KÜRE LogoKÜRE Logo
Ai badge logo

Bu madde yapay zeka desteği ile üretilmiştir.

Yeni Lisan Hareketi

Edebiyat+1 Daha
fav gif
Kaydet
kure star outline

Yeni Lisan Hareketi, 20. yüzyılın ilk çeyreğinde, özellikle 1911 yılında Selanik'te yayımlanmaya başlayan "Genç Kalemler" dergisi etrafında şekillenen, Türk dilini sadeleştirme, ulusal bir yapıya kavuşturma ve bu temelde millî bir edebiyat oluşturma amacı güden önemli bir fikrî ve edebî akımdır.


Bu hareket, Tanzimat döneminden itibaren süregelen dil tartışmalarının bir devamı ve Türk uluslaşma sürecinin dil ve edebiyat alanındaki en belirgin yansımalarından biri olarak değerlendirilmektedir. Yeni Lisan, sadece edebî bir girişim olmanın ötesinde, kapsamlı bir dil planlaması ve kültürel dönüşüm arayışının bir parçasıdır.

Hareketin Tarihsel Arka Planı ve Doğuşu

Yeni Lisan Hareketi'nin ortaya çıkışı, Osmanlı İmparatorluğu'nun son dönemlerinde yaşanan köklü sosyopolitik ve kültürel değişimlerle doğrudan ilişkilidir. Tanzimat Fermanı (1839) ile başlayan Batılılaşma süreci, Osmanlı aydınlarını dilin yapısını ve işlevini sorgulamaya itmiştir. Bu dönemde dilin sadeleşmesi yönünde ilk önemli adımlar atılmıştır. Şinasi, Namık Kemal ve Ziya Paşa gibi isimler, Arapça ve Farsça kelime ve tamlamalarla yüklü olan Osmanlı Türkçesinin halk tarafından anlaşılamadığını ve modernleşme sürecinde bir engel teşkil ettiğini savunmuşlardır. Ahmet Mithat Efendi, Şemsettin Sami, Ali Suavi, Ahmet Vefik Paşa gibi isimler de dilin sadeleşmesi yönünde fikirler öne sürmüş, hatta Azerbaycan Türklerinden Mirza Fethali Ahundzade ve Ali Suavi, fonetik esaslı Latin alfabesine geçiş gibi daha radikal önerilerde bulunmuşlardır. Ancak bu ilk çabalar, genellikle bireysel düzeyde kalmış, sistematik bir dil politikasına dönüşmemiş ve istenen yaygın etkiyi oluşturamamıştır. Bu dönemdeki dil tartışmaları, genellikle "Türkçe mi Osmanlıca mı?" sorusu etrafında yoğunlaşmıştır.


II. Meşrutiyet'in ilanı (1908) ile birlikte, Türkçülük fikri siyasal alanda da güçlenmeye başlamış ve bu durum, dil meselesinin ulusal kimlik inşası bağlamında daha merkezî bir konuma gelmesine zemin hazırlamıştır. Bu siyasal ve kültürel atmosferde, 1911 yılında Selanik'te yayımlanmaya başlayan "Genç Kalemler Dergisi", Yeni Lisan Hareketi'nin ana platformu hâline gelmiştir.

Genç Kalemler Dergisi

Genç Kalemler Dergisi, Yeni Lisan Hareketi'nin teorik zemininin oluşturulduğu ve hareketin ilkelerinin kamuoyuna duyurulduğu başlıca yayın organı olarak öne çıkmıştır. Dergi, başlangıçta 1910 yılında "Hüsün ve Şiir" adıyla yayın hayatına başlamış, ancak 1911 yılında Ömer Seyfettin, Ali Canip Yöntem ve Ziya Gökalp gibi isimlerin katkılarıyla "Genç Kalemler" adını alarak ve yeni bir misyon edinerek hareketin merkezi olmuştur. Bu isimler, derginin edebî ve fikrî yönünü belirleyen başlıca yazarlar olmuşlardır.


Derginin ikinci cildinin ilk sayısında (29 Mart 1327 / 11 Nisan 1911) yayımlanan Ömer Seyfettin'in "Yeni Lisan" başlıklı makalesi, hareketin bir manifestosu niteliğindedir. Bu makale, önceki sadeleşme teşebbüslerinden farklı olarak, daha radikal, sistemli ve kolektif bir dil politikası sunmuştur. Ömer Seyfettin, bu yazısında önceki dil tartışmalarına ve "Türk Derneği" gibi oluşumların yetersiz kaldığına işaret ederek kendi çıkışının gerekliliğini vurgulamıştır.


Genç Kalemler dergisinin kadrosu ve yazar çevresi, Türkçülük ve ulusçuluk anlayışında Osmanlıcılık ve Turancılığı bir arada ele alabilen bir yapıya sahipti. Dergi, teritoryal (toprak temelli) ulusçuluk ile budun (etnik köken) ulusçuluğunu bir arada savunmuştur. Derginin kültür politikası tam olarak net olmamakla birlikte, bir yandan Türk dilini ve Türk edebiyatını Osmanlı siyasal kültürünün birer unsuru olarak görmüş, diğer yandan ise dil ve edebiyatın ulusal değil, kavmî (etnik) olabileceğini savunmuşlardır. Bu ikilemli yaklaşım, dönemin karmaşık siyasi ve ideolojik yapısını yansıtmaktadır.


Derginin ana amacı, ortak bir dil ve edebiyat aracılığıyla millî bir bilinç oluşturmak ve Türk kimliğini pekiştirmekti. Bu amaca yönelik olarak dergide sadece dil ve edebiyat üzerine teorik yazılar değil, aynı zamanda Yeni Lisan ilkelerine uygun olarak sade bir dille yazılmış şiirler, hikâyeler ve denemeler de yayımlanmıştır. Bu metinler arasında özellikle hece vezniyle yazılmış şiirler ve sade dilli hikâyeler önemli yer tutmuştur.

Yeni Lisan Hareketi'nin Temel İlkeleri ve Amaçları

Yeni Lisan Hareketi, Türk dilinin ve edebiyatının geleceğine yönelik net prensipler ortaya koymuştur. Bu prensipler, Türkçenin ulusal bir dil olarak yeniden yapılandırılmasını ve bu temelde millî bir edebiyatın oluşmasını hedeflemiştir:


  • Dilde Sadeleşme İlkesi: Hareketin en temel ilkesi, Türkçeyi Arapça ve Farsça dil bilgisi kurallarından, tamlamalarından ve gereksiz yabancı kelimelerden arındırmaktır. Ancak bu, her türlü yabancı kelimenin dilden tamamen atılması anlamına gelmez. Hareketin savunucuları, günlük konuşma diline yerleşmiş, Türkçeleşmiş ve halk tarafından benimsenmiş Arapça ve Farsça kelimelerin korunabileceğini, ancak bunların Türkçe dil bilgisi kurallarına uygun olarak kullanılması gerektiğini belirtmişlerdir. Amaç, yapaylıktan uzak, canlı, doğal, anlaşılır ve işlevsel bir yazı dili oluşturmaktır. Sadeleşme, dilin sadece söz varlığını değil, cümle yapısını ve anlatım biçimlerini de kapsayan geniş bir alanı hedeflemiştir. Bu, "tasfiyecilik"ten ziyade "sadeleşme" olarak tanımlanmıştır.


  • İstanbul Türkçesinin Esas Alınması: Yeni Lisan Hareketi, konuşma dili olarak İstanbul Türkçesinin esas alınmasını ve yazı dilinin bu ağız üzerine inşa edilmesini savunmuştur. Bu ilke, farklı yöresel ağızlar arasındaki farklılıkların giderilmesi ve ulusal bir dil birliği sağlamak amacıyla benimsenmiştir. İstanbul Türkçesi, o dönemde Osmanlı İmparatorluğu'nun başkenti olması nedeniyle en yaygın ve prestijli Türkçe ağzı olarak kabul edilmekteydi. Bu durum, dilin standartlaşması yolunda önemli bir adım olarak görülmüştür.


  • Hece Vezninin Savunulması ve Aruzun Terki: Şiirde Arapça kökenli aruz vezni yerine, Türkçenin doğal ses yapısına ve ritmine daha uygun olduğu düşünülen hece vezninin kullanılması teşvik edilmiştir. Bu, millî bir şiir geleneği oluşturma ve şiiri halkın anlayabileceği bir düzeye indirme gayretinin önemli bir parçasıdır. Aruzun Türkçenin ses yapısına uymadığı ve yapay bir söyleyişe neden olduğu eleştirilmiştir. Bu ilke, Mehmet Emin Yurdakul'un hece vezniyle şiirler yazmasıyla da desteklenmiş ve Türk şiirinde önemli bir dönüşümün başlangıcı olmuştur.


  • Millî Bir Edebiyat Oluşturma Amacı: Sadeleşmiş bir dille, Türk milletinin kendi değerlerini, tarihini, kültürünü ve sosyal yaşamını yansıtan millî bir edebiyatın oluşturulması hedeflenmiştir. Bu, Batı edebiyatlarının taklitçiliğinden uzak, özgün ve Türk ulusal kimliğini temsil eden bir edebiyat anlayışının savunulması anlamına gelmiştir. Millî edebiyatın, aynı zamanda milliyetçilik değerlerini halka aşılayarak, millî kimliğin oluşumuna ve sürdürülmesine hizmet etmesi amaçlanmıştır. Bu edebiyat, tarihî olayları ve kişileri, toplumun ortaya çıkış hikâyelerini kendi diliyle geleceğe taşıyarak, geçmişin gücüyle geleceği inşa etmeye çalışmıştır.


  • Dil Planlaması Yaklaşımı: Yeni Lisan Hareketi, dilin gelişimine bilinçli, amaçlı ve örgütlü bir müdahale olarak görülebilecek bir dil planlaması girişimi niteliği taşır. Bu bağlamda dilin söz varlığı, türetim kuralları gibi içsel unsurları ile dilin toplumsal konumu, yazımı ve öğretimi gibi dışsal unsurları üzerinde durulmuştur. Bu yönüyle, Cumhuriyet dönemindeki dil devrimlerine de zemin hazırlayan önemli bir öncü adım olarak değerlendirilmektedir. Hareket, dilin sadece bir iletişim aracı değil, aynı zamanda ulusal kimliğin ve birliğin temel taşı olduğunu vurgulamıştır.

Harekete Öncülük Eden İsimler ve Rolleri

Yeni Lisan Hareketi'nin şekillenmesinde ve yayılmasında üç önemli isim ön plana çıkmıştır:


Ömer Seyfettin (1884-1920): Hareketin en dinamik ve kurucu figürüdür. 1911 yılında Genç Kalemler dergisinde yayımladığı "Yeni Lisan" başlıklı makalesi, hareketin adını vermiş ve temel ilkelerini ortaya koymuştur. Makalesinde önceki sadeleşme çabalarını yetersiz bularak, dilin sadeleştirilmesi gerektiğini radikal bir biçimde savunmuştur. Ömer Seyfettin, sadece teorik yazılarıyla değil, aynı zamanda sade bir dille yazdığı hikâyeleriyle de Yeni Lisan ilkelerinin edebiyata uygulanmasında örnek teşkil etmiştir.


Ömer Seyfettin (Yapay Zeka ile Oluşturulmuştur)


Ali Canip Yöntem (1887-1967): Genç Kalemler dergisinin yazı işleri müdürü olarak hareketin örgütlenmesinde ve yayılmasında kritik bir rol oynamıştır. Ömer Seyfettin ile birlikte hareketin ilkelerini savunmuş, dil ve edebiyatla ilgili birçok yazı kaleme alarak Yeni Lisan anlayışının benimsenmesine katkı sağlamıştır. Ali Canip Yöntem, bu hareketin önemli bir teorisyeni ve uygulayıcısı olmuştur.


Ali Canip Yöntem (Yapay Zeka ile Oluşturulmuştur)


Ziya Gökalp (1876-1924): Türkçülük ideolojisinin sistematik bir düşünce yapısına kavuşmasında merkezî bir rol oynamıştır. Gökalp, Türkçülüğü sadece siyasal bir ideoloji olarak değil, aynı zamanda kültürel bir hareket olarak da ele almış ve dilin, ulusal kimliğin en önemli unsurlarından biri olduğunu vurgulamıştır. "Türkçülüğün Esasları" gibi eserlerinde, dilin sadeleşmesi ve millî bir edebiyatın oluşturulması gerektiğini teorik bir zemine oturtmuştur. Ziya Gökalp, bu hareketin fikir babalarından biri olarak, dil ve edebiyat alanındaki sadeleşme çabalarına felsefi bir boyut kazandırmıştır.


Ziya Gökalp (Yapay Zeka ile Oluşturulmuştur)

Yeni Lisan Hareketi'nin Etkileri ve Sonuçları

Yeni Lisan Hareketi, kısa sürede Türk edebiyatı ve düşünce hayatında geniş yankı bulmuştur. Hareketin başlattığı dil ve edebiyat anlayışı, kendisinden sonra gelen "Millî Edebiyat" akımının temelini oluşturmuş ve Cumhuriyet dönemindeki dil reformlarına zemin hazırlamıştır. Hareketin getirdiği ilkeler, Türk edebiyatında önemli bir dönüm noktası olmuş ve sanatçıların büyük bir kısmını etkilemiştir.


  • Dilin Sadeleşmesi ve Standartlaşması: Yeni Lisan'ın en somut ve kalıcı etkisi, Türkçenin Arapça ve Farsça kelime ve kurallardan büyük ölçüde arınması ve konuşma diline yaklaşmasıdır. Bu durum, dilin halk tarafından daha kolay anlaşılmasını sağlamış, okuryazarlık oranının artmasına dolaylı yoldan katkıda bulunmuştur. Metinlerin dili sadeleştikçe, genel olarak eğitimin ve kültürel etkileşimin önü açılmıştır. İstanbul Türkçesinin esas alınması, dilin standartlaşma sürecini hızlandırmış ve farklı ağızlar arasındaki iletişimi kolaylaştırmıştır.


  • Millî Edebiyatın Doğuşu ve Gelişimi: Yeni Lisan'ın savunduğu sade dil ve ulusal içerik, Millî edebiyat akımının doğuşuna öncülük etmiştir. Bu dönemde yazılan eserler, Türk toplumunun yaşamını, Anadolu insanının sorunlarını, tarihî ve kültürel değerlerini işlemeye başlamıştır. Bu sayede, Türk edebiyatı, kendi özgün kimliğini daha belirgin bir şekilde ortaya koymuş ve Batı taklitçiliğinden sıyrılmıştır. Millî edebiyat, milli kimliği hem temsil etmiş hem de halka milliyetçiliğin değerlerini aşılayarak kimliğin üretilmesini sağlamıştır.


  • Hece Vezninin Yaygınlaşması: Şiirde hece vezninin ön plana çıkarılması, Türk şiirinin geleneksel kökleriyle yeniden buluşmasını sağlamış ve halk şiiri geleneğiyle modern şiir arasında bir köprü kurulmuştur. Bu, şiirin daha geniş kitlelere ulaşmasına ve millî duyguların daha etkili bir şekilde ifade edilmesine olanak tanımıştır. Hece vezni, Türkçenin doğal ritmine daha uygun bulunmuş ve bu sayede şiirde daha doğal bir söyleyiş benimsenmiştir.


  • Dil Planlaması Bilincinin Gelişimi: Yeni Lisan Hareketi, dilin gelişiminin kendiliğinden gerçekleşen bir süreç olmaktan ziyade, bilinçli ve planlı müdahalelerle yönlendirilebileceği fikrini yaygınlaştırmıştır. Bu bilinç sonraki dönemlerde, özellikle Cumhuriyet'in ilanıyla birlikte hız kazanacak olan büyük çaplı dil reformlarının (harf devrimi, özleştirme çalışmaları vb.) zeminini hazırlamıştır. Hareketin dil bilgisi kurallarına yönelik sistematik yaklaşımı, modern Türkçenin altyapısını oluşturmada kritik bir rol oynamıştır.


  • Millî Kimlik İnşasına Katkısı: Yeni Lisan Hareketi, Türk milletinin kültürel kimliğinin inşasında önemli bir rol oynamıştır. Sadeleşen dil, ulusal bilincin gelişmesine, ortak bir kültürel belleğin oluşmasına ve milliyetçilik duygularının pekişmesine katkıda bulunmuştur. Edebiyat, bu süreçte bir propaganda aracı olmaktan çok, millî kimliğin üretimini ve aktarımını sağlayan önemli bir mekanizma hâline gelmiştir. Tarihî olaylar ve kişiler, sadeleşmiş bir dille yeniden anlatılarak, geçmişin gücüyle geleceği inşa etme amacı güdülmüştür.

Kaynakça

Akgün, Ülkü. Yeni Lisan Hareketi: Doğuşu, Gelişmesi, Sonuçları. Yüksek lisans tezi, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi, 2014. https://tez.yok.gov.tr/UlusalTezMerkezi/tezDetay.jsp?id=HmWD_gPaREoovuu7N0kDfA&no=lnvfKoOs4RKVOEklEY5ucA. Erişim 25 Haziran 2025.


Gökdayı, Hürriyet. “Yeni Lisan Hareketi ve Dil Planlaması.” Kesit Akademi Dergisi 3, no. 11 (Aralık 2017): 48–73. https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/1520459. Erişim 25 Haziran 2025.


Karabulut, Mustafa. “Yeni Lisan.” Bildiriler, Prof. Dr. Mine Mengi Adına Türkoloji Sempozyumu (20–22 Ekim 2011). Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü, Çukurova Üniversitesi. https://turkoloji.cu.edu.tr/mine_mengi_sempozyum/mustafa_karabulut_yeni_lisan.pdf. Erişim 25 Haziran 2025.


Özyurt, Cevat. “Dilde ve Edebiyatta Ustalaşma: Genç Kalemler ve Yeni Lisan Hareketi.” Uluslararası Sosyal Bilimler Dergisi 4, no. 1 (2020): 85–100. https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/1197268. Erişim 25 Haziran 2025.


Polat, Nazım H. “109. Yılında Yeni Lisan’a Eleştirel Bir Bakış.” Türk Dil Kurumu, 2020. https://tdk.gov.tr/wp-content/uploads/2020/04/N%C3%A2z%C4%B1m-H.-Polat-_-109.-YILINDA-_-10.pdf. Erişim 25 Haziran 2025.


Sazyek, Esra. “Bir Kanon Başlatıcısı Olarak Yeni Lisan Hareketi.” Turkish Studies 13, no. 19 (2018): 599–612. https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/666559. Erişim 25 Haziran 2025.


Sazyek, Hakan. “Türk Edebiyatının İlk Avangart Hareketi: ‘Yeni Lisan.’” Kocaeli Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi 24 (2012): 113–136. https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/251876. Erişim 25 Haziran 2025.

Sen de Değerlendir!

0 Değerlendirme

Yazar Bilgileri

Avatar
Ana YazarElif Laçin11 Haziran 2025 10:03
KÜRE'ye Sor