Sevdalinka, kökeni Arapça sevda/sawda (karasevda) sözcüğüne dayanan Boşnakça sevdah kavramından türeyen, “Boşnakça aşk şarkıları” anlamındaki anonim bir lirik halk şiiri/şarkısı türüdür.
Boşnak Anonim Halk Edebiyatı içinde en yaygın lirik türlerden biri sayılır. Müzik ve makam eşliğinde icra edilir ve söz ile telli çalgının birlikteliğine dayanır. Osmanlı şehir yaşamının şekillendirdiği toplumsal bağlamda, özellikle kadın–erkek arasındaki aşkın duygusal ifadesi ve iki sevgili arasında bir “iletişim aracı” işlevi görmesiyle ayırt edilir.
Sevdalinka Örneği (Orlova Planina)
Tarihçesi
Sevdalinka, Boşnakların İslamiyet’i kabulüyle birlikte şekillenen kentli yaşam ve Osmanlı kültür çevresi içinde ortaya çıkan bir lirik tür olarak tarif edilir. Bu dönüşümle birlikte tür, söz ve makam birlikteliğiyle söylenen ve iki sevgili arasında duygusal iletişime aracılık eden bir şehir geleneği hâline gelmiştir.
Erken dönem için kesin bir “ilk” tarih verilemese de sevdalinkaların 16. yüzyıldan itibaren Boşnak kültüründe görülmeye başlandığı belirtilir. Yazılı kaynaklarda sevdalinkadan söz edildiğine ilişkin en eski atıflar arasında Luka Botić’e atfedilen bir kayıt olduğundan bahsedilir; bu anlatım, onlu heceyle yazılmış altı dizelik bir sevdalinkaya gönderme yapar.
19. yüzyıl başında Vuk S. Karadžić, 1814 tarihli derlemesinde bazı sevdalinkaları kaydeder ve bunları “Muhammed’in dinine inanan Sırpların şiirleri” olarak tanımlar. Bu, türün Müslüman Boşnak topluluğuyla özdeşliğine dair çağdaş bir gözlemdir.
20. yüzyıl sonu seyahatname ve etnografik notlar, icra ortamlarının kent dokusundaki somut izlerini verir. Çek etnomüzikolog Ludvík Kuba, Mostar’da Ramazan gecelerinde ev toplantılarında erkeklerin tambur çalıp sevdalinka okuduğunu; Hırvat yazar Ferde Hedele ise kahvehanelerde müzik eşliğinde söylendiğini yazar.
Toplumsal kurallar (haremlik–selamlık, evlerin yüksek duvarları, pencereden iletişim) türün dramatik sahnesini ve performans ritüellerini belirlemiştir. Delikanlının avlunun dışında, genç kızın ise evin avlusundan karşılıklı sevdalinka söylemesi gibi sahneler sık aktarılır.
Coğrafi ve Toplumsal Bağlam
Sevdalinka, başından itibaren kırsaldan çok Osmanlı şehir dokusuna yaslanır: Ev, bahçe/bašča, çardak, avlu, mahalle, cami, tekke ve bezistanın kurduğu gündelik mekânlar hem temaları hem de icra sahnesini belirler.
Toplumsal kurallar (haremlik–selamlık, yüksek duvarlı evler) iki sevgili arasındaki görünmez mesafeyi kurar; buluşmalar çoğu kez pencerede, kapı önünde, avlu–sokak sınırında gerçekleşir. Bu yüzden sevdalinka, iki gencin sesle birbirine “ulaştığı” bir iletişim pratiğine dönüşür.
İcra ortamı kent merkezlidir. Konak toplantıları, Ramazan akşamları kahvehaneler, düğünler ve sohbet meclisleri türün başlıca sahneleridir. Geleneksel bellekte kadın sesinin baskınlığı nedeniyle sevdalinka kimi kaynaklarda “kadın şarkıları” olarak da anılır.
Şehir hayatıyla birlikte hareketlilik ve ayrılıklar (çarşı–pazar, uzun yolculuklar, askerlik, hac veya uzak şehirlere gidiş) metinlerde hasret ve bekleyiş temalarını güçlendirir; erkek dışarıdan söyler, genç kız avludan karşılık verir.
Sevdalinkaların dizelerinde şehir kimliği sıkça görünür: Banja Luka, Travnik, Sarajevo gibi merkezler ve bunların idari ünvanları (kadılık, vezirlik, gazilik) sevgiliyle birlikte anılır, böylece aşkın coğrafyası şehirlerin diliyle kurulmuş olur.
Biçim ve Poetika
Sevdalinka, anonim bir lirik şarkı/şiir türüdür. Söz her zaman ezgiyle birliktedir ve gelenekte çoğunlukla šargija/tambur eşliğiyle söylenir. Hece ölçüsü kullanılır; bent yapısı serbesttir, mısra sayıları düzenli olmak zorunda değildir.
Tür, iki sevgilinin karşılıklı söyleşisine ve çağrı–yanıt akışına dayanır. Âşık pencerede/avluda bir sevdalinka okur, maşuk çoğu kez kafes ardından aynı ezgiden bir bölümle ya da yeni bir sevdalinkayla cevap verir. Böylece söz, duygusal iletişimin aracı hâline gelir.
Poetik dünyası şehirli gündeliğin somut ayrıntılarıyla kurulur: Pendžer (pencere), bahçe/avlu, kahvehane ve şarkıdaki erkek figürünün elindeki šargija ve nargile gibi nesneler sık yinelenir. İmgelem, sevgilinin güzelliğini abartı (mübalağa) ile yüceltir; bu yön, Doğu/İslam şiir geleneği etkisi olarak da not edilmiştir.
Sevdalinka ile Anadolu türküleri arasında belirgin farklar da vardır. Türkülerde bent düzeni daha muntazamken, sevdalinkada aynı eser içinde dahi mısra düzensizliği görülebilir; türkülerde konu alanı genişken sevdalinka aşk/hasret odağında ve kent yaşamı çevresinde yoğunlaşır.
Somut Olmayan Kültürel Miras Olarak Sevdalinka
Sevdalinka, Bosna Hersek'in somut olmayan kültürel mirasıdır. Boşnak toplumu açısından sevdalinka, kimlik taşıyıcısı bir çekirdek unsurdur. “Türkler için türkü neyse, Boşnaklar için sevdalinka odur” saptaması; sevdalinkaların başka Balkan topluluklarında görülmemesinin de altı çizilerek, bu anonim türün Boşnak millî kültürünün tamamlayıcı bir parçası olduğunu vurgular.
Sözlü kültür ürünleri olarak sevdalinkalar, toplumsal değerleri taşıma, kuşaktan kuşağa aktarma ve kolektif bellek oluşturma işlevi görür. Ritim ve kafiyenin sağladığı ezber gücü sayesinde tarihî dönemlerden bugüne süreklilik kazanır.
Kimliğin mekânsal ve kentsel simgeleri, sevdalinkaların dilinde görünür: Banja Luka’nın “kadiluk”, Travnik’in “vezirlik”, Sarajevo’nun “gazilik” ünvanları gibi şehir imleri aşk söylemiyle iç içe geçer; böylece sevdalinka yerle anılan bir aidiyet duygusu inşa eder.