Tülütabaklar, Balıkesir’in tarihsel ve kültürel dokusunun bir parçası olarak, hem bir köy seyirlik oyunu geleneği hem de milli mücadele döneminin özgün direniş sembollerinden biri olarak öne çıkar. Bu gelenek, deri işlemeciliği mesleğinin köklü geçmişinden doğmuş, zamanla toplumsal dayanışmayı ve Kuva-yı Milliye ruhunu yansıtan bir kimlik kazanmıştır. Balıkesir’in işgal yıllarında Yunan askerlerine karşı psikolojik bir üstünlük sağlayan Tülütabaklar, aynı zamanda halkın kültürel hafızasını nesilden nesile aktaran canlı bir mirastır.
Tülütabaklar (AA)
Tarihçe ve Köken
Tülütabakların kökeni, Anadolu’da deri işlemeciliğinin tarihine dayanır. Debbağlık veya dabaklık, Balıkesir’de geçmişte oldukça yaygın bir meslek olarak varlık göstermiştir. Anadolu Selçukluları döneminde Ahi Evran Nasirüddin Mahmut’un (1172-1262) debbağlık ve deri işçiliğini bir sanat kurumu haline getirmesi, bu mesleğin gelişiminde önemli bir dönüm noktasıdır. Balıkesir’de tabakhaneler, deve loncasının bulunduğu “Deve Yoncası” bölgesinde yer alır; bu bölge, devecilik ve debbağlığın şehirdeki iki büyük esnaf grubunu bir araya getiren bir merkezdir.
Tülü Kabak oyunu, debbağ esnafının işledikleri derilerden ilham alarak geliştirdiği bir köy seyirlik oyunudur. Oyunun adı, “tülü” kelimesinin Balıkesir ağzında yünü kırkılmamış koyun ya da güçlü bir deve anlamına gelmesinden türemiştir. “Kabak” ise “debbağ” kelimesinin halk arasında söyleyiş kolaylığıyla zamanla uğradığı değişimlerin bir sonucudur. Bu oyun, başlangıçta düğünler, törenler ve önemli günlerde esnaf loncaları tarafından sergilenen geleneksel bir gösteri iken, milli mücadele yıllarında farklı bir boyut kazanmıştır.
Tülütabak (AA)
Görünüm ve Gösteri
Tülütabaklar, korkutucu ve etkileyici bir görünüme sahip olacak şekilde hazırlanır. Kostümler, 6 Eylül Kurtuluş Törenleri’nden bir ay önce tabakhanede titizlikle hazırlanır. Oyuncular, gönüllü deri işçilerinden oluşur ve yüzleri dahil olmak üzere vücutlarının açıkta kalan her yeri tabakhane kazanlarının altındaki isle siyaha boyanır. Altlarına beyaz don ya da paçaları dizlere kadar kıvrılmış pantolonlar giyerler; bu bölgeler de kurumla siyaha boyanarak bir bütünlük sağlanır. Üst kısımları tüylü deri parçalarıyla kaplanır, kafalarına siyah, tüylü başlıklar takılır ve deriden yapılmış tuhaf bıyıklar eklenir. Ellerinde uzun sopalar veya süpürgeler bulunur; bazı durumlarda çanlar da kostümlerin bir parçasıdır. Grupta sekiz-on kişi yer alır; içlerinden biri “kadı” olarak atanır. Kadı, at üzerinde gider ve uzun çubuk ağızlığıyla sigara tüttürürken, yanında seyisiyle töreni yönetir. Seyis, kadıyı serinletmek için elinde bir tavan süpürgesi taşır.
Tülütabak (AA)
Gösteri, 6 Eylül sabahı tabakhanede başlar ve caddelerde halkın arasına dalınarak icra edilir. Tülütabaklar, kalabalığın iki tarafını kapladığı geçit töreninde ansızın insanların arasına karışır, yüzlerine kara çalar ve korku ile neşe uyandırır. Halk, bu anı görmek için kalabalığın en önüne geçmeye çalışır; hatta kara çalınmasını isteyenler ve fotoğraf çektirmek için sıra bekleyenler olur. Eskiden halk, bu törene “tülü kabaklara gitmek” diyerek katılır ve gösteri, günün en dikkat çekici parçası olarak tüm töreni gölgede bırakırdı. Gösterinin bir bölümünde Tülütabaklar, protokolün önüne geldiklerinde halka oluşturur, sopalarını ortaya atar ve zeybek oynayarak selamlaşır; bu ritüel, tören bitene kadar devam eder.
Tülütabaklar (AA)
Milli Mücadeledeki Rolü
Milli mücadele yıllarında Tülütabaklar, Balıkesir’in işgal altındaki durumuna özgü bir direniş yöntemi olarak öne çıkmıştır. 30 Haziran 1920’de Yunan işgaliyle başlayan bu dönemde, Osmanlı ordusunun silahları toplanmış ve askeri güç zayıflamıştı. Balıkesir ahalisi, fiziksel direnişin ötesinde zeka ve inançla hareket etmiş, Tülütabaklar bu stratejinin bir parçası olmuştur.
Tabakhanelerin bulunduğu “Deve Yoncası” bölgesi, Yunan karargahlarına yakınlığıyla dikkat çeker. Rivayete göre, Yunan askerleri tabakhane işçilerinin korkutucu görüntüsünden etkilenmiş; bu durum, Alman istihbaratınca toplantıların gizliliğini sağlamak için kullanılmıştır. Tülütabaklar, milli toplantıların yapıldığı mekanların ters istikametinde gösteriler düzenleyerek düşmanın dikkatini dağıtmış, böylece Kuva-yı Milliye’nin organizasyonlarına zemin hazırlamıştır.
Tülütabaklar (AA)
Kültürel ve Toplumsal Önemi
Tülütabaklar, Balıkesir’in kurtuluşunda sembolik bir rol üstlenmiş, Kuva-yı Milliye ruhunu yaşatan bir miras haline gelmiştir. Oyunun kökeni köy seyirlik oyunlarına dayansa da, milli mücadelede aldığı rolle toplumsal dayanışmanın bir örneği olmuştur. 6 Eylül Kurtuluş Törenleri’nde sergilenen bu gelenek, halkın işgalcilere karşı birleşik duruşunu temsil eder.
Kültürel olarak, Tülütabaklar hayvan benzetmeleri ve kılık değiştirme gibi köy tiyatrosu unsurlarını taşır. Ancak modern dönemde dansların değişimi, geleneğin dinamik doğasını gösterir. Bu adaptasyon, oyunun yaşatılmasında etkili olmuştur. Tülütabaklar, sadece bir eğlence değil, Balıkesir’in tarihsel kimliğini ve direniş ruhunu yansıtan bir unsur olarak değerlendirilir.
Tülütabak (AA)
Günümüzdeki Durum ve Miras
Günümüzde Tülütabaklar, 6 Eylül Kurtuluş Törenleri’nde geleneksel bir unsur olarak varlıklarını sürdürür. Kostümlerin onarımı ve hazırlanması, geçmişteki gibi tabakhanede devam eder; bu, mesleki mirasın korunmasına katkıda bulunur.
Tülütabaklar, Balıkesir’in milli mücadeledeki cesaretini ve kültürel zenginliğini yansıtan çok katmanlı bir olgudur. Deri işlemeciliğinden doğan bu gelenek, işgal yıllarında stratejik bir direniş aracı olmuş, toplumsal dayanışmayı pekiştirmiştir. 6 Eylül törenlerinde sergilenen gösteriler, geçmişin kahramanlıklarını bugüne taşıyan bir köprü kurar. Nesilden nesile aktarılması, Balıkesir’in kimliğini koruma ve genç nesillere ilham verme açısından öneme sahiptir.
Tülütabak Belgeseli (Antalya Film Ekibi)