Bu atasözü, bir şeyin gerçek değerinin, ona en çok ihtiyaç duyulduğu zamanda anlaşıldığını anlatır. Tıpkı yağmur yağdığında abaya yani kalın bir kıyafete duyulan ihtiyaç gibi, bazı eşyaların veya kişilerin ne kadar önemli olduğu zor zamanlarda ortaya çıkar.

^{(Yapay zeka ile oluşturulmuştur)}

🤔 Nerden Gelir?

Bu atasözü, eskiden insanlar için önemli bir giysi olan "aba" ile ilgilidir. Aba, genellikle koyun yününden yapılan, kalın ve dayanıklı bir kumaştan dikilen, yağmur ve soğuktan korunmak için giyilen bir tür üstlüktür. Hava güzelse kimse abaya ihtiyaç duymaz, hatta onu yanına bile almak istemez. Ancak aniden yağmur bastırınca abanın ne kadar değerli bir eşya olduğu anlaşılır.

🧠 Kökeni ve Anlamı?

Atasözünün kökeni, Anadolu'da yaygın olarak kullanılan aba giysisine dayanır. Bu giysi, özellikle çobanlar ve yolculuk yapanlar için soğuk ve yağışlı havalarda bir kurtarıcı görevi görürdü. Atasözü, bu somut örnekten yola çıkarak, soyut bir gerçeği anlatır: bir şeyin kıymetini anlamak için, onun eksikliğini veya ona duyulan ihtiyacı tecrübe etmek gerekir.

^{(Yapay zeka ile oluşturulmuştur)}

💬 Günlük Hayatta Nasıl Kullanılır?

Bu atasözünü, bir arkadaşının sana yardım etmesinin ne kadar değerli olduğunu anlattığın bir durumda kullanabilirsin. Örneğin, "Sınav zamanı bütün notlarını benimle paylaştın, o zaman abanın kadri yağmurda bilinir sözünü anladım." gibi. Veya bir eşyanın önemini anlatmak için de kullanılabilir. "Bisikletim bozulunca ne kadar önemli olduğunu anladım, gerçekten abanın kadri yağmurda bilinir." diyebilirsin.