Çekim Modeli, uluslararası ticaret hacmini açıklamak amacıyla geliştirilen ampirik temelli bir yaklaşımdır. Model, iki ülke arasındaki ticaretin büyüklüğünün, ülkelerin ekonomik ölçekleriyle (çoğunlukla GSYİH ile ölçülür) doğru orantılı, aralarındaki coğrafi mesafe ile ters orantılı olduğunu varsayar. Newton’un evrensel çekim yasasından esinle formüle edilen bu model, başlangıçta istatistiki bir ilişki biçiminde geliştirilmiş, daha sonra mikroekonomik temellere ve genel denge analizlerine dayanan teorik katkılarla güçlendirilmiştir.
Günümüzde Çekim Modeli, sadece ülkeler arası ticaretin yön ve düzeyini açıklamakla kalmayıp, serbest ticaret anlaşmaları, ticaret engelleri ve bölgesel entegrasyon gibi çok boyutlu süreçlerin etkilerini analiz etmekte de yaygın olarak kullanılmaktadır. Modelin temel formülü şu şekildedir:
- : İki ülke arasındaki ticaretin (ithalat ve ihracat) toplam büyüklüğü
- : İ ülkesinin Gayri Safi Yurt İçi Hasılası
- : J ülkesinin Gayri Safi Yurt İçi Hasılası
- : İki ülke arasındaki fiziksel mesafe
- : Modelin sabit katsayı (Fizikte ... olan)
- : Mesafenin ticaret üzerindeki etkisini belirleyen parametre ( ) olmak üzere modelin formülü aşağıdaki şekilde ifade edilmektedir.
Yapay zeka yardımıyla oluşturulmuştur.
Buna göre iki ülke arasındaki fiziksel mesafe artması taşıma maliyetlerini arttıracağı için ticaret hacminin azalmasına neden olmaktadır. Ancak modern ticarette dijitalleşme, lojistik altyapılar ve ticaret anlaşmaları gibi faktörler mesafenin etkisini azaltabilmektedir. Aynı dili konuşan ülkeler arasındaki ticaret hacminin daha yüksek olması, komşu ülkeler arasındaki lojistik kolaylıklar ve mevcutta serbest ticaret anlaşmaları varsa ticaret hacmini arttırması beklendiğinden, bazı genişletilmiş versiyonlarda dil faktörü, ortak sınır ve ticaret anlaşmaları gibi ek faktörler de kullanılabilmektedir.
- : Çekim modeli uygulanacak ülkeler arasındaki dil benzerliği,
- : Ülkeler arasında ortak sınır olup olmaması,
- : İki ülke arasında serbest ticaret anlaşması olup olmaması olmak üzere bu genişletilmiş tanımın formül gösterimi aşağıdaki gibidir.
Çekim Modeli ve Newton'ın Evrensel Çekim Yasası ile İlişkisi
Çekim Modeli’nde maddi kütleler, ülkelerin ekonomik büyüklükleri ile değiştirilmiştir (genellikle GSYİH veya GSYİH’nin logaritmik değeri kullanılır). Mesafe ticaret maliyetlerinin bir yansıması olarak ele alınmıştır. Ancak fizik yasasında mesafenin etkisi ters kare kanununa göre belirlenirken, ekonomik modelde bu etki daha esnek olarak ele alınır ve genellikle β katsayısı ile gösterilir. Ampirik çalışmalar, mesafenin ticaret üzerindeki etkisinin genellikle 1 ile 2 arasında değişen bir katsayıya sahip olduğunu göstermektedir. Newton’un Evrensel Çekim Yasası ise aşağıdaki gibi ifade edilmektedir.
- : İki nesne arasındaki çekim kuvveti
- : Kütle Çekim Sabiti
- ve : Nesnelerin kütleleri
- : İki nesne arasındaki mesafe olmak üzere aşağıdaki gibi ifade edilmektedir.
Tarihsel Gelişim ve Kuramsal Dayanaklar
Çekim Modeli’nin ticaret alanında ilk kez kullanımı, Jan Tinbergen’in 1962’de yaptığı çalışmalarla başlamıştır. Tinbergen, modelin ampirik olarak ticaret akışlarını oldukça doğru bir şekilde tahmin edebildiğini göstermiştir. Daha sonraki yıllarda Jeffrey Frankel, James Anderson ve Eric van Wincoop gibi ekonomistler modeli geliştirmiş ve teorik bir çerçeveye oturtmuştur.
Anderson ve Wincoop’un (2003) geliştirdiği "çok taraflı direnç" (multilateral resistance) kavramı, çekim modeline önemli bir katkı sağlamıştır. Bu yaklaşıma göre, bir ülkenin ticaret akışları yalnızca iki ülke arasındaki ikili engellerden değil, aynı zamanda diğer ülkelerle olan ticaret maliyetlerinden de etkilenmektedir.
Çekim Modelinin Uygulama Alanları
Çekim Modeli, uluslararası ekonomi literatüründe geniş bir uygulama alanına sahiptir:
1. Uluslararası Ticaret: İki ülke arasındaki ticaret akışlarını tahmin etmek için kullanılır. GSYİH’si büyük ve birbirine coğrafi olarak yakın ülkelerin daha fazla ticaret yaptığı gözlemlenmiştir.
2. Ticaret Politikaları ve Serbest Ticaret Anlaşmaları: Serbest ticaret anlaşmalarının (NAFTA, AB Gümrük Birliği vb.) ticaret üzerindeki etkisini ölçmek için kullanılır. Anlaşmaya taraf ülkeler arasında ticaretin model tahminlerine göre artması beklenir.
3. Gümrük Tarifeleri ve Ticaret Maliyetleri: Tarife ve ticaret kısıtlamalarının ticaret akışları üzerindeki etkisini değerlendirmek için kullanılır. Yüksek tarife veya lojistik maliyetler, iki ülke arasındaki ticareti azaltabilir.
4. Bölgesel Ekonomik Entegrasyon: Avrupa Birliği gibi bölgesel ekonomik entegrasyon süreçlerinde üye ülkeler arasındaki ticaretin gelişimini analiz etmek amacıyla uygulanır.
5. Doğrudan Yabancı Yatırımlar (FDI) ve Göç Akımları: Çekim modeli, sermaye ve iş gücü hareketlerini anlamak için de uyarlanabilir. Örneğin, büyük ekonomilere sahip ülkelerin doğrudan yabancı yatırımları çekme olasılığı daha yüksektir.
Çekim Modelinin Avantajları ve Kısıtları
Avantajlar:
- Uluslararası ticaret akışlarını açıklamada yüksek ampirik başarıya sahiptir.
- Ülkeler arasındaki ekonomik ilişkileri basit ve anlaşılır bir çerçevede analiz etme imkânı sunar.
- Gelişmiş versiyonları, ticaret maliyetleri, bölgesel entegrasyon ve tarife dışı engeller gibi değişkenleri modellemeye olanak tanır.
Kısıtlar:
- Modelin erken versiyonları, ticaret politikaları ve kurumsal faktörleri yeterince dikkate almamaktadır.
- Coğrafi mesafe her zaman belirleyici bir unsur olmayabilir; kültürel ve tarihi bağlar, teknolojik gelişmeler gibi faktörler de ticareti etkileyebilir.
- Anderson ve Wincoop’un (2003) vurguladığı çok taraflı direnç faktörleri gibi teorik katkılar olmadan model, tam anlamıyla ticari akımları açıklamakta yetersiz kalabilir.
Çekim Modeli, uluslararası ticaretin anlaşılmasında güçlü bir teorik ve ampirik çerçeve sunmaktadır. Model, özellikle iki ülke arasındaki ekonomik büyüklük ve mesafe gibi değişkenlerin ticaret üzerindeki etkilerini analiz etmek için kullanılmaktadır. Günümüzde gelişmiş versiyonları, küreselleşme, bölgesel entegrasyon, dijital ticaret ve e-ticaret gibi yeni ekonomik dinamikleri anlamak için de adapte edilmektedir. Çekim Modeli’nin sağladığı içgörüler, ticaret politikalarının şekillendirilmesi, serbest ticaret anlaşmalarının etkinliğinin değerlendirilmesi ve küresel ekonomik ilişkilerin analiz edilmesi açısından büyük önem taşımaktadır.