KÜRE LogoKÜRE Logo
Ai badge logo

Bu madde yapay zeka desteği ile üretilmiştir.

Yeşil Devrim

Çevre, Tarım Ve Ziraat+1 Daha
fav gif
Kaydet
kure star outline

Yeşil Devrim, 1960'lı yıllarda tarımsal üretim alanında başlayan ve gelişmekte olan ülkelerde özellikle buğday ve pirinç veriminde hızlı artışları ifade eden bir terimdir. Bu süreç, yüksek verimli tohum çeşitlerinin gübre, kontrollü sulama ve diğer kimyasal girdilerden oluşan bir teknoloji paketinin uygulanmasına dayanır. Yeni çeşitler, gübre veya kontrollü sulama olmadan geleneksel türlerden daha fazla verim sağlamazken, paket tam olarak uygulandığında dönüm başına önemli ölçüde daha yüksek verim sağlamıştır. Başarının, bu paketin eksiksiz uygulanmasına teknik açıdan bağlı olduğu, unsurlardan herhangi birinin eksikliğinin beklenen verim artışını engellediği bilinmektedir.


Araştırma Tesisleri Önünde Verimli Buğdayları İnceleyen Çiftçiler (Yapay Zeka İle Oluşturulmuştur)


Tarihsel Gelişim ve Kurumsal Kökenler

Yeşil Devrim'in ortaya çıkışı, 1960'lı yıllarda Güney Yarım Küre ülkelerinde gıda üretiminin nüfus artışının gerisinde kalmasıyla yaygınlaşan açlık ve yetersiz beslenme sorunu ile ilişkilidir.


Teknolojinin kökenleri Batı'nın kalıtım teknolojisine dayanmaktadır. Hastalıklara dayanıklı ve yüksek verimli tohum arayışı 19. yüzyılda Batılı ülkelerin araştırma alanlarından biriydi. Yeşil Devrim buğdayının "atası" olarak nitelendirilen bir tür, 19. yüzyılda Japonya'da ortaya çıkarılmıştır.【1】 Amerikalı ziraat mühendisi Norman Borlaug, Rockefeller bursu ile Kuzey Meksika'da yaptığı araştırmalarda, Japon "Norin 10" ile Meksika'nın geleneksel "Sonora" buğdayını birleştirerek yüksek verimli "Sonora 63"ü geliştirmiştir. Bu çalışma Borlaug'a 1970 yılı Nobel Barış Ödülü'nü getirmiştir.【2】


Verimli Buğday Tohumlarını Tarlada İncelen Borlaug (Yapay Zeka ile Oluşturulmuştur)

Yeşil Devrim'in kurumsal altyapısı, büyük ölçüde Amerikan vakıfları tarafından finanse edilmiş ve yönlendirilmiştir.


  • CIMMYT (Uluslararası Buğday ve Mısır Geliştirme Merkezi): Rockefeller ve Ford Vakfı tarafından Meksika'da kurulan bu merkez, 1943'te başlayan bir araştırma programının genişlemesiyle 1963'te oluşturulmuştur. Buğday ve mısır tohumlukları üzerine yoğunlaşmıştır.【3】 


  • IRRI (Uluslararası Pirinç Araştırma Enstitüsü): Yine Rockefeller ve Ford Vakıfları ile USAID (ABD Uluslararası Kalkınma Ajansı) finansmanıyla 1962'de Filipinler'de kurulmuştur. Yüksek verimli pirinç tohumlukları geliştirmiştir.【4】 


  • ADC (Tarımsal Gelişme Konseyi): J. D. Rockefeller III tarafından 1953'te kurulmuştur. Bu kurum, gelişmekte olan ülkelerde tarım politikalarını yönlendirebilecek yerel tarım ekonomistleri ve yöneticilerinden oluşan bir eliti eğitme amacı gütmüştür.【5】 


Bu merkezlerin yönetimi daha sonra CGIAR'a (Uluslararası Tarımsal Araştırmalar için Danışma Grubu) devredilmiştir. Finansmanları Dünya Bankası gibi uluslararası kuruluşların yanı sıra ABD, Kanada ve Japonya gibi ülkelerin ikili yardım programlarıyla sağlanmaktadır.


Bazı analizler, Yeşil Devrim'in gelişimini, ABD dış politikasının Üçüncü Dünya'da sosyal ve ekonomik gelişmeyi yönlendirme, yeni yatırım ve satış pazarları yaratma ve artan açlık ve yoksulluğun neden olduğu kırsal ve kentsel kargaşayı önleme stratejisinin bir parçası olarak değerlendirmektedir. Bu yaklaşıma göre, 1965 yılında ABD'nin P.L. 480 (gıda yardımı) programını değiştirerek yardımları tarımsal kalkınma, nüfus kontrolü ve ABD yatırımcılarına kapı açma koşullarına bağlaması, Hindistan gibi ülkeleri (1965-66 kıtlığı sırasında) Yeşil Devrim teknolojisini ve ilgili yabancı sermayeyi kabul etmeye yöneltmiştir.

Uygulama Alanları ve Üretim Sonuçları

Yeşil Devrim teknolojileri ilk olarak yaygın bir biçimde Pakistan ve Hindistan'da uygulanmıştır.


  • Hindistan: 1960'ların başında tahıl ithalatçısı olan ülke, birkaç yıl içinde üretimini ikiye katlayarak 1970'lerde kendi kendine yeterli hâle gelmiştir. Pencap eyaletinde buğday üretimi yirmi yılda 8 kat artmıştır. Ülke genelinde yüksek verimli tohumluklara ayrılan alan 1970-71'de 15,4 milyon hektardan 1983-84'te 52,5 milyon hektara yükselmiştir. Bu rakam, ülkedeki sulanan tarım alanlarının yaklaşık %90'ına tekabül etmektedir.【6】 


  • Meksika: Yeni buğday ve mısır tohumlukları sayesinde 1960-1965 arasında tarımsal üretimde yıllık ortalama %9'luk bir artış sağlamıştır. 1960'ların başında buğdayda "kendi kendine yeterliliğe" ulaşmıştır.【7】 


  • Diğer Ülkeler: Pakistan 1966-67'de 50 ton tohumlukla başlarken, ertesi yıl 42.000 ton yüksek verimli tohumluk ithal etmiştir. Filipinler ve Endonezya'da pirinç üretimi 1961-1980 döneminde yılda ortalama %3'ün üzerinde artış göstermiştir. Teknoloji ayrıca Brezilya, İran, Cezayir ve kısmen Türkiye'de de uygulama alanı bulmuştur.【8】 


1980'lerde yapılan tahminlere göre, gelişmekte olan dünyadaki pirinç alanlarının üçte biri ila yarısı yüksek verimli çeşitlerle ekilmekteydi. 11 Asya ülkesinde bu oran %9 (Tayland) ile %78 (Filipinler) arasında değişmekteydi. Latin Amerika'daki yıllık üretim artışının yaklaşık 2,5 milyon ton olduğu tahmin edilmiştir. 1982/83 dönemi için modern buğday çeşitlerinin kapladığı alan 35 milyon hektar olarak tahmin edilmiştir. Bu teknolojiler daha sonra mısır, sorgum, manyok ve fasulye gibi diğer gıda ürünleri için de geliştirilmiştir.【9】 

Uygulama Koşulları ve Sınırları

Yeşil Devrim'in başarısı, belirli ön koşulların varlığına bağlı olmuştur. Örneğin Hindistan'ın Pencap eyaletindeki yaygın uygulama, bölgede İngiliz sömürge döneminde inşa edilmiş kapsamlı sulama sistemlerine ve çiftçilerin mali olanakları ile pazar ekonomisi geleneklerine dayandırılmıştır. Benzer şekilde Meksika'daki başarı da büyük ve modern çiftliklerde devlet desteğiyle geliştirilen sulama kanallarıyla ilişkilendirilmiştir.


Teknolojinin tüm ülkelere yayılmamasının nedenleri arasında, paketin gerektirdiği kimyasal gübre ve ilaç gibi endüstriyel ürünlere olan bağımlılık, sulanan arazileri genişletmedeki güçlükler, girdileri ithal etmek için gereken döviz darboğazları ve tarım reformlarının gerçekleştirilememesi gösterilmiştir. Örneğin Meksika'da, 1960-65 arasında %9 olan tarımsal üretim artışı, 1975-80 döneminde %1'lere düşmüştür.


Hindistan, devletin yoğun mali ve teknik desteği ile uygulamayı sürdürebilmiştir. Devlet, büyük sulama yatırımlarının yanı sıra küçük sulama çalışmalarını banka kredileriyle desteklemiş, sulanan arazi miktarı 1970 öncesi 30 milyon hektardan 1980'lerin ortasında 60 milyon hektara çıkmıştır. Ayrıca yerli gübre ve ilaç üretimine ağırlık verilmiş ve çiftçileri modern girdileri kullanmaya teşvik etmek için destekleme fiyatları uygulanmıştır.【10】


Afrika'nın yoksul ülkeleri ise bu uygulamanın büyük ölçüde dışında kalmışlardır. 1960-80 döneminde Afrika'da tarımsal üretim artışı %2'yi aşamazken, Doğu Asya ve Latin Amerika'da %3'ün üzerinde olmuştur.【11】 Bunun nedenleri arasında, geliştirilen yüksek verimli buğday ve pirinç tohumluklarının tropikal iklimlere uygun olmaması, kıtanın temel ürünleri olan yumru bitkiler ve darı gibi alanlarda benzer tohumlukların geliştirilememesi ve üretimi teşvik etmeyen tarım politikaları (örneğin devlet tarafından düşük tutulan fiyatlar) ile yetersiz pazarlama altyapısı sayılmaktadır.

Etkileri ve Tartışmalar

Yeşil Devrim'in sonuçları, teknoloji ile uygulandığı kurumsal ve politik çevre arasındaki etkileşime bağlı olarak farklılık göstermiştir. Teknolojinin kendisinin, uygun olmayan kurum ve politikaların yol açtığı olumsuz gelişmelerden sorumlu tutulduğu yönünde görüşler bulunmaktadır.

Bölgesel Eşitsizlikler 

Teknoloji, en iyi potansiyele sahip, sulanan arazileri kayıracak şekilde geliştirilmiştir. Bu durum, bölgesel eşitsizliklerin artmasına katkıda bulunmuştur:


  • Meksika: Yeni çeşitler sulamalı Kuzeybatı bölgelerinde yoğunlaşmış, nüfusun çoğunun yaşadığı geri kalan bölgeler neredeyse hiç etkilenmemiştir.


  • Hindistan: Sulama tesislerinin yoğunlaştığı Pencap gibi kuzey eyaletleri faydalanmıştır.


  • Pakistan: Sulamalı Batı Pakistan'da başarılı olurken, taşkın sulamasına dayalı Doğu Pakistan'da (daha sonra Bangladeş) neredeyse hiç başarı göstermemiştir. Bu durumun, iki bölge arasındaki ekonomik farklılıkları derinleştirdiği ve bölgesel gerilimlere katkı sağladığı bilinmektedir.

Sınıfsal Dağılım ve Sosyal Etkiler 

Yeşil Devrim'in farklı sosyoekonomik sınıflar üzerindeki etkisi, analizlerin odak noktalarından biri olmuştur.

Erken Dönem Gözlemleri

İlk çalışmalar, teknolojiden esas olarak büyük çiftçilerin yararlandığı, bunun da gelir ve varlık dağılımında eşitsizliği artırdığı ve kırsal yoksulluğu kötüleştirdiği sonuçlarına varmıştır. A. Nonjon'un Hindistan gözlemine göre, programdan yararlananlar; uygun sulu arazilere, modern girdileri alabilecek mali olanaklara ve teknik bilgiye sahip büyük işletme sahipleri olmuştur.

Sonraki Değerlendirmeler

Daha sonraki çalışmalar, bu ilk bulguların hatalı olduğunu, ilk benimseyenlerin büyük çiftçiler olmasının küçük çiftçilerin teknolojiyi hiç benimsemediği anlamına gelmediğini, küçük çiftçilerin belirsizlik azaldıkça hızla onları takip ettiğini savunmuştur. Sonraki kanıtlar, yüksek verimli çeşitlerin çiftlik büyüklüğü veya arazi mülkiyet durumundan bağımsız olarak yaygın bir şekilde benimsendiğini ve bazı durumlarda, arazi başına net kazancın küçük çiftliklerde daha büyük olma eğiliminde olduğunu göstermiştir. Bu görüşe göre, belirleyici faktör çiftlik büyüklüğünden çok, sulama gibi optimal üretim ortamlarına erişimdir. Hindistan'da devletin programı yaygınlaştırma çabalarıyla 1980'de 106.000 olan yararlanıcı çiftçi sayısı, 1984'te 5 milyona yükselmiştir.【12】

Farklılaşma Görüşü

Diğer yandan bazı çalışmalar, yeni tohumların kullanım oranı benzer olsa da zengin çiftçilerin paketin tamamlayıcı girdilerini (gübre, ilaç) daha fazla kullandığını ve bunun da ciddi bir gelir eşitsizliği yarattığını belirtmiştir. Hindistan Pencap'ta yüksek kârların arazi fiyatlarını %500'e varan oranlarda artırdığı ve toprak sahiplerinin daha fazla arazi edinmeye ve maliyetleri düşürmek için kiracılarını ücretli işçilere dönüştürmeye yöneldiği rapor edilmiştir.【13】 

İstihdam ve Mekanizasyon 

Yeşil Devrim teknolojisi, bir yandan artan verimlilikle ve bazı durumlarda yılda birden fazla ürün almayı (çiftçilik) sağlayarak iş gücü talebini artırmıştır. Ancak artan kârlar ve devlet sübvansiyonları çiftçileri traktör, biçerdöver ve harman makineleri gibi mekanik ekipmanlara yatırım yapmaya teşvik etmiştir. Bu mekanizasyonun net etkisinin genellikle iş gücünü ikame edici (emek tasarrufu sağlayan) olduğu bulunmuştur. Örneğin Güney Asya'daki traktörlerin, verimliliği veya ekim yoğunluğunu önemli ölçüde artırmadan iş gücünün yerini aldığı sonucuna varılmıştır. Bu durumun, tohum-gübre paketinin yarattığı istihdam artışını dengelediği, kırsal işsizliği artırarak kentlere göçü hızlandırdığı ve şehirlerdeki gecekondu nüfusunu artırdığı belirtilmiştir.

Tüketiciler ve Dolaylı Çarpan Etkileri 

Teknolojik değişim kaynaklı üretim artışı, gıda fiyatlarının aksi takdirde olacağından daha düşük olmasını sağlayarak tüketicilere fayda sağlamıştır. Düşük gelirli tüketiciler gelirlerinin daha büyük bir kısmını temel gıda maddelerine harcadıkları için, fiyat düşüşlerinden elde ettikleri göreli reel gelir kazancı daha yüksek olmuştur.


Ayrıca tarımsal büyümenin dolaylı (çarpan) etkilerinin olduğu saptanmıştır. Hindistan'da tarımsal büyümedeki %1'lik bir artışın, sanayi üretiminde %0,5'lik ve ulusal gelirde %0,7'lik bir artışı teşvik ettiği bulunmuştur. Bu etkinin büyük ölçüde, artan hane halkı tüketim harcamalarından kaynaklandığı; bu harcamaların da kırsal alanlarda, yoğun olan yerel tarım dışı sektörlerde (ulaşım, hizmetler vb.) istihdam yarattığı ve bunun da topraksız işçilerin ve küçük çiftçilerin gelirlerine katkı sağladığı belirtilmiştir.

Pazar Etkileri ve Çok Uluslu Şirketler 

Yeşil Devrim, tohum, gübre, ilaç ve tarım aletleri üreten çokuluslu şirketler için geniş pazarlar yaratmıştır. ESSO, Ciba, Mitsubishi gibi ABD, Japonya veya Batı Avrupa kökenli şirketler bu teknolojinin aktif propagandacıları olmuş ve modern girdilerin üretim ve dağıtımında tekelci pazarlar oluşturmuşlardır. Lester Brown, ESSO'nun Filipinler'de sadece gübre değil, aynı zamanda tohum, ilaç ve alet dağıtımı için kurduğu 400 ticaret merkezinden oluşan programı örnek göstermiştir. Bununla birlikte, bu kâr fırsatlarının umulduğu kadar büyük olmadığı, örneğin ESSO'nun düşük kârlar nedeniyle Filipinler'deki ağını daha sonra sattığı da rapor edilmiştir.【14】 

Üretim Dalgalanmaları 

Yeşil Devrim, ortalama gıda üretimini artırırken aynı zamanda ulusal üretimin trend etrafındaki değişkenliğini (dalgalanmasını) da artırmıştır. Bu durum, daha istikrarsız fiyatlara yol açmıştır. Bu artan dalgalanmanın temel nedeninin, bireysel çiftliklerdeki verim değişkenliğinden (%10'dan az) ziyade, farklı eyaletlerdeki veya bölgelerdeki verimlerin birlikte hareket etme (yüksek korelasyon) eğiliminin artması (artmış kovaryanslar) olduğu bulunmuştur. Bu durumun, yaygın olarak ekilen yeni çeşitlerin genetik olarak birbirine benzemesinden kaynaklandığı düşünülmektedir. 1970'te ABD'de Helminthosporium maydis (Güney Mısır Yaprağı Yanıklığı) salgını veya 1971'de Filipinler'deki pirinç virüsü hastalığı bu genetik tekdüzelik risklerine örnek olarak gösterilmiştir. Ayrıca gübre veya sulama pompaları için elektrik gibi girdilerin tedarikindeki düzensizliklerin de verimlerin geniş alanlarda aynı anda düşmesine neden olarak bu etkiyi güçlendirdiği belirtilmiştir.

Kadının Rolü 

Yeşil Devrim üzerine yapılan ilk çalışmalarda kadınların rolü büyük ölçüde göz ardı edilmiştir. Oysa kadınlar, teknolojik değişimin gerektirdiği ek iş gücünün sağlanmasında rol oynamaktadır. Kırsal kesimdeki yoksul kadınların zamanlarının zaten yoğun olduğu ve kadınların geleneksel işlerini (örneğin elle ot ayıklama) hedef alan emek tasarrufu sağlayan teknolojilerin (örneğin kimyasal ot ilaçları) istihdamlarını olumsuz etkileyebileceği belirtilmiştir. Ayrıca, birçok küçük çiftliğin kadınlar tarafından yönetildiği ve hane içi gelir kontrolünün kimde olduğunun (örneğin kadınların kontrolündeki geçimlik üretimden erkeklerin kontrolündeki nakit ürünlere geçiş) hane halkı refahı ve beslenmesi üzerinde etkilere sahip olduğu vurgulanmıştır.

Çevresel Etkiler 

Yeşil Devrim'in çevre üzerinde hem olumlu hem de olumsuz etkileri olmuştur.


Çatlamış Toprak Ve Pestisit Kirliliğinden Ölen Balıklar (Yapay Zeka ile Oluşturulmuştur)

Olumlu Etkiler

Yüksek verimli teknoloji, mevcut tarım arazilerinde daha fazla üretim yapılmasını sağlayarak artan gıda talebini karşılamak için marjinal arazilere, ormanlara ve otlaklara doğru tarımsal genişleme baskısını azaltmış ve böylece arazi bozulmasını ve ormansızlaşmayı sınırlamaya yardımcı olmuştur.

Olumsuz Etkiler

  • Toprak ve Su: Yüksek verimli tohumlukların gerektirdiği yoğun sulama, Pakistan ve Hindistan gibi bölgelerde toprağın tuzluluk derecesini artırarak kullanılamaz hâle gelmesine yol açmıştır. Yoğun inorganik gübre kullanımı, yüzey akışıyla derelerin ve göllerin aşırı yosunlaşmasına neden olmuştur.


  • Pestisitler: Yeni çeşitler için yoğun pestisit kullanımı gerekmiştir. Bu kimyasalların geniş spektrumlu (belirli bir zararlıya özgü olmayan) ve yetersiz test edilmiş olması, tropik bölgelerin karmaşık ekosistemlerinde balık havuzlarını zehirleme gibi sonuçlara yol açabilmiştir.


  • Genetik Çeşitlilik: Az sayıda yüksek verimli çeşidin hızla yayılması, aşırı basitleştirilmiş ekosistemler yaratmış ve çiftlik düzeyinde genetik çeşitliliğin azalmasına neden olmuştur. Bu durum, genetik materyalin başka yerlerde (gen bankaları gibi) korunmasını zorunlu kılmıştır.

Kaynakça

Cleaver, Harry M. “The Contradictions of the Green Revolution.” The American Economic Review 62, no. 1/2 (1972): 177–186. Erişim 22 Ekim 2025. http://www.jstor.org/stable/1821541.


Pinstrup-Andersen, Per ve Peter B. R. Hazell. “The Impact of the Green Revolution and Prospects for the Future.” Food Reviews International 1, no. 1 (1985): 1–25. Erişim 22 Ekim 2025. https://doi.org/10.1080/87559128509540765PDF


Şahinöz, Ahmet. “Yeşil Devrim ve Açlık Sorunu.” Hacettepe Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi8, no. 1 (1 Aralık 1990): 233–239. Erişim 22 Ekim 2025. https://dergipark.org.tr/en/pub/huniibf/issue/49395/631417.

Dipnotlar

[1]

Ahmet Şahinöz, “Yeşil Devrim ve Açlık Sorunu,” Hacettepe Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi 8, sy. 1 (1990): 233, erişim 22 Ekim 2025, https://dergipark.org.tr/en/pub/huniibf/issue/49395/631417

[2]

Şahinöz, “Yeşil Devrim ve Açlık Sorunu,” 233–34.

[3]

Şahinöz, “Yeşil Devrim ve Açlık Sorunu,” 234;

Harry M. Cleaver, “The Contradictions of the Green Revolution,” The American Economic Review 62, sy. 1/2 (1972): 177–78, erişim 22 Ekim 2025, http://www.jstor.org/stable/1821541

[4]

Cleaver, “The Contradictions of the Green Revolution,” 178;

Şahinöz, “Yeşil Devrim ve Açlık Sorunu,” 234.

[5]

Cleaver, “The Contradictions of the Green Revolution,” 178.

[6]

Şahinöz, “Yeşil Devrim ve Açlık Sorunu,” 234.

[7]

Şahinöz, “Yeşil Devrim ve Açlık Sorunu,” 235;

Cleaver, “The Contradictions of the Green Revolution,” 178.

[8]

Şahinöz, “Yeşil Devrim ve Açlık Sorunu,” 234–35.

[9]

Per Pinstrup-Andersen ve Peter B. R. Hazell, “The Impact of the Green Revolution and Prospects for the Future,” Food Reviews International 1, sy. 1 (1985): 3–5, erişim 22 Ekim 2025, https://doi.org/10.1080/87559128509540765


[10]

Şahinöz, “Yeşil Devrim ve Açlık Sorunu,” 236.

[11]

Şahinöz, “Yeşil Devrim ve Açlık Sorunu,” 237.

[12]

Şahinöz, “Yeşil Devrim ve Açlık Sorunu,” 238.

[13]

Cleaver, “The Contradictions of the Green Revolution,” 181–82.

[14]

Şahinöz, “Yeşil Devrim ve Açlık Sorunu,” 239;

Cleaver, “The Contradictions of the Green Revolution,” 180.

Ayrıca Bakınız

Yazarın Önerileri

Organik TarımOr
Kentsel Tarım
Tarımsal MekanizasyonTa

Tarımsal Mekanizasyon

Çevre, Tarım Ve Ziraat +2
Hidroponik TarımHi
Tarımda DijitalleşmeTa

Tarımda Dijitalleşme

Ekoloji, Botanik Ve Zooloji +1

Sen de Değerlendir!

0 Değerlendirme

Yazar Bilgileri

Avatar
Ana YazarYunus Emre Yüce22 Ekim 2025 20:51
KÜRE'ye Sor