KÜRE LogoKÜRE Logo
Ai badge logo

Bu madde yapay zeka desteği ile üretilmiştir.

Yağmur Bahçesi

fav gif
Kaydet
kure star outline

Yağmur bahçesi, diğer adıyla "biyolojik tutma alanı" (bioretention), yağmur sularının toplandığı, bitkilendirildiği ve suyun doğal yollarla toprağa sızmasının hedeflendiği sığ çukur alanlardır. Bu sistemlerin temel işlevi, özellikle kentsel bölgelerde bulunan çatılar, araç yolları, yürüyüş yolları ve otoparklar gibi geçirimsiz yüzeylerden kaynaklanan yüzey akışını yönetmek, su kalitesini iyileştirmek ve yeraltı suyunun beslenmesine katkıda bulunmaktır.


Yağmur Bahçesi Temsili Örneği (Yapay Zeka ile Üretilmiştir.)

Tarihsel Bağlam ve İlkeler

Kentsel alanlarda geçirimsiz yüzeylerin yaygınlaşması ve yeşil alanların azalması, yağmur sularının toprağa yeterli ölçüde sızmasını engelleyerek yüzey akışının artmasına ve çeşitli hidrolojik sorunların ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Geleneksel yağmur suyu toplama sistemleri, suyu hızla kanalizasyon şebekelerine yönlendirir; bu durum yeraltı su kaynaklarının yeterince beslenememesine ve alıcı su ortamlarının kirlenmesine yol açabilir. Bu tür sorunlara çözüm üretmek amacıyla sürdürülebilir kentsel yağmur suyu yönetimi modelleri geliştirilmiştir. Bu modeller arasında Avustralya kökenli Su Duyarlı Kentsel Tasarım (Water Sensitive Urban Design - WSUD), İngiltere kökenli Sürdürülebilir Kentsel Drenaj Sistemleri (Sustainable Urban Drainage Systems - SUDS) ve ABD kökenli Düşük Etkili Gelişim (Low Impact Development - LID) gibi yaklaşımlar bulunmaktadır. Yağmur bahçeleri, bu yenilikçi modeller kapsamında sıkça başvurulan ekolojik çözüm yöntemlerinden biridir.


Sürdürülebilir yağmur suyu yönetiminin ve bu bağlamda yağmur bahçelerinin temelini oluşturan ilkeler arasında kentsel alanların hidrolojik fonksiyonlarının korunması, yağmur sularının bekletilerek yeraltı sularına sızmasının sağlanması ve yağmur suyu toplama süreçlerinde yapısal çözümler yerine ekolojik yaklaşımların benimsenmesi yer alır. Ayrıca, yağmur suyunun kaynağında yönetilmesi, yüzey ve yeraltı sızma (infiltrasyon) potansiyelinden azami ölçüde faydalanılması, suyun kaynağından deşarj noktasına ulaşım hızının yavaşlatılması, yağmur suyu yönetiminin bütüncül bir yaklaşımla toplama havzası ölçeğinde ele alınması ve yağmur suyunun alternatif bir kullanım suyu kaynağına dönüştürülmesi bu ilkelerdendir.

Yer Seçim Kriterleri

Yağmur bahçesinin verimli çalışabilmesi için doğru yer seçimi önem taşır. Bu süreçte, yapı temellerine zarar vermemesi amacıyla bahçenin bina saçak kenarlarından en az 3 metre uzakta konumlandırılması gerekir. Mevcut septik sistemlerin üzerine veya çok yakınına kurulmamalıdır. Sürekli su biriken, sızma hızı düşük olan veya doğal olarak ıslak kalan düşük kotlu alanlar genellikle uygun değildir. Mümkünse doğrudan güneş alan açık bölgeler tercih edilmeli, büyük ağaçların gölgesinden veya köklerine zarar verebileceği için ağaç taç izdüşümü (kanopi) altından kaçınılmalıdır.


Düz alanlar yerine hafif veya az eğimli (%12'den az) alanlar seçilmeli, hatta kazılacak çukurdan çıkan toprak, alt tarafta oluşturulacak tampon sedde için kullanılabilir. Optimum eğimin %10 civarında olduğu ifade edilmektedir. Son olarak, yeraltı su seviyesinin yüksek olduğu alanlar yağmur bahçesi uygulaması için elverişli değildir.

Tasarım ve Yapısal Özellikler

Yağmur bahçeleri, içerisinde ağaçlar ve/veya çalılar dikilmiş, yüzeyi bir kabuk malç tabakası veya yer örtüsü ile kaplanmış sığ çöküntüler şeklinde tasarlanır. Genellikle iyi drene olan, gözenekli yataklar olarak planlanır ve yağmur suyunu, sivrisinek üremesini engellemek amacıyla, yağmurdan sonra birkaç saat ile maksimum 36 saat arasında biriktirecek şekilde, yaygın olarak 100 ila 300 mm (10-30 cm) derinlikte oluşturulur.


Boyutlandırma aşamasında, yağmur bahçesinin büyüklüğü; hedeflenen derinlik, drenaj alanının genişliği, toprağın özellikleri, kullanılacak bitki türleri ve alandan gelmesi beklenen yüzey akış miktarı gibi faktörlere bağlı olarak değişkenlik gösterir. Killi yapıdaki topraklarda sızma hızı düşük olduğundan, kumlu veya siltli topraklara kıyasla daha geniş boyutlu bir yağmur bahçesi tasarlanması gerekebilir.


Tipik bir yağmur bahçesinin yüzey alanı, beslendiği tüm drenaj havzasının büyüklüğünün %3 ila %10'u arasında olabilir. Yağmur bahçesi, karakteristik olarak 7 cm ile 20 cm arasında bir göllenme derinliğine sahip olacak şekilde planlanır. Eğer göllenme derinliği 20 cm'yi aşarsa, suyun süzülme süresi uzayabilir. Alanın eğimi de derinlik tasarımını etkiler; örneğin eğim %4'ten az ise derinlik 7-12 cm, %5-7 arasında ise 15-18 cm, %8-12 arasında ise 20 cm olabilir. Toprağın suyu süzme hızına göre de derinlik belirlenebilir; süzülme süresi 32 saatten uzun ise 30-60 cm, 16-32 saat ise 15-20 cm, 16 saatten kısa ise 15 cm derinlik önerilmektedir.


Katman yapısı incelendiğinde, tipik bir yağmur bahçesi kesitinde yukarıdan aşağıya doğru bitki örtüsü, isteğe bağlı bir malç tabakası, iyi drenaj sağlayan özel bir toprak karışımı (genellikle %50-60 kumlu toprak, %20-30 kompost, %20-30 üst toprak içeren bir karışım) ve özellikle sızdırmazlığı düşük topraklarda fazla suyun tahliyesi için gerekliyse bir çakıl yatağı ile delikli (perfore) drenaj borusu bulunabilir. Yüksek mühendislik gerektiren uygulamalarda, kazılan yatağın jeotekstil bir malzeme ile astarlanması da mümkündür.

Bitki Seçimi ve Tasarımı

Bitki seçimi, yağmur bahçesinin hem işlevselliği hem de estetiği açısından kritik bir unsurdur. Genel ilke olarak, uygulama alanının doğal bitki örtüsünde bulunan (yerel) türlerin kullanılması tercih edilir. Bu bitkiler, yerel iklim koşullarına, toprak yapısına ve hidrolojik özelliklere daha iyi adapte olmuşlardır ve genellikle daha az bakım gerektirirler. Gelişmiş kök yapısına sahip bitkiler ve yağ ile ağır metaller gibi kirletici maddelere toleransı yüksek olan türler seçilmelidir. Alana uygun türlerin dikilmesiyle sulama ihtiyacı önemli ölçüde azalır veya ortadan kalkar.


Yağmur bahçeleri, farklı toprak nem düzeylerine sahip genellikle üç ayrı bölgeye ayrılır ve bitkilendirme bu bölgelere göre yapılır. En ıslak olan taban veya göllenme bölgesi için suya dayanıklı, güçlü köklere sahip, ani su baskınlarına ve ardından gelebilecek kuru koşullara adapte olabilen bitkiler seçilmelidir. Orta nemlilikteki eğimli yamaç veya geçiş bölgesi için yarı kurak şartlara dayanıklı bitkiler uygundur. En kuru olan tampon bölge için ise kuraklığa dayanıklı türler tercih edilmelidir.


Bitkiler, alanda bir grid ağı oluşturularak genellikle 20 cm aralıklarla dikilebilir. Dikim işlemi tamamlandıktan sonra, bitki yapraklarını ve diğer kısımlarını örtmemeye dikkat ederek, tüm yağmur bahçesi yüzeyini 5 cm kalınlığında kırma çakıl, yonga veya benzeri bir materyal ile kaplamak drenajı kolaylaştırabilir. Dikimi takiben, tüm alanın 2 ya da 3 cm kadar su ile kaplanacak şekilde sulanması, bitkilerin yeni ortamlarına adapte olmalarına yardımcı olabilir.

Bakım

Yağmur bahçesi uygulaması yapıldıktan sonra, ilk birkaç yıl boyunca bitkiler alana tam olarak yerleşene kadar ek bakım ve sulama gerekebilir. Bu adaptasyon süreci tamamlandıktan sonra, yağmur bahçelerinin bakım ihtiyacı oldukça düşüktür ve sulama genellikle sadece uzun kuraklık dönemlerinde gerekli olur. Genel bakım faaliyetleri arasında bitkisel materyalin (solma, sararma gibi durumlar açısından) kontrolü, gerektiğinde bitki nakli veya toprak değişikliği yapılması ve yabani otların elle temizlenmesi sayılabilir. Erken ilkbahar döneminde bitkilerden kurumuş çiçeklerin ve ölü kısımların toplanması da önemlidir.


Şiddetli yağışlar sonrasında sedde kısımları erozyon açısından kontrol edilmeli ve gerekirse onarılmalıdır. Göllenme alanında suyun süzülmesinde bir sorun yaşanıyorsa, toprak gözeneklerinin tıkanmış veya toprağın aşırı sıkışmış olabileceği göz önünde bulundurularak toprağın gevşetilmesi veya değiştirilmesi gerekebilir; ayrıca aşırı birikmiş tortu ve birikintiler de temizlenmelidir. Toprağın pH değeri test edilerek aşırı asitlik veya bazlık durumlarında gerekli düzenlemeler yapılmalıdır. Eğer yağmur bahçesinde malç kullanılmışsa, düzenli olarak kontrol edilmeli ve ilkbahar temizliği sonrasında yeni bir malç tabakası eklenebilir.

Uygulama Alanları

Yağmur bahçeleri, kumlu topraklardan killi topraklara kadar farklı toprak türlerinde ve çeşitli iklim koşullarında tasarlanıp uygulanabilmektedir. Uygulama ölçeği konut bahçelerinden başlayarak otopark alanlarına, yaya ve araç yolu kenarlarına, okul kampüslerine ve diğer kamusal yeşil alanlara kadar geniş bir yelpazede değişiklik gösterebilir. Özellikle geçirimsiz yüzeylerin yoğun olduğu kentsel alanlarda su döngüsünün iyileştirilmesine ve ekosistem hizmetlerinin kalitesinin artırılmasına önemli katkılarda bulunurlar. Geçirimsiz ve kahverengi alanların (önceden geliştirilmiş ancak şu anda kullanımda olmayan veya terk edilmiş alanlar) yağmur bahçeleri olarak tasarlanması, sürdürülebilir arazi kullanımına yönelik önemli bir adımdır.

İlgili Kavramlar ve Sistemler

Yağmur bahçeleri, sürdürülebilir yağmur suyu yönetimi stratejileri kapsamında kullanılan çeşitli doğa tabanlı çözümlerden sadece biridir. Bu yaklaşımla ilişkili diğer sistemler ve kavramlar arasında geçirimli döşemeler, kuru kuyular, yağmur hendekleri (bitkili su arkları olarak da bilinir), sızma çukurları (infiltrasyon hazneleri), yeşil çatılar, yağmur varilleri ve sarnıçlar ile bekletme (geciktirme) hazneleri bulunmaktadır.

Mevcut Durum ve Gelecek Perspektifi

ABD, Kanada, Avustralya ve İngiltere gibi gelişmiş ülkelerde yağmur bahçeleri, yağmur suyu akışını düzenlemek ve kentsel alanlarda biyolojik çeşitliliği artırmak amacıyla yaygın olarak kabul gören en iyi yönetim uygulamalarından biri olarak değerlendirilmektedir. Türkiye'de ise artan sel ve taşkın olayları göz önüne alındığında, gelecekte yağmur bahçelerine olan talebin artması beklenmektedir; ancak bu konuda yeterli bilimsel çalışma ve araştırmanın bulunmadığı ifade edilmektedir.


Kentsel alanlarda su kaynaklarının ve yağmurun sürdürülebilir yönetiminin giderek daha fazla önem kazandığı günümüzde, yağmur bahçelerinin uygulanması hem ekolojik hem de ekonomik açıdan etkili bir çözüm sunmaktadır. Gelecekte, Türkiye'de bölgesel ölçekte yağmur bahçeleri kurma potansiyelinin daha detaylı araştırılması, bu sistemlerin su sızdırma ve yeniden dağıtma hacimlerinin incelenmesi ve yerel yönetimlerin bu konuda teşvik edilmesi önemli görülmektedir. Yağmur bahçelerinin kullanılmasıyla geleneksel kanalizasyon sistemlerine olan ihtiyacın ve yükün azaltılması, aynı zamanda yerel yönetim bütçelerinde de tasarruf sağlanmasına katkıda bulunabilir.

Kaynakça

Müftüoğlu, Volkan ve Halim Perçin. “Sürdürülebilir Kentsel Yağmur Suyu Yönetimi Kapsamında Yağmur Bahçesi.” İnönü Üniversitesi Sanat ve Tasarım Dergisi 5, sy. 11 (2015): 27–37. Erişim 21 Mayıs 2025. https://dergipark.org.tr/tr/pub/iujad/issue/8730/109012


Özdoğan, İsmail Kuzey ve Abdullah Akpınar. “Kentsel Yeşil Altyapı Sistemlerinde Yağmur Bahçesi Tasarımı: Aydın Örneği.” Adnan Menderes Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dergisi 20, sy. 2 (2023): 219–228. Erişim 21 Mayıs 2025. https://doi.org/10.25308/aduziraat.1310846


Uçkan, Talat ve Füsun Erduran, Nemutlu. “Kentsel Alanda Su Sorununa Çözümsel Yaklaşım: Yağmur Bahçesi.” Bildiri, 2. Uluslararası Mimarlık ve Tasarım Kongresi, Çanakkale, Türkiye, 2018. Erişim 21 Mayıs 2025. https://avesis.comu.edu.tr/yayin/71178329-235e-4b81-8499-28c187399dd9/kentsel-alanda-su-sorununa-cozumsel-yaklasim-yagmur-bahcesi

Sen de Değerlendir!

0 Değerlendirme

Yazar Bilgileri

Avatar
Ana YazarYunus Emre Yüce21 Mayıs 2025 06:09
KÜRE'ye Sor