KÜRE LogoKÜRE Logo
Ai badge logo

Bu madde yapay zeka desteği ile üretilmiştir.

Tokaimura Nükleer Kazaları

Tarih+1 Daha
fav gif
Kaydet
kure star outline
Olay
Kimyasal Proses Kazası (Dōnen)Kritiklik Kazası (JCO)
Tarih
11 Mart 1997 (Dōnen)30 Eylül 1999 (JCO)
Tesis
Bitüminizasyon Gösterim Tesisi (Dōnen)Dönüşüm Test Binası (JCO)
Faaliyet
Bitüminizasyon (Dōnen)Uranyum yakıt kimyasal dönüşümü (JCO)
Sonuç (Dōnen)
Çalışanlarda düşük düzeyli maruziyetŞeffaflık-raporlama ve risk iletişimi tartışmaları
Sonuç (JCO)
3 İşçide ağır radyasyon maruziyeti350 m yarıçapında tahliye10 km yarıçapında içeri sığınma çağrısıOkulların geçici kapanmasıUluslararası Nükleer Olay Ölçeği (INES) Seviye 4 SınıflandırmasıDeneysel tedaviler

Tokaimura, İbaraki Eyaleti’nde yoğun nükleer tesislerin bulunduğu bir yerleşimdir ve 1990’larda art arda iki önemli olayın yaşandığı bir bölge olarak öne çıkmıştır. İlki, Mart 1997’de devlet işletmesi altında faaliyet gösteren nükleer yakıt döngüsü/atık işleme sahasında meydana gelen yangın ve patlamadır. Bu olay, radyoaktif salım ve acil müdahale süreçlerine ilişkin tartışmaları gündeme taşımış; kamu yönetimi ile tesis işletmeciliğinde şeffaflık, raporlama ve risk iletişimi konularını Japon kamuoyunda tartışılır hâle getirmiştir.


Tokaimura JCO Uranyum İşleme Tesisi (IAEA)【1】  

İkincisi ve çok daha ağır sonuçlar doğuran kaza, 30 Eylül 1999 sabahı Tokaimura’daki JCO uranyum yakıtı işleme tesisinin Dönüşüm Test Binası’nda gerçekleşen kazadır. %20’nin altında zenginleştirilmiş uranyum çözeltisinin uygun olmayan geometriye ve kütleye sahip bir çöktürme tankına toplu aktarımı sonucu kendiliğinden zincirleme fisyon tepkimesi başlamış, üç çalışan yüksek doza maruz kalmış, bunlardan ikisi daha sonra hayatını kaybetmiştir. Olay, Uluslararası Nükleer Olay Ölçeği (INES)’nde seviye 4 olarak sınıflandırılmış; Tokaimura, Japon nükleer güvenliği ve acil durum yönetimi tartışmalarında dönüm noktası olarak anılır hale gelmiştir.

1997 Tokaimura Kazası (Dōnen Olayı)

Tokaimura’daki devlet işletmesi (Dōnen/PNC) sahasında Mart 1997’de, sıvı radyoaktif atıkların asfaltla katılaştırılması (bitüminizasyon) işlemi sırasında önce yangın çıkmış, ardından patlama meydana gelmiştir. Bitüminizasyon; ısıyla akışkan hâlde tutulan asfalt/bitüm içine sıvı atıkların belirli oranlarda karıştırılarak katı bir forma dönüştürülmesi esasına dayanır. Süreç doğası gereği ısı açığa çıkaran kimyasal etkileşimler içerdiğinden, ısıl denge, karışım oranları, havalandırma/filtrasyon ve sürekli izleme kritik önemde olmuştur. Olayda tesis çatısında gözle görülür hasar oluşmuş; sahada acil durum prosedürleri devreye alınmıştır.


Aşırı Isınmanın Yaşandığı Bitümizasyon Tankı (Ibaraki Tokai)【2】  

İlk saatlerde saha içi ve yakın çevrede radyolojik ölçümler sıklaştırılmış, çalışanlar ile ilk müdahale ekipleri için ihtiyati korunma adımları uygulanmıştır. Ölçümler, etkilenimin düşük düzeylerde kaldığına işaret etmiş; buna karşın olay, Tokaimura’nın çok sayıda nükleer tesisi bir arada barındıran yerleşim yapısı nedeniyle bölgesel risk algısını artırmıştır.


İlk Müdahale Anlarından Bir Kare (Citizens’ Nuclear Information Center)【3】  

Kurumsal iletişim akışının kesintisiz ve açık yürütülememesi kamuoyunda eleştirilmiş; raporlama ve bilgi paylaşımındaki gecikmeler, şeffaflık ve koordinasyon eksikliği tartışmalarını büyütmüştür. Kazanın teknik arka planında, ısıl yönetim ve karışım kimyası kaynaklı risklerin birikimli biçimde yükselmesi belirleyici olmuştur.


Olayın Yaşandığı Bina (Citizens’ Nuclear Information Center)【4】  

Asfalt–tuzlu atık karışımlarında oksidatif süreçler ve termal kaçış (kimyasal reaksiyonun ürettiği ısının kendini besleyerek kontrol dışına çıkması) olasılıkları, proses penceresinin dışında kalındığında yangın ve patlamaya zemin hazırlayabilmiştir. Bu çerçevede işletme koşullarının anlık sapmalarına karşı çevrim içi sıcaklık/akış izleme, havalandırma–filtrasyon yeterliliği ve acil kapatma mekanizmalarının güvenilirliği, literatürde çıkarılan başlıca dersler arasında yer almıştır.


Aşırı Isı Sebebiyle Boruda Oluşan Kırık Olayın Yaşandığı Bina (Citizens’ Nuclear Information Center)【5】 

Olayın risk iletişimi boyutu, Tokaimura’daki nükleer endüstriye yönelik güvenin kırılganlığını görünür kılmıştır. 1997’deki yangın–patlama görüntülerinin, iki yıl sonra 30 Eylül 1999’daki JCO kritik kazası sırasında bazı mecralarda karıştırılarak kullanılması bilgi kirliliğini artırmış; coğrafi olarak farklı bir tesiste yaşanan bu olayın JCO ile ilişkilendirilmesi, kriz anlarında doğru ve hızlı bilgilendirmenin önemini göstermiştir. 1997 tecrübesi, denetim sıklığı ve kapsamı, operatör eğitimi, proses talimatlarının güncelliği ve tatbikatla desteklenen acil durum planları gibi kurumsal alanlarda güçlendirme ihtiyacını gündemde tutmuştur.


İlk Müdahale Anlarından Bir Kare (Citizens’ Nuclear Information Center)【6】  

Sonuç olarak, 1997 Tokaimura olayı, kritiklik içermeyen (nükleer zincirleme tepkimesine dayanmayan) bir kimyasal/termal kaza olarak kayda geçmiş; yine de atık işleme hatlarında ısıl güvenlik, proses istikrarı ve risk iletişimi konularında kalıcı etkiler bırakmıştır.

1999 Tokaimura Kazası

Kazanın Arka Planı

Tokaimura’daki JCO tesisi, uranyum yakıtın kimyasal dönüşüm süreçlerini yürüten ve Dönüşüm Test Binası (Conversion Test Building, CTB) olarak anılan bir birimi de içeren bir işletmeydi. Süreç şeması, uranyum oksidin nitrik asitte çözündürülerek uranil nitrat çözeltisine dönüştürülmesi, bu çözeltinin ara (buffer) tankı üzerinden çöktürme tankına kontrollü akışla sevki ve nihayetinde başka bir hatta UO₂ tozuna çevrilmesini öngörmüş; ekipman geometrisi ve bir seferde taşınabilecek uranyum kütlesi tasarımdan itibaren kritiklikten kaçınma ilkelerine göre sınırlandırılmıştır.【7】  Tesis, dönem dönem JOYO hızlı deney reaktörü için %18,8 zenginlikte uranyum çözeltisi/ara ürün hazırlamıştır. Bu zenginlik düzeyi, küçük partilerle çalışma, uzun–dar kesitli ara tank kullanımı ve kapalı hat işletimi gibi önlemleri zorunlu kılmıştır.


Tokaimura Haritası (USNRC)【8】 

1990’lar boyunca, üretim akışında “işi hızlandırma” amacıyla lisanslı süreçten sapmalar yerleşik uygulamalar hâline gelmiştir. Özellikle paslanmaz çelik kovalarla toplu aktarım, ara tankın pratikte atlanması ve geometrik güvenlik açısından elverişsiz kaplara yönelim, resmî onaya bağlanmamış iç yönergeler üzerinden öğretilmiş ve yinelenmiştir. Böylece, tasarımdaki güvenlik marjlarını ayakta tutan geometri–kütle disiplininin sahadaki karşılığı zayıflamış; operatör eğitimi, gözetim ve kayıt tutma pratiklerinde boşluklar oluşmuştur. Alan monitörleri ve kâğıt üzerindeki acil durum planları mevcut olmakla birlikte, tatbikat sıklığı ve kurumlar arası iletişim pratikleri istenen düzeye ulaşmamıştır.


Düzenleyici bağlam da kırılgan bir tablo sunmuştur. Bilim ve Teknoloji Ajansı (STA) lisans hükümleri; kütle sınırı, ekipman geometrisi ve iş sırası açısından net zorunluluklar getirmiştir. Ne var ki, denetim sıklığı ve kapsamı sahadaki fiilî uygulamaları bütünüyle yakalayamamış; süreç dışı “kısayol”ların kalıcı rutin hâline gelmesine engel olamamıştır. 13 Eylül 1999 tarihinde Ulusal Güvenlik Komisyonu (NSC) tarafından acil durumlara ilişkin bir rehber güncellenmiş ve kısa süre sonra özel bir nükleer acil durum yasası çıkarılmasına giden adımlar atılmıştır.


Tokaimura Bölgesi (USNRC)【9】 

Ancak, ulusal ve yerel planlar, o tarihte öncelikle güç ve yeniden işleme tesislerinden radyoaktif salım senaryolarına odaklanmış, yakıt işleme tesislerinde kritiklik kazası olasılığına özgü ayrıntılandırmalar yeterince geliştirilmemiştir. Tokaimura’daki yerleşim düzeninde, CTB’nin çevresinde konutların ve günlük yaşam alanlarının bulunması, olası bir olayda saha dışı yönetimin hızla organize edilmesini gerektiren özgün bir risk profili yaratmıştır.


Özetle, 30 Eylül 1999’a gelindiğinde JCO’da; tasarım gereği güvenli bir akışın kâğıt üzerinde varlığını sürdürdüğü, ancak prosedür dışı pratiklerin sahada alışkanlığa dönüştüğü bir üretim kültürü yerleşmişti. Eğitim–gözetim–denetim üçlüsündeki zaaflar ile geometri/kütle disiplinindeki fiilî aşınma, kapalı hat–küçük parti prensiplerinden toplu aktarım ve uygunsuz kap kullanımına doğru kayma yaratmış; böylece kritik kütle için gerekli koşulların tesadüfi değil, örgütsel olarak mümkün hâle gelmesine zemin hazırlanmıştır.

Olayın Seyri

30 Eylül 1999 saat 10.35’te JCO’nun Dönüşüm Test Binası’ndaki çöktürme tankında, uygun olmayan kap ve toplu aktarım nedeniyle kritiklik (kendiliğinden sürdürülebilir kontrolsüz çekirdek bölünmesi) başlamıştır. O anda iç hacimde ani (prompt) kritik davranış görülmüş, ardından reaktivitenin daha düşük düzeyde dalgalanarak sürdüğü gecikmeli bir dönem yaşanmıştır. Tank çevresindeki su ceketi (moderasyon ve yansıtma etkisi) reaktiviteyi beslemiş; olay yerinde tipik mavi ışıma gözlemlenmiştir. Alan monitörleri eşzamanlı alarm vermiş, yakın çevredeki çalışanlar binadan çıkarılmıştır.


Çöktürme Tankına Uygunsuz Uranyum Aktarımını Gösterir Çizim (NIRS-M-143)【10】 

İlk yarım saat içinde tesiste toplanma noktalarına tahliye yapılmış; yaklaşık 150 m mesafedeki ilk toplanma alanında doz hızının beklenenden yüksek ölçülmesi üzerine personel idare binasının güneydoğusuna (yaklaşık 280 m) aktarılmıştır. Olay anına en yakın üç çalışan kısa sürede kusma, bilinç bulanıklığı, uyuşma gibi akut radyasyon sendromu belirtileri göstermiştir. 10.43’te itfaiyeye ambulans çağrısı yapılmış, ekip 10.56’da sahaya ulaşmıştır. Radyasyon alanı yüksek bulunduğundan, ambulans ekibi üç çalışanı tesis kapısına doğru çıkararak ilk yardım uygulamış; ambulans 11.49’da Ulusal Mito Hastanesi’ne hareket etmiş ve 12.07’de hastaneye varmıştır. Hastanedeki ilk tıbbi değerlendirmeleri takiben Ulusal Radyolojik Bilimler Enstitüsü (NIRS) devreye girmiş; hastaların ileri tedavisi için sevk ve koordinasyon süreci başlatılmıştır.


Saha yönetimi, reaktiviteyi besleyen koşulları ortadan kaldırmaya odaklanmıştır. Bu kapsamda su ceketinin boşaltılması, nötron soğurucu (bor içeren) çözeltilerle pasifleştirme ve çevre ekipmanlarının güvenli duruma alınması adımları uygulanmıştır. Kritikliğin sürmesine yol açan geometri–kütle–moderasyon bileşimi zayıflatıldıkça, tank içindeki nötron üretimi kontrol edilebilir düzeye inmiştir. Saha dışı önlemler eş zamanlı ilerlemiş; 350 m yarıçapında yerleşimler boşaltılmış, genişleyen etki alanında yaklaşık 10 km yarıçap içinde halka içeri sığınma (evde-kal, havalandırmayı kısma) çağrısı yapılmıştır. Okulların tatil edilmesi, yol ve demir yolu hatlarının geçici olarak kısıtlanması, sahaya yakın üretim ve ticari faaliyetlerde duruşlar gibi tedbirler uygulanmıştır.


Olayın Yeniden Canlandırması (NIRS-M-143)【11】 

Yaklaşık 20 saat süren olay boyunca tank içindeki reaktivite, çevresel koşullardaki her değişime duyarlı biçimde dalgalı seyretmiştir. Reaktiviteyi azaltan teknik adımların tamamlanması ve tankın nötron soğurucu ortamla emniyete alınmasıyla birlikte alan doz hızları operasyonel eşiklerin altına düşmüştür. Çevreye yaygın ve kalıcı radyoaktif madde salımı saptanmamış; olay, saha içi ve yakın saha ile sınırlı, ancak işçi maruziyetleri açısından ağır sonuçlar doğuran bir kritiklik kazası olarak kayda geçmiştir. Bu seyrin ortaya koyduğu tablo, tasarımda öngörülen kritikliği önleyici geometri ve kütle sınırlarının sahadaki prosedür dışı uygulamalar altında aşılmasının nasıl kademeli bir kriz ürettiğini göstermiştir.

Acil Müdahale ve Tahliye

Acil durum alarmının çalmasını izleyen dakikalarda saha personeli toplanma düzenine geçirilmiş, yaklaşık on dakika içinde ilk grup çalışan 150 m mesafedeki toplanma alanına yönlendirilmiştir. Bu noktadaki doz hızının beklenenden yüksek ölçülmesi üzerine kalabalık idare binasının güneydoğusundaki yaklaşık 280 m mesafedeki ikinci toplanma alanına aktarılmıştır. Olay mahalline en yakın üç çalışan, kısa sürede kusma, bilinç bulanıklığı ve uyuşma gibi akut belirtiler göstermiş; 10.43’te itfaiyeye ambulans çağrılmıştır.


Ambulans 10.56’da sahaya ulaşmış, yüksek alan dozları nedeniyle üç çalışan tesis kapısına doğru çıkarılarak ilk yardım uygulamaları sürdürülmüş; konvansiyonel kontaminasyon şüphesi bulgularına rağmen 11.49’da hareket eden ambulans 12.07’de Ulusal Mito Hastanesi’ne varmıştır. Hastanedeki ilk değerlendirmeyi takiben Ulusal Radyolojik Bilimler Enstitüsü (NIRS) ile koordinasyon kurulmuş ve ileri tedavi planlaması yapılmıştır.


Nükleer İşleme Tesisi'nin Planı (IAEA)【12】 

Tesis içindeki teknik ekip, olayı sürdüren koşulları bertaraf etmeye odaklanmıştır. Su ceketinin boşaltılması (nötronları yavaşlatan/geri yansıtan etkilerin azaltılması) ve bor içeren nötron soğurucu çözelti ile çöktürme tankının pasifleştirilmesi temel müdahaleler olmuştur. Çevre donanımlar güvenli duruma alınmış, alan izleme cihazlarıyla doz hızlarının operasyonel eşiklerin altına indiği doğrulanmıştır. Reaktivite, süreç boyunca çevresel değişkenlere duyarlı dalgalı bir seyir göstermiş; kritik koşulların ortadan kaldırılmasıyla yaklaşık 20 saat içinde denetim altına alınmıştır.


Olayın ilk saatlerinde 350 m yarıçaplı alan boşaltılmış, daha geniş çevre için yaklaşık 10 km yarıçapında halka içeri sığınma (evde kalma, havalandırmayı kısma) çağrısı yapılmıştır. Okullar geçici olarak kapatılmış, belirli yol ve demir yolu hatları kısıtlanmış, kuyu suyu kullanımı ve hasat gibi faaliyetlere ihtiyati sınırlamalar getirilmiştir. Yerel birimler, ölçüm ekipleriyle birlikte mahalle düzeyinde radyasyon taramaları yürütmüş; olayın ardından on gün içinde yaklaşık 10 bin kişi sağlık kontrolünden geçirilmiştir. Bu kontroller, esasen toplumsal kaygıyı gidermeye dönük bir güvenlik ağı işlevi görmüştür.


Nükleer İşleme Tesisi'nin Kuşbakışı Görünümü (IAEA)【13】  

Tesisin ilk bildirimi ve ambulans çağrısı ile eş zamanlı olarak itfaiye, polis, il (İbaraki) yönetimi, bilim–teknoloji otoriteleri ve sağlık kurumları arasında bilgi akışı kurulmuştur. NIRS, acil dönemde hasta kabul hazırlığı, doz değerlendirmeleri ve tedavi protokollerinin belirlenmesinde merkezi rol üstlenmiştir. Ulusal Mito Hastanesi ilk müdahale ve triyaj işlevini yürütmüş; ileri safhada hastaların NIRS’e sevki planlanmıştır. Olay ilerledikçe, saha dışı ölçümler ve meteorolojik koşullar takip edilerek içeri sığınma süresi sınırlı tutulmuş; çevreye yaygın ve kalıcı radyoaktif madde salımı saptanmamıştır.


Olayın seyri hakkında kamuya yönelik açıklamalar, ilk saatlerde belirsizlik ve bilgi kirliliği ile gölgelenmiştir. Yakın geçmişteki (1997) yangın–patlama görüntülerinin bazı mecralarda 1999 olayıyla karıştırılması, yerelde endişeyi artırmıştır. Buna karşılık, sahanın çevresinde radyoaktivite tarama noktaları kurulmuş; temel gıda ve su güvenliğine ilişkin uyarılar netleştirilmiştir. Yerel yönetim, tazminat başvuruları ve sosyal destek için bilgilendirme birimleri açmış; izleyen günlerde iş ve eğitim hayatındaki aksamalar kademeli biçimde giderilmiştir.

İnsan Sağlığına Etkiler

Olay anına en yakın üç JCO çalışanı Hisashi Ouchi, Masato Shinohara ve Yutaka Yokokawa kısa sürede bulantı, kusma, baş dönmesi ve geçici bilinç değişikliği gibi akut radyasyon sendromu belirtileri göstermiştir. İlk saatlerde yapılan kan sayımlarında belirgin lenfosit düşüşleri saptanmış; doz yeniden inşası çalışmalarına göre Ouchi’nin maruziyeti yaklaşık 17 Sv, Shinohara’nın yaklaşık 10 Sv, olay anında daha uzakta bulunan vardiya amiri Yokokawa’nın dozu ise yaklaşık 3 Sv olarak değerlendirilmiştir.


Yüksek doz alan Ouchi ve Shinohara’da kemik iliği yetmezliği, yaygın deri ve mukozal hasar ile çoklu organ işlev bozukluğu gelişmiş; el ve ön kol gibi bölgesel alanlarda yönlenmeye bağlı yüksek lokal doz bulguları (şiddetli ağrı, ödem, eritem ve ilerleyen nekrotik değişimler) belirginleşmiştir. Yokokawa’da orta-yüksek düzeyde sistemik etkilenim ve kemik iliği baskılanması izlenmiş, klinik seyir destek tedavileriyle görece daha elverişli ilerlemiştir.


Tesis içindeki diğer personel ve yüklenicilerin maruziyeti, alan dağılımına ve hızlı uzaklaştırmaya bağlı olarak genel olarak düşük kalmıştır. Alarm sonrası toplanma alanlarının yeniden düzenlenmesi ve yüksek doz hızına sahip bölgelerde kalış sürelerinin kısaltılmasıyla birlikte kişisel dozimetre verileri ve biyogösterge ölçümleri çoğu çalışan için mesleki sınırların altında ya da bunlara yakın değerler vermiştir.


Tokiamura Kazası Belgeseli (Science Unplugged)

İlk müdahale ekipleri ve sağlık çalışanları, olayın ilk saatlerindeki belirsizlik sebebiyle kısa süreyle yüksek doz hızlarının bulunduğu bölgelere yaklaşmış olsa da temas sürelerinin kısalığı ve hızla uygulanan kişisel koruyucu önlemler sayesinde ölçülen dozlar düşük düzeylerde kalmıştır. Kontaminasyon şüphesi bulunan kişiler için dekontaminasyon, giysi değişimi, burun sürüntüsü ve tüm vücut sayımı gibi protokoller uygulanmış; klinik olarak anlamlı iç ışınlanma bulgusu bildirilmemiştir.


Saha dışındaki nüfus açısından temel kaynak, çöktürme tankında oluşan nötron ve gama alanı olmuştur. Çevreye yaygın ve kalıcı radyoaktif madde salımı saptanmamıştır. Bununla birlikte ihtiyati amaçla 350 metre yarıçapındaki bölge boşaltılmış, yaklaşık 10 kilometrelik bir alan için içeri sığınma çağrısı yapılmış, kuyu suyu kullanımı ve hasat gibi faaliyetler geçici olarak sınırlandırılmıştır.


Yerel birimler mahalle ölçeğinde radyasyon taramaları yürütmüş; olayın ardından günler içinde binlerce kişi sağlık kontrolünden geçirilmiştir. Bu taramalar, çevresel dozların düşük kalması nedeniyle tıbbi açıdan sınırlı ek fayda sağlamış, daha çok toplumsal kaygının giderilmesine hizmet etmiştir.


Toplam tablo, sağlık etkilerinin mesafe, maruz kalma süresi ve yönlenme gibi parametrelerle sıkı biçimde ilişkili olduğunu göstermiştir. En ağır klinik sonuçlar olay noktasına en yakın üç çalışan (Hisashi Ouchi, Masato Shinohara ve Yutaka Yokokawa) ile sınırlı kalmış; tesis içi geniş kitle ve çevre nüfus için maruziyet düşük düzeylerde gerçekleşmiştir.

Tıbbi Süreç ve Sonuçlar

Olaydan hemen sonra üç çalışan önce Ulusal Mito Hastanesi’nde ilk değerlendirmeden geçirilmiş, kısa sürede Ulusal Radyolojik Bilimler Enstitüsü (NIRS) ve işbirliği yapan üst düzey klinik merkezlere sevk edilmiştir. Başlangıç döneminde yoğun destek tedavileri uygulanmış; sıvı-elektrolit dengesi ve hemodinamik stabilizasyon sağlanmış, enfeksiyon profilaksisi başlatılmış, hematopoietik büyüme faktörleri ve transfüzyon destekleri verilmiştir. Erken biyolojik doz göstergeleri (hızlı lenfosit düşüşü, kromozomal aberasyon analizleri) yüksek maruziyeti doğrulamış; özellikle olay noktasına en yakın iki çalışanda kemik iliği yetmezliği belirginleşmiştir.


Hisashi Ouchi'ye Uygulanan Tedaviye Dair (Mehmet Ali Güldal)

Bu iki hasta için hematopoietik yeniden yapılanmayı desteklemek amacıyla kök hücre temelli yaklaşımlar uygulanmış, eşzamanlı olarak yoğun yara bakımı, geniş alanlı deri lezyonlarına yönelik ileri yanık tedavileri, ağrı kontrolü ve beslenme desteği sürdürülmüştür. Geniş yüzeyli radyasyon-deri hasarı, mukozal bütünlük kaybı ve bağırsak bariyer bozulması nedeniyle fırsatçı enfeksiyon riski yüksek seyretmiş; antibiyotik/antifungal tedaviler ve izolasyon önlemleri uzun süre devam ettirilmiştir.


Hisashi Ouchi’de yaklaşık 17 Sv’lik maruziyetin yol açtığı yaygın doku hasarı ve çoklu organ işlev bozukluğu, yoğun desteklere rağmen ilerleyici bir klinik tablo oluşturmuştur. Masato Shinohara’da yaklaşık 10 Sv düzeyindeki doz, ağır kemik iliği baskılanması ve geniş alanlı deri-yumuşak doku nekrozlarıyla seyretmiş; uzamış yoğun bakım gereksinimi doğurmuştur. Yutaka Yokokawa’da ise yaklaşık 3 Sv düzeyindeki maruziyet sonrası kemik iliği baskılanması orta şiddette seyretmiş; enfeksiyon profilaksisi, transfüzyon desteği ve yakın izlemi takiben klinik düzelme sağlanmış ve hasta taburcu edilmiştir.


Ağır Radyasyon Alan 3 Hastanın Radyasyon Durumları (NIRS-M-143)【14】 

Ouchi birkaç ay içinde, Shinohara ise ertesi yıl içinde komplikasyonlara bağlı olarak hayatını kaybetmiştir. Klinik literatürde bu iki vakanın seyri, tüm vücut yüksek doz ışınlamasında kök hücre infüzyonu, yoğun yara bakımı ve enfeksiyon kontrolünün sınırlarını göstermiş; çoklu organ disfonksiyonu ile yaygın deri-mukoza hasarının birlikte bulunduğu tabloda sağ kalımın belirleyici engelleri olarak kayda geçmiştir.


Genel sonuçlar, maruziyetin büyüklüğü ve dağılımının (mesafe, yönlenme, lokal doz yoğunlaşmaları) klinik seyri belirgin biçimde etkilediğini göstermiştir. En ağır iki vakada yoğun ve uzun süreli tedavilere rağmen sistemik komplikasyonlar baskın kalmış; üçüncü vakada ise destekleyici yaklaşım ve hematolojik toparlanma ile iyi seyir elde edilmiştir.

Hukuki ve Kurumsal Sonuçlar

Kaza sonrasında JCO’nun sorumluluğu hem ceza hem de idari düzlemde soruşturulmuştur. Soruşturmalarda, lisanslı akışın öngördüğü “kapalı hat–küçük parti–geometrik güvenlik” ilkelerinin sahada uzun süredir aşındığı, ara (buffer) tankının atlanarak paslanmaz çelik kovalarla toplu aktarım yapıldığı ve bu “kısayol” uygulamaların resmî onaya bağlanmamış iç yönergeler üzerinden fiilî standarda dönüştüğü tespit edilmiştir. Şirket yöneticileri ve doğrudan süreçte yer alan personel hakkında taksirle ölüme sebebiyet ve ilgili düzenlemeleri ihlâl suçlamalarıyla davalar açılmış; bireysel kusur ile kurumsal kusurun birlikte değerlendirilmesi esas alınmıştır.


Yargılama süreci, güvenlik kültürü zafiyetinin münferit bir hata değil, denetim ve eğitim açıklarıyla birleşen yapısal bir sorun olduğunu ortaya koymuştur. Neticede sorumlular hakkında hapis cezaları (çoğu hükmün açıklanmasının geri bırakılması ya da ertelemeli), para cezaları ve mesleki yasaklar verilmiş; JCO’ya idari yaptırımlar ve tazmin yükümlülükleri getirilmiştir.


İdari planda, tesisin ilgili lisans ve izin süreçleri gözden geçirilmiş; kritikliği önleyici geometri ve kütle limitlerinin ihlâli karşısında “işletme dışı bırakma” ve “faaliyet kısıtlama” tedbirleri uygulanmıştır. JCO’nun kazaya konu birimindeki faaliyetleri kalıcı olarak durdurulmuş, tesis altyapısının güvenli kapatılması ve mevcut kimyasal/radyolojik envanterin emniyetli yönetimi için ayrıntılı teknik planlar onaylanmıştır.


Tazminat başvuruları için şirket bünyesinde ve yerel idare koordinasyonunda başvuru–değerlendirme mekanizmaları kurulmuş; ölüm, yaralanma, iş gücü kaybı ve mülkiyet/gelir etkileri için ayrı kalemler hâlinde ödemeler yapılmıştır. Kamu kurumları, proses talimatlarının güncellenmesi, personel eğitimlerinin belgeye dayalı ve periyodik hâle getirilmesi, vardiya amirliği ve ikinci kontrol (peer check) zorunluluğu gibi işletme içi düzenlemeleri bağlayıcı kurallara dönüştürmüştür.


Düzenleyici çerçeve, olayın ardından ulusal düzeyde güçlendirilmiştir. Acil durum yönetimine ilişkin hükümler netleştirilmiş; nükleer olay bildirimi, ilk sınıflandırma, kurumlar arası komuta–kontrol, saha dışı önlemlerin devreye alınması ve kamuoyuna bilgi akışı zinciri standardize edilmiştir. Yakıt işleme tesisleri için “kritiklik riski” odaklı özel rehberler güncellenmiş; kütle–geometri kontrolü, transfer biçimleri (kapalı hat zorunluluğu), ara tank kullanımı, malzeme hesap denetimi, proses izleme ve kayıt tutma (lot bazlı izlenebilirlik) gibi başlıklarda ayrıntı düzeyi artırılmıştır.


Denetim sıklığı ve kapsamı yükseltilmiş; habersiz saha denetimleri, operatör yeterlilik sınavları ve tatbikat şartları mevzuata açık hükümlerle bağlanmıştır. Yerel yönetimlerle eşgüdüm içinde “içeri sığınma” ve tahliye kararlarının kriterleri sadeleştirilmiş; ölçüm–izleme ağlarının (çevresel doz hızı, hava–zemin örneklemeleri) gerçek zamanlı veri paylaşımına açılması sağlanmıştır.


Kurumsal kültür ekseninde, “hız ve verim” adına geliştirilen gayriresmî uygulamaların kök nedenleri ele alınmıştır. Üretim hedefleri ile güvenlik hedefleri arasındaki gerilim, performans göstergelerinin yeniden tanımlanmasıyla giderilmeye çalışılmış; iş güvenliği göstergeleri (ihlâl bildirimleri, yakın kaza kayıtları, prosedür dışı işlem logları) yönetim teşviklerine bağlanmıştır. Eğitim müfredatına kritiklik fiziğinin temel ilkeleri, vaka temelli dersler ve insan faktörü (yorgunluk, rutinleşme, dikkat dağınıklığı) modülleri eklenmiştir. Tedarik zinciri ve taşeron yönetimi için eşdeğer güvenlik standartları zorunlu kılınmış; sahaya girecek her personel için rol bazlı yetkinlik belgelendirmesi şartı getirilmiştir.


Uluslararası düzeyde ise teknik gözlem ve danışma misyonlarının bulguları, Japonya’daki düzenleyici metinlere ve uygulama kılavuzlarına yansıtılmıştır. Ajans raporlarında öne çıkan “tasarım güvenlik sınırlarının tek başına yeterli olmadığı, sahadaki uygulama disiplininin belirleyici olduğu” vurgusu, denetim otoritelerinin metodolojisine dâhil edilmiştir. Böylece, Tokaimura sonrasında hem düzenleyici kurumların örgütlenmesi hem de işletmelerin iç kontrol mekanizmaları güçlendirilmiş; yakıt işleme ve dönüştürme tesislerinde benzer bir kritiklik senaryosunun yinelenmemesi için çok katmanlı bir güvenlik ağı tesis edilmiştir.

Toplumsal ve Ekonomik Etkiler

Kritiklik kazasının konutlara ve günlük yaşam alanlarına yakın bir yakıt işleme tesisinde meydana gelmesi, Tokaimura ve çevresinde güven duygusunu derinden sarsmıştır. Olay günü alınan içeri sığınma ve kısmi tahliye kararları, okulların geçici olarak kapatılması, ulaşım hatlarındaki kısıtlamalar ve kuyu suyu/hasat gibi rutin faaliyetlere getirilen ihtiyati sınırlamalar, kısa vadede gündelik hayatın akışını bozmuştur.


Yerel halk, erken dönemde belirsizlik ve bilgi kirliliğinin de etkisiyle gıda ve su güvenliğine ilişkin kaygılar taşımış; mahalle ölçeğinde kurulan tarama noktaları ve geniş katılımlı sağlık kontrolleri, tıbbi bir gereklilikten çok sosyal güvenin yeniden tesisi bakımından işlev görmüştür. Psikososyal etkiler arasında uyku bozuklukları, somatik yakınmalar ve geleceğe dönük belirsizlik hissi öne çıkmış; bu durum, olayın fiziksel etkilerinin sınırlı kalmasına rağmen toplumsal yankısının genişlediğini göstermiştir.


Ekonomik düzlemde kısa vadeli kesintiler, özellikle küçük esnaf, hizmet sektörü ve yakın çevredeki tarımsal üreticiler üzerinde belirginleşmiştir. İçeri sığınma çağrıları ve geçici kapanmalar, gündelik gelir döngülerinde düşüşe yol açmış; tarım ve gıda tedarik zincirinde ise algısal risk nedeniyle sınırlı da olsa pazar daralması yaşanmıştır. Çevresel ölçümlerin kalıcı ve yaygın bir radyoaktif madde salımını göstermemesi, bu etkinin uzun süreli bir ekonomik krize dönüşmesini engellemiştir.


Bununla birlikte, “etiket riski” diye nitelenebilecek algısal zarar, ürünlerin ve turistik/hizmet odaklı işletmelerin cazibesini kısa süreli olarak zayıflatmıştır. Tazminat başvuru mekanizmalarının devreye alınması, ölüm ve yaralanma kalemleri yanında iş gücü kaybı ve gelir etkilerine yönelik ödemelerle bu geçici daralmayı telafi etmeye çalışmıştır.

Kazanın Mirası

Tokaimura’daki kritiklik kazası, Japonya’da nükleer güvenlik anlayışının yeniden şekillenmesine yol açmış; tasarım güvencesi ile saha pratiği arasındaki uçurumun kapatılması gerektiğini açık biçimde göstermiştir. Lisanslı akışın kâğıt üzerinde varlığının yeterli olmadığı, işletme içi disiplin, operatör yeterliliği, kayıt–izlenebilirlik ve ikinci kontrol (peer check) gibi uygulamaların günlük rutinde somut karşılık bulması gerektiği kabul görmüştür. Bu doğrultuda, yakıt işleme ve dönüşüm tesislerinde kapalı hatla küçük parti işletimi, ara (buffer) tankı zorunluluğu, kütle–geometri limitlerinin sahada ölçülebilir göstergelerle doğrulanması ve habersiz denetimler gibi başlıklar güçlendirilmiştir.


Denetim otoriteleri, kritikliği önleyici tasarımın “son savunma hattı” değil, çok katmanlı bir güvenlik ağının yalnızca bir bileşeni olduğunu vurgulamış; insan faktörü ve kurumsal kültür odaklı değerlendirmeleri standart raporlama kalemlerine dâhil etmiştir. Acil durum yönetimi ve risk iletişimi alanlarında da kalıcı değişiklikler yerleşmiştir. İçeri sığınma–tahliye kararlarının eşiği, ölçülebilir kriterlerle sadeleştirilmiş; saha dışı ölçüm ağlarının sonuçları gerçek zamanlı paylaşım mantığıyla yapılandırılmıştır.


Yerel yönetimlerle merkezî kurumlar arasındaki komuta–kontrol akışları netleştirilmiş; tatbikat sıklıkları ve çok kurumlu senaryolar artırılmıştır. Olay günü yaşanan belirsizlikler ve önceki yıllara ait görüntülerin karıştırılması gibi problemler, tek sesli bilgilendirme ve erken doğrulama ilkelerinin benimsenmesiyle giderilmeye çalışılmıştır. Böylece, fiziksel etkileri sınırlı ama psikososyal etkileri geniş olaylarda bile toplumsal güvenin hızlı onarımı hedeflenmiştir.


Tıbbi miras bakımından, Tokaimura vakaları yüksek tüm vücut dozları ile seyreden radyasyon maruziyetinin klinik yönetimine ilişkin literatürde dönüm noktası oluşturmuştur. Erken dozun biyolojik belirteçlerle kestirimi, hematopoietik destek stratejileri, geniş alanlı deri–mukoza hasarının uzun soluklu bakımı ve enfeksiyon kontrolü gibi başlıklarda edinilen deneyimler, daha sonra yayımlanan kılavuzlara ve klinik protokollere yansımıştır. Özellikle, çoklu organ işlev bozukluğunun ve yaygın doku hasarının eşlik ettiği tabloda kök hücre temelli girişimlerin sınırları ile palyatif–destekleyici bakımın önemi daha net ortaya konmuştur.


Toplumsal bellek düzleminde ise Tokaimura, yerleşim alanlarına yakın nükleer faaliyetlerde şeffaflık ve güven inşası kavramlarının zorunluluğunu hatırlatan bir simge hâline gelmiştir. 1997’deki kimyasal/termal nitelikli yangın–patlama ile 1999’daki kritiklik kazasının aynı yerleşimde ardı ardına yaşanmış olması, kurumsal öğrenmenin kopukluklarını görünür kılmış; bu nedenle tesisler arası bilgi paylaşımı, olay derslerinin işletmelerin iç yönergelerine süratle aktarılması ve personel eğitiminde vaka temelli içeriğin artırılması kalıcı bir gereklilik olarak benimsenmiştir. Sonuçta Tokaimura, yalnızca bir kaza kroniği olarak değil, güvenlik kültürü, düzenleyici kapasite ve toplumsal meşruiyet başlıklarında kalıcı bir referans noktası olarak nükleer güvenlik literatüründe yerini almıştır.

Kaynakça

BMJ. “NICE to Rule on Influenza Flu Drug Zanamivir.” By Gavin Yamey. BMJ 319, no. 7215 (October 9, 1999): 937. Erişim tarihi: 22 Eylül 2025. https://pmc.ncbi.nlm.nih.gov/articles/PMC1116789/pdf/937.pdf.


Brynhildsen, Megan. “Problems in the Nuclear Age: The 1999 Nuclear Accident in Japan.” Colorado Environmental Law Journal 11, no. 3 (1999): 241–. Erişim tarihi: 22 Eylül 2025. https://scholar.law.colorado.edu/cgi/viewcontent.cgi?article=1545&context=celj.


Citizens’ Nuclear Information Center. “Fire and Explosion at PNC’s Tokai Bituminization Facility.” Nuke Info Tokyo, no. 58 (March/April 1997). Erişim tarihi: 22 Eylül 2025. https://cnic.jp/english/newsletter/pdffiles/nit58.pdf.


Endo, Akira, Yasuhiro Yamaguchi, and Nobuhito Ishigure. Analysis of Dose Distributions for the Heavily Exposed Patients in the Criticality Accident at Tokai-mura: Joint Research Program between JAERI and NIRS. JAERI-Research 2001-035. Tokai-mura: Japan Atomic Energy Research Institute, April 2001. Erişim tarihi: 22 Eylül 2025. https://jopss.jaea.go.jp/pdfdata/JAERI-Research-2001-035.pdf.


Hara, Takushi. “MAISアプローチによる東海村JCO臨界事故の分析:臨界発生から臨界終息に至るまで.” 関西大学商学論集 69, no. 1 (June 2024): 55–. Erişim tarihi: 22 Eylül 2025. https://kansai-u.repo.nii.ac.jp/record/2001577/files/KU-1100-20240610-04.pdf.


International Atomic Energy Agency. Lessons Learned from the JCO Nuclear Criticality Accident in Japan in 1999. Vienna: IAEA, 2009. Erişim tarihi: 22 Eylül 2025. https://www-ns.iaea.org/downloads/iec/tokaimura-report.pdf.


International Atomic Energy Agency. Report on the Preliminary Fact Finding Mission Following the Accident at the Nuclear Fuel Processing Facility in Tokaimura, Japan. Vienna: IAEA, 1999. Erişim tarihi: 22 Eylül 2025. https://www.iaea.org/publications/5957/report-on-the-preliminary-fact-finding-mission-following-the-accident-at-the-nuclear-fuel-processing-facility-in-tokaimura-japan.


Ibaraki Tokai, “Fire and Explosion at Bituminization Facility in Power Reactor and Nuclear Fuel.” Failure Knowledge Database 100 Selected Cases, erişim tarihi: 22 Eylül 2025, https://www.shippai.org/fkd/en/hfen/HC1000190.pdf.


McCurry, Justin. “Japan Plans Tests on Nuclear-Accident Victim.” The Lancet 355, no. 9198 (January 8, 2000): 127. Erişim tarihi: 22 Eylül 2025. https://www.thelancet.com/journals/lancet/article/PIIS0140-6736(05)72048-1/fulltext.


Ovalı, Ercüment. Radyasyon Kazaları. Türk Hematoloji Derneği. Erişim tarihi: 22 Eylül 2025. https://www.thd.org.tr/thddata/books/29/radyasyon-kazalari-ercument-ovali.pdf.


Power Reactor and Nuclear Fuel Development Corporation. 放射性物質の放出量並びに作業者及び公衆の被ばく線量の評価: アスファルト固化処理施設火災爆発事故原因究明・再発防止に関する報告 (PNC-TN-8410-98-048). Tokai-mura: PNC, February 1998. Erişim tarihi: 22 Eylül 2025. https://jopss.jaea.go.jp/search/servlet/search?4026076.


Ryan, Michael E. The Tokaimura Accident: Nuclear Energy and Reactor Safety. University at Buffalo, State University of New York. Erişim tarihi: 22 Eylül 2025. https://static.nsta.org/case_study_docs/case_studies/tokaimura.pdf.


Shibata, Noriyoshi. “東海村JCO臨界事故.” 日本物理学会誌 55, no. 8 (2000): 579–586. Erişim tarihi: 22 Eylül 2025. https://www.jstage.jst.go.jp/article/butsuri1946/55/8/55_8_579/_pdf/-char/ja.


United States Nuclear Regulatory Commission. NRC Review of the Tokai-Mura Criticality Accident. Washington, D.C.: Division of Fuel Cycle Safety and Safeguards, Office of Nuclear Material Safety and Safeguards, April 2000. Erişim tarihi: 22 Eylül 2025. https://www.nrc.gov/reading-rm/doc-collections/commission/secys/2000/secy2000-0085/attachment1.pdf.


“JCO事故報告書作成小委員会メンバー及び関係職員.” 東海村ウラン加工工場臨界事故に関する放医研報告書 (NIRS-M-143). Tokyo: 放射線医学総合研究所 (National Institute of Radiological Sciences), Ocak 2001. Erişim tarihi: 22 Eylül 2025. https://repo.qst.go.jp/records/73657.


Tsuchiya, Shigehisa, Azumi Tanabe, Terumi Narushima, Kei Ito, and Koji Yamazaki. “An Analysis of Tokaimura Nuclear Criticality Accident: A Systems Approach.” 2001. Erişim tarihi: 22 Eylül 2025. https://www.semanticscholar.org/paper/An-Analysis-of-Tokaimura-Nuclear-Criticality-%3A-A-Tsuchiya-Tanabe/2bef78337d27835beaf4fd5ce3f7a023ad2f0778.


Science Unplugged. “The Tokai Mura Disaster: Japan’s Worst Nuclear Accident.” YouTube. Erişim tarihi: 22 Eylül 2025. https://www.youtube.com/watch?v=XbuJqmUdoH4.


Mehmet Ali Güldal. “Tarihteki En Radyoaktif Adam - ‘Yaşarken Çürümeye Başladı.’” YouTube. Erişim tarihi: 22 Eylül 2025. https://www.youtube.com/watch?v=G_HLd5cRWlc

Dipnotlar

[1]

International Atomic Energy Agency, Report on the Preliminary Fact Finding Mission Following the Accident at the Nuclear Fuel Processing Facility in Tokaimura, Japan (Vienna: IAEA, 1999), s. 20.

[2]

Ibaraki Tokai, “Fire and Explosion at Bituminization Facility in Power Reactor and Nuclear Fuel.” Failure Knowledge Database 100 Selected Cases, s. 2.

[3]

Citizens’ Nuclear Information Center, “Fire and Explosion at PNC’s Tokai Bituminization Facility,” Nuke Info Tokyo, no. 58 (March/April 1997), s. 2.

[4]

Citizens’ Nuclear Information Center. (a.g.e), s. 3.

[5]

Citizens’ Nuclear Information Center. (a.g.e), s. 6.

[6]

Citizens’ Nuclear Information Center. (a.g.e), s. 1.

[7]

Kritiklik: çekirdek bölünmesi (fisyon) tepkimesinin kontrolsüz şekilde kendiliğinden sürer duruma gelmesi.

[8]

United States Nuclear Regulatory Commission, NRC Review of the Tokai-Mura Criticality Accident (Washington, D.C.: Division of Fuel Cycle Safety and Safeguards, Office of Nuclear Material Safety and Safeguards, April 2000), s. 15.

[9]

United States Nuclear Regulatory Commission. (a.g.e), s. 16.

[10]

“JCO事故報告書作成小委員会メンバー及び関係職員,” 東海村ウラン加工工場臨界事故に関する放医研報告書 (NIRS-M-143) (Tokyo: 放射線医学総合研究所, January 2001), s. 6.

[11]

JCO事故報告書作成小委員会メンバー及び関係職員. (a.g.e), s. 48.

[12]

International Atomic Energy Agency. (a.g.e), s. 18.

[13]

International Atomic Energy Agency. (a.g.e), s. 21.

[14]

JCO事故報告書作成小委員会メンバー及び関係職員. (a.g.e), s. 77.

Ayrıca Bakınız

Yazarın Önerileri

Fukushima-Daiichi Nükleer Santral KazasıFu
Three Mile Island Nükleer Reaktör KazasıTh

Three Mile Island Nükleer Reaktör Kazası

Tarih +2
Hiroşima ve Nagasaki Atom Bombası Saldırıları
Hiroşima ve Nagasaki'de Ne Oldu?

Sen de Değerlendir!

0 Değerlendirme

Yazar Bilgileri

Avatar
Ana YazarOnur Çolak22 Eylül 2025 08:17
KÜRE'ye Sor