Hasan Nuhanović’in Son Sığınak adlı eseri, Bosna Savaşı sırasında yaşanan Srebrenitsa soykırımını bireysel tanıklıklar ve uluslararası bağlamda ele alan bir çalışmadır. Kitap, yazarın bizzat şahit olduğu olayları aktararak, savaşın insanlık üzerindeki yıkıcı etkilerini ve uluslararası toplumun sorumluluklarını sorgulamaktadır. Birleşmiş Milletler tarafından "güvenli bölge" ilan edilen Srebrenitsa’da yaşanan trajediye ışık tutan bu eser, hem tarihsel bir belge hem de etik bir sorgulama niteliği taşımaktadır.

Son Sığınak
Kitabın İçeriği
Srebrenitsa Soykırımı ve Yazarın Tanıklığı
Kitap, 1995 yılında gerçekleşen Srebrenitsa soykırımını birinci elden tanıklıklarla detaylandırmaktadır. Yazar, ailesiyle birlikte güvenli bir bölge olarak ilan edilen Srebrenitsa’ya sığınan binlerce kişiden biridir. Nuhanović, kitabında, bu bölgedeki insanların Birleşmiş Milletler barış gücü askerlerine duydukları güvenden nasıl yıkıcı bir ihanete dönüştüğünü aktarmaktadır. Özellikle soykırım sırasında ailesinin katledilmesi, yazarın kişisel acılarını evrensel bir mesajla birleştirmektedir. Kitap, yalnızca bir soykırımın tarihini anlatmakla kalmaz, aynı zamanda bireyin bu korkunç olaylar karşısındaki çaresizliğini ve direnişini de gözler önüne sermektedir.
Uluslararası Toplum ve Birleşmiş Milletler’in Sorumluluğu
Nuhanović, Birleşmiş Milletler barış gücünün Srebrenitsa’da yaşanan olaylardaki rolünü ve başarısızlığını sert bir şekilde eleştirmektedir. "Güvenli bölge" olarak ilan edilen bir bölgede 8.000’den fazla Bosnalı Müslüman’ın katledilmesinin sorumluluğunu yalnızca Sırp milislerine değil, aynı zamanda uluslararası topluma da yüklemektedir. BM’nin yetersizliği, askerlerin pasifliği ve uluslararası diplomasi mekanizmalarının başarısızlığı, kitabın temel eleştirileri arasında yer almaktadır. Yazar, bu noktada adaletin sadece yasal bir mesele değil, aynı zamanda ahlaki bir zorunluluk olduğunu vurgulamaktadır.
Ailenin Kaybı ve Savaşın İnsani Boyutu
Son Sığınak, soykırımın bireysel etkilerini derinlemesine inceleyerek savaşın insani boyutunu ön plana çıkarmaktadır. Nuhanović, ailesini kaybetmenin acısını ve bu kaybın üzerindeki etkilerini samimi bir dille aktarmaktadır. Kitap, bireyin savaşın yıkıcılığına nasıl maruz kaldığını ve bunun yarattığı travmanın nesiller boyunca nasıl sürebileceğini gözler önüne sermektedir. Savaşın fiziksel yıkımından ziyade, ruhsal ve duygusal tahribata odaklanan bu anlatı, okuyucuda derin bir etki bırakmaktadır.
Soykırımın Tarihsel ve Politik Arka Planı
Nuhanović, Srebrenitsa soykırımını yalnızca bir olay olarak ele almaz, aynı zamanda bu trajedinin arka planını tarihsel ve politik bağlamda analiz etmektedir. Yugoslavya’nın dağılma süreci, etnik milliyetçiliğin yükselişi ve Batı dünyasının bu sürece kayıtsız kalışı, eserde geniş yer bulmaktadır. Kitap, Bosna Savaşı’nın yalnızca bölgesel bir çatışma olmadığını, aynı zamanda uluslararası politikaların ve güç dengelerinin bir sonucu olduğunu vurgulamaktadır.
Adalet ve Hatırlama
Son Sığınak, adalet ve hafızanın önemini derinlemesine işlemektedir. Yazar, soykırımın unutulmaması gerektiğini ve bu tür trajedilerin bir daha yaşanmaması için uluslararası toplumun hatalardan ders çıkarması gerektiğini savunmaktadır. Nuhanović, adaletin yalnızca mahkemelerde değil, toplumsal hafızada da yer bulması gerektiğini ifade etmektedir. Kitap, geçmişteki trajedilerin gelecekteki nesiller için bir uyarı niteliği taşıdığını hatırlatmaktadır.

