Zihin, Benlik ve Toplum (orijinal ismi: Mind, Self and Society), Amerikalı sosyal psikolog ve filozof George Herbert Mead’in 1927-1928 yıllarında Chicago Üniversitesinde verdiği “sosyal psikoloji” derslerine dayanan ve ölümünden sonra 1934 yılında yayımlanan bir çalışmadır.
Yayın Süreci ve Editoryal Çalışmalar
Eser, Mead’in ölümünden sonra derlenmiştir. Editoryal çalışmasını Charles Morris üstlenmiştir. Metin, Mead’in ders notlarından oluşturulmuştur. Yeni basımda dizgi hataları düzeltilmiş bibliyografik referanslar tamamlanmıştır. 1930’ların başında metnin hazırlanma sürecine ilişkin bilgi sağlayan bir ek bölüm eklenmiştir. Bu bölüm Daniel Huebner’in katkılarıyla hazırlanmış olup metinde yer alan bazı ifadelerin Mead’e ait olup olmadığına dair açıklama sunmaktadır.
Mead’in Yaklaşımı ve Etkisi
Mead, zihne atfedilen bilişsel süreçleri eylem açısından doğal olana iade etmektedir. Yaklaşımında davranışçılıkla toplumsal süreçler arasındaki ilişkiyi incelemektedir. Birey-toplum, iç-dış ve zihin-beden gibi dikotomileri kabul etmemekte; benliklerin toplumsal etkileşimler yoluyla oluştuğu düşüncesini ele almaktadır.
Mead’in düşüncelerinin sosyal bilimlerde etkili olduğu belirtilmektedir. Talcott Parsons, erken dönem çalışmalarında Mead’e yer vermemiş sonrasında bu duruma değinmiştir. Juergen Habermas, 1981 yılında yayımlanan İletişimsel Eylem Kuramı adlı eserinde iletişimsel eylem anlayışına geçiş sürecinde Mead’in katkısına atıfta bulunmaktadır. Felsefe alanında Mead’in görüşleri ele alınmaktadır. Düşüncelerine Fransa, Rusya ve Almanya’da farklı felsefi gelenekler bağlamında ilgi gösterildiği belirtilmektedir. Ayrıca teoloji alanında da Mead’in fikirlerine yönelme olmuştur.
Kitabın giriş bölümünde Charles Morris, Mead’in düşünceleri ile demokratik ideal arasındaki ilişkiye vurgu yapmıştır. Mead, John Dewey ile birlikte demokratik düşüncenin toplumsal temelleri üzerine çalışmalar yürütmüştür. Ayrıca Almanların Mead’in felsefesinin yeniden canlanmasına katkısının Avrupa’da demokratik idealin yenilenmesiyle ilişkili olarak değerlendirildiği ifade edilmektedir.
Bölümler
Kitap dört ana bölümden oluşur.
Birinci Bölüm: Sosyal Davranışçı Bakış Açısı
Birinci bölümde Sosyal Psikoloji ve Davranışçılık, Tavırların Davranışçılık Açısından Anlamı, Jestlerin Davranışçılık Açısından Anlamı, Psikolojide Paralelizmin Yükselişi, Paralelizm ve Bilincin Belirsizliği, Davranışçılık Programı başlıkları ele alınmaktadır.
İkinci Bölüm: Zihin
Bu bölümde Wundt ve Jest Kavramı, Taklit ve Dilin Kökeni, Sözel Jest ve Anlamlı Sembol, "Düşünce, İletişim ve Anlamlı Sembol", Anlam, Tümellik, Yansıtıcı Zekâ Yapısı, Davranışçılık, Watsonizm ve Yansıtma, Davranışçılık ve Psikolojik Paralelizmı, Zihin ve Sembol, Zihnin Tepki ve Çevreyle İlişkisi başlıkları ele alınmaktadır.
Üçüncü Bölüm: Benlik
Üçüncü bölümde Benlik ve Organizma, Benliğin Doğuşu, Oyun, Grup İçinde Oyun ve Genelleştirilmiş Öteki, Benlik ve Öznel Olan, Ferdi Ben ve Sosyal Ben, Toplumsal Tavırlar ve Fiziksel Ortam, Toplumsal Sürecin Bireysel İçe Aktarımı Olarak Zihin, Benliğin Aşamaları Olarak Ferdi Ben ve Sosyal Ben, Toplumsal Ortamda Benliğin Gerçekleştirilmesi, Sosyal Ben ve Ferdi Benin Katkıları, Benliğin Sosyal Yaratıcılığı, Benliğe Yönelik Bireyci ve Toplumsal Teorilerin Karşılaştırılması başlıkları incelenmektedir.
Dördüncü Bölüm: Toplum
Bu bölümde Toplumun Temeli: İnsanlar ve Böcekler, İnsan Toplumunun Temeli: İnsanlar ve Omurgalılar, Organizma, Toplum ve Çevre, Toplumsal Kurumlar ile Düşünce ve İletişimin İşlevler, Toplum ve Kurumları, Toplumsal Eylemlerde Ferdi Ben ve Sosyal Benin Birleşimi, Toplumda Demokrasi ve Evrensellik, Ekonomik ve Dini Yaklaşımların Daha İleri Bir Değerlendirmesi, Sempatinin Doğası, Çatışma ve Bütünleşme, Toplumsal Örgütlenmede Mantık ve Kişiliğin İşlevleri, İdeal Toplumun Gelişimine Yönelik Umutlar ve Engeller başlıkları ele alınmaktadır.
Yazar Hakkında
George Herbert Mead (1863-1931), Amerikalı bir sosyal psikolog ve filozoftur. Felsefi olarak pragmatist düşünce geleneği içinde yer alan Mead, sosyal davranışçılığın gelişiminde rol oynamıştır. Benlik kavrayışı ve etkileşim temelli yaklaşımı özellikle Chicago ekolü aracılığıyla sosyoloji ve sosyal antropoloji alanlarında etki göstermiştir.


