KÜRE LogoKÜRE Logo

Sözde Kızlar (Kitap)

Genel Kültür+1 Daha
fav gif
Kaydet
kure star outline
sözde kızlar bilgi.jpg
Sözde Kızlar
Yazar
Peyami Safa
İlk Baskı
1923
Yayınevi
Ötüken Neşriyat

Peyami Safa’nın ilk edebî şöhretini kazandıran yapıtlardan biri olan Sözde Kızlar, yazarın Türk edebiyatının önemli konularından biri olarak kabul edilen Doğu-Batı çatışmasını bireysel hikâyeler üzerinden irdelediği romanıdır.

 

İlk defa 1922 yılında Sabah gazetesinde "Serâzad" takma adıyla tefrika edilmeye başlanan roman, gazetenin kapanmasıyla yarım kalmış, ancak 1923'te kitaplaştırılmıştır.

 

Cumhuriyet'in hemen öncesinde kaleme alınan bu eser, Türk edebiyatında yanlış Batılılaşma, kadın kimliği, ahlaki dejenerasyon ve kültürel çatışma gibi temaları işlemesi bakımından mühim kabul edilen bir yerde durmaktadır.

Konu ve Olay Örgüsü

Romanın ana karakteri olan Mebrure, Yunan işgali altındaki Anadolu’dan, kaybolan babasını bulmak üzere İstanbul’a gelir. İstanbul’da, babasının arkadaşı olan ve Batılı hayat tarzına özenen Nazmiye Hanım’ın Şişli’deki konağına yerleşir. Ancak bu konakta karşılaştığı yozlaşmış yaşam tarzı, onu içsel bir çatışmaya sürükler.

 

Mebrure’nin karşılaştığı tipler, İstanbul’un savaş yıllarında içine düştüğü ahlaki çözülmenin temsilcileridir. Konağın oğlu Behiç, yüzeyde zarif ancak özde kumarbaz, ahlaken çürümüş bir karakter olarak Mebrure’yi kandırmaya çalışır. Diğer yandan Fahri karakteri, kendince namuslu, dindar, vatansever, dürüst ve Doğun'un temsilcisi olarak Mebrure’nin yozlaşmış çevreye kapılmamasında önemli rol oynarlar.

Tematik Yapı

Yanlış Batılılaşma

Romanın ana temasını, Tanzimat’tan beri tartışılan bir mesele olan “yanlış Batılılaşma” oluşturur. Peyami Safa, Batı’nın yalnızca yüzeysel ögelerini – kıyafet, eğlence, dil – benimseyen; fakat bilim, düşünce ve değerler sisteminden bihaber olan bir çevreyi sert biçimde eleştirir. Behiç, Nevin, Nazmiye Hanım gibi karakterler, Batı’ya öykünmenin sahte temsilcileri olarak çizilir.

Doğu-Batı Karşıtlığı

Roman boyunca Doğu’yu temsil eden Anadolu insanı – Mebrure, Fahri, Nadir – ile Batı’yı yanlış şekilde taklit eden İstanbul elitleri arasında belirgin bir karşıtlık kurulur. Yazar, bu karşıtlığı yalnızca yaşam tarzlarıyla değil, karakterlerin düşünce biçimleri ve ahlaki yaklaşımlarıyla da derinleştirmeye çalışır. Bu bağlamda Sözde Kızlar, Fatih-Harbiye, Biz İnsanlar gibi daha sonra yazılacak romanların tematik öncülü olarak değerlendirilebilir.

Kadın Temsili ve "Sözde Kızlar"

Romanın başlığında geçen “sözde kızlar” ifadesi, görünüşte modern ve bağımsız ancak içsel olarak yüzeysel ve çöküntüye uğramış kadınları işaret eder. Nevin ve Belma gibi karakterler bu anlamda yazarın eleştirel bakışını yansıtırken Mebrure ise idealize edilmiş, namuslu, dindar ve kültürel değerlere bağlı kadın modelidir. Yazarın kadınları iki ayrı gruba ayırarak değerlendirmesi, bazı edebiyatçı ve araştırmacılar tarafından dönemin erkek egemen bakış açısının da bir yansıması olarak kabul edilir.

Mekân ve Zaman

Roman, 15 Mayıs 1919’daki İzmir’in işgalinden sonraki dönemde geçer. Mütareke İstanbul’u, yazarın gözünde yalnızca işgal altındaki bir şehir değil aynı zamanda ahlaki işgale uğramış bir toplumsal yapıdır. Mekân olarak kullanılan köşk, yozlaşmanın merkeziyken; Nadir’in evi sadelik ve sağduyunun timsalidir. Bu karşıtlık, fiziksel mekânlar üzerinden de ideolojik bir ayrım inşa eder.

Karakterler

  • Mebrure: Anadolu'dan gelen, erdemli, ahlaklı, dinine ve ailesine bağlı bir genç kadındır. Romanda yazarın idealize ettiği kadın tipidir.
  • Behiç: Batı özentisi, kumarbaz, acımasız, yüzeysel ve ahlaksız bir karakterdir. Kadınları kullanır ve insan ilişkilerinde samimiyetsizdir.
  • Nevin ve Nazmiye Hanım: Modern görünümlü ama içsel olarak değerlerden kopmuş “sözde kadın” tipini temsil eder. Tipik bir Batı özentisi kişilerdir.
  • Belma: Asıl adı Hatice’dir. Behiç’in kurbanı olmuş, dramatik bir figürdür. İntiharı ve gerçeği anlatan mektubu, romanda dönüm noktasıdır.
  • Fahri: Yazarın onayladığı karakterdir. Millî ve manevi değerlere sahiptir. Roman boyunca Mebrure’ye destek olur.

Anlatım Tekniği

Roman, ilahi bakış açısıyla yazılmıştır. Yazar, olaylara dışarıdan bakarken aynı zamanda karakterlerin iç dünyalarını da yansıtır. Dönemin sade diliyle yazılmış olsa da günümüz okuru için ağır gelebilecek ifadeler de barındırmaktadır. Özellikle iç monologlar ve betimlemeler aracılığıyla karakterlerin psikolojik derinliğini aktarmayı amaçlar.

Sinemaya Uyarlanması

Sözde Kızlar, Cumhuriyet’in ilk yıllarından itibaren dikkat çeken bir eser olmuş, birkaç defa da sinemaya aktarılmıştır:

Sözde Kızlar (1924), Yönetmen: Muhsin Ertuğrul.

Sözde Kızlar (1967), Yönetmen: Nejat Saydam.

Sözde Kızlar (1990), Yönetmen: Orhan Elmas.

 

Sözde Kızlar, yalnızca bir bireyin arayış hikâyesi değil, bir milletin kültürel ve ahlaki duruşunun da eleştirisidir. Peyami Safa bu romanında İstanbul’un işgal yıllarındaki sosyokültürel çözülmesini bireylerin yaşantısı üzerinden gözler önüne sermeyi amaçlar. Doğu-Batı çatışması, kadın kimliği, toplumsal ahlak gibi temalar, güncelliğini koruyan meselelere dönüştürülmüştür.

Kaynakça

Safa, Peyami. Sözde Kızlar. İstanbul: Ötüken Neşriyat, 2019.


Lee, Nan A. Peyami Safa’nın Eserlerinde Doğu-Batı Meselesi. İstanbul: Ötüken Neşriyat, 1997.

Sen de Değerlendir!

0 Değerlendirme

Yazar Bilgileri

Avatar
Ana YazarYusuf Bilal Akkaya23 Mart 2025 10:38
KÜRE'ye Sor