KÜRE LogoKÜRE Logo
BlogGeçmiş
Blog
Avatar
Ana YazarZeynep Yılmaz3 Eylül 2025 11:16

Sivas'ta Okuyan 3 Kızın İzmir Serüveni

fav gif
Kaydet
kure star outline

Herkese merhaba! Size başlıkta gördüğünüz üzere Sivas'ta üniversite okuyan 3 arkadaşın (Emine, Beyza ve Zeynep) İzmir'de geçirdiği bir haftayı anlatacağım. Biz 2023'te hazırlık sınıfında tanışan 3 arkadaşız ve hazırlık olmasa tanışmamızın da pek ihtimali olmazdı sanırım. Emine nanoteknoloji mühendisliği, Beyza bilgisayar mühendisliği, ben de İngilizce öğretmenliği okuduğum için aslında apayrı 3 bölümdeyiz. Tanıştığımızdan beri kopmadık ve bu sene Emine'nin bizi İzmir'e çağırmasıyla aslında çok da gerçekleşmesine ihtimal vermediğimiz o tatile gittik.

Neler yaptık?

Ben Sivas'tan, Beyza da Ankara'dan İzmir'e gittik. İlk gün Sığacık'a gittik. Küçük ama müthiş derecede huzurlu bir yerdi. Tahmin edeceğiniz gibi bir sürü kafe, pansiyon, butik ve takıcı vardı. Sokaklar daracık ama rengarenkti. Biraz sokaklarını gezdikten sonra oradan ayrılıp Azmak Plajı'na gittik. Biz üçümüzün gittiği yere fırtına götürme gibi bir özelliği olduğu için fırtınayı bu sefer de plaja götürdük ve 2 saat rüzgarla cebelleşerek denizin tadını çıkarmaya çalıştık. Tabii kumdan gözümüzü ne kadar açabildiysek.


İkinci gün Emine bizi mini bir tura soktu ve aynı gün içerisinde hem Arkeoloji Müzesi'ni hem Konak'ı hem de Alsancak'ı gezdik. Aynı gün içerisinde hem kumruyu hem kazandibini hem bombayı yedik. Çikolatalı bombayı kesinlikle denemelisiniz çünkü yediğimde ben bundan Sivas'ta yiyemeyeceğim diye kahroldum. :( Gezdiğimiz yerlerden bahsedecek olursam da ne yazık ki Arkeoloji Müzesi ne kadar ilgi çekici olamayacaksa o şekilde düzenlenmiş, heykellerde doğru düzgün açıklama bile yazmıyor. Konak, birçok şeyi görebileceğiniz bir nevi İstanbul Kapalı Çarşı gibi. Alsancak benim o gün içerisindeki favorim. Her ne kadar içinde her türden insan olsa da saatlerce otursam da sıkılmayacağım bir sahili var. (Sivaslı olduğum çok belli oldu :/)


Üçüncü gün, ikinci günün yorgunluğunu üstümüzden atamadığımız için tamamen evdeydik. O kadar yürümüştük ki ben Konak'ta ayağım ağrıyor diye ağlamaya başlamıştım ki tam bir rezaletti. Dördüncü gün, zar zor yollar teperek Selçuk'a gidebildik. Selçuk Kalesi'ni ve yakınlarda bulunan İsa Bey Camii'ni gezdik. Kale'nin en tepesinden aşağıyı izlemek çok huzurlu hissettiriyor, camiye girdiğinizde de özellikle avlusu içinden çıkmak istemeyeceğiniz kadar hoş. Selçuk'tan Efes Antik Kenti'ne geçtik. Çok kalabalıktı özellikle herkesin görmek istediği o ihtişamlı kısım. Manasızca tiyatronun sergilendiği yere giriş yoktu, o yüzden biz taşlarına bakmakla meşguldük. Her şeyi görelim diye en tepeye kadar çıktık, erimemize ramak kalmıştı.


Son 2 günümüzde Ödemiş'te bir köye gittik. Köye geçmeden önce Birgi'yi gezdik. Arabadan indiğiniz an yüzünüze nem çarpması dışında çok tatlı bir yer. Çakırağa Konağı, görülmesi gereken detayları gerçekten özenle işlenmiş bir yer. Birgi'den sonra artık köye geçtik. En eğlendiğimiz günler köyde geçti diyebilirim. İlk gün köyde küçük kontrollü bir ateş yakmamıza rağmen köyün kahvesinden 10 abi bizi az kalsın jandarmaya şikayet ediyordu. İkinci gün 3 kişi beraber -düşeceğimiz çok bariz olduğu halde- hamakta sallandık ve tam benim olduğum taraftan hamağın ipi koptu. En son gökyüzünü bir de ayaklarımı gördüm. Neyse ki kimseye bir şey olmadı. Köyden tekrar şehir merkezine döndük ve artık ayrılma vakti gelmişti...


Hayatımda geçirdiğim en eğlenceli, unutulmaz ve gerçekten genç olduğumu hissettiğim bir haftaydı. Ben biraz lafı uzatmayı severim. Umarım keyifle okuyacağınız bir blog olmuştur. Sonraki serüvenlerde görüşmek üzere.

Sen de Değerlendir!

0 Değerlendirme

Blog İşlemleri

KÜRE'ye Sor