Tanganyika Gülme Salgını, 30 Ocak 1962’de Doğu Afrika’da, günümüzde Tanzanya sınırları içinde kalan Kashasha köyündeki bir kızlar okulunda başlayan ve kısa sürede çevre köylerle okullara yayılan olağanüstü bir toplumsal-psikolojik olaydır. Salgın, kontrolsüz gülme, ağlama, huzursuzluk ve zaman zaman şiddet içeren davranışlarla tanımlanmıştır. Başlangıçta mizahla veya bulaşıcı bir hastalıkla ilişkilendirilen bu olay, daha sonra yapılan tıbbi ve psikolojik incelemeler sonucunda kitle psikojenik hastalık (mass psychogenic illness, MPI) olarak değerlendirilmiştir.
Tanganyika Gülme Salgını (Yapay Zekâ ile Oluşturulmuştur.)
Başlangıç: Kashasha Kızlar Okulu
Salgın 30 Ocak 1962’de, Bukoba bölgesine 25 mil uzaklıktaki Hristiyan misyonerlerce yönetilen bir yatılı okulda üç kız öğrencinin ani biçimde “anormal davranışlar” göstermesiyle başladı. Bu davranışlar arasında durdurulamayan gülme, ağlama ve genel huzursuzluk yer alıyordu. Kısa sürede olay okulun diğer öğrencilerine de yayıldı. Okuldaki 159 öğrenciden 95’i ilk dalgada etkilendi; olaylar artınca okul 18 Mart 1962’de kapatıldı. Mayıs sonunda yeniden açılan okulda 57 öğrenci ikinci dalgada hastalandı ve okul Haziran sonunda tekrar kapandı.
Salgın yalnızca öğrencilerle sınırlı kalmadı. Olayların başlangıcında bulunan hiçbir öğretmen (iki Avrupalı, üç Afrikalı) etkilenmedi. Etkilenenlerin tamamı ergenlik çağındaki kızlardı. Klinik gözlemlere göre hastalık, birkaç saatten birkaç güne kadar süren ataklar halinde ortaya çıkıyor, aralarda iyileşme dönemleri yaşanıyor, ardından tekrar nüksediyordu.
Yayılım ve Coğrafi Genişleme
Kashasha’daki okulun kapanmasının ardından öğrenciler evlerine gönderildi. Yaklaşık on gün sonra, öğrencilerden bazılarının memleketi olan Nshamba köyünde (Bukoba’nın 55 mil batısında) benzer olaylar baş gösterdi. Burada yaklaşık 10.000 kişilik nüfustan 217’si (çoğu genç yetişkin ve okul çağındaki çocuklar) etkilenmişti. Ardından Ramashenye Kız Ortaokulu’nda (Bukoba yakınları) 10–18 Haziran tarihleri arasında 154 öğrenciden 48’i aynı semptomları gösterdi.
Bir öğrenci Ramashenye’den memleketi Kanyangereka köyüne gönderildikten sonra orada ailesinin bireylerine ve çevre köylere bulaşma görüldü. Olaylar sonucunda iki erkek okulu daha kapatıldı. Aynı dönemde, yaklaşık 100 mil kuzeyde Uganda’nın Mbarara kentinde benzer ama daha hafif bir salgın kaydedildi. Toplamda, yaklaşık 1.000 kişi bu salgından doğrudan etkilenmişti.
Belirtiler ve Klinik Bulgular
Salgına yakalananlarda gözlenen temel belirtiler şunlardı:
- Nedensiz ve uzun süreli gülme ve ağlama nöbetleri,
- Huzursuzluk, zaman zaman şiddet davranışları,
- Korku ve takip edilme sanrıları,
- Bazen genel kas gerginliği, genişlemiş göz bebekleri, ancak bilinç kaybı veya ateş yoktu.
Tıbbi incelemelerde herhangi bir enfeksiyon, zehirlenme veya nörolojik hastalık bulgusu saptanmadı. Beyin omurilik sıvısı, kan testleri ve gıda örnekleri üzerinde yapılan analizlerde virüs, bakteri veya toksik maddeye rastlanmadı. Bu nedenle olayın biyolojik veya çevresel bir nedenle açıklanamayacağı sonucuna varıldı.
Toplumsal Tepkiler ve Yerel İnançlar
Yerel halk arasında olay farklı biçimlerde yorumlandı. Bazı köylüler salgını “Endwara Yokusheka” (gülme hastalığı) ya da “Akajanja” (delilik) olarak adlandırdı. Diğerleri bunun “atom bombası deneylerinin zehirlediği atmosferden” kaynaklandığına veya “mısır ununun zehirlendiğine” inandı. Kimi tanıklar, olayın “bulaşıcı bir delilik” şeklinde yayıldığını belirtti.
Bilimsel Açıklama: Kitle Psikojenik Hastalık
Hekimler A. M. Rankin ve P. J. Philip, 1963 tarihli raporlarında olayın nedenini “kitle histerisi” olarak tanımladılar ve bunun kültürel olarak belirlenmiş bir psikiyatrik rahatsızlık olduğunu ileri sürdüler. Daha sonra yapılan ayrıntılı analizlerde (özellikle Christian F. Hempelmann, 2007) bu değerlendirme doğrulandı.
Hempelmann’a göre Tanganyika’daki olay, motor tipte bir kitle psikojenik hastalık (mass motor hysteria) örneğidir. Bu tür hastalıklar genellikle şu koşullarda görülür:
- Kadın ve ergen nüfus ağırlıklıdır,
- Yatılı okul veya kapalı grup ortamında başlar,
- Görsel ve işitsel etkileşimle bulaşır,
- Fiziksel bir neden yoktur,
- Stres, toplumsal geçiş veya baskı ortamları tetikleyici rol oynar.
Bağlamsal ve Kültürel Etmenler
Salgının yaşandığı dönem, Tanganyika’nın bağımsızlığını kazandığı (9 Aralık 1961) tarihten yalnızca birkaç hafta sonraydı. Yeni kurulan devletin politik, ekonomik ve kültürel belirsizliklerle dolu geçiş süreci, özellikle genç nüfus üzerinde psikososyal stres yaratmıştı.
Misyoner okulları, yerli öğrencilerin geleneksel kültürleriyle Batı eğitim sisteminin değerleri arasındaki çelişkilerin en yoğun yaşandığı yerlerdi. Bu durum, ergenlik çağındaki kız öğrencilerde hem aidiyet krizi hem de sosyal baskı yaratmış, sonuçta duygusal gerilimin bedensel biçimde dışavurumuna yol açmıştı.
Hempelmann’a göre, bu tür olaylar bireylerin “kaçamayacakları stresli durumlardan geçici bir kaçış yolu” olarak ortaya çıkar; toplumda “hasta rolü” oynayan bireyler, bu yolla dolaylı olarak dayanılmaz koşullardan kurtulurlar.
Fizyolojik Olanaksızlık ve Yanlış Yorumlar
Bazı popüler kaynaklarda olayın “aylarca süren aralıksız gülme” biçiminde sunulması yanlıştır. Fizyolojik olarak bir insanın uzun süre kesintisiz gülmesi imkânsızdır; kas yorgunluğu, solunum düzensizliği ve diyafram kasılmaları birkaç dakikada sınıra ulaşır. Bu nedenle olayda “gülme” nöbetleri, kısa süreli tekrarlayan motor semptomlar biçiminde gerçekleşmiştir.
Etkileri ve Sonuçları
Tanganyika gülme salgını, en az altı ay boyunca bölgedeki eğitim faaliyetlerini durdurmuş, 14 okulun geçici kapanmasına yol açmış ve yaklaşık bin kişiyi doğrudan etkilemiştir. Olay sırasında hiçbir ölüm veya kalıcı fiziksel hasar kaydedilmemiştir, ancak uzun süreli psikolojik etkiler bildirilmiştir.
Olay, uluslararası medyada geniş yankı uyandırmış, tıp ve psikoloji alanında önemli bir vaka olarak ele alınmıştır. Günümüzde kolektif davranış, sosyal stres ve psikojenik hastalıklar üzerine yapılan çalışmalarda en çok atıf yapılan örneklerden biridir.