Siyez buğdaylı kaz yemeği, kökeni Anadolu'da MÖ 8. yüzyılda hüküm sürmüş Frig uygarlığına dayanan yöresel bir yemektir. Eskişehir, Afyonkarahisar, Kütahya ve Ankara'yı kapsayan Frigya Bölgesi'nde, arkeolojik kazılarda bulunan kap kacaklar ve kuş figürlü eserler üzerine yapılan incelemeler sonucunda, Friglerin siyez buğdayı ve kaz etini mutfak kültürlerinde yoğun şekilde kullandıkları tespit edilmiştir. Yemek, 2019 yılında İhsaniye Kaymakamlığı ve Afyon Kocatepe Üniversitesi iş birliğiyle yeniden gündeme getirilmiş ve bölge turizmine kazandırılmak üzere sosyal tesislerde sunulmaya başlanmıştır.
Tarihsel ve Kültürel Arka Plan
Frigler, karasal iklimin hâkim olduğu Frigya Bölgesi'nde tarım ve hayvancılıkla geçimini sağlamış; buğday, arpa ve kaz eti gibi ürünlerle beslenmiştir. Arkeolojik buluntular, Frig mutfağında tahıl ve et ağırlıklı bir beslenme düzeni olduğunu, ayrıca seramik ve madeni mutfak eşyalarının yaygın olarak kullanıldığını göstermektedir. Gastroarkeoloji disiplini kapsamında yapılan çalışmalar, Friglerin yemek kültürüne dair izleri ortaya çıkarmış ve siyez buğdaylı kaz yemeğinin bu kültürün bir parçası olduğunu desteklemiştir. Yemeğin yeniden popülerleşmesi, bölgedeki yerel üreticilerin ve turizm işletmelerinin katkılarıyla sağlanmıştır.
Besin Değerleri
Siyez buğdayı, yüksek protein ve lif içeriği, ayrıca polifenoller, lutein ve tokoferoller gibi fonksiyonel bileşenler bakımından zengin bir yiyecektir. Kaz eti ise B vitamini, demir, fosfor ve selenyum gibi mineraller içermekte; kırmızı ete yakın besleyicilik sunmaktadır.
Turizm ve Kültürel Miras Kapsamında Değerlendirme
Siyez buğdaylı kaz yemeği, Frigya Bölgesi'nde kültürel mirasın ve yerel mutfak değerlerinin korunması amacıyla tanıtılmaktadır. Yemeğin sürdürülebilirliği için coğrafi işaret alınması, restoran menülerinde yer verilmesi ve festivallerde tanıtımının yapılması gibi çalışmalar yürütülmektedir. Ancak yapılan araştırmalar, yerel halkın yemek hakkındaki bilgisinin sınırlı olduğunu ve tanıtım faaliyetlerinin yetersiz kaldığını göstermiştir. Yemeğin gelecek kuşaklara aktarılması için usta-çırak ilişkisi, yazılı kaynakların oluşturulması ve gastronomi eğitim programlarında yer alması önerilmektedir.
Malzemeler
· 1 adet bütün kaz (iç organları temizlenmiş, akyüreği çıkarılmış)
· 4 su bardağı siyez buğdayı (yaklaşık 320 g)
· 2 adet soğan
· 4 yemek kaşığı tereyağı (yaklaşık 60 g)
· 2 yemek kaşığı sıvı yağ (yaklaşık 24 g)
· 10 su bardağı su (yaklaşık 2 litre)
· 1 yemek kaşığı tuz (yaklaşık 24 g)
· 1 yemek kaşığı karabiber (yaklaşık 12 g)
Hazırlanışı
Kaz eti temizlenip yıkandıktan sonra, suyunun bulanık ve acı olmaması için özellikle akyürek kısmı çıkarılır. Ardından et alev üzerinde mühürlenir. Mühürlenen kaz eti, üzerini geçecek miktarda su ilave edilerek bir tencereye alınır ve ağır ateşte 2-3 saat kadar haşlanır. Pilav için ise, küp küp doğranan soğanlar, bir tencerede eritilmiş sıvı yağ ve tereyağı içinde kavrulur. Kavrulan soğanlara siyez buğdayı eklenip karıştırılır ve haşlanmış kaz etinin suyundan 8 su bardağı ilave edilir.
Tuz ve karabiberle tatlandırılan pilav, tencerenin kapağı kapatılarak suyunu çekene kadar 15-20 dakika kısık ateşte pişirilir. Ayrı bir işlem olarak, haşlanmış kaz etinin üzeri tereyağı ile yağlanır ve üzeri kızarana kadar yaklaşık 20 dakika fırında pişirilir. Son aşamada, pişen pilav bir siniye veya servis tabağına alınır ve üzerine bütün haldeki kaz eti yerleştirilir. Geleneksel olarak domates, biber ve ince yufka ekmeği (şebit) ile süslenerek servis edilir.