Sis, yeryüzüne yakın havanın içindeki su buharının, bu hava tabakasının doyma noktası sıcaklığına ulaşması veya buharlaşma ile ek su buharı kazanması sonucu yoğunlaşarak asılı küçük su damlacıkları veya buz kristalleri biçiminde görülmesiyle oluşan meteorolojik olaydır. Lakra ve Avishek, sisi atmosferik bir sınır tabakası fenomeni olarak tanımlar. Sis, yeryüzüne yakın hava tabakalarında su buharının yoğunlaşarak askıda kalan su damlacıkları veya buz kristalleri hâline gelmesi sonucu ortaya çıkar.
Yatay görüş mesafesini 1 kilometrenin altına düşüren bu olay, stratus bulutunun yeryüzüne inmiş biçimi olarak da tanımlanır. Yoğunlaşma sonucu oluşan bu mikroskobik damlacıklar, yer yüzeyiyle temas eden havanın doygun hale gelmesiyle meydana gelir ve bazen çok hafif çisenti biçiminde yağış görülebilir.
Sis, atmosferik nem döngüsünün önemli bir bileşeni olup hem ekolojik denge hem de ulaşım güvenliği açısından stratejik öneme sahiptir. Yerel topografya, deniz etkisi, nem oranı ve rüzgâr koşulları sisin oluşum sıklığını belirler. Türkiye’deki meteorolojik analizler, radyasyon sisinin en yaygın tür olduğunu ve durgun, nemli ve soğuk gecelerde geliştiğini göstermektedir. Bu nedenle sisin doğru tahmin edilmesi; havacılık, ulaşım, tarım ve sağlık planlamasında önemli bir meteorolojik öngörü aracıdır.
Sis, düşük görüş koşullarının yol açtığı ekonomik ve toplumsal kayıplar nedeniyle giderek artan bir öneme sahiptir. Artan hava, kara ve deniz trafiği ile güneş enerjisi üretiminde sis hem güvenlik hem de verim açısından kritik bir faktördür. Bununla birlikte hem fiziksel süreçlerin karmaşıklığı hem de gözlemsel verilerin eksikliği nedeniyle tahmin edilmesi en güç meteorolojik olaylardan biridir.
Oluşumu
Sis, yoğunlaşma veya buharlaşma süreçleriyle ortaya çıkar. Nemli hava tabakasının çeşitli yerel veya bölgesel meteorolojik koşullar sonucunda doyma noktasına ulaşarak yoğunlaşmasıyla gelişir. Bu süreçte havanın yüksek nemli, doyma noktasına yakın ve genellikle rüzgârsız olması gerekir.
Sisin oluşumu, bağıl nemin yüksek, rüzgâr hızının düşük ve hava sıcaklığının çiğ noktasına yakın olduğu koşullarda gerçekleşir. Bu durum, yoğunlaşma çekirdekleri (aerosoller) üzerinde su buharının birikmesiyle mikrofiziksel olarak tamamlanır.
Atmosferde sisin oluşabilmesi için üç temel unsur gereklidir:
- Bağıl nemin %80’in üzerinde olması,
- Hafif rüzgâr koşulları,
- Soğuma veya nem artışıyla doygunluğa ulaşma.
Açık ve durgun gecelerde yüzey ısısının hızla kaybolması sonucu yer soğur, yüzeye yakın hava tabakası da soğuyarak yoğunlaşma (radyasyon sisi) oluşturur. Gündüz saatlerinde sıcaklığın yükselmesiyle buharlaşma artar ve sis genellikle dağılır.
Sisin mikrofiziksel gelişiminde üç temel süreç söz konusudur:
- Soğuma (Cooling): Radyasyon kaybı sonucu yüzeye yakın hava tabakasının sıcaklığı çiğ noktasına iner.
- Nem Artışı (Moisture Supply): Buharlaşma veya yatay taşınım (adveksiyon) yoluyla hava doygunluğa ulaşır.
- Yoğunlaşma (Condensation): Doygunluk koşuluna ulaşıldığında su buharı damlacıklara dönüşür.
Bu üç sürecin eşzamanlı veya ardışık gerçekleşmesi, farklı sis türlerinin oluşumuna neden olur.
Sınıflandırma
Sisin oluşum biçimine, sıcaklık koşullarına ve görüş mesafesine göre çeşitli türleri bulunur. Bu sınıflandırmalar hava kütlesi (soğuma) sisleri, cephe sisleri ve görüş mesafesine dayalı türler olmak üzere üç ana başlık altında incelenebilir.
Hava Kütlesi (Soğuma) Sisleri
Radyasyon Sisi
Açık ve durgun gecelerde yüzey ısı kaybına uğrar; yüzey ve yakın tabakada hava çiğ noktasına ulaşarak yoğunlaşır. Genellikle gece oluşur, sabah saatlerinde sıcaklığın artmasıyla dağılır.
Adveksiyon (Yatay Hava Hareketi) Sisi
Sıcak ve nemli hava kütlesinin soğuk yüzey üzerine hareket etmesiyle, içindeki su buharı yoğunlaşır. Bu tür sis özellikle deniz kıyılarında sık görülür.
Yamaç Sisi
Rüzgârla birlikte dağ veya tepe yamaçlarına doğru yükselen havanın soğuması sonucu oluşur.
Yamaç Sisi (Pexels)
Oroğrafik (Yer Şekli) Sisi
Yatay hareket eden havanın yer şekli etkisiyle hafif ve yataya yakın şekilde yükselerek soğumasıyla oluşur.
Sis, yerel koşullara bağlı olarak bu sınıflar arasında geçiş gösterebilir ve mikroölçekli etmenler (örneğin arazi kullanımı, bitki örtüsü, su yüzeyleri) bu süreci karmaşıklaştırabilir.
Cephe Sisleri
Birbirine karşı hareket eden iki farklı hava kütlesinden sıcak olanın soğuk hava üzerinde yükselmesiyle gelişir. Buna bağlı olarak üç alt tür tanımlanır:
- Sıcak cephe önü sisi,
- Soğuk cephe gerisi sisi,
- Cephe hattı sisi.
Görüş Mesafesine Göre Sınıflandırma
- Hafif sis: Görüş mesafesi 1,6 km’nin altındadır.
- Yoğun sis: Görüş mesafesi 1 km’nin altındadır.
- Aşırı yoğun sis: Görüş mesafesi 400 m’nin altındadır.
Oluştuğu Sıcaklığa Göre Sınıflandırma
- Sıcak sis: 0°C’nin üzerinde oluşur.
- Soğuk sis: -30°C ile 0°C arasında görülür.
- Buz sisi: -30°C’nin altındaki ortamlarda meydana gelir.
İklim Değişikliği ve Küresel Sis Eğilimleri
Bazı araştırmacılar, 20. yüzyılın ikinci yarısından itibaren dünya genelinde sis sıklığında bir azalma eğilimi (global dimming effect) gözlendiğini belirtmiştir. Bu düşüş; artan aerosol konsantrasyonu, kentleşme ve kara yüzeyi sıcaklıklarındaki artışla ilişkilendirilmiştir. Bununla birlikte bazı kıyı ekosistemlerinde, deniz yüzeyi sıcaklıklarının değişmesiyle birlikte sis sıklığında bölgesel artışlar görülmektedir.
Damlacık Spektrumu ve Optik Özellikler
Sis damlacıkları, yaklaşık 1–10 mikrometre arasında değişen yarıçaplara sahiptir. Damlacık boyutları sisin optik kalınlığını belirleyen temel unsurlardan biridir. Görüş mesafesi, damlacık sayısından çok, bu damlacıkların içerdiği toplam sıvı su miktarına bağlı olarak değişir. Bu nedenle, sis yoğunluğunun yalnızca bağıl neme göre tanımlanması, fiziksel özelliklerin tamamını yansıtmak için yeterli değildir.
Sisin Dağılma Evresi ve Türbülans Dinamiği
Sisin dağılma süreci yalnızca güneş ışınımına bağlı değildir; rüzgâr kesmesi ve dikey türbülans karışımı gibi atmosferik dinamikler de bu süreçte etkili olmaktadır. Sis tabakasının üst kısmında ortaya çıkan geçici kararsızlık olayları, sisin alttan yukarıya doğru çözülmesine yol açabilmektedir. Bu durum, sisin dağılma mekanizmasının yalnızca radyatif buharlaşma ile açıklanamayacağını göstermektedir.
Sisin Etkileri
Sis, doğal sistemler ve insan faaliyetleri üzerinde hem olumlu hem de olumsuz etkiler oluşturur. Zirai açıdan, özellikle kurak ve yarı kurak bölgelerde, sis damlacıkları “sis yağışı” biçiminde doğrudan toprağa, bitkilere ve canlılara ulaşarak nem dengesini destekler. Bu süreç, hava nem içeriğini ve nemlilik gradyanını artırarak bitki ve toprak nemine katkı sağlar. Kurak bölgelerde sis, bitki ve toprak nemine katkı sağlar. Dolayısıyla sis, ekosistemlerin, flora ve faunanın sürekliliğinde dolaylı olarak faydalı rol oynar.
Buna karşın, sisin görüş uzaklığını sınırlaması, kara, deniz ve hava ulaşımında önemli aksamalara yol açar. Uçuş iptalleri, deniz kazaları ve trafik kazaları gibi olaylar nedeniyle sis, meteorolojik bir doğal afet olarak da kabul edilmektedir. Ayrıca, hava kirliliğinin yüksek olduğu alanlarda, sisli günlerde havadaki kirletici maddeler yoğunlaşarak astım, bronşit ve solunum hastalıkları bulunan bireyler için sağlık riskini artırabilir.