KÜRE LogoKÜRE Logo
Ai badge logo

Bu madde yapay zeka desteği ile üretilmiştir.

Tomika-chō (Gifu) Poltergeist Vakası

Diğer Sosyal Bilimler+1 Daha
fav gif
Kaydet
kure star outline
Ad
Tomika-chō (Gifu) Poltergeist Vakası
Tür
Paranormal Vaka
Yer
Tomika-chōGifu EyaletiJaponya
Tarih
1999-2000
Mekan
Dört katlı apartman bloğu
Yaşanan Olaylar
Tekrarlayan olağandışı seslerElektrikli aletlerin kendi kendine çalışmasıMusluk ve duşların kendiliğinden açılmasıGaz ocağının kendiliğinden tutuşmasıDolap kapaklarının açılmasıTabak/kaselerin fırlamasıKadın/erkek figürleriApartman çevresinde hayalet betimlemeleriBitkilerin normalden hızlı solmasıPusula sapmalarıFotoğraf makinelerinin belirli noktalarda çalışmaması
Araştırmacılar
Hideyuki KokuboMikio YamamotoTatsu Hirukawa
Sonuç
Joh-rei (ruhsal arınma) ritüeli2000 sonundan itibaren olaylar görünür biçimde sönümlendi

Tomika-chō (Gifu) Poltergeist Vakası, 2000 yılında Gifu Eyaleti’ne bağlı Tomika-chō’da belediye yapımı bir apartman bloğunda rapor edilen alışılmadık sesler, kendiliğinden hareket ettiği bildirilen nesneler, elektrikli cihaz anormallikleri ve bazı görsel anlatılardan oluşan olaylar dizisidir.【1】 


Vaka, 1999’da iskâna açılan dört katlı komplekste taşınmaların ardından belirginleşen şikâyetlerin 2000 sonbaharında basına yansımasıyla geniş kitlelerce duyulmuş; yerel yönetimle temaslar, medyanın ilgisi, dışarıdan gelen medyum ziyaretleri ve apartman sakinlerinin talebiyle gerçekleştirilen “Joh-rei” adlı arınma ritüeli sürecin parçası hâline gelmiştir.


Paranormal Olayları İncelemek İçin Oda 305'e Kurulan Sistem (Hideyuki Kokubo)【2】 

Aynı dönemde yapılan kısa süreli ölçümler arka plan radyasyonunda ve düşük frekans manyetik alanlarında anomali göstermemiş; ancak 305 numaralı dairede ölçüm devresinde iki sıra dışı elektriksel sinyal kaydı alınmıştır. Ritüel sonrasında bildirilen olayların azaldığına dair beyanlar bulunsa da, bu durum herhangi bir bilimsel araştırmayla desteklenmemiştir.

Coğrafi ve Fiziksel Çevre

Tomika-chō, Japonya’nın merkezinde yer alan kırsal karakterli bir yerleşimdir; deniz seviyesinden yaklaşık 75 m yükseklikte, kuzeyde 278 m’ye ulaşan Nashiwari Dağı’nın etekleri ile güneydeki ovaların geçiş kuşağında konumlanır. İlçe sınırları yaklaşık 16,82 km²’dir; arazi kullanımı tarım alanları ve ormanların ağırlığıyla belirlenir. 2000 yılı civarı iklim verileri yazın 36 °C’ye varan sıcaklıklar ile kışın -6,8 °C’ye düşen değerlerin bir arada görülebildiğini, yıllık ortalamanın 15,9 °C düzeyinde seyrettiğini göstermektedir; yağış, bölge genelinde yüksektir. Nüfus büyüklüğü 6-7 bin kişi arasında değişmektedir.


İlk Ritüel Sonrası Vakaların Merkezinin Değişmesine Dair (Hideyuki Kokubo)【3】 

Vakanın merkezindeki apartman bloğu yerleşkenin güney kesiminde, 1999’da inşa edilmiş dört katlı belediye konutudur ve 24 aile barındırır. Blok, doğu-batı doğrultusunda numaralandırılmış dairelerden oluşur; çevresinde pirinç tarlaları, küçük koruluklar ve alçak konutlar bulunur. Kuzeyinde yaklaşık 250 m mesafede yerel Nagaragawa demiryolu hattı geçer; sefer sıklığı düşük olup gece saatlerinde hat işlememektedir. Güneyde, ağaçlık alan içinde gündüz mesaisiyle sınırlı çalışan bir fabrika yaklaşık 200 m uzaklıktadır.


Apartman ve Çevresi (Hideyuki Kokubo)【4】 

Yine güney ufkunda bir iletişim şirketine ait parabol anten kulesi seçilir; ancak anten yüzeyleri apartmanlara dönük değildir. Bina ile yakın çevresinde yüksek katlı yapılaşma bulunmaması, bölgenin açık ve düşük gürültülü bir elektromanyetik/akustik arka plan sunduğuna işaret eder; buna karşılık, demiryolu hattı, gündüzleri çalışan sanayi tesisi ve meteorolojik değişkenler olası çevresel etkiler arasında değerlendirilmesi gereken unsurlardır.

Olayların Kronolojisi (1999-2000)

Yerleşkeye yeni taşınan sakinler, başlangıçta apartman hayatına özgü gündelik gürültülerle olağandışı saydıkları deneyimleri ayırt etmekte zorlandı; zaman içinde tekrar ve örüntü algısı güçlendikçe şikâyetler belirginleşti. Apartman sakinleri derneği, yerel yönetime başvurarak tedbir talep etti; ancak beklentileri tam olarak karşılanmadı. Bazı aileler kısa sürelerle dairelerini terk etmeyi tercih etti.


Vakanın basına yansımasıyla birlikte apartman, kısa sürede geniş ilgi gördü. Ulusal ve yerel basın kuruluşları ayrıntılı haberler yaptı; televizyon ekipleri çekimler için sahaya geldi. Bazı yapımlar, medyumları getirerek “uzaktan görme” ya da “arınma” denemeleri yaptırdı; diğerleri ise bilimsel ölçüm yapılmasını teşvik etti. Bu süreçte apartman ve çevresi, meraklı ziyaretçilerin uğrak alanına dönüştü; geceleri izinsiz dolaşan gruplar ve izinsiz ritüeller, sakinlerin mahremiyet algısını ve gündelik düzenini etkiledi. Ara sıra ülke içinden farklı dinî/cemaat gruplarının topluca gelerek kendi ritüellerini uyguladığı bildirildi.


Medya Mensupları'nın Sakinlerle Röportaj Yaptığı Anlar (Hideyuki Kokubo)【5】 

Topluluk içinde etkileşim yoğunlaştıkça, bilgi paylaşımları ve anlatıların birbirini beslemesiyle algısal eşikler değişti. Sakinlerin bir bölümü yaşananları doğaüstü bir kaynakla ilişkilendirirken, başka bir bölümü tesisat/akustik kökenli açıklamaları öne çıkardı; bu çoklu açıklama zemini, ortak yaşamın gündelik kararlarına (gece hareketliliği, çocukların odalarının düzeni, misafir kabulü, kapı-pencere kontrol alışkanlıkları gibi) doğrudan yansıdı. Apartman sakinleri derneği, artan gerilimi azaltmak amacıyla dış müdahaleleri koordine etmeye, izinsiz girişleri sınırlamaya ve ortak alanlarda düzeni sağlamaya çalıştı.


Medyadaki görünürlüğün arttığı bu dönemde, apartman sakinlerinin talebiyle bir medyum aracılığıyla “arınma” amaçlı bir ritüel gerçekleştirildi ve doğu kanadındaki dairelerde bildirilen olayların görece azaldığı ifade edildi; buna karşın odak noktasının orta ve üst katlara doğru kaydığı söylendi. Kısa bir süre sonra, 15–17 Kasım 2000 tarihleri arasında bilimsel ekip sahada ölçümler yaptı.


15 Kasım gecesi 305 numaralı dairede, ev sahibinin “görünmeyen bir şeyin giriş kapısı kolunu yoklayıp koridor ve çocuk odasından verandaya doğru geçtiği” yönündeki beyanı üzerine, ölçüm düzeneği çocuk odasında bu doğrultuyu kapsayacak biçimde kuruldu; akşam 22.24’te resmi kayıt başlatıldı ve 22.30 sularında ölçüm devresinde ilk sıra dışı elektriksel sinyal, 23.10 civarında ise iki ayrı sinyal daha kaydedildi.


Bir Podcastte Olaya Dair Yorumlar (BusanKevin)

Aynı gün ve takip eden günlerde yapılan ölçümlerde arka plan radyasyonu için anomali saptanmadı; düşük frekanslı manyetik alanlarda da olağandışı bir kayıt elde edilmedi. 17 Kasım gecesi, apartman derneğinin davetiyle yüksek rütbeli Budist din adamlarınca dernek lokalinde “Joh-rei” (ruhsal arınma) ritüeli icra edildi; katılım geniş oldu ve ritüel sonrasında şikâyetlerin kademeli şekilde azaldığı yönünde geri bildirimler alındı. Bu durumun bir plasebo etkisi olup olmadığı yönündeki tartışmalar uzun süre devam etti.


Kasım 2000’den sonra olay döngüsü görünür biçimde sönümlendi ve apartmandaki gündelik hayat olağan ritmine döndü. İlerleyen yıllarda, 14 Aralık 2003 tarihinde sahaya kısa bir gözlem ziyareti daha yapıldı; bu esnada yakın mesafeye yaklaşmakta zorlanıldığı ve araç içinde yapılan kısa süreli fiziksel rastgelelik (RNG) ölçümünde anlamlı bir sonuç elde edilmediği not edildi.

Fenomen Tipolojisi ve Açıklanabilirlik Spektrumu

Apartman genelinde bildirilen olayların önemli bir bölümü seslere ilişkindir. Doğu kanadında (101–402) ve üst katlarda “ayak sesi/koşu” benzeri, yer yer dönemsel nitelikte gürültüler tarif edilmiştir; batı merdiven boşluğunda bir televizyon ekibinin kaydettiği seslerin “denizaltı sonarını” andırdığı aktarılır. Bu sesler, sıradan komşuluk gürültüsüyle karıştırılabilecek tekil vakalardan farklı biçimde, tekrarlılık hissi yaratan kümeler hâlinde anılmış; kimi dairelerde gündelik rutini bozacak ölçüde dikkat çekmiştir.


Spontan nesne hareketleri ve cihaz anomalileri daire bazında çeşitlenir. 101 numarada penceredeki perdenin kendi kendine hareket ettiği, 304’te kaynağı belirlenemeyen bir kutunun odaya “uçtuğu” anlatılmıştır. 305’te elektrik bağlantısı olmaksızın çalıştığı bildirilen bir vantilatör ve düzensizlik gösteren duş sistemi öne çıkar; aynı dairede 15 Kasım gecesi yapılan ölçümler sırasında olayın iddia edilen güzergâhını dikkate alacak biçimde kurulan düzende, devre üzerinde sıra dışı iki elektriksel sinyal kaydı alınmıştır.


403’te giriş kapısı kolunun çevrildiği hissi ve ayakkabılık kapağının kendiliğinden açılması; 404’te dolaptan çıkan bir pirinç kâsesinin “olağandışı çentikli” bir şekle dönüşmesi, dolap kapağının açılması, televizyon kanalının kendiliğinden değişmesi ve gaz ocağının kendi kendine yanması iddiası yer alır. 405’te sık cihaz arızaları, elektrik bağlantısı olmadan çalıştığı söylenen bir saç kurutma makinesi, pusula iğnesinin dönmesi ve belirli noktalarda fotoğraf makinelerinin işlevsiz kalması anlatıları dikkat çeker. Bu çerçevede, bağımsız gözlemciler ile basın mensuplarının bazı noktalarda pusula dönmesi ve kamera sorunları yaşadıklarını aktardıkları da belirtilmiştir.


Görsel tanıklıklar mekânsal olarak birkaç noktada kümelenir. 403 ve 405 çevresinde “erkek figürü” betimlemeleri yinelenirken, 403 için “kadın ve erkek birlikte” görülmesi anlatısı da mevcuttur. 304 sakini, 404 dış cephesinde bir figür gördüğünü ifade etmiş; ayrıca inşaat aşamasında (1998 sonu) 404 içinde figür görmeye ilişkin bir beyan kayda geçmiştir. Bu tanıklıklar değerlendirilirken görüş hattı ve ışık koşulları, cam ve vernikli yüzeylerden yansıma/kırınım, dış kaynaklı ışıklar ve bağlamsal algı etkileri göz önünde bulundurulmuştur.


Bunlara ek olarak, 304, 403 ve 405 balkonlarında çiçeklerin “kolayca solduğu” şikâyeti yinelenmiş; mikroiklim farklılıkları (rüzgâr tüneli etkisi, gölgelenme), bakım rutini, sulama ve yetiştirme ortamı gibi etkenler tartışmaya dâhil edilmiştir. Genel örüntüde başlangıç yoğunluğunun doğu kanatta belirginleştiği, ardından odak bölgenin orta ve üst katlara kaydığı ve ritüel sonrası bildirilen olaylarda kademeli bir azalma hissinin oluştuğu vurgulanır. Bu tablo, su darbesi ve tesisat akustiği gibi fiziksel süreçlerden elektriksel temas/EM girişim, statik birikim ve kullanıcı kaynaklı yanlış atıflara, grup psikolojisi ve beklenti etkilerine kadar geniş bir açıklama demetiyle birlikte ele alınmış ve uzun yıllar tartışılmıştır.

Ritüel Müdahale (Joh-rei)

Olayların medyaya yansıdığı dönemde apartman sakinleri arasında doğaüstü bir etken ihtimali güç kazanınca, ilk aşamada bir medyum çağrılarak arınma amaçlı bir uygulama yapıldı. Bu girişimin ardından doğu kanadındaki dairelerde (101–402) bildirilen olayların azaldığı ifade edildi; bununla birlikte fenomenlerin bütünüyle kesilmediği, odaklanmanın orta bölüm ile üst katlara doğru kaydığı yönünde beyanlar sürdü.


Saha ölçümlerinin yürütüldüğü günlerin sonunda ise apartman sakinleri derneğinin davetiyle dernek lokalinde yüksek rütbeli Budist din adamlarınca toplu bir “Joh-rei” (ruhsal arınma) töreni icra edildi. Yerel kavrayışta bu tören, “huzursuz ruhlara huzur ve esenlik vererek diğer âleme yönelmelerini sağlama” amacını taşır biçiminde tanımlanıyordu.


Katılım yüksekti; yalnızca o gece aniden ateşlenen bir çocuk ile dairelerini geçici olarak terk etmiş birkaç sakin törene katılamadı. Törenin düzenli, toplu ve yerel meşruiyeti yüksek bir çerçevede yapılması, daha önce sahaya izinsiz gelen kimi dinî grupların gece vakti gerçekleştirdiği kontrolsüz ritüellerin yarattığı rahatsızlıkla tezat oluşturdu ve topluluk içinde düzenin yeniden tesis edildiğine dair inanç güçlendi.


Görüldüğü İddia Edilen Hayaletin Çizimi (Hideyuki Kokubo)【6】 

Tören sonrasında yapılan röportaj ve araştırmalarda apartman sakinleri arasında belirgin bir sükûnet ve denetim hissi tarif edildi; takip eden gün ve haftalarda şikâyetlerin kademeli biçimde azaldığı yönünde beyanlar alındı. Odak dairelerde yaşayanlardan biri, rahatsızlık verici olayların giderek seyrekleştiğini ve yaşamlarının olağan akışına döndüğünü belirtti; apartman derneği başkanı da bildirim sayılarındaki düşüş eğilimini doğruladı. Vaka döngüsünün Kasım 2000’den itibaren görünür şekilde sönümlenmesi üzerine yerleşke belleğinde Joh-rei, “dönüm noktası” olarak yer etti.


Bu sönümlenme tek başına nedensel bir bağ kurmaya elverişli kanıt sunmasa da, törenin hemen ardından medyanın ve izinsiz ziyaretçilerin çekilmesi, gece hareketliliğinin azalması ve topluluk içi dayanışmanın güçlenmesi, gündelik çevresel iklimi belirgin biçimde sakinleştirdi. Yıllar sonra yapılan kısa bir ziyarette de anlamlı yeni bulgu kayda geçmedi.

Bilimsel İnceleme: Tasarım ve Ölçüm Düzeneği

Saha çalışması, apartman sakinlerinin onayı ve apartman derneğiyle eşgüdüm içinde 15–17 Kasım 2000 tarihlerinde gerçekleştirildi. Ölçümlerin odağı, bildirilerin yoğunlaştığı dairelerde çevresel manyetik alanın süreklilik ve dalgalanma özelliklerini kaydetmek, arka plan radyasyonunu ön incelemeden geçirmek ve temel iklimsel değişkenleri izlemekti. Bu amaçla biri Hall sensörlü, diğeri üç eksenli flux-gate olmak üzere iki farklı manyetometre kullanıldı; Hall sensörlü sistem geniş bant tepkisiyle (doğrudan akımdan kilohertz mertebesine uzanan aralık) yüksek frekans uçlarını, flux-gate ise düşük frekans bandını (doğrudan akımdan onlarca hertze) kapsayacak şekilde seçildi.


Kayıt mimarisi “çift kayıt” ilkesine dayanıyordu: Manyetometre çıkışları bir DAT teyp kaydediciye aktarılıyor, aynı hat bilgisayara bağlı evrensel arayüz birimi ve analog-dijital dönüştürücü üzerinden ikinci bir kanaldan eşzamanlı olarak kaydediliyordu. Böylece tek algılayıcıdan iki bağımsız kayıt elde edilerek ölçüm zincirinde olası hataların ayrıştırılması hedeflendi. Ortam koşulları için sıcaklık ve bağıl nem, beşer saniyelik aralıklarla veri toplayan bir kayıtçı ile izlendi; arka plan radyasyonu taşınabilir bir spektrometre ile tarandı.


Düzenek, bildirilen olay güzergâhları dikkate alınarak daire 305’in çocuk odasında kuruldu. Ev sahibi, aynı akşam görünmeyen bir varlığın giriş kapısı kolunu yoklayıp koridor ve çocuk odasından verandaya doğru geçtiğini hissettiğini beyan edince, sensör eksenleri bu doğrultuyu kapsayacak şekilde ayarlandı ve üç eksenli flux-gate’in “Y” ekseni yaklaşık güney çıkışına bakar biçimde konumlandırıldı. Resmî kayda başlamadan önce yaklaşık bir saatlik dengeleme ölçümü yapıldı; bu sırada kentsel gürültü bulunmadığı, alanın sakin olduğu ve manyetik alan bileşenlerinin kararlı seyrettiği gözlendi.


Kararlılık, eksenler bazında on binlerce nanoTesla düzeyindeki durağan değerlerle teyit edildi. Ardından gece 22.24’te sürekli kayıt başlatıldı. İlk sıra dışı işaret, 22.30 sularında Y ekseni grafiğinde belirdi; ikinci küme ise 23.10 civarında aynı eksende iki ayrı sinyal olarak kaydedildi. Bu iki olay arasında sensör yerleşimi değiştirilmedi; ikinci kümeden hemen sonra, olası bir kanal arızasını elemek amacıyla sensör bloğu yatay düzlemde 90 derece çevrilerek X ekseninin aynı doğrultuya bakması sağlandı, ancak gece boyunca benzer bir işaret daha gözlenmedi. Bu seans sırasında oda sıcaklığı yaklaşık 22 °C, bağıl nem ise yaklaşık %72 seviyesinde sabit kaldı; yağışlı ve rüzgârsız bir geceydi.


Ölçümler boyunca arka plan radyasyonu taraması olağandışı bir bulgu vermedi. Manyetik alan izleğinde, düşük frekans bandında beklenmeyen bir anomali saptanmadı. Buna karşılık, daire 305’te kaydedilen sıra dışı işaretlerin manyetik değil, ölçüm devresi üzerinde beliren elektriksel karakterde olduğu anlaşıldı; zira bu işaretler bilgisayar hattında görülürken DAT kaydında eşdeğeri bulunamadı.


Ölçüm sonrası, laboratuvar koşullarında kayıt zincirinin yeniden kurulması ve uzun süreli denemelerle benzer bir desenin kendiliğinden üretilememesi, olayın sıradan bir cihaz döngüsünün tekrar eden bir çıktısı olmadığına işaret etti; buna rağmen kaynağın kesin tayini yapılamadı. Genel çerçevede düzenek, tek algılayıcı-çift kayıt yaklaşımı, frekans bandı tamamlayıcılığı ve çevresel değişkenlerin eşzamanlı takibiyle, kısa süreli bir saha çalışmasında ulaşılabilecek ölçüde çok katmanlı bir veri zemini sağladı.

Yöntemsel Sınırlılıklar

Saha çalışmasının süresi üç günle sınırlıdır; bu, nadir ve öngörülemez olayların istatistiksel olarak yakalanması açısından kısıtlayıcıdır. Ölçüm düzeneklerinde düşük frekans bandına duyarlı üç eksenli flux-gate manyetometre esas araç olarak kullanılmış, Hall sensörlü sistem ise kilohertz mertebesine uzanan üst bant olanaklarına rağmen kritik oturumda devreye alınmamıştır; bu nedenle olası bir etkilenimin 20 Hz üzerindeki frekanslarda gerçekleşmesi hâlinde kaçırılmış olma ihtimali vardır.


Çift kayıt mimarisinin yalnızca bilgisayar hattında görülen iki kümelik işareti teybe yansıtmamış olması, sinyalin manyetik değil devre içi elektriksel karakter taşıdığına işaret eder; ancak kayıt zinciri boyunca (kablo, arayüz, ADC, topraklama) tek tek elemanların artefakt üretip üretmediği kesin biçimde ayrıştırılamamıştır. Kısa süreli laboratuvar tekrarları benzer bir deseni üretmemiştir; yine de sahadaki karmaşık elektriksel çevre koşullarının laboratuvarda bütünüyle taklit edilememesi, çıkarımların temkinli tutulmasını gerektirir.


Aynı şekilde, tesisat akustiği, su darbesi ve yapı titreşimleri gibi mühendislik kökenli süreçler için eşzamanlı basınç/akış ve titreşim ölçümleri yapılmamış; görsel ve işitsel kayıtlarla (senkron video/ses) olay anlarının bağımsız doğrulaması sınırlı kalmıştır. Toplumsal etkileşimlerin ve medya varlığının algı ve beyanlar üzerindeki etkisi ise nicel tasarımla ayrıştırılmamıştır.

Güncel Medya ve Popüler Kültür Yansımaları

Vaka, 13 Ekim 2000 tarihli Chunichi Shimbun haberinin ardından TV Asahi’nin “News Station” ekibi dâhil çok sayıda televizyon ve dergi tarafından sahadan izlenmiş; ekiplerin gece çekimleri, apartman çevresinde parlak ışıklar, röportajlar ve hatta bazı odalarda geceleme girişimleriyle olay bir “merak odağı”na dönüşmüştür. Bu sırada çok sayıda medyum ve dinî grup, kimi ücretsiz, kimi yüksek meblağlar talep ederek gün içinde birden fazla kez “arınma/şeytan çıkarma” denemeleri yapmıştır. Medyumların öne sürdüğü açıklamalar geniş bir yelpazeye yayılmış; “ölü doğan bebeğin laneti”, “Oda Nobunaga’nın oğlunun laneti”, “koleradan ölen büyükbaş ve domuzların ruhları”, “bir kılıç ustası ile Portekizli bir misyonerin kini” gibi birbiriyle yarışan anlatılar dolaşıma girmiştir.


Bu dönemde apartman girişine, bir mediumun “yaklaşık 30 yıl önce burada kendini asan bir kadın” anlatısı eşliğinde anıt dikilmiş; ilerleyen yıllarda “kötü ruhları çeker” gerekçesiyle kaldırılarak yerine bir kızılcık ağacı (dogwood) dikilmiştir. O yıllara tanıklık eden yerel sakinler, medya akını ve izinsiz ritüellerin yarattığı gürültü ve çevre kirliliğini “tüm bölge için rahatsızlık” olarak hatırlamış; buna rağmen aynı mahallede çocukların “görünmez bir yaşlı adam”la oynadığına dair anlatılar gibi farklı yönde tanıklıklar da kayda geçmiştir.


Vakayı Konu Alan Filmin Fragmanı (SDP MOVIE)

Vaka, takip eden on beş-yirmi yıl içinde yazılı ve görsel kültürde yeniden canlanmıştır. Gazeteci-yazar Yoshida Yūki, 2016’da sahayı dolaşıp geçmişe dönük tanıklıkları derleyerek olayın hem “paranormal” hem de “kargaşa/rahatsızlık” boyutuna dikkat çeken bir panorama sunmuştur; anlatı, anıtın kaldırılışı, apartman bloklarına eklenen yeni binalar ve güncel sakinlerin büyük bölümünün artık olayı bilmemesi gibi ayrıntılarla yerel hafızadaki sönümlenmeyi de göstermektedir. Popüler kültürde doğrudan esinli en görünür yapım, Yōsuke Gotō’nun yazıp yönettiği Bldg. N (N号棟, 2022) adlı korku filmidir.


Yapım, 2000’de Gifu’daki bir apartmanda rapor edilen poltergeist vakalarını çıkış noktası alarak titreyen çatal-bıçaklar, kendi kendine değişen TV kanalları gibi ögeleri sinematik bir çerçevede yeniden üretir; eleştiriler ise filmin bu gerçek olay esinini ritüeller ve tarikat temalarıyla birleştirirken giderek “kamp ateşi etrafında anlatılan mantıksız hayalet hikâyeleri” havasına yaklaştığını belirtir.


Ayrıca manga ve korku derlemelerinde, “perili konut kompleksi” temasıyla bu vakaya göndermeler yapılmış; yerel topografyanın (yakınlardaki eski mezarlar, kırsal tapınaklar) ve 2000’ler başında Japonya’da “spiritüel” söylemin yeniden görünür hâle gelişinin bu yeniden anlatımları beslediği vurgulanmıştır. Genel görünüm, Tomika-chō vakasının güncel popüler kültürde özellikle Bldg. N üzerinden tanındığını; yerel basın, saha anlatıları ve kültür yazılarıyla da zaman içinde “paranormal bir olay”dan çok, medya, topluluk ve inanç pratiklerinin kesiştiği kısa süreli bir toplumsal çalkantı olarak hatırlandığını göstermektedir.

Kaynakça

BusanKevin. Supernatural Japan – Episode 12: The Gifu Poltergeist and Spooky Tales with Phillip Jackson. YouTube. Erişim tarihi: 4 Ekim 2025. https://www.youtube.com/watch?v=9ayLlMCsm8I.


Hirukawa, Tatsu. Institute for Informatics of Consciousness. Erişim tarihi: 4 Ekim 2025. https://www.isc.meiji.ac.jp/~hirukawa/iic/.


Kokubo, Hideyuki. Methodology of Case Study on Poltergeist Incident 1. Lecture note, 8 Mart 2023; yayımlanma tarihi 22 Mart 2023. Erişim tarihi: 4 Ekim 2025. https://www.researchgate.net/publication/369450502_Methodology_of_Case_Study_on_Poltergeist_Incident_1.


Kokubo, Hideyuki. Recent Case Study for Poltergeist in Japan (近年における国内のポルターガイスト事例調査). 超心理学研究, cilt 10, sayı 1–2 (2005). Erişim tarihi: 4 Ekim 2025. https://kokubo.cool.coocan.jp/Poltergeist2005.pdf.


Kokubo, Hideyuki, Mikio Yamamoto ve Tatsu Hirukawa. Case Report on Anomalous Electro-Magnetic Signals: Research of “Poltergeist” Incident in Gifu, Japan. 2nd PSI Meeting: Reflections on the Future of Parapsychology, Nisan 2004. Meiji University. Erişim tarihi: 4 Ekim 2025. https://www.isc.meiji.ac.jp/~hirukawa/paper/tomika.pdf.


Kokubo, Hideyuki; Martina Blašková; Dominika Tumová; Rudolf Blaško. Historical and International Comparisons of Paranormal Experiences and Geomagnetism: Focusing on Data from Japan and Slovakia. 人体科学, cilt 30, sayı 1 (2021): 56–69. Erişim tarihi: 4 Ekim 2025. https://www.researchgate.net/publication/353879595_Historical_and_International_Comparisons_of_Paranormal_Experiences_and_Geomagnetism_-Focusing_on_Data_from_Japan_and_Slovakia_-.


Schilling, Mark. 'Bldg. N’: Paranormal Scares Turn Plain Silly. The Japan Times, 30 Nisan 2022. Erişim tarihi: 4 Ekim 2025. https://www.japantimes.co.jp/culture/2022/04/30/films/film-reviews/bldg-n/.


SDP MOVIE. 4月29日公開“考察型”恐怖体験ホラー映画『N号棟』本予告. YouTube. Erişim tarihi: 4 Ekim 2025. https://www.youtube.com/watch?v=xH5i9f5BKUI.


Yoshida, Yūki. vol. 2 岐阜ポルターガイスト団地に「来た」もの――吉田悠軌の異類捜索記. 晶文社, 2020. Erişim tarihi: 4 Ekim 2025. https://note.com/shobunsha/n/n97a17584322b.

Dipnotlar

[1]

Poltergeist kelimesinin tercih edilmesinin sebebi olaya dair akademik makalelerde varlığın / varlıkların bu şekilde isimlendirilmiş olmasıdır. Japonlar ise bunun yerine Yurei veya Shinrei ifadesini kullanmaktadır. Türkçe "Hayalet" kelimesinin seçilmemesinin sebebi ise tam olarak "Yurei" ya da "Poltergeist" ifadesini karşılayamamasındandır. Bu kelimeler belli özelliklere sahip hayaletleri ifade etmektedir.

[2]

Kokubo, Hideyuki. Methodology of Case Study on Poltergeist Incident 1. Lecture note, 8 Mart 2023; yayımlanma tarihi 22 Mart 2023. s. 32.

[3]

Hideyuki Kokubo. Methodology of Case Study. 2023, s. 24.

[4]

Hideyuki Kokubo. Methodology of Case Study. 2023, s. 24.

[5]

Hideyuki Kokubo. Methodology of Case Study. 2023, s. 21.

[6]

Hideyuki Kokubo. Methodology of Case Study. 2023, s. 28.

Sen de Değerlendir!

0 Değerlendirme

Yazar Bilgileri

Avatar
Ana YazarOnur Çolak4 Ekim 2025 08:47
KÜRE'ye Sor