Uygur meşrepleri, Uygur Türklerinin sosyal yaşamında köklü bir yere sahip olan müzik, dans, sözlü kültür ürünleri, oyunlar, yeme içme gelenekleri ve el sanatlarını bir arada barındıran kültürel törenlerdir. “Meşrep” kelimesi Türkçe Sözlük’te “yaradılış, huy, karakter, mizaç” ve “davranış biçimi” anlamlarında yer almakla birlikte, Uygur kültüründe “ziyafet”, “keyif meclisi” veya “şölen” anlamlarıyla da kullanılmaktadır. Bu etkinlikler, hem eğlence hem de eğitim ve sosyalleşme işlevi gören, toplumsal dayanışmayı pekiştiren önemli sosyal birlikteliklerdir.
UNESCO, 2010 yılında “Uygur Meşrepleri”ni Somut Olmayan Kültürel Miras Listesi’ne dahil ederek bu geleneğin korunmasını uluslararası düzeyde tanımıştır. Meşrepler, Uygur halkının tarihsel süreç içinde geliştirdiği toplumsal değerleri, estetik anlayışını ve kültürel kimliğini günümüze taşıyan canlı bir folklor unsuru olarak kabul edilmektedir.
Kelpin Odikam Meşrebi (UYGUR TV)
Tarihçe ve Köken
Uygur meşreplerinin kökeni, Orta Asya Türk topluluklarının çok eski dönemlerine kadar uzanır. Arkeolojik, yazılı ve görsel kaynaklar, meşrep geleneğinin bin yılı aşkın bir süre boyunca gelişerek bugüne ulaştığını göstermektedir.
Çin kaynaklarında, özellikle Viyi Salnamesi ve Gavçi Tezkeresi gibi 6. yüzyıla ait kroniklerde, eski Uygurların toplu eğlenceler düzenlediği, at yarışları, şarkılar, halk dansları ve çeşitli oyunlar tertip ettiği kayıtlıdır. Bu kayıtlar, meşreplerin toplumsal birliktelik sağlayan törensel toplantılar olduğunu ortaya koyar.
Sanatsal ve arkeolojik veriler de bu geleneğin derin tarihine ışık tutmaktadır. Turfan Bezeklik, Kuçar Kuntura ve Kızılmiñöy gibi Budist kaya tapınaklarının MS. 5. ve 6. yüzyıla tarihlenen duvar resimlerinde, kadın ve erkeklerin bir arada saz çalıp dans ettikleri, topluca eğlendikleri sahneler görülmektedir. Bu resimler, müzik ve dans eşliğinde gerçekleştirilen toplu toplantıların Türk kültür tarihinde ne kadar eskiye dayandığını görsel olarak belgelemektedir.
Türk dili kaynaklarında da meşrep kavramına karşılık gelen ifadeler yer almaktadır. Divanü Lügati’t-Türk’te “sürçük” (gece toplantısı, müsamere) ve “şenbuy” (başka bir davetten sonra geceleyin gidilen içki ziyafeti) gibi terimler, meşrebin işlevsel çeşitliliğini yansıtır. Bu ifadeler, meşreplerin hem özel hem de kamusal alanda farklı bağlamlarda icra edilebildiğini gösterir.
Orta Çağ seyahatnameleri de meşreplerin tarihine dair ipuçları verir. 13. yüzyılda bölgeyi gezen Marco Polo, Kumul halkını “çok neşeli, müzik ve dansı her fırsatta yaşamlarının merkezine koyan insanlar” olarak tanımlar. Bu gözlem, meşreplerin gündelik yaşamın doğal bir parçası olarak da sürdürüldüğünü gösterir.
Meşrepler, tarih boyunca toplumsal işlevini koruyarak farklı dönem ve koşullara uyum sağlamıştır. Göçebe ve yerleşik dönemlerde, hem kırsal hem de kentsel alanlarda toplumsal sorunların görüşülüp çözüldüğü birer “meşveret meclisi” olarak da işlev görmüştür. Aynı zamanda düğünler, bayramlar, mevsimsel kutlamalar gibi vesilelerle de düzenlenmiştir.
19. ve 20. yüzyıllarda Doğu Türkistan’daki sosyal ve siyasi değişimler, meşreplerin biçim ve içerik açısından çeşitlenmesine yol açmıştır. Bazı meşrep türleri (ör. “Kök Meşrebi”, “Beravet Meşrebi”, “Ottuz Oğul Meşrebi”) bölgesel kimliklerle özdeşleşmiş, bazıları ise daha geniş Uygur topluluklarında ortak kültürel miras olarak sürdürülmüştür.
UNESCO’nun 2010 yılında meşrepleri Somut Olmayan Kültürel Miras Listesi’ne alması, bu geleneğin yalnızca tarihsel önemini değil, aynı zamanda kültürel sürekliliğini de teyit etmiştir. Böylece meşrepler, hem binlerce yıllık bir kültürel birikimin ürünü olarak hem de modern dönemde kimlik ve dayanışma aracı olarak yaşamaya devam etmektedir.
Genel Özellikler
Meşrepler, Uygur kültürünün en zengin ve çok yönlü toplumsal etkinliklerinden biridir. İçerdiği unsurlar bakımından müzik, dans, sözlü edebiyat, maddi kültür ve toplumsal eğitimin birleştiği bir sosyal platform niteliği taşır. Bu toplantılarda, müzik ve dans temel unsurlardır. Halk türküleri, koşaklar (uzun anlatı şiirleri), beyitler ve çeşitli makamlarla icra edilen şarkılar halk danslarıyla birlikte sunulur. Sözlü kültür ürünleri arasında bilmece (tepişmak), fıkra, latife, mani, söz oyunları (sözmenlik) ve destanlar yer alır. Bu performanslar hem eğlendirici hem de kültürel aktarım işlevi görür.
Meşrepler aynı zamanda maddi kültürün sergilendiği alanlardır. Geleneksel Uygur kıyafetleri, el dokuması kumaşlar, takılar, yöresel yemekler (ör. pilav, kebap, mantı), el sanatları ürünleri ve köy seyirlik oyunları etkinlik sırasında hem görsel hem de işlevsel olarak yer alır. Bu yönüyle meşrepler hem yaşayan bir “kültür vitrini” hem de üretim ve tüketim pratiklerinin paylaşıldığı bir toplumsal alan olarak önem taşır.
Katılım, çoğunlukla gönüllülük esasına dayanır ancak meşrepler belirli bir düzen ve hiyerarşi çerçevesinde yürütülür. Etkinliğin başında ve akışında baş meşrepçi (yönetici) bulunur. Baş meşrepçi, programın düzenlenmesi, sıralamanın korunması, kuralların uygulanması ve gerektiğinde ceza oyunlarının yürütülmesinden sorumludur. Katılımcılar arasındaki uyum, kurallara riayet ve saygı meşrebin temel prensipleridir.
Ceza oyunları, meşreplerin hem disiplin hem de eğlence unsuru olarak dikkat çeker. Kurallara uymayan, topluluk düzenini bozan veya belirlenen davranış biçimlerini ihlal eden katılımcılar, mizahi ve genellikle zararsız cezalarla karşılaşır. Bu uygulama, topluluk içinde adalet, eşitlik ve eğlenceli bir disiplin anlayışını pekiştirir.
Eğitim işlevi meşreplerin en dikkat çekici yönlerinden biridir. Özellikle çocuklar ve gençler için meşrepler, uygulamalı bir toplumsal eğitim alanı işlevi görür. Burada:
- Misafir karşılama ve uğurlama,
- Sofra hazırlama, ikram etme ve sofra adabı,
- Müzik aleti çalma ve türkü söyleme,
- Dans etme ve dansa davet etme,
- Topluluk içinde söz alıp konuşma,
gibi meşrep kuralları ve becerileri kazanılır.
Bu nedenle meşrepler görgü kurallarının, ahlaki değerlerin ve toplumsal sorumluluk bilincinin aktarıldığı birer halk okulu gibidir. Uygur kültüründe bu işlev, atasözleriyle de vurgulanır. En bilinen örneklerden biri, “Âlim olacağım dersen okula git, adam olacağım dersen meşrebe git” sözüdür. Bu ifade, meşrebin kişilik ve ahlak eğitimindeki rolünü ortaya koyar. Ayrıca görgüsüz veya toplumsal nezaketten uzak kişiler için “meşrep görmemiş” nitelemesi yapılır ki bu da geleneğin toplum içindeki saygınlığını gösterir.
Sınıflandırma ve Türler
Uygur meşrepleri, her yerde aynı şekilde düzenlenen tek tip toplantılar değildir. Bulundukları bölgeye, mevsime, amacına, katılımcı grubuna ve hatta sosyal işlevine göre çok farklı biçimlerde karşımıza çıkarlar. Bu çeşitlilik o kadar fazladır ki tarihî belgeler ve alan araştırmaları 120’den fazla farklı meşrep türü tespit etmiştir.
Genel olarak meşrepler dört ana ölçüte göre sınıflandırılmaktadır:
- Düzenlendiği bölge (coğrafi farklar)
- İşlev ve amaç (düğün, barışma, yardım, özür vb.)
- Mevsim ve mekân (kapalı alan ya da açık hava şenlikleri)
- Katılımcı profili (yalnızca erkekler, yalnızca kadınlar ya da karma toplantılar)
Bölgesel Türler
Her bölgenin meşrebi, kendi yerel gelenek ve müzik–dans üslubunu taşır.
- Kumul – Kök Meşrebi: Bölgenin en bilinen meşrebidir. Müzik, dans ve oyunların çok yoğun olduğu, hareketli bir türdür.
- Turfan Meşrepleri: Kéyt (yargılama), Mélis (toplanma), Hücra (oda), Dadur (fasulye) gibi türleri vardır. Bazılarında sembolik mahkeme ve cezalandırma oyunları bulunur.
- Dolan Meşrepleri: Adavetni yuyuş (barışma), Derdmenler (dert paylaşma), Kütüveliș (karşılama) gibi türler içerir.
- İli – Ottuz Oğul Meşrebi: Sadece erkeklerin katıldığı, hiyerarşisi ve kuralları çok katı olan bir meşrep türüdür.
- Hoten Meşrepleri: Ev, Toy, Yığın, Kilyan gibi çok sayıda alt türü vardır. Kilyan meşrebi, bölgedeki farklı makam türlerinin birleşimidir.
- Aksu – Çillak Meşrebi ve Lopnur – Gülhan Meşrebi: Daha yerel ölçekli örneklerdir.
- Kaşgar Meşrepleri: Kitabhanilik (kitap sohbetleri), Kızılgül, Haşar (yardımlaşma) gibi türler bulunur.
İşlev ve Amaca Göre Türler
Meşreplerin düzenlenme amacı, türünü belirleyen en önemli faktörlerden biridir.
- Toy Meşrepleri: Düğün (nikâh toyu), gençlik toyu (cuvan toyu), sünnet toyu gibi kutlamalarda yapılır.
- Nevruz ve Bahar Meşrepleri: Mevsim değişiminde, özellikle baharın gelişini kutlamak için düzenlenir.
- Barışma Meşrepleri: Adavetni yuyuş gibi türler, arası bozuk iki tarafı barıştırmak için yapılır.
- Özür/Disiplin Meşrepleri: Namakulluk (özür dileme) veya Bolalik (ceza) meşrebi, toplumsal kuralların pekişmesini sağlar.
- Misafir Ağırlama: Mihman meşrebi, özel misafirler için düzenlenir.
Mevsim ve Mekâna Göre Türler
Bazı meşrepler yılın belirli dönemlerinde, özellikle açık havada yapılır.
- Seyle Meşrepleri: Irmak kenarında, bahçelerde veya yaylalarda düzenlenen açık hava şenlikleridir.
- Bahar seylileri: Maysa (yeşillik), Gül seylisi, Dala (kır) seylisi.
- Yaz/hasat seylileri: Bağ seylisi (örneğin Şaptul – şeftali, Koğun – kavun).
- Ziyaret seylileri: Türbe ve kutsal mekân ziyaretleriyle birleştirilir.
Katılımcı Profili ve Örgütlenmeye Göre Türler
- Erkek Meşrepleri: Örneğin Ottuz Oğul Meşrebi, sadece erkeklerin katıldığı, üyelik sistemi ve katı kuralları olan bir yapıdır.
- Kadın Meşrepleri: Beravet meşrepleri veya Kumul’daki Çokanlar Mélis Olturuşu gibi türler, kadınların kendi aralarında düzenlenir.
- Karma Meşrepler: Çoğu bölgesel meşrep, kadın ve erkek karışık olarak yapılır; dans ve müzikte toplumsal etkileşim ön plandadır.
- Üyelik ve Kabul Törenleri: Katar (sıra) meşrebi veya Teklif meşrebi gibi türler, bir kişinin meşrep topluluğuna resmen kabulünü simgeler.
Uygur meşrepleri, bulundukları yerin kültürel dokusuna göre biçimlenir. Kimi zaman bir düğün, kimi zaman bir barışma töreni, kimi zaman da mevsimlik bir şenlik olabilir. Her türün kendine özgü müziği, dansı, oyunları, kuralları ve katılımcı yapısı vardır. Bu çeşitlilik, meşreplerin hem zengin bir kültürel miras hem de toplumsal yaşamın önemli bir parçası olmasını sağlar.
Müzik ve Makam İlişkisi
Meşrepler, Uygur kültüründe kapsamlı bir müzik icra ortamıdır. Bu yönüyle, Uygur müzik geleneği ile doğrudan iç içedir. Meşreplerin müzikal omurgasını “halk makamları” (yerli makamlar veya meşrep makamları) oluşturur. Bu makamlar, Uygur halk müziğine dayalı, sistemli ezgilerden (el nağmelerden) meydana gelir ve özellikle dans, şarkı ve sözlü icralarla birlikte sunulur.
Halk makamları arasında en tanınmış olanlar Dolan makamı, Turfan makamı ve Kumul makamıdır. Bu makamların belirgin özellikleri şunlardır:
Dolan Makamı: Dokuz ana makamdan oluşur. Her biri farklı beş tür ezgiye dayanır. İçerik bakımından daha hareketli ve ritmik yapılarıyla dansa elverişlidir.
Turfan Makamı: 11 makam ve toplam 66 müzikli ezgiden oluşur; tüm icrası yaklaşık 10 saat sürer. Melodik yapısı, bölgenin yerel halk türkülerini ve sözlü edebiyat ürünlerini yansıtır.
Kumul Makamı: 12 takım ve 19 bölümden oluşur. Her bir makam, 10–12 şarkı veya dans ezgisi içerir. Toplamda 258 ezgiye sahiptir ve icrası 10 saat kadar sürebilir.
Bu halk makamlarının sözlü kısımlarında genellikle parmak vezinli türküler ve beyitler kullanılır. Konular aşk, doğa, kahramanlık hikâyeleri ve toplumsal olaylar gibi temaları kapsar. Dans ile şarkı, makamın ayrılmaz iki unsurudur; dans figürleri çoğu zaman makamın ritmine göre şekillenir.
Bunun yanı sıra, Uygur On İki Makamı gibi klasik makamlar da bazı meşrep türlerinin repertuvarında yer bulur. Klasik makamlar, profesyonel müzisyenler tarafından icra edilen, daha karmaşık ve uzun formlardır. Metinleri çoğunlukla aruz vezniyle yazılmış gazellerden ve klasik şiirlerden oluşur. Özellikle Kaşgar, İli, Hoten ve Kuça gibi kültür merkezlerinde gelişmiş olan bu makamlar, meşreplerde özel bölümlerde veya yetenekli icracılar tarafından seslendirilir.
Uygur müzik geleneğinde makamlar, kültürel hafızanın taşıyıcılarıdır. Makam icraları, toplumsal normları pekiştiren, geçmiş kuşaklardan miras alınan ezgileri bugüne aktaran bir işlev görür. Nitekim meşreplerin etkileyici atmosferinin en önemli bileşenlerinden biri, bu makam repertuvarıdır. Makamlardan uzaklaşan bir şarkı veya dansın halk arasında kalıcı bir etki bırakmadığı, kaynaklarda özellikle vurgulanmaktadır.
Güncel Durum
Uygur meşrepleri, yüzyıllar boyunca Uygur halkının sosyal, kültürel ve sanatsal yaşamının temel taşlarından biri olmuştur. Ancak modern dönemde, özellikle 20. yüzyılın ikinci yarısından itibaren bu geleneğin icrasında hem olumlu hem de olumsuz yönde değişimler gözlenmektedir.
UNESCO’nun 2010 yılında Uygur Meşrepleri’ni Somut Olmayan Kültürel Miras Listesi’ne alması, bu kültürel mirasın uluslararası düzeyde tanınmasını ve belgelenmesini sağlamıştır. Bu sayede akademik çalışmalar, belgesel projeleri ve kültürel koruma girişimleri hız kazanmıştır. Çin’de ve Uygur diasporasının bulunduğu ülkelerde (Türkiye, Kazakistan, Kırgızistan, Avrupa ve Kuzey Amerika’daki topluluklar) çeşitli kültürel etkinliklerde meşrep gösterileri düzenlenmeye başlanmıştır. Bu durum, meşrebin hem yerel hem de küresel ölçekte tanınırlığını artırmıştır.
Öte yandan Doğu Türkistan’daki sosyopolitik ve kültürel baskılar, meşreplerin doğal ortamında icrasını büyük ölçüde sınırlamaktadır. Alan araştırmaları ve diaspora tanıklıkları, özellikle 2000’li yıllardan sonra bölgedeki toplu sosyal etkinliklerin sıkı denetim altında olduğunu, bazı meşrep türlerinin ise yasaklandığını belirtmektedir. Bu kısıtlamalar, meşreplerin sürekliliğini ve çeşitliliğini olumsuz etkilemektedir.
Bunun yanı sıra ekonomik koşullar da meşreplerin geleneksel ölçekte düzenlenmesini zorlaştırmaktadır. Büyük çaplı meşrepler, ciddi miktarda yiyecek-içecek, müzik aleti, kostüm ve mekân hazırlığı gerektirir. Günümüzde, artan yaşam maliyetleri ve şehirleşme süreci, bu tür etkinliklerin hem mali hem de lojistik açıdan daha sınırlı yapılmasına yol açmaktadır.
Kültürel yaşam tarzlarındaki değişim de etkili olmuştur. Kırsal alanlardan şehirlere göç, çalışma saatlerinin yoğunlaşması ve genç kuşakların farklı eğlence biçimlerine yönelmesi, meşreplerin eskisi kadar sık ve geniş katılımlı yapılmamasına sebep olmaktadır. Bununla birlikte, daha küçük ölçekli ve tematik meşrepler (örneğin yalnızca müzik veya dans odaklı gösteriler ya da düğünlerde meşrep bölümü) hâlâ aktif olarak yaşatılmaktadır.
Uygur diasporasında ise meşrepler, kimlik koruma ve kültürel dayanışma aracı olarak önemini sürdürmektedir. Türkiye, Kazakistan ve Avrupa’daki Uygur toplulukları, bayramlarda, kültürel festivallerde ve dernek faaliyetlerinde meşrep düzenleyerek genç kuşaklara bu geleneği tanıtmaktadır. Bu diaspora meşrepleri, geleneksel kuralları ve kapsamı tam olarak yansıtmasa da, Uygur kimliğinin devamlılığında önemli rol oynamaktadır.
Uygur 12 Makamı (Türk Kültürü ve Sanat Ajansı)

