Günümüzde yapay zekâ (YZ) teknolojilerindeki gelişmeler, insanlığın karşılaştığı pek çok soruna çözüm sunma potansiyeli taşıyor. Ancak bu teknolojinin, özellikle ahlaki ve toplumsal meselelerde evrensel bir rehber olup olamayacağı tartışmalıdır. İnsan ahlakı, tarih boyunca dinler, kültürler, duygular ve sosyal normlarla şekillenmiş, göreceli ve değişken bir yapı sergilemiştir.
Peki, duygusal önyargılardan ve tarihsel yüklerden arınmış bir YZ sistemi, insanlığın ortak bir ahlaki zeminde buluşmasını sağlayabilir mi?
İnsan Ahlakının Karmaşıklığı ve Yapay Zekânın Potansiyeli
Ahlaki kararlar, yalnızca rasyonel süreçlerle değil; duygular, toplumsal koşullar ve bireysel çıkarlarla iç içe geçmiş durumdadır. Örneğin, psikolojik araştırmalar, yargıçların kararlarının yorgunluk veya açlık gibi fizyolojik faktörlerden etkilendiğini göstermektedir (Danziger vd., 2011). Bu durum, insan karar alma süreçlerindeki öznelliği ortaya koymaktadır.
YZ ise, bu tür önyargılardan bağımsız olarak tutarlı ve veriye dayalı kararlar alabilir. Örneğin, otonom araçlar, bir kaza anında en az zarar verecek seçeneği hesaplayarak duygusal tepkilerden arınmış bir yaklaşım sergileyebilir. Bu durum, YZ'nın insan hatalarını azaltabileceğini düşündürse de, ahlaki kararların yalnızca matematiksel optimizasyona indirgenemeyeceği gerçeğini de göz ardı etmemek gerekir.
YZ'nın Sınırları: Evrensel Ahlak Mümkün mü?
Evrensel bir ahlak anlayışı oluşturmak, farklı kültürlerin değer çatışmaları nedeniyle oldukça zordur. Örneğin, ifade özgürlüğü ile nefret söylemi arasındaki denge, Batı toplumlarında farklı, Doğu toplumlarında farklı şekillerde yorumlanabilir. YZ, belirli bir değerler kümesine göre programlandığında, bu değerlerin kim tarafından ve hangi ölçütlere göre belirlendiği önemli bir sorun olarak karşımıza çıkar.
Bostrom ve Yudkowsky (2014), YZ'nın ahlaki karar alma mekanizmalarının, insan değerleriyle uyumlu (value-aligned) olması gerektiğini savunur. Ancak, "hangi insan değerleri?" sorusu cevapsız kalmaktadır. Örneğin, bir YZ sistemi, faydacı bir yaklaşımla "çoğunluğun mutluluğunu" maksimize ederken, azınlık haklarını göz ardı edebilir.
YZ'nın Ahlaki Özerkliği ve İnsan Denetimi
YZ sistemleri, programlandıkları veri setleri ve algoritmalarla sınırlıdır. Bu nedenle, insan önyargıları veri setlerine yansıyabilir (Bolukbasi vd., 2016). Örneğin, işe alım süreçlerinde kullanılan bir YZ modeli, geçmiş verilerdeki cinsiyet ayrımcılığını öğrenerek aynı önyargıyı sürdürebilir.
Bu sorunun aşılması için, YZ'nın karar süreçlerine şeffaflık ve denetim mekanizmaları eklenmelidir. Ayrıca, evrensel insan hakları ilkeleri gibi temel değerler, YZ'nın eğitiminde bir çerçeve olarak kullanılabilir. Ancak, bu değerlerin evrensel kabul görmesi bile tartışmalı olduğundan, YZ'nın tamamen özerk bir ahlaki aktör olması şimdilik mümkün görünmemektedir.
YZ Bir Araçtır, Kurtarıcı Değil
YZ, insan ahlakının karmaşıklığını tamamen çözemese de, daha tutarlı ve şeffaf karar alma süreçleri sunabilir. Ancak, evrensel bir ahlak sistemi oluşturmak, yalnızca teknolojik bir mesele değil, felsefi, kültürel ve siyasi bir uzlaşı gerektirir. YZ, bu süreçte bir rehber olabilir, ancak nihai kararlar insanın ortak ahlaki diyaloğuna bırakılmalıdır.

