Köken
“Tabii” kelimesi, Arapça “ṭabīʿī” (طبيعي) yani “doğal, doğaya ait, tabiatla ilgili” anlamındaki sözcükten Türkçeye geçmiştir. Bu Arapça sözcük, “ṭabīʿa” (طبيعة) yani “tabiat” kelimesine -ī nispet eki getirilerek oluşturulmuştur. Arapçadaki ṭbʿ kökü ise “doğa, yaratılış, mizaç” anlamlarıyla ilişkilidir. Dolayısıyla “tabii”, köken itibarıyla “tabiatla ilgili, doğadan gelen” anlamını taşır. Türkçede bu kelime zamanla “doğal, olağan, yapmacıksız, elbette” gibi farklı anlam alanlarında kullanılmıştır.
Kullanım Alanları
- Edebiyat ve Yazın: Tabii sıfat ve zarf olarak klasik ve modern Türk edebiyatında sıkça kullanılmıştır. Özellikle doğal durumları, olağan olayları veya mantığa uygun halleri vurgulamak için tercih edilir. Şiir, roman, tiyatro ve deneme gibi türlerde yer alır.
- Günlük Konuşma Dili: Konuşma dilinde tabii kelimesi, “elbette”, “doğal olarak” anlamlarında onaylama veya kesinlik ifade etmek için yaygın biçimde kullanılır. İnsanlar arasında samimi ve doğal ifadeyi destekler.
- Resmî ve Akademik Metinler: Özellikle mantık ve olağan durumlar anlatılırken, bilimsel ve akademik yazılarda tabii kelimesi normal, doğal veya beklenen durumları anlatmak için yer alır.
- Hukuk ve Felsefe: Doğal hukuk ve tabiat kavramlarıyla bağlantılı olarak, tabii kelimesi doğal ve kaçınılmaz kuralları, prensipleri tanımlamada kullanılır.
- Dini ve Tasavvufi Metinler: Arapça kökeninden dolayı klasik İslam düşüncesinde tabiat ve doğa ile ilgili kavramları ifade etmekte yer alır.
- Dil ve Dilbilim: Tabii kelimesi dilde olumlama, doğal durum ve mantıkla uyum gibi işlevlerde kullanılır. Ayrıca zarf olarak cümlelerde kesinlik ve gereklilik anlamı taşır.





