Tekirdağ’da yer alan II. Frenc Rákóczi Evi, tarih boyunca Türk-Macar dostluğunun en önemli sembollerinden biri olmuştur. 18. yüzyılın başlarında Osmanlı İmparatorluğu’na sığınan Macar Prensi II. Frenc Rákóczi’nin yaşamına ev sahipliği yapan bu yapı, aynı zamanda Osmanlı mimarisi ile Macar kültürünün izlerini bir araya getiren bir tarih ve sanat hazinesidir. Günümüzde müze olarak hizmet veren bu yapı, Rákóczi’nin yaşamına ve Macar bağımsızlık mücadelesine ışık tutmaktadır.
II. Frenc Rákóczi ve Osmanlı Sürgün Yılları
Macaristan’ın en zengin ailelerinden birine mensup olan II. Frenc Rákóczi, 1676 yılında dünyaya gelmiş ve 1703-1711 yılları arasında Habsburg Monarşisi’ne karşı başlatılan bağımsızlık mücadelesine liderlik etmiştir. Ancak bu mücadele başarısızlıkla sonuçlanmış ve Rákóczi, Osmanlı İmparatorluğu’na sığınmak zorunda kalmıştır. Osmanlı Padişahı III. Ahmet, Rákóczi ve maiyetine destek olmuş, Tekirdağ’da bir ev tahsis ederek onların güvenli bir şekilde yaşamalarını sağlamıştır. Rákóczi, 1720-1735 yılları arasında Tekirdağ’da bu evde yaşamış ve burada vefat etmiştir.
Prens Rákóczi'nin Büstü
Rákóczi’nin Evi ve Müze Olma Süreci
Rákóczi’nin yaşadığı ev, 18. yüzyıl Osmanlı mimarisinin tipik bir örneğidir. Üç katlı ve on odalı olan bu ahşap yapı, Marmara Denizi’ne bakan bir tepe üzerinde yer almaktadır. İlk olarak 1932 yılında Macaristan Hükümeti tarafından satın alınarak restore edilen ev, 1982 yılında tekrar yenilenmiş ve müze olarak hizmete açılmıştır. Müze, hem Rákóczi’nin hem de Macar bağımsızlık mücadelesinin sembolik eşyalarını ve belgelerini sergilemektedir.
Müzenin Özellikleri ve Sergilenen Eserler
Müzenin zemin katında Rákóczi’nin ve mabeyincisi Kelemen Mikes’in bronz büstleri bulunmaktadır. Duvarlarda Rákóczi’nin ailesine ait yağlıboya portreler ve ailesinin arması sergilenmektedir. Birinci katta Macar porselen ve seramikleri ile Rákóczi’nin annesine ait gümüş iplikten yapılmış bir cüzdan yer alırken, ikinci katta misafir odası dikkat çekmektedir. Misafir odası, Edirne’de Rákóczi’nin beğendiği bir odadan esinlenilerek tasarlanmış ve ahşap tavanındaki çiçek-meyve motifleriyle dönemin sanatsal estetiğini yansıtmaktadır. Ayrıca bu odada Rákóczi’nin kendi elleriyle yaptığı ahşap bir sandalye de sergilenmektedir.
Rákóczi’nin Evi
Rákóczi’nin İzleri ve Macar Kolonisi
Tekirdağ’da Rákóczi’nin çevresinde bir Macar kolonisi oluşmuştur. Aralarında deneme yazarı Kelemen Mikes’in de bulunduğu bu grup, Tekirdağ’a Macar kültürünün etkilerini taşımıştır. Mikes, “Türkiye’den Mektuplar” adlı eserini burada kaleme almış ve bu eser, dönemin Osmanlı yaşam tarzını anlatan önemli bir kaynak olarak kabul edilmiştir.
Restorasyon ve Türk-Macar Dostluğu
Müze, Türk ve Macar halkları arasında kültür köprüsü işlevi görmektedir. 2010 yılında Macaristan Hükümeti tarafından yeniden restore edilen yapı, her iki ülke arasındaki dostluğun bir nişanesi olarak kabul edilmektedir. Müzenin giriş holünde yer alan II. Frenc Rákóczi’nin büyük boy yağlı boya tablosu ve müze girişindeki Türkçe ve Macarca kitabeler, bu dostluğun tarihsel izlerini taşımaktadır.
Müzenin İçi
Tarihin ve Dostluğun Yaşayan Mirası
II. Frenc Rákóczi Evi ve Müzesi, yalnızca bir müze değil, aynı zamanda Türk-Macar dostluğunun simgesi ve tarihsel bir mirastır. Tekirdağ’da Osmanlı ve Macar kültürlerinin buluşma noktası olan bu yapı, her yıl binlerce ziyaretçiye ev sahipliği yaparak geçmişin izlerini günümüze taşımaktadır. Hem bir tarih tutkunu hem de kültür meraklısıysanız, Rákóczi’nin Tekirdağ’daki müzesini ziyaret etmek, sizi iki ülke arasındaki ortak tarih yolculuğuna çıkaracaktır.