Radar Kesit Alanı (RKA), bir cismin radar tarafından ne kadar kolay tespit edilebildiğinin bir ölçüsüdür. Modern askeri platformların (uçak, gemi, füze vb.) beka kabiliyetini artırmak için en kritik parametrelerden biri olup bu platformların RKA değerini düşürerek "hayalet" (stealth) teknolojisi yeteneği kazanmasıdır. Radar sistemleri, hedefe bir elektromanyetik dalga gönderip hedeften yansıyan sinyali analiz ederek çalışır. RKA, hedefin üzerine düşen radar gücünü kaynağa doğru ne kadar etkili bir şekilde geri yansıttığını ifade eden bir alandır ve metrekare (m²) cinsinden ölçülür. Bir hedefin RKA'sı ne kadar büyükse, radar tarafından o kadar uzak mesafeden ve kolayca tespit edilebilir. RKA şu şekilde ifade edilebilir:

Radar Kesit Alanı Ölçümü (MIT Lincoln Laboratory)
Düşük gözlemlenebilirlik ya da "hayalet" teknolojisinin temel amacı, platformun RKA'sını düşürerek düşman radarları tarafından tespit edilme olasılığını ve mesafesini en aza indirmektir. Bu, platforma artırılmış görev etkinliği sağlar. RKA azaltımı, tek bir teknolojiye dayanmaktan ziyade, birkaç farklı disiplinin bir arada kullanıldığı karmaşık bir mühendislik problemidir. RKA değeri; radarın dalga boyuna, polarizasyonuna, bakış açısına, hedefin şekline ve malzeme özelliklerine bağlıdır. Verici ve alıcı aynı konumda olduğunda, bu durum monostatik RKA olarak adlandırılır.
Monostatik RKA, elektrik alan cinsinden aşağıdaki formülle ifade edilir:
Monostatik RKA, elektrik alan cinsinden aşağıdaki formülle ifade edilir:
Bu formüldeki terimler şunlardır:
- σ (m2): Radar Kesit Alanı
- r (m): Hedef ile radar arasındaki mesafedir.
- ES : Saçılan elektrik alandır. Birimi volt bölü metre (V/m) cinsindendir.
- EI : Gelen elektrik alandır. Birimi volt bölü metre ( V/m) cinsindendir.
Bu denklem, hedefin bir düzlem dalga tarafından aydınlatıldığı, yani uzak alan (far-field) koşullarının sağlandığı durumlarda geçerlidir. Bu koşul, nesnenin radardan en az r=2D2/λ (burada D nesnenin en büyük boyutudur) mesafede olmasıyla sağlanır.
1. Logaritmik Ölçek (dBsm)
Uygulamada RKA değerleri çok geniş bir aralıkta olabildiği için, 1 m2'lik bir referans değerine sahip logaritmik bir güç ölçeği kullanılır. Metrekare başına desibel (dBsm) olarak ifade edilen bu logaritmik değer (σL) şu şekilde hesaplanır:
2. Radar Kesit Alanı Simülasyonu
RKA simülasyonu bir nesnenin yansıtıcılığının sayısal yöntemlerle modellenmesi ve analiz edilmesidir. Özellikle askeri ve havacılık uygulamalarında, platformların radar tarafından algılanabilirliğini azaltmaya yönelik tasarımlar yapılırken kritik rol oynar.
RKA simülasyonları, fiziksel testlerin yerine veya öncesinde kullanılarak maliyetleri düşürmeyi, zaman tasarrufu sağlamayı ve farklı tasarım seçeneklerinin kolayca değerlendirilmesini amaçlar. Simülasyonlar sayesinde bir hedefin farklı frekanslarda, açılarda ve kutuplanmalarda radar tarafından nasıl algılandığı görülebilir.
RKA simülasyonlarında çeşitli sayısal elektromanyetik çözüm yöntemleri kullanılır. Bunlar arasında şunlar öne çıkar:
- Momentler Yöntemi (MoM): İletken yüzeyler için yüksek doğruluk sağlar. Ancak karmaşık, çok katmanlı yapılar için uygun olmayabilir.
- Sonlu Farklar Zaman Alanı Yöntemi (FDTD): Zaman domeninde çalışan bu yöntem, geniş bant çözümler sunar ve dielektrik yapılar için uygundur.
- Sonlu Elemanlar Yöntemi (FEM): Karmaşık geometrilerde güçlüdür ve radar soğurucu malzeme (RAM) gibi detaylı malzeme modellerinde kullanılır.
- Fiziksel Optik (PO) ve Fiziksel Kırınım Teorisi (PTD): Yüksek frekans ve büyük hedeflerde hızlı ve yaklaşık çözümler üretir.
RKA simülasyonlarında dikkate alınan başlıca parametreler şunlardır:
- Radar frekansı ve bant genişliği
- Hedefin geometrisi ve boyutları
- Geliş açısı (azimut ve elevasyon)
- Kullanılan malzemenin dielektrik ve manyetik özellikleri
- Kutuplanma türü (örneğin VV, HH, VH)
- Radar soğurucu malzemelerin varlığı ve kalınlığı
Bir RKA simülasyonu sonucunda elde edilebilecek başlıca çıktılar şunlardır:
- Frekansa bağlı RKA eğrileri
- Azimut ve elevasyona bağlı açısal dağılım haritaları
- 3 boyutlu RKA görselleri
- Ortalama ve maksimum RKA değerleri
- Radar görünürlüğü analizleri

Radar Kesit Alanı Simülasyonu (MIT Lincoln Laboratory)
3. RKA Araştırmalarının Tarihçesi
Uçakların ve diğer askeri hedeflerin radar kesit alanını (RKA) azaltmaya yönelik araştırmalar, radarın 1930'larda icadından hemen sonra başlamıştır. Düşük bir RKA değerine sahip olan bir uçak, radara daha az görünür olur, düşman hatlarına daha iyi sızma ve saldırı kabiliyeti kazanır ve düşman ateşi tarafından takip edilip düşürülme olasılığı azalır.

Düşük Görünür Uçakların Tarihsel Gelişimi (Kaynak: Military Avionics Systems, s. 172)
Düşük Görünürlük çalışmalarının kökenleri 1950'lerin ortalarına kadar uzanmaktadır. Bu devrim niteliğindeki teknik, uçakların tespit edilmesini zorlaştırarak hava muharebesinin seyrini tamamen değiştirmiştir. Hayalet uçakların evrimi, üç farklı nesil üzerinden incelenebilir:
3.1 Birinci Nesil: Erken Keşif ve İlk Adımlar
RKA’yı düşürmenin en önemli yolu, uçağın yüzeyini radar dalgalarını radar alıcısından uzağa dağıtacak şekilde şekillendirmektir. “Hayalet” uçakların tasarımında en önemli unsur şekildir.
‘Düşük Görünürlük’ teknolojisinin ilk adımları, Lockheed’in “Skunk Works” bölümü tarafından geliştirilen orijinal stratejik keşif uçaklarıyla atılmıştır. Bu neslin öncüleri arasında U-2 ve SR-71 Blackbird yer almaktadır. Bu uçaklar, düşman radarları tarafından tespit edilme olasılığını azaltmak için tasarlanmış ilk platformlardandı.
3.2 İkinci Nesil: Köşeli Tasarımlar ve Radar Enerjisinin Yönlendirilmesi
1970’lerin başlarında, “yüzeyleme” (faceting) kavramı ortaya çıktı ve hayalet teknolojisinde önemli bir dönüm noktası oldu. Bu kavram, ilk olarak iki Have Blue demonstrasyon uçağında kullanıldı ve daha sonra F-117 üzerinde üretimde uygulandı. İkinci nesil uçaklar, radardan yayılan enerjiyi uçağın kendisinden uzağa yönlendirmek veya saptırmak için köşeli yüzeylere sahip tasarımlar kullanmıştır. Bu yaklaşım, radar kesit alanını (RKA) önemli ölçüde azaltarak uçağın görünmezliğini artırmıştır.
3.3 Üçüncü Nesil: Hesaplamalı Tasarım ve Yumuşak Hatlar
Üçüncü nesil hayalet uçaklar, hesaplamalı tekniklerin gelişmesiyle mümkün olmuştur. Bu teknikler sayesinde, uçağın tamamı sayısal yöntemlerle tahmin edilebilmekte ve değerlendirilebilmektedir. Sonuç olarak, bu nesil uçaklar, köşeli yüzeyli yaklaşımdan farklı olarak “yumuşak” ve bütünleşik (blended) şekillere sahiptir. Tacit Blue demonstrasyon uçağı, bu tekniklerin etkinliğini kanıtlamış ve bu teknikler daha sonra ABD Hava Kuvvetleri’nin gelişmiş taktik savaş uçağı (ATF) programında benimsenmiştir.
Bu neslin en bilinen temsilcileri arasında Lockheed Martin YF-22A ve Northrop YF-23A (ATF programının prototipleri), Northrop B-2 Spirit hayalet bombardıman uçağı ve Lockheed Martin F-22A Raptor bulunmaktadır. F-35 (eski adıyla Müşterek Taarruz Uçağı – JSF) de benzer teknikleri uygulamakta ve F-22’ye çok benzer bir görünüme sahiptir.
3.4 Hayalet Teknolojisinin Saha Başarısı ve Kazanılan Dersler
Hayalet uçaklar, Körfez Savaşları ve Kosova gibi önemli kampanyalarda başarıyla kullanılmıştır. F-117, birinci ve ikinci Körfez Savaşları’nda, B-2 ise Kosova ve ikinci Körfez Savaşı’nda başarılı bir şekilde görev yapmıştır. Binlerce sorti yapılmasına rağmen, Kosova harekatı sırasında Belgrad yakınlarında bir F-117’nin düşürülmesi tek kayıp olarak kaydedilmiştir.
4. Radar Kesit Alanı Karşılaştırması
Radar kesit alanı (RKA), farklı nesnelerin radar tarafından ne kadar tespit edilebilir olduğunu göstermek için kullanılan bir ölçüttür. Aşağıdaki şekilde çeşitli nesnelerin RKA değerlerinin kaba bir karşılaştırması sunulmuştur. Üst ölçek, kesit alanını metrekare (m²) cinsinden gösterirken, alt ölçek desibel/metrekare (dB/m²) cinsindendir. Burada, 1 m²’lik hedef, küçük bir hava hedefi (örneğin seyir füzesi) için referans alınmıştır.
Hayalet uçaklar olan B-2, F-22, F-117 ve F-35, grafiğin sol tarafında, −30 ila −40 dB bölgesinde yer almaktadır. Buna karşılık, geleneksel savaş uçakları (örneğin F-18E/F) 0 dB’de, bombardıman ve nakliye uçakları ise +30 dB seviyelerinde yer alır. Gemiler ise 10⁴ m² ya da daha büyük radar kesit alanına sahip devasa hedeflerdir. Günlük nesneler arasında böcekler −30 dB civarındayken, kuşlar ve insanlar −10 dB seviyesindedir. Bu verilerden, bir F-22 savaş uçağının radar kesit alanının, bir B-52 bombardıman uçağının RKA’sının sadece 10 milyonda biri (1 × 10⁻⁷) olduğu sonucuna varılabilir.
Çeşitli Araçların RKA Değerleri (Military Avionics Systems, s. 180)
- Böcekler (~0.0001 m², −40 dBsm) gibi çok küçük nesneler radarlar için neredeyse görünmezdir.
- Kuşlar (~0.01 m², −20 dBsm) orta düzeyde radar yansıması yapar.
- Seyir füzeleri (~1 m², 0 dBsm) gibi tehdit unsurları daha belirgin iz bırakırken,
- Savaş ve bombardıman uçakları (~100 m², 20 dBsm) ile gemiler (~10.000 m², 40 dBsm) gibi büyük platformlar radar sistemleri tarafından kolaylıkla tespit edilir.
Gelişmiş radar soğurma teknolojileri ve aerodinamik yapılar sayesinde tasarlanan stealth uçaklar, klasik hava platformlarına kıyasla çok daha düşük RKA değerlerine sahiptir:
- F-22 Raptor: ≈ 0.0001 m² (−40 dBsm)
- F-35 Lightning II: ≈ 0.001 m² (−30 dBsm)
- B-2 Spirit: 0.0001–0.001 m² (−40 ile −30 dBsm arası)
- F-117 Nighthawk: ≈ 0.01 m² (−20 dBsm)
Bu değerler, stealth uçakların radar sistemleri tarafından algılanma olasılığını ciddi ölçüde azalttığını gösterir. Örneğin, devasa boyutlara sahip bir B-2 bombardıman uçağı, radar izinde bir kuş ya da böcek kadar küçük görünebilir.

B-2 Spirit Bombardıman Uçağının CAD Modeli (IEEE)
5. Radar Kesit Alanı Azaltım Yöntemleri
5.1 Geometrik Tasarım (Şekillendirme - Shaping)
Bu yöntem, hedefin geometrik şeklini ve açılarını optimize ederek radar sinyallerinin gelen yöne geri yansımasını engellemeyi amaçlar. Gelen radar dalgalarını farklı yönlere dağıtarak radar alıcısına geri dönen sinyal miktarını minimize eder.
Örnekler:
- Düz Kesimli Yüzeyler: F-117 Nighthawk gibi stealth uçaklarda ve USS Zumwalt gibi modern savaş gemilerinde görülen keskin açılı, düz yüzey tasarımları, radar sinyallerini belirli açılarda yansıtarak radarın olduğu yöne geri dönmesini engeller.
- Eğimli Yüzeyler: Radarın olduğu yöne dik açıyla gelen yüzeylerden kaçınılır. Bunun yerine, sinyalleri farklı yönlere saptıran eğimli yüzeyler kullanılır.
- Dikey Köşelerden Kaçınma: Radar sinyallerinin köşelerde yoğunlaşarak güçlü yansımalar oluşturmasını engellemek için, keskin dik köşeler yerine yuvarlak veya açılı geçişler tercih edilir.
- İki ve Üç Yüzlü Yansıtıcılardan Kaçınma: İki veya üç yüzeyin birleşerek oluşturduğu dik açılı yapılar (örneğin bir odanın köşesi gibi) radar sinyallerini çok güçlü bir şekilde geri yansıtır. Bu tür yapıların oluşumu engellenir.
5.2 Radar Soğurucu Malzemeler (RAM - Radar Absorbing Materials)
RAM'ler, üzerlerine gelen radar sinyallerini emerek ısıya dönüştüren veya dağıtan özel malzemelerdir. Bu sayede sinyalin geri yansımasını büyük ölçüde engellerler.
- Çalışma Prensibi: RAM'ler, radar dalgalarını iç yapılarında hapseder ve enerjisini emerler. Genellikle karbon veya ferrit gibi manyetik özelliklere sahip partiküller içeren kompozit malzemelerden oluşurlar.
- Kullanım Alanları: Uçakların ve gemilerin dış yüzeylerinin belirli bölgelerinde kaplama olarak kullanılırlar. Örneğin, SR-71 Blackbird gibi uçaklarda ve modern stealth platformlarda RAM kullanımı yaygındır.
Çeşitleri
- Tek Katmanlı RAM'ler: Salisbury Screen gibi yapılar, belirli bir frekanstaki dalga boyunun dörtte biri kalınlığında tasarlanarak gelen sinyalleri absorbe eder.
- Çok Katmanlı RAM'ler: Daha geniş frekans bantlarında etkili olmak için farklı katmanlarda, farklı elektromanyetik özelliklere sahip malzemeler kullanılır (örn. Jaumann Absorber).
- Frekans Seçici Yüzeyler (FSY): Belirli frekansları geçiren veya yansıtan, diğerlerini ise emen özel tasarlanmış yüzeylerdir. RKA azaltımında bant durduran filtre görevi görebilirler.
5.3 Aktif İptal Etme (Active Cancellation)
Bu yöntem, hedefin üzerine gelen radar sinyalini tespit edip, aynı genlikte ancak ters fazda bir sinyal üreterek orijinal sinyali nötralize etmeye dayanır. Böylece radar alıcısına geri dönen sinyal iptal edilmiş olur.
- Karmaşıklık: Bu yöntem oldukça karmaşık ve teknolojik olarak zorlayıcıdır, çünkü gelen sinyalin anında tespit edilip doğru faz ve genlikte karşı sinyalin üretilmesi gerekir.
- Etkinlik Alanı: Genellikle düşük frekanslı radarlar için daha verimli bir yöntem olarak görülür, çünkü yüksek frekanslarda sinyallerin faz kontrolü daha zordur.
5.4 Pasif İptal Etme (Passive Cancellation)
Pasif iptal etme yöntemleri, genellikle hedefin yüzeyindeki yapıların veya kullanılan malzemelerin, gelen radar sinyallerini istenmeyen yönlere dağıtarak veya yansıtarak radarın olduğu yöne geri dönmesini engellemesidir. Bu, aktif bir enerji üretimi olmaksızın pasif bir şekilde gerçekleşir. Geometrik tasarım ve bazı RAM uygulamaları bu kategoriye girebilir. Bu yöntemler genellikle bir arada kullanılır ve bir platformun genel görünmezlik performansını artırmak için bütünleşik bir yaklaşım benimsenir. Örneğin, bir stealth uçak hem özel bir aerodinamik şekle sahip olur, hem de radar soğurucu malzemelerle kaplanır.

