Kastamonu, Türkiye'nin Karadeniz Bölgesi'nde yer alan ve tarih boyunca çeşitli medeniyetlere ev sahipliği yapmış bir şehirdir. Coğrafi olarak Küre Dağları’nın kuzey eteklerinde, Karaçomak Deresi vadisi boyunca uzanan şehir, deniz seviyesinden yaklaşık 780 metre yükseklikte yer almaktadır. Antik çağlardan itibaren Hititler, Frigler, Lidyalılar, Persler, Romalılar ve Bizanslılar gibi birçok uygarlığın egemenliği altında bulunmuş, 11. yüzyıldan itibaren ise Türkler tarafından fethedilmiştir. Kastamonu, Selçuklular ve Osmanlılar döneminde önemli bir ticaret ve kültür merkezi haline gelmiş, özellikle Candaroğulları Beyliği'nin başkenti olarak gelişim göstermiştir. Tarihi dokusuyla dikkat çeken şehirde Kastamonu Kalesi, Nasrullah Camii, Mahmut Bey Camii ve Şeyh Şaban-ı Veli Türbesi gibi önemli yapılar bulunmaktadır. İklimi kuzeyde Karadeniz iklimi, güneyde ise karasal iklim özellikleri göstermekte olup, ilin ekonomisi tarım, ormancılık ve hayvancılığa dayanmaktadır.
Ilgaz Dağları
Kastamonu İsminin Etimolojisi
Kastamonu adının kökenine dair farklı görüşler bulunmaktadır. Ancak bunların hiçbiri kesin olarak kanıtlanmış değildir. Öne çıkan etimolojik yaklaşımlar şu şekildedir:
Kaşkalar ve Tumanna Görüşü
Bazı araştırmacılar, Kastamonu isminin Hititler döneminde bölgede yaşayan Kaşkalar ile bağlantılı olduğunu öne sürmektedir. Hitit metinlerinde, Kastamonu’nun olduğu bölgede “Tumanna” veya “Tummana” adlı bir yerleşimden bahsedilmektedir. Bu nedenle "Kaşkaların Şehri" anlamına gelen Gastumanna kelimesinin zamanla değişerek Kastamonu halini aldığı düşünülmektedir.
Bizans Dönemi ve Kastra-Komnen Görüşü
Diğer bir görüşe göre Kastamonu, adını Bizans İmparatorluğu döneminden almaktadır. Kastra (Latince: kale) ve Komnen (Bizans'ta bir hanedan ismi) kelimelerinin birleşmesiyle Kastra-Komnen adı ortaya çıkmış ve zaman içinde Kastamonu şeklini almıştır. Bu teori, Bizans döneminde bölgedeki kalelerin önemine dayanarak geliştirilmiştir.
Paflagonya ve Antik Dönem Görüşü
Bazı araştırmacılar, Kastamonu’nun isminin antik Paflagonya bölgesine dayandığını düşünmektedir. Paflagonlar, Kastamonu ve çevresinde hüküm sürmüş antik bir halk olup, bazı kaynaklara göre bölgenin adlandırılmasında etkili olmuş olabilirler. Ancak, bu görüş diğerlerine kıyasla daha az kabul görmektedir.
Hititler ve Kastama Görüşü
Bazı araştırmalar, Kastamonu isminin Hititler döneminde aynı bölge için kullanılan Kastama isminden türediğini öne sürmektedir. Hitit kayıtlarında bu isim geçmekte olup, zamanla Kastamonu haline geldiği düşünülmektedir.
Bu etimolojik yaklaşımlar arasında en yaygın kabul görenler, Kastra-Komnen ve Kaşkalar-Tumanna bağlantılarıdır. Ancak, Kastamonu’nun isminin kesin kökeni hakkında net bir bilgi bulunmamaktadır.
Tarihi
Kastamonu ve çevresi, tarih boyunca birçok uygarlığa ev sahipliği yapmış ve bölgenin siyasi, ekonomik ve kültürel gelişiminde önemli rol oynamıştır. İlk yerleşim izleri Paleolitik Çağ’a kadar uzanmakta olup, bölgede yapılan arkeolojik araştırmalar Tahta ve Malak köylerinde Orta Paleolitik döneme ait buluntuların varlığını ortaya koymuştur. Neolitik döneme dair kesin kanıtlar olmamakla birlikte, Kalkolitik ve Tunç Çağı'na ait yerleşimlere rastlanmıştır.
Antik Çağ ve İlk Devletler
Hititler döneminde Kastamonu, Tum(m)ana adıyla anılan bir bölgenin parçasıydı ve Kaşkalar ile Hititler arasındaki mücadelelere sahne olmuştur. Hitit İmparatorluğu'nun yıkılmasının ardından bölge Frigler'in, sonrasında ise Kimmerler ve Lidyalılar'ın kontrolüne geçmiştir. MÖ 546'da Persler tarafından ele geçirilen Kastamonu ve çevresi, Pers Krallığı'nın üçüncü satraplığına bağlanmıştır. MÖ 334’te Büyük İskender'in Anadolu seferiyle birlikte bölge Makedonya Krallığı'na katılmış, ancak İskender’in ölümünün ardından bölge Pontus Krallığı'nın hakimiyetine girmiştir. Roma ile Pontus Krallığı arasında yaşanan çatışmalar sonucunda Kastamonu, MÖ 64’te Roma İmparatorluğu’nun kontrolüne geçmiştir.
Çatak Kanyonu
Bizans ve İlk Türk Fetihleri
395 yılında Roma İmparatorluğu’nun ikiye ayrılmasıyla Kastamonu, Doğu Roma (Bizans) İmparatorluğu’nun topraklarına dahil olmuştur. Bölge, Bizans yönetimi altında uzun süre kaldı ve bu dönemde Kastamonu Kalesi gibi yapılar inşa edildi. 1071 Malazgirt Savaşı’ndan sonra Türkler Anadolu’ya yayılmaya başlayınca, Kastamonu da Türkmen beylerinin hedefi haline geldi. 1084’ten itibaren Süleyman Şah’a bağlı beylerden Emir Karategin kısa süreliğine bölgeyi ele geçirdi. Ancak Bizans, Kastamonu’yu geri almış ve 12. yüzyıla kadar bölge Bizans-Türk mücadelelerine sahne olmuştur.
Anadolu Selçukluları ve Beylikler Dönemi
Dânişmend Gazi’nin 12. yüzyılın başlarında Kastamonu’yu ele geçirmesiyle birlikte bölgedeki Türk varlığı kalıcı hale geldi. 1196 yılında Kastamonu ve çevresi, Anadolu Selçuklu Devleti’ne bağlandı. Bu dönemde, Hüsameddin Çoban önderliğinde Kastamonu merkezli Çobanoğulları Beyliği kuruldu (1227-1309). Çobanoğulları’nın yönetimi sırasında şehirde camiler, hanlar ve köprüler inşa edildi, Kastamonu önemli bir ticaret merkezi haline geldi.
Çobanoğulları'nın ardından 1309 yılında Kastamonu, Candaroğulları Beyliği'nin yönetimine geçti. Candaroğulları, Kastamonu ve Sinop’ta egemenlik kurarak bölgede uzun süre varlık gösterdi. Bu dönemde özellikle denizcilik faaliyetleri önem kazandı ve Sinop bir tersane merkezi haline geldi. 1383 yılında Osmanlılar ile ilişkiler güçlendi, ancak 1391’de Yıldırım Bayezid’in Kastamonu’ya düzenlediği sefer ile şehir Osmanlı topraklarına katıldı.
Osmanlı Dönemi
Osmanlı yönetimine geçen Kastamonu, önce sancak sonra eyalet merkezi haline geldi. Yıldırım Bayezid'in Ankara Savaşı'nda (1402) Timur’a yenilmesinin ardından bölge tekrar Candaroğulları’nın eline geçti. Ancak Fatih Sultan Mehmed, Anadolu’da birliği sağlamak adına 1461’de Candaroğulları Beyliği’ne kesin olarak son verdi ve Kastamonu Osmanlı topraklarına tamamen katıldı. Osmanlı döneminde Kastamonu, Anadolu’nun önemli idari ve askeri merkezlerinden biri oldu. Evliya Çelebi, Kastamonu’nun 17. yüzyılda büyük bir şehir olduğunu ve camileri, hanları ve pazarlarıyla dikkat çektiğini belirtmiştir. 19. yüzyılda Kastamonu, Karadeniz ticaretinde önemli bir nokta olmuş, şehirde çeşitli sanayi faaliyetleri gelişmiştir.
Milli Mücadele Dönemi ve Cumhuriyet Dönemi
Kurtuluş Savaşı sırasında Kastamonu, Anadolu'nun direniş hareketlerinde önemli bir rol üstlendi. İnebolu Limanı, İstanbul’dan kaçırılan silah ve mühimmatın Anadolu’ya sevk edildiği önemli bir merkez haline geldi. Bu süreçte Şerife Bacı gibi kahramanlar cepheye destek için büyük fedakarlıklarda bulundu. Kastamonu halkı, Mustafa Kemal Atatürk'ün önderliğinde Milli Mücadele'ye aktif olarak katılmıştır. Cumhuriyetin ilanıyla birlikte Kastamonu, modernleşme sürecinde önemli bir yer haline geldi. Atatürk, 1925 yılında Kastamonu’yu ziyaret etmiş ve burada Şapka Devrimi’ni başlatarak modernleşme hareketlerine öncülük etmiştir. Günümüzde Kastamonu, tarihi mirası, doğal güzellikleri ve kültürel değerleri ile dikkat çeken bir şehir olarak varlığını sürdürmektedir.
Ilıca Şelalesi
Coğrafyası
Kastamonu, Türkiye’nin Karadeniz Bölgesi’nin batı kesiminde yer alan bir ildir. Doğusunda Sinop, güneydoğusunda Çorum, güneyinde Çankırı, batısında Karabük ve Bartın illeri ile komşu olup kuzeyde Karadeniz’e kıyısı bulunmaktadır. İl toprakları 13.064 km²’lik bir alanı kaplamakta olup, yüzölçümü bakımından Türkiye’nin büyük illeri arasında yer almaktadır.
Yeryüzü Şekilleri ve Dağlar
Kastamonu’nun coğrafi yapısı dağlık ve engebeli bir karakter göstermektedir. İlin güneyinde Ilgaz Dağları, kuzeyinde ise Küre Dağları yer almakta olup, bu dağlar Karadeniz’e paralel bir şekilde uzanmaktadır. En yüksek noktası, 2.565 metre ile Çatalılgaz Tepesi’dir. Dağlık alanlar ilin büyük bir kısmını kaplamakta ve bu durum, ulaşımı ve tarım alanlarını sınırlamaktadır.
Dağların arasında kalan vadiler ve platolar da ilin coğrafi yapısını şekillendirmektedir. Özellikle Devrekani, Araç ve Taşköprü ovaları, tarıma elverişli önemli alanlardır.
Akarsular ve Göller
Kastamonu’da çok sayıda akarsu bulunmaktadır. İlin en önemli akarsuyu, Kızılırmak’ın bir kolu olan Gökırmak’tır. Bunun dışında Karaçomak Deresi, Devrekani Çayı, Ilgaz Çayı ve Araç Çayı da bölgedeki önemli akarsular arasında yer almaktadır.
Göl bakımından zengin olmayan Kastamonu’da Yedigöller, Ilgaz Göleti, Karaçomak Barajı ve Devrekani Barajı gibi bazı küçük göl ve baraj göletleri bulunmaktadır.
Kıyı Şeridi ve Karadeniz’e Açılımı
Kastamonu, Karadeniz’e yaklaşık 170 km uzunluğunda bir kıyı şeridine sahiptir ve bu açıdan Türkiye’nin Karadeniz’de en uzun kıyısı olan illerinden biridir. Cide, İnebolu ve Abana gibi ilçeler sahil kesiminde yer almakta olup, bu bölgelerde doğal plajlar ve kıyı ekosistemleri bulunmaktadır. Karadeniz kıyısı boyunca, falezler ve koylar görülmektedir.
İklim
Kastamonu’da iki farklı iklim tipi görülmektedir:
- Karadeniz İklimi: İlin kuzeyinde, kıyıya yakın bölgelerde etkili olup, ılıman ve bol yağışlıdır. Yazlar serin, kışlar ılıman geçerken, her mevsim yağış alır.
- Karasal İklim: Güneyde, iç kesimlerde etkili olup, yazları sıcak ve kurak, kışları ise soğuk ve kar yağışlıdır.
Küre Dağları, Karadeniz’den gelen nemli havanın iç bölgelere ulaşmasını engellediği için, iç kesimler Karadeniz ikliminin etkisinden daha az yararlanır.
Bitki Örtüsü ve Doğal Yaşam
Kastamonu, Türkiye’nin en fazla ormanlık alana sahip illerinden biri olup, yüzölçümünün yaklaşık %67’si ormanlarla kaplıdır. Küre Dağları Millî Parkı, Avrupa’nın biyolojik çeşitlilik açısından en önemli koruma alanlarından biri olarak kabul edilmektedir. Ormanlarda; kayın, meşe, karaçam, sarıçam, köknar, gürgen ve kestane ağaçları yaygındır. İlin sahil kesiminde ise ıhlamur, defne ve kestane ağaçları bulunur. Yaban hayatı açısından Kastamonu, bozayı, kızıl geyik, vaşak, tilki, kurt, sansar, karaca ve yaban domuzu gibi türlere ev sahipliği yapmaktadır.
Küre Dağları
Nüfus
Kastamonu’nun toplam nüfusu 381.991’dir. Nüfusun büyük bir kısmı kırsal alanlarda yaşamakta olup, kentleşme oranı Türkiye genel ortalamasına kıyasla düşüktür. En yüksek nüfusa sahip yerleşim yeri 156.638 kişi ile il merkezidir. Onu sırasıyla 39.401 nüfus ile Tosya ve 37.196 nüfus ile Taşköprü takip etmektedir. En düşük nüfuslu ilçeler ise 3.250 kişi ile Ağlı, 4.380 kişi ile Şenpazar ve 4.419 kişi ile Abana’dır.
Kastamonu ilinin toplam nüfusu 381.991 olup, il merkezi ve ilçelere göre dağılımı şu şekildedir:
- Merkez: 156.638
- Abana: 4.419
- Ağlı: 3.250
- Araç: 18.452
- Azdavay: 7.462
- Bozkurt: 9.425
- Cide: 22.587
- Çatalzeytin: 7.626
- Daday: 7.992
- Devrekani: 12.544
- Doğanyurt: 5.173
- Hanönü: 4.322
- İhsangazi: 5.122
- İnebolu: 20.036
- Küre: 5.303
- Pınarbaşı: 6.036
- Seydiler: 4.627
- Şenpazar: 4.380
- Taşköprü: 37.196
- Tosya: 39.401
Nüfus Artışı ve Göç
Kastamonu, özellikle 20. yüzyılın ikinci yarısından itibaren yoğun göç veren iller arasında yer almaktadır. Özellikle İstanbul ve Ankara gibi büyük şehirlerde önemli sayıda Kastamonu kökenli nüfus bulunmaktadır. 2000’li yıllardan itibaren il nüfusunda dalgalanmalar yaşanmış, zaman zaman göç nedeniyle nüfus azalmış, ancak kırsal alanlardan merkeze doğru iç göç nedeniyle il merkezi nüfusu artış göstermiştir.
Yaş Dağılımı
Kastamonu’da yaş dağılımı Türkiye geneline benzer şekilde olup, yaşlı nüfus oranı görece yüksektir. Tarım ve hayvancılığa dayalı ekonomisi nedeniyle kırsal bölgelerde genç nüfusun azalması dikkat çekmektedir. Genç nüfusun önemli bir kısmı eğitim ve iş olanakları nedeniyle büyük şehirlere göç etmektedir.
Ekonomi
Tarım ve Hayvancılık
Kastamonu ekonomisinin temelini tarım ve hayvancılık oluşturmaktadır. İlin geniş tarım arazileri ve verimli vadileri, çeşitli tarımsal ürünlerin yetiştirilmesine olanak tanımaktadır. Taşköprü ilçesi, Türkiye’nin en kaliteli sarımsağının üretildiği yerlerden biri olup, Kastamonu sarımsağı coğrafi işaret tesciline sahiptir. Ayrıca, şeker pancarı, buğday, arpa, mısır, fasulye, elma ve ceviz gibi ürünler önemli bir yer tutmaktadır.
Araç Yaylaları
Hayvancılık da ilin ekonomik yapısında büyük bir yer kaplamaktadır. Kastamonu’da büyükbaş ve küçükbaş hayvancılık yaygın olup, özellikle süt ve et üretimi önemli bir geçim kaynağıdır. Ayrıca arıcılık faaliyetleri gelişmiştir ve Kastamonu balı Türkiye’de bilinen yerel ürünler arasındadır.
Ormancılık ve Ahşap Sanayi
Kastamonu, Türkiye’nin en fazla orman varlığına sahip illerinden biri olup, il yüzölçümünün yaklaşık %67’si ormanlarla kaplıdır. Bu durum ormancılık ve ahşap sanayisinin gelişmesine olanak tanımıştır. İl genelinde kereste üretimi ve mobilya imalatı önemli ekonomik faaliyetler arasında yer almakta olup, özellikle Devrekani ve İnebolu ilçelerinde ahşap işçiliği önemli bir gelir kaynağıdır.
Sanayi ve Madencilik
Sanayi sektörü Kastamonu’da sınırlı olmakla birlikte, son yıllarda gelişmeye başlamıştır. Kastamonu Entegre Ağaç Sanayi, ilin en büyük sanayi kuruluşlarından biri olup, ahşap ürünleri ve mobilya sektöründe faaliyet göstermektedir. Bunun dışında, un, yem, süt ürünleri ve gıda sanayisi gelişmiştir.
İlde madencilik de önemli bir sektördür. Küre ilçesinde bakır madeni işletmeleri bulunmakta olup, bu alandaki üretim Türkiye’deki önemli maden kaynaklarından biri olarak değerlendirilmektedir. Ayrıca il genelinde taş ve mermer ocakları mevcuttur.
Ticaret ve Ulaşım
İlin ticari yapısı tarımsal ve hayvansal ürünler üzerine şekillenmiştir. Kastamonu pazarlarında yerel ürünler, özellikle sarımsak, bal, tahıl ve ahşap ürünleri önemli yer tutmaktadır. Bunun dışında, küçük ölçekli ticaret işletmeleri il merkezinde yoğunlaşmıştır. Ulaşım açısından Kastamonu, Türkiye’nin büyük ticaret merkezlerine uzak konumda yer almakta olup, bu durum sanayi ve ticaretin gelişimini kısıtlamaktadır. Kastamonu Havalimanı, ilin dış ticaret ve turizm bağlantıları için önemli bir ulaşım noktası olmakla birlikte, uçuş trafiği sınırlıdır. Karayolu ulaşımı açısından Karadeniz sahil yoluna bağlanan yollar ve Ilgaz Tüneli gibi projeler ilin ticaret ağını geliştirmeye yönelik önemli yatırımlardır.
Turizm
Kastamonu, tarihi dokusu, doğal güzellikleri ve kültürel mirasıyla turizm potansiyeli yüksek bir il olmasına rağmen, turizm sektörü tam anlamıyla gelişmemiştir. İl, tarihî yapıları, doğal alanları, yaylaları, sahil kesimi ve inanç turizmi açısından zengin bir yapıya sahiptir. Ancak turizm altyapısının tam olarak gelişmemiş olması, bölgenin turizm gelirlerinin sınırlı kalmasına neden olmaktadır.
Tarihî ve Kültürel Turizm
Kastamonu, tarih boyunca Hititlerden Osmanlılara kadar birçok medeniyete ev sahipliği yapmış olup, zengin bir tarihî mirasa sahiptir.
- Kastamonu Kalesi: Bizans dönemine tarihlenen kale, şehrin simgelerinden biridir. Günümüze ulaşan sur kalıntıları ve iç kaledeki yapılar ziyaretçilere açıktır.
- Nasrullah Camii: Osmanlı dönemine ait en önemli ibadet merkezlerinden biri olup, 1506 yılında Nasrullah Kadı tarafından yaptırılmıştır. Camii, şadırvanı ve çevresi ile Kastamonu’nun tarihî dokusunu yansıtır.
- Mahmut Bey Camii: 1366 yılında Candaroğulları Beyliği tarafından inşa edilen bu ahşap cami, çivi kullanılmadan yapılan benzersiz ahşap işçiliğiyle dikkat çeker. UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi'nde yer almaktadır.
- Şeyh Şaban-ı Veli Külliyesi: Kastamonu’nun en önemli inanç turizmi merkezlerinden biridir. 16. yüzyılda inşa edilen külliye, Şeyh Şaban-ı Veli’nin türbesini barındırmaktadır.
- Liva Paşa Konağı Etnografya Müzesi: Osmanlı dönemi mimarisinin en iyi örneklerinden biri olan bu konak, günümüzde Kastamonu’nun geleneksel yaşam tarzını yansıtan bir müze olarak kullanılmaktadır.
- İsmailbey Külliyesi: 15. yüzyılda Osmanlılar tarafından inşa edilen bu külliye, cami, hamam ve medrese yapıları ile dikkat çekmektedir.
Doğa Turizmi
Kastamonu, Türkiye’nin en büyük orman alanlarına sahip illerinden biri olup, doğa turizmi açısından büyük bir potansiyel taşımaktadır.
Millî Parklar ve Kanyonlar
- Küre Dağları Millî Parkı: Türkiye’nin en önemli biyosfer rezervlerinden biri olup, Avrupa'nın önemli doğal koruma alanlarından biri olarak kabul edilmektedir. Zengin bitki örtüsü, endemik türler ve vahşi yaşam açısından büyük öneme sahiptir.
- Ilgaz Dağı Millî Parkı: Kış turizmi ve doğa sporları için elverişli olan Ilgaz Dağı, aynı zamanda yürüyüş ve kampçılık için tercih edilen bir destinasyondur.
- Valla Kanyonu: Türkiye’nin en derin ve en zorlu geçişlerinden biri olan Valla Kanyonu, doğa yürüyüşçüleri ve ekstrem spor tutkunları için önemli bir destinasyondur. 800-1200 metreye varan derinliği ile ülkenin en etkileyici kanyonlarından biridir.
- Horma Kanyonu: Pınarbaşı ilçesinde bulunan kanyon, son yıllarda yapılan yürüyüş platformları ile daha erişilebilir hale gelmiştir. Küçük bir şelale olan Ilıca Şelalesi ile birleşen kanyon, doğaseverler için önemli bir durak noktasıdır.
- Çatak Kanyonu: 900 metre yüksekliğe sahip kanyon, 450 metre uzunluğundaki cam terası ile ziyaretçilerine etkileyici bir manzara sunmaktadır.
- Ilgarini Mağarası: Türkiye’nin en derin mağaralarından biri olan Ilgarini Mağarası, hem doğal oluşumları hem de tarihî yapıları ile dikkat çekmektedir. Mağara içinde Bizans dönemine ait olduğu düşünülen kaya mezarları ve kilise kalıntıları bulunmaktadır. Sarkıt ve dikitlerin yoğun olduğu bu mağara, trekking ve doğa yürüyüşçüleri için önemli bir rotadır.
Yaylalar
Kastamonu’nun yaylaları, doğa turizmi açısından büyük öneme sahiptir. Temiz havası, doğal güzellikleri ve yerel festivalleri ile öne çıkan yaylalar şunlardır:
- Gideros Yaylası: Cide ilçesinde yer alan bu yayla, deniz ve orman manzarasının birleştiği eşsiz bir doğal güzelliğe sahiptir.
- Ilgaz Yaylası: Kış sporları için de önemli bir alan olan yayla, yaz aylarında yürüyüş ve kampçılık için tercih edilmektedir.
- İğdir Yaylası: Geleneksel yayla hayatını gözlemlemek isteyenler için önemli bir bölgedir.
- Belören Yaylası: Endemik bitki örtüsü ve doğal güzellikleri ile doğa fotoğrafçılarının uğrak noktalarından biridir.
Kış Turizmi
Kastamonu, Ilgaz Dağı ile Türkiye’nin önemli kış turizmi merkezlerinden biridir.
- Ilgaz Kayak Merkezi: Ilgaz Dağı’nda yer alan tesis, kış sporları ve kayak turizmi açısından büyük bir potansiyele sahiptir. Kayak pistleri, telesiyej sistemleri ve konaklama tesisleri ile bölgeye gelen turistlere hizmet vermektedir.
Sahil Turizmi
Kastamonu’nun Karadeniz’e yaklaşık 170 km’lik kıyı şeridi bulunmaktadır. Ancak sahil turizmi açısından gelişimi sınırlıdır. Sahil ilçelerinde doğa ve deniz turizmi potansiyeli yüksek olmakla birlikte, konaklama ve altyapı eksiklikleri turizmin gelişmesini engellemektedir.
- Cide: Yeşil ve mavinin buluştuğu sahil kasabası, sakin plajları ve doğal güzellikleri ile dikkat çekmektedir. Rıfat Ilgaz’ın doğum yeri olması nedeniyle edebiyat turizmi açısından da değerlendirilmektedir.
- İnebolu: Tarihî yapıları, Osmanlı dönemi konakları ve doğal koyları ile öne çıkmaktadır. Kurtuluş Savaşı sırasında lojistik merkez olarak kullanılmış olması nedeniyle tarihi önem taşımaktadır.
- Abana: Kastamonu’nun en bilinen sahil turizmi bölgelerinden biridir. Plajları ve yaz aylarında düzenlenen festivaller ile turist çekmektedir.
- Çatalzeytin: Karadeniz kıyısında yer alan bu küçük sahil kasabası, temiz kumsalları ve doğayla iç içe konaklama alanları ile sakin tatil yapmak isteyenlerin tercih ettiği bir bölgedir.
Horma Kanyonu
İnanç Turizmi
Kastamonu, özellikle Şeyh Şaban-ı Veli Türbesi gibi önemli inanç merkezlerine ev sahipliği yapmaktadır. Ayrıca ilde çok sayıda türbe ve tarihî cami bulunmaktadır. Kastamonu’nun inanç turizmi açısından öne çıkan noktaları şunlardır:
- Şeyh Şaban-ı Veli Türbesi ve Külliyesi: Kastamonu’nun en önemli dini merkezlerinden biridir ve her yıl çok sayıda ziyaretçi çekmektedir.
- Yakupağa Külliyesi: Osmanlı dönemine ait bir yapıdır ve içinde cami, medrese ve hamam bulunmaktadır.
- Hacı Bekir Camii: 14. yüzyıldan kalma bir yapı olup, Selçuklu ve Osmanlı mimarisinin izlerini taşımaktadır.
Festivaller ve Kültürel Etkinlikler
Kastamonu’da her yıl çeşitli festivaller ve kültürel etkinlikler düzenlenmektedir.
- Taşköprü Sarımsak Festivali: Türkiye’nin en ünlü sarımsak üretim merkezlerinden biri olan Taşköprü’de her yıl düzenlenen bu festival, tarım turizmi açısından önemlidir.
- İstiklal Yolu ve Atatürk ve Şapka Devrimi Etkinlikleri: Cumhuriyet tarihine dair önemli anıları yaşatan etkinlikler arasında yer almaktadır.
- Cide Rıfat Ilgaz Kültür ve Sanat Festivali: Türk edebiyatının önemli isimlerinden Rıfat Ilgaz’ın anısına düzenlenmektedir.
Kastamonu Mutfağı
Kastamonu mutfağı, Karadeniz ve İç Anadolu mutfak kültürlerinin bir birleşimi olup, tarıma ve hayvancılığa dayalı geleneksel lezzetleriyle öne çıkmaktadır. Özellikle et ve tahıl ağırlıklı yemekler, Kastamonu mutfağının temelini oluşturur. Bunun yanı sıra, coğrafi işaret tescili almış ürünler ve yöresel tatlılar ile Kastamonu, Türkiye’nin en özgün mutfaklarından birine sahiptir.
Banduma/Islama: Yufka veya erişte parçalarının tavuk suyu ve tereyağı ile ıslatılarak hazırlandığı, üzerine haşlanmış tavuk eti ve ceviz eklenerek servis edilen bir yemektir. Özellikle kış aylarında yapılan banduma, Kastamonu’nun en bilinen yöresel yemeklerinden biridir.
Etli Ekmek: Kastamonu’da etli ekmek, kıymalı veya kuşbaşı etli harcın mayasız ince hamur üzerine yayılıp taş fırında pişirilmesiyle yapılır. Konya’daki versiyonundan farklı olarak daha yoğun bir hamur dokusuna sahiptir.
Pastırmalı Ekşili Pilav: Dana pastırması, pirinç, nohut ve ekşi erik suyu ile hazırlanan bu yemek, Kastamonu mutfağında özel günlerde sıkça yapılmaktadır. Ekşi tadı ve pastırmayla birleşen aromasıyla benzersiz bir lezzete sahiptir.
Tirit: Bayat ekmeklerin kemik suyu ve tereyağı ile ıslatılmasıyla yapılan tirit, üzerine haşlanmış et ve yoğurt eklenerek sunulur. Kastamonu’da özellikle düğün ve özel günlerde yapılan geleneksel bir yemektir.
Kuyu Kebabı
Kuyu Kebabı: Özel olarak açılan kuyulara sarkıtılan kuzu etinin köz ateşinde ağır ağır pişirilmesiyle hazırlanan bir kebap türüdür. Kastamonu’nun Tosya ve Taşköprü ilçelerinde sıklıkla yapılan bu yemek, özellikle büyük davetlerde ve düğünlerde sunulmaktadır.
Pirinçli Mantı: Kastamonu mantısı, geleneksel mantılardan farklı olarak kıyma yerine pirinçle doldurulur ve genellikle yoğurt ile servis edilir.