma algoritmaları (ör. karar ağaçları, rastgele ormanlar), bir sürecin beklenenden sapıp sapmadığını tahmin ederken; kümeleme algoritmaları benzer süreç davranışlarını gruplandırmak için kullanılır. Ayrıca derin öğrenme tabanlı sekans modelleme yaklaşımları (ör. LSTM) gelecekteki süreç adımlarını öngörmekte kullanılmaya başlanmıştır.


Bunlara ek olarak, zaman serisi analizleri ve kestirimsel modelleme teknikleri, proses madenciliğini klasik analizlerin ötesine taşır. Bir sürecin belirli bir adımda ne kadar süreceği, hangi durumda hangi gecikmelerin yaşanacağı veya sistemin ne zaman müdahaleye ihtiyaç duyacağı gibi senaryolar bu yöntemlerle modellenebilir. Bu da “öngörücü proses madenciliği” kavramını doğurmuştur.


Bulut bilişim ve edge computing teknolojileri sayesinde proses madenciliği yalnızca büyük veri merkezlerinde değil, saha seviyesinde de gerçek zamanlı olarak uygulanabilir hâle gelmiştir. Örneğin bir üretim bandındaki sensör verileri doğrudan edge cihazlarda analiz edilerek anında geri bildirim üretilebilir. Bu da süreç optimizasyonunun yalnızca geçmişe değil, ana zamana da odaklanmasını sağlar.


Gerçek Zamanlı Proses Madenciliği Uygulamalarını Temsil Eden Bir Görsel (Yapay Zeka İle Oluşturulmuştur.)

Proses Madenciliği ile Dijital Dönüşümün Entegrasyonu

Dijital dönüşüm, modern organizasyonların üretimden hizmete, pazarlamadan lojistiğe kadar tüm iş süreçlerini dijital teknolojilerle yeniden yapılandırma sürecidir. Bu dönüşüm sürecinde başarıyı belirleyen temel faktörlerden biri, işletme süreçlerinin dijital ortamda doğru bir şekilde modellenmesi ve yönetilmesidir. İşte bu noktada proses madenciliği, dijital dönüşüm projelerinin omurgasını oluşturan veri temelli bir stratejik araç olarak öne çıkar.


Dijital dönüşümde en büyük sorunlardan biri, süreçlerin “kağıt üzerinde” modellenmesiyle sahadaki “gerçek” işleyişin farklılık göstermesidir. Bu uyumsuzluk, birçok dijitalleşme projesinin başarısız olmasına neden olur. Proses madenciliği, ERP, CRM ve diğer iş sistemlerinden çekilen dijital izlerle bu farkı ortadan kaldırır. Yani dijitalleşme süreci, varsayımlara değil, gerçek süreç analizlerine dayandırılır.


Birçok kuruluş dijitalleşme yolculuğuna çıkarken süreçlerini yeterince anlamadan teknoloji yatırımı yapar. Bu da kaynak israfına ve sistemin yanlış yapılandırılmasına yol açar. Proses madenciliği, dijitalleşmenin ilk adımında süreçlerin röntgenini çeker; darboğazları, tekrarlayan adımları ve gereksiz gecikmeleri görünür kılar. Böylece dijitalleşme adımları, sorunlu alanlara odaklanacak şekilde akıllıca planlanabilir.


Ayrıca proses madenciliği, robotik süreç otomasyonu (RPA) ile entegre çalışarak dijital iş gücü optimizasyonu sağlar. RPA sistemleri, belirli kurallara dayalı tekrar eden işleri otomatikleştirirken, proses madenciliği bu işlerin hangilerinin otomasyona uygun olduğunu belirler. Böylece otomasyon yatırımları yalnızca potansiyel fayda sağlayacak süreç adımlarına uygulanır.


Dijital ikiz konsepti, proses madenciliğiyle entegre edildiğinde süreçlerin sadece geçmiş verisi değil, anlık simülasyonu da oluşturulabilir. Üretim hattı, müşteri hizmeti ya da tedarik zinciri gibi süreçlerin dijital kopyaları oluşturularak sanal ortamda testler yapılabilir. Bu yaklaşım, karar alma süreçlerini hızlandırırken riski minimize eder.


Dijital dönüşümün bir diğer boyutu da uyumluluk ve denetimdir. Kurumlar, regülasyonlara uymak için süreç izlenebilirliğini sağlamak zorundadır. Proses madenciliği bu ihtiyaca doğrudan karşılık verir. Hangi işlemin ne zaman, kim tarafından yapıldığı gibi tüm olaylar kayıt altındadır ve süreç sapmaları otomatik olarak raporlanabilir. Özellikle finans, sağlık ve kamu sektörlerinde bu özellik stratejik değer taşır.


Kestirimsel ve öngörücü analizler, dijital dönüşümün değerini artıran önemli yeteneklerdendir. Proses madenciliği ile birlikte çalışan yapay zekâ sistemleri, süreçlerde hangi durumda gecikme yaşanacağını, hangi adımın arıza riski taşıdığını ya da müşteri kaybı ihtimalini önceden öngörebilir. Bu da dijital sistemlerin yalnızca kayıt tutmakla kalmayıp proaktif çözümler üretmesini sağlar.


Dijital dönüşüm projelerinin başarısında kültürel değişim kadar veri kültürü de belirleyicidir. Proses madenciliği, organizasyonlara süreçleriyle yüzleşme ve bu süreçleri anlamlandırma fırsatı sunar. Sayısal olarak ifade edilen süreç performansı, yöneticilerin daha rasyonel kararlar almasını sağlar. Bu da dijital dönüşüm projelerinin içgüdüsel değil, ölçülebilir hedeflerle yürütülmesini sağlar.


Teknoloji entegrasyonu açısından proses madenciliği, API tabanlı sistemlerle, veri gölleriyle (data lakes) ve iş zekâsı platformlarıyla birlikte çalışabilir. Bu, sadece operasyonel değil; stratejik ve finansal kararlar için de süreç verisinin kullanılmasını mümkün kılar. Proses madenciliği bu bağlamda “operasyonel farkındalığın” dijital ifadesidir.

Proses Madenciliğinde Karşılaşılan Zorluklar ve Gelecek Perspektifi

Proses madenciliği, dijital dönüşüm çağının güçlü bir analiz ve iyileştirme aracıdır; ancak uygulanması her zaman sorunsuz değildir. Kurumların bu teknolojiden en yüksek faydayı sağlayabilmesi için bazı temel zorlukların üstesinden gelmesi gerekir. Bu zorluklar hem teknik, hem organizasyonel, hem de stratejik düzeyde kendini gösterir ve çoğu zaman birbirini tetikleyen yapılar oluşturur.


İlk ve en yaygın sorun, veri kalitesi ve bütünlüğüdür. Proses madenciliği için temel veri kaynağı olan olay günlükleri (event logs), birçok işletmede eksik, bozuk veya tutarsız olabilir. Zaman damgalarının hatalı kaydedilmesi, işlem kimliklerinin karışması ya da bazı işlemlerin hiç log’lanmaması analizlerin doğruluğunu ciddi biçimde etkiler. Ayrıca birçok sistem standart log yapısı sunmadığından özel ETL (veri çıkarımı) süreçlerine ihtiyaç duyulur.


İkinci zorluk, farklı sistemlerin entegrasyonu ile ilgilidir. Bir kurumun ERP, CRM ve tedarik zinciri yönetimi gibi farklı yazılım platformlarından gelen verilerin tek bir analiz platformunda birleştirilmesi karmaşık bir veri mimarisi gerektirir. Bu entegrasyon süreci zaman alıcı ve maliyetli olabilir. Özellikle eski sistemlerde bu zorluk daha belirgindir.


Üçüncü büyük zorluk, kurumsal kültür ve süreç farkındalığı eksikliğidir. Proses madenciliği sonuçları çoğu zaman “rahatsız edici gerçekleri” ortaya koyar. Bu durum, yöneticilerin veya çalışanların mevcut sistemdeki hataları görmezden gelmesini zorlaştırır. Ancak bazı kurumlar bu tür içgörülere direnç gösterir. Hataların kişiselleştirilmesi, veri temelli eleştirilerin savunmacı tepkilere yol açması sürecin ilerlemesini engelleyebilir.


Teknik olarak da bazı sınırlamalar mevcuttur. Örneğin, geleneksel proses madenciliği algoritmaları karmaşık süreçlerde yetersiz kalabilir. Çoklu döngüler, paralel süreçler ve koşullu dallanma içeren büyük süreç ağlarında α-algoritması veya heuristic miner gibi klasik yöntemler hatalı ya da aşırı basitleştirilmiş modeller üretme eğilimindedir. Bu da analitik doğruluğu zayıflatır.


Ayrıca ölçeklenebilirlik konusu da ciddi bir problem olabilir. Büyük kurumsal sistemlerde saniyede yüzbinlerce olayın log’landığı durumlarda, bu verilerin gerçek zamanlı analiz edilmesi yüksek işlem gücü ve optimize algoritmalar gerektirir. Aksi takdirde analizler günler sürebilir, bu da karar süreçlerini yavaşlatır. Bu sorun, edge computing ve paralel işlem teknolojileri ile aşılmaya çalışılmaktadır.


Gizlilik ve etik meseleler de gün geçtikçe önem kazanmaktadır. Proses madenciliğiyle sadece süreç adımları değil, bu adımları gerçekleştiren kişilere dair performans bilgileri de analiz edilebilmektedir. Bu durum, çalışan takibi, gözetim kültürü ve mahremiyet sınırları konusunda tartışmalara neden olur. Avrupa Birliği'nin GDPR gibi veri koruma yasaları bu konuda önemli kısıtlar getirmektedir.

Ancak bu zorluklara rağmen, proses madenciliğinin geleceği oldukça parlaktır. Özellikle yapay zekâ entegrasyonu ile birlikte, süreçlerin yalnızca geçmişe dönük değil, geleceğe yönelik senaryolarla modellenmesi mümkün hâle gelmektedir. Olası gecikmeler, maliyet aşımları ve riskli işlem sıralamaları önceden tahmin edilerek müdahale edilebilir.


Bunun yanında proaktif proses madenciliği kavramı gelişmektedir. Bu yaklaşımda sistem yalnızca mevcut süreci analiz etmez; süreci yönlendirme ve otomatik karar verme yeteneğine de sahip olur. Örneğin, belirli bir siparişin gecikeceğini tahmin eden sistem, lojistik planlamayı otomatik olarak yeniden yapılandırabilir.

Ayrıca, self-service proses madenciliği uygulamaları ile teknik olmayan kullanıcıların da analiz yapabilmesi mümkün hâle gelmektedir. Sürükle-bırak arayüzler, önceden tanımlı şablonlar ve doğal dil arayüzleriyle herkes kendi sürecini analiz edebilir. Bu demokratikleşme, veri kültürünün kurumsal genlere işlemesini kolaylaştırır.


Proses Madenciliği Uygulamalarında Karşılaşılan Zorlukları Temsil Eden Bir Görsel (Yapay Zeka İle Oluşturulmuştur.)

Kaynakça

Ailenei, Irina, Anne Rozinat, Albert Eckert, ve Wil M. P. van der Aalst. "Definition and Validation of Process Mining Use Cases." In Process Mining, 97–117. Berlin: Springer-Verlag, 2011. https://link.springer.com/chapter/10.1007/978-3-642-28108-2_7

Augusto, Adriano, Raffaele Conforti, Marlon Dumas, Marcello La Rosa, Fabrizio Maria Maggi, ve Andrea Marrella. "Automated Discovery of Process Models from Event Logs: Review and Benchmark." IEEE Transactions on Services Computing (2019). https://ieeexplore.ieee.org/abstract/document/8368306

Berti, Alessandro, Sebastiaan J. van Zelst, ve Wil van der Aalst. "Process Mining for Python (PM4Py): Bridging the Gap Between Process- and Data Science." arXiv (2019). https://arxiv.org/abs/1905.06169

Pourmasoumi, Asef, ve Ebrahim Bagheri. "Business Process Mining." International Journal of Business Process Integration and Management 8, no. 2 (2016): 89–103. https://www.worldscientific.com/doi/abs/10.1142/S2425038416300044

Sen de Değerlendir!

0 Değerlendirme

Yazar Bilgileri

Avatar
Ana YazarAhmet Burak Taner23 Mayıs 2025 14:19
KÜRE'ye Sor