Sermaye Varlıklarını Fiyatlama Modeli (Capital Asset Pricing Model – CAPM), finans dünyasında yatırım kararları, varlık değerlemesi ve portföy yönetimi gibi temel konular üzerinde önemli etkiler yaratmış teorik bir modeldir. 1960’lı yıllarda William F. Sharpe, John Lintner, Jack Treynor ve Jan Mossin gibi akademisyenlerin katkılarıyla geliştirilen CAPM, bir varlığın beklenen getirisini sistematik risk temelinde belirlemeyi amaçlar. Bu bağlamda model, yatırımcıların risk algısını ve piyasa koşullarını dikkate alarak rasyonel kararlar vermelerini öngörür.
CAPM, finans teorisinde devrim yaratarak yatırımın risk düzeyine göre nasıl fiyatlanması gerektiğine ilişkin matematiksel bir çerçeve sunmuştur. Modelin temel savı, yatırımcıların yalnızca sistematik risk karşılığında ek getiri talep ettikleridir. Bu anlayış, yatırım kararlarının rasyonelleştirilmesini ve piyasa dengesinin modellenmesini mümkün kılar.
Tarihsel Arka Plan
CAPM’in teorik temelleri, Harry Markowitz’in geliştirdiği Modern Portföy Teorisi’ne (1952) dayanır. Markowitz, yatırımcıların risk ve getiri arasında optimal dengeyi kurmak amacıyla portföy çeşitlendirmesi yapmaları gerektiğini savunmuştur. Bu yaklaşıma göre, yalnızca sistematik risk yatırımcılar tarafından telafi edilmelidir, çünkü çeşitlendirme ile ortadan kaldırılabilen unsurlar (özel riskler) yatırımcıların ek getiri taleplerini haklı kılmaz.
Bu çerçevede geliştirilen CAPM, yatırımın beklenen getirisi ile sistematik riski arasındaki ilişkiyi formalize ederek, tüm varlıkların tek bir piyasa faktörü etrafında fiyatlandığını varsaymıştır. Modelin teorik gelişimi 1960’ların başlarında tamamlanmış, ardından yapılan çok sayıda ampirik çalışma ile sınanmıştır.
CAPM’in Teorik Yapısı ve Bileşenleri
CAPM’in temel denklemi şu şekildedir:
Bu denklemde:
- E(Rᵢ): i varlığının beklenen getirisi
- Rf: risksiz getiri oranı (örneğin devlet tahvilleri)
- E(Rₘ): piyasa portföyünün beklenen getirisi
- βᵢ: i varlığının sistematik riski (piyasa ile korelasyon katsayısı)
Modelin bu sade formu, yatırımcıların yalnızca sistematik risk için ek getiri talep ettiklerini ve diğer tüm risklerin çeşitlendirme yoluyla elimine edilebileceğini varsayar. Dolayısıyla, β katsayısı CAPM’de merkezi önemdedir; bir varlığın piyasa dalgalanmalarına duyarlılığını ölçer.
CAPM’in Varsayımları
CAPM’in işleyişi, birtakım ideal varsayımlara dayanır. Bu varsayımlar, modelin teorik doğruluğunu artırsa da, pratik uygulamalar açısından çeşitli kısıtlamalara yol açabilir:
- Tüm yatırımcılar rasyoneldir ve riskten kaçınırlar.
- Yatırımcılar homojen beklentilere sahiptir. Herkes aynı piyasa verileri ile hareket eder.
- Sermaye piyasaları mükemmeldir. Vergi yoktur, işlem maliyetleri sıfırdır.
- Yatırımcılar yalnızca beklenen getiri ve varyansa göre karar verir.
- Tüm yatırımcılar aynı dönem için plan yapar.
- Tüm varlıklar bölünebilir ve sonsuz likittir.
Bu varsayımlar altında, tüm yatırımcılar “verimli sınır” üzerinde aynı piyasa portföyünü tercih ederler ve yalnızca farklı risk algıları, yatırımcının risksiz varlıkla ne ölçüde borçlanıp borç vermesi gerektiğini belirler.
CAPM’in Avantajları
CAPM’in finans teorisi ve uygulamalarında yaygın şekilde kullanılmasının ardında birtakım önemli avantajlar bulunmaktadır:
Teorik Basitlik ve Uygulama Kolaylığı
Modelin yapısı son derece basittir. Bir yatırımın beklenen getirisi yalnızca üç değişkenle hesaplanabilir: risksiz faiz oranı, piyasa getirisi ve beta katsayısı. Bu sade yapı, hem akademik çalışmalarda hem de uygulamada yaygın kullanımını teşvik eder.
Sistematik Riskin Ölçülmesini Sağlaması
CAPM, β katsayısı aracılığıyla sistematik riskin ölçülmesini sağlar. Bu sayede yatırımcılar ve yöneticiler, bir varlığın ne ölçüde piyasa riskine maruz kaldığını hesaplayarak karar süreçlerini rasyonel biçimde şekillendirebilirler.
Varlık Değerleme ve Sermaye Maliyeti Hesaplaması
CAPM, şirketlerin sermaye maliyetlerini hesaplamasında kullanılan temel modellerden biridir. Özellikle hisse senedi piyasasında faaliyet gösteren firmalar için özkaynak maliyetinin hesaplanmasında önemli bir yer tutar.
Portföy Yönetiminde Kılavuzluk
Model, yatırımcılara risk-getiri ilişkisinin analitik bir çerçevesini sunarak portföy çeşitlendirmesi konusunda yön gösterir. Sistematik riske göre yatırım araçlarını sınıflandırma olanağı sağlar.
CAPM’in Eleştirileri ve Sınırlılıkları
Teorik sadeliği ve açıklayıcılığına karşın, CAPM gerçek dünya uygulamalarında önemli sınırlılıklar ve eleştirilerle karşı karşıya kalmıştır:
Varsayımların Gerçek Dışı Olması
CAPM'in geçerliliği, teoride varsayılan homojen beklentiler, mükemmel piyasalar, likidite, vergi yokluğu gibi ideal koşullara bağlıdır. Oysa reel piyasalarda bilgi asimetrisi, işlem maliyetleri ve vergi gibi faktörler vardır.
Beta'nın Sınırlı Açıklayıcılığı
Birçok ampirik çalışmada, beta katsayısının bir varlığın getirilerini açıklamada yetersiz kaldığı gösterilmiştir. Varlık getirileri üzerinde şirket büyüklüğü, defter/piyasa değeri oranı, momentum gibi başka faktörler de etkili olmaktadır.
Risksiz Varlık Kavramının Problematikliği
CAPM'in temel bileşenlerinden biri olan risksiz faiz oranı, uygulamada net olarak tanımlanması güç bir değişkendir. Devlet tahvilleri genellikle risksiz kabul edilse de, enflasyon riski ve diğer makroekonomik unsurlar bu varsayımı zayıflatır.
Gelişmekte Olan Ülkelerde Sınırlı Uygulanabilirlik
Gelişmekte olan ülkelerde piyasa verilerinin yetersizliği, düşük likidite ve yüksek volatilite gibi nedenlerle CAPM’in öngördüğü ilişki çoğu zaman gerçekleşmemektedir. Türkiye gibi ülkelerde yapılan ampirik çalışmalar modelin sınırlı geçerliliğini ortaya koymuştur.
CAPM ve Türkiye Üzerine Ampirik Bulgular
Türkiye sermaye piyasalarında CAPM’in geçerliliği üzerine yapılan birçok akademik araştırma, modelin belirli sınırlamalara sahip olduğunu göstermiştir. Özellikle Borsa İstanbul’da (BİST) yapılan çalışmalarda CAPM’in beta-getiri ilişkisinin zayıf olduğu ve alternatif modellerin daha iyi performans gösterdiği saptanmıştır.
Örneğin, sağlık hizmetleri sektöründe 2017-2021 yılları arasında yapılan bir çalışmada, yüksek riskli işletmelerin yüksek getiri potansiyeline sahip olduğu tespit edilmiş; ancak bu ilişkinin beta katsayısı ile tam olarak açıklanamadığı görülmüştür. Bunun yanı sıra, Türkiye’de 1995-2004 dönemini kapsayan bir başka araştırmada da CAPM’in geçerliliği farklı regresyon teknikleriyle test edilmiş ve sonuçlar modelin bazı dönemlerde geçerli, bazı dönemlerde geçersiz olduğunu göstermiştir.
Alternatif Modeller ve CAPM’in Evrimi
CAPM’in yetersizlikleri, zamanla daha karmaşık ve açıklayıcı modellerin geliştirilmesine neden olmuştur:
Fama-French Üç Faktörlü Modeli
Bu model, CAPM'e ek olarak şirket büyüklüğü (SMB) ve defter/piyasa değeri oranı (HML) gibi faktörleri de içerir. Bu sayede küçük ve değer hisselerinin performansı daha iyi açıklanabilir hale gelir.
APT – Arbitrage Pricing Theory
Stephen Ross tarafından geliştirilen APT modeli, çok faktörlü bir yapıya sahiptir ve makroekonomik değişkenleri temel alır. Bu modelde, herhangi bir sistematik risk faktörünün varlık getirisi üzerindeki etkisi regresyon yoluyla belirlenir.
Düzeltmeli CAPM ve Koşullu Modeller
Yatırımcı davranışlarındaki farklılıklar, zamanla değişen risk algısı ve betaların zaman içinde sabit olmaması gibi nedenlerle koşullu modeller ve düzeltilmiş CAPM versiyonları geliştirilmiştir.
CAPM’in Günümüzdeki Yeri
Günümüzde CAPM, teorik sadeliği ve temel prensipleri nedeniyle hala finansal analizlerin çoğunda başlangıç noktası olarak kullanılmaktadır. Özellikle sermaye maliyeti hesaplamalarında ve temel risk-getiri analizlerinde yaygın şekilde başvurulan bir modeldir.
Ancak gelişmiş analizler için tek başına yeterli olmadığı artık akademik çevreler ve uygulayıcılar tarafından kabul edilmektedir. Bu nedenle çoğu yatırımcı ve analist, CAPM’i tamamlayıcı veya alternatif modellerle birlikte kullanmayı tercih etmektedir.
Sermaye Varlıklarını Fiyatlama Modeli (CAPM), finans literatürünün en temel teorik çerçevelerinden biri olarak önemini korumaktadır. Model, risk-getiri ilişkisini sistematik risk üzerinden açıklayan ilk yapılandırılmış teori olması açısından devrim niteliğindedir. Ancak varsayımlarının gerçek hayata birebir uymaması, gelişmekte olan piyasalarda sınırlı geçerliliği ve tek faktörlü yapısı, modelin yetersiz kaldığı yönlerdir. Bu nedenle CAPM, günümüzde çoğunlukla temel analiz aracı olarak değerlendirilmekte ve daha gelişmiş modellerle birlikte kullanılmaktadır.

