logologo
Ai badge logo

Bu madde yapay zeka desteği ile üretilmiştir.

BlogGeçmiş
Blog
Avatar
Ana YazarSeray Bayraktar9 Temmuz 2025 18:37

Yapay Zeka Yazar mı, Yoksa Sadece Kopyalar mı?

fav gif
Kaydet
viki star outline

Dijital Çağın Edebiyat Krizi

Bir sabah kahvenizi yudumlarken, etkileyici bir yazı okuduğunuzu hayal edin. Sonra bu yazının bir yapay zeka (YZ) tarafından üretildiğini öğrendiğinizde, içinizde bir şeyler değişir mi? O yazı hala “yaratıcı” gelir mi?

2020’li yıllarla birlikte edebiyat, gazetecilik ve içerik üretimi artık tamamen yeni bir evreye girdi. GPT, Claude, Gemini gibi modeller sadece yazı yazmıyor; aynı zamanda sahici bir yazar gibi davranıyor. Ama asıl soru şu:

Yapay zeka yaratır mı, yoksa sadece taklit mi eder?

Algoritmaların Kalemi: Gerçek Yazar Nerede?

Yapay zekanın yazdığı metinler şiirsel olabilir, doğru olabilir, hatta etkileyici bile olabilir. Fakat onlarca yılını kalemiyle yoğuran bir yazar ile saniyeler içinde üreten bir algoritmanın aynı kefeye konması sizce adil mi?

“Yapay zeka ilham almaz, hissetmez ve acı çekmez. Bu yüzden onun yazdığı şeyler edebiyat değil, edebiyatın simülasyonudur.” — Emrah Polat, 2024

Edebiyat sadece kelimelerden ibaret değildir; arkasında yaşanmışlık, acı, umut, çelişki ve düş vardır. Yapay zeka bunu verebilir mi?

Yaratıcılık mı, Veri Harmanı mı?

Yapay zeka modelleri, milyarlarca kelimeyle eğitilmiş dev algoritmalardır. Öğrendiklerini istatistiksel olarak bir araya getirerek yeniden üretirler. Stanford Üniversitesi'nin 2023’te yaptığı bir araştırma, YZ’nin yazılarının bazı bölümlerinin insan yazarlarla ayırt edilemeyecek kadar başarılı olduğunu ortaya koydu. Ancak bu metinlerin büyük kısmı, daha önceki içeriklerin türetilmiş versiyonlarıydı.

“Bir yapay zeka, Shakespeare gibi yazabilir… ama Shakespeare değildir.”


Kalemden Koda: Edebiyatın Dönüşümü, AI

YZ'nin Gücü ve Sınırları

Yapabildikleri

Yapamadıkları

Biçimsel olarak etkili yazmak

Duyusal deneyim aktarmak

Yazım kurallarına uymak

Empati kurmak, sezgi üretmek

Türleri ve üslupları taklit etmek

Gerçek anlamda özgünlük yaratmak

YZ, etkileyici cümleler kurabilir ama duygu taşıyan bir anlatı inşa edemez. Çünkü empati ve içsel çatışma gibi unsurlar, insana özgü tecrübelere dayanır. Ancak şu soruyu sormak gerekir:

Empati taklit edilemez mi?

Yapay zeka, dil modeli olarak binlerce duygusal anlatımı analiz edip biçimsel olarak bir “empati simülasyonu” sunabilir. Bir annenin çocuğunu kaybettiğinde yaşadığı üzüntüyü, bir savaşta yitirilen umutları, bir ayrılık sonrası gelen yalnızlığı — tüm bunları tanımlar. Ama hala bu duyguları gerçekten yaşamaz; yalnızca gözlemlenmiş veriler üzerinden tahmin eder. Tıpkı bir oyuncunun ağlaması gibi: Seyirci etkilenir, ama o gözyaşları gerçek bir acıya değil, rol yapma becerisine dayanır. Yapay zekanın da "empatisi", şimdilik bu düzeyde: rol yapan ama yaşamayan bir anlatıcı.

Yazarların Geleceği: Tehdit mi, Dönüşüm mü?

Yapay zeka, bir zamanlar sadece bir araçtı — şimdi ise potansiyel bir ortak, hatta rakip. Bazı yazarlar, YZ destekli içerik üretimini, edebi özgünlüğe ve mesleki emeğe yönelik bir tehdit olarak görüyor. Onlara göre yapay zeka, içerik bolluğu yaratırken nitelikli yazarlığı erozyona uğratıyor. Bu görüşe göre “kolay üretilmiş metinler”, “yaşanmışlığın ürünü olan anlatıları” değersizleştiriyor. Ancak diğer yazarlar için bu değişim bir yıkım değil, evrim. Yapay zekayı bir fikir üretici, taslak yardımcısı veya yazım kolaylaştırıcı olarak gören bu yaklaşım, edebiyatın biçim değil özle ilgilendiğini savunuyor.


Amerikalı yazar Robin Sloan, bu dönüşümü erken benimseyen isimlerden biri. 2020’de bir roman taslağını yazarken, OpenAI’nin GPT-2 modelini bir “yaratıcı ortak” gibi kullandı. Ancak Sloan bu kullanımı şu ifadeyle sınırlandırdı:

“O, kelime getiriyor; ama ne anlatacağıma ben karar veriyorum.” — Robin Sloan, “A Year of New Words”, 2020


2023'te PEN America’nın yayınladığı rapora göre, edebi üretimin geleceğinde yapay zekaya tamamen karşı olmak yerine bilinçli entegrasyon öne çıkıyor. Rapor şu uyarıyı yapıyor:

“Yazarlar, yapay zekayı dışlamak yerine onu etik, şeffaf ve yaratıcı süreçlere uyumlu şekilde kullanmaya odaklanmalı.” — PEN America, “Artificial Intelligence and Authorship”, 2023


Buna benzer şekilde The Atlantic yazarı Ian Bogost, YZ destekli yazarlığın “otobiyografi değil, kolaj sanatı” gibi olduğunu ileri sürüyor:

“Yapay zeka yazarlığı, klasik yazarlık gibi yaşanmışlıktan doğmaz; bir nevi dikkatli kurgulanmış kopyalamadır.” — Ian Bogost, The Atlantic, 2023

Edebiyat Ölüyor mu, Evriliyor mu?

Her teknolojik sıçrama, sanatın biçimini ve üretim yöntemlerini değiştirir — ama özünü değil.

Tıpkı matbaanın el yazmalarını tarihe gömüp, bilgiyi halkın erişimine açtığı gibi; dijital çağın yapay zekaları da edebiyatı yeni bir çağın eşiğine getiriyor. Bu değişim, bazılarına göre bir kriz, bazılarına göre ise yaratıcı bir devrim.


Yapay zeka ile yazılmış eserler, özellikle kısa hikaye, deneme ve reklam metinlerinde biçimsel olarak tatmin edici olabiliyor. Fakat anlatısal derinlik, duygusal tutarlılık ve öznel anlam katmanları, hala insan yazarın deneyimiyle şekilleniyor.

“Yapay zeka edebiyatı öldürmedi, sadece onu hızlandırdı ve genişletti. Asıl soru şu: Bu hız, anlatının ruhuna zarar veriyor mu?” — Katherine Hayles, “Writing Machines”, 2002


Literary Hub ve The Guardian gibi yayınlarda, son yıllarda sıkça tartışılan bir mesele var: YZ üretimli metinlerin artışı, insan yazarlığı görünmez kılacak mı?


Yazar Stephen Marche, OpenAI ile birlikte bir hikaye yazdıktan sonra şu ifadeyi kullanmıştı:

“Ben fikirleri, yapay zeka dili getirdi. Bu bir yazar–editör iş birliğiydi; ama kim gerçekten yazar?” — Stephen Marche, The Atlantic, 2022

Bu tür ortaklıklar, aslında edebiyatın değil, yazarlık tanımının değiştiğini gösteriyor. Artık yazarlık, tek bir kişinin içsel patlaması olmaktan çıkıp, insan + makine işbirliğiyle ilerleyen çok katmanlı bir yaratım süreci olabilir.


Edebiyat ölmüyor. Ama bir çağ değişimi yaşanıyor. Ve bu çağ, yalnızca duyguyla değil, duygu + veri senteziyle ilerliyor.

Unutmayalım: Bir romanı değerli kılan, onun “doğru” yazılmış olması değil, insani derinliğiyle dokunmasıdır. YZ bunu öğrenebilir… ama hissedemez.


O yüzden artık edebiyat okurunun da şu soruyu sorması gerekiyor:

“Bu yazı güzel mi?” değil, “Bu yazı, gerçekten kimden geldi?”

Bu Yazı Ne Kadar Yapay Zeka, Ne Kadar İnsan?

Yazının başında sormuştuk: “Yapay zeka yazabilir mi, yoksa sadece kopyalar mı?” Şimdi bir başka soruyla bitirelim:

Bu yazı sizce ne kadar insan emeği, ne kadar yapay zeka katkısı içeriyor?

Belki bazı bölümler sezgisel ve sıcak; belki bazı cümleler fazla pürüzsüz ve sistematik. Peki bu ayrımı gerçekten yapabiliyor muyuz? Giderek bulanıklaşan bu sınır, dijital çağın edebiyatına damgasını vuracak gibi görünüyor.

Artık her yazının, her dizenin ve her hikâyenin ardında şu soruyu sorma zamanı geldi:

“Kim yazdı?” değil, “Nasıl yazıldı?”

Kaynakça

Admin, & Admin. (2025, July 9). Yapay zeka çağında yazar gerçekten ölüyor mu? | Emrah Polat | Edebiyat Haber. Edebiyat Haber | Türkiye’nin Edebiyat Platformu. https://www.edebiyathaber.net/yapay-zeka-caginda-yazar-gercekten-oluyor-mu-emrah-polat/

Admin, & Admin. (2023, June 21). Yapay zekâ mı yalan makinesi mi? | Metin Celâl | Edebiyat Haber. Edebiyat Haber | Türkiye’nin Edebiyat Platformu. https://www.edebiyathaber.net/yapay-zeka-mi-yalan-makinesi-mi-metin-celal/

Sloan, R. (2020). A Year of New Words. https://www.robinsloan.com

Sen de Değerlendir!

0 Değerlendirme

Blog İşlemleri

KÜRE'ye Sor