2025 Münih Güvenlik Konferansı (MSC 2025), Münih Güvenlik Konferansı’nın 61’incisi olarak düzenlnene etkinliktir. Etkinlikte uluslararası güvenlik ve dış politika alanında hükümet yetkilileri, askeri liderler, akademisyenler ve uzmanları bir araya getirmiştir. 14-16 Şubat 2025 tarihleri arasında Münih’te düzenlenen konferansta, küresel güvenlik meseleleri ve uluslararası ilişkiler kapsamlı şekilde tartışılmıştır.

61.Münih Güvenlik Konferansı, 15 Şubat 2025 - MINDEF Singapore
MSC 2025, Ukrayna-Rusya savaşı, Avrupa'nın güvenliği, NATO'nun geleceği, ABD-Avrupa ilişkileri, Orta Doğu'daki krizler, Çin-ABD rekabeti, iklim güvenliği ve yeni nesil teknolojilerin güvenlik politikalarına etkileri gibi konular etrafında tartışmalara sahne olmuştur.
Arka Plan
Münih Güvenlik Konferansı, 1963 yılında Ewald-Heinrich von Kleist tarafından Soğuk Savaş’ın getirdiği güvenlik tehditlerine karşı transatlantik iş birliğini geliştirmek amacıyla kurulmuştur. Başlangıçta NATO ülkeleri arasındaki askeri ve stratejik konulara odaklanan konferans, zamanla daha geniş bir perspektife evrilerek küresel düzeyde güvenlik politikalarının ele alındığı bir platform haline gelmiştir.
61. Münih Güvenlik Konferansı, uluslararası güvenlik gündeminin yoğun olduğu bir dönemde gerçekleşmiştir. Rusya-Ukrayna savaşının dördüncü yılına girmesi, ABD’de Donald Trump yönetiminin ikinci dönemine başlaması, Avrupa'da savunma harcamalarının artırılması yönündeki baskılar, Orta Doğu'daki çatışmalar ve Çin-ABD gerilimi konferansın öncelikli konularını oluşturmuştur.
Tarih ve Yer
61. Münih Güvenlik Konferansı, 14-16 Şubat 2025 tarihleri arasında Almanya'nın Münih kentindeki Hotel Bayerischer Hof’ta gerçekleştirilmiştir.

61.Münih Güvenlik Konferansı, 15 Şubat 2025 - Anadolu Ajansı
Katılımcılar
61. Münih Güvenlik Konferansı'na 50’den fazla devlet ve hükümet başkanı, yaklaşık 100 dışişleri ve savunma bakanı, uluslararası kuruluşların temsilcileri, akademisyenler, sivil toplum kuruluşları ve özel sektör temsilcileri katılmıştır. Konferansa katılan önemli isimler arasında Almanya Başbakanı Olaf Scholz, Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy, NATO Genel Sekreteri Mark Rutte ve ABD Başkan Yardımcısı JD Vance yer almıştır. Türkiye’yi Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Milli İstihbarat Teşkilatı Başkanı İbrahim Kalın, Cumhurbaşkanı Dış Politika ve Güvenlik Başdanışmanı Akif Çağatay Kılıç ve Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek temsil etmiştir.
Ana Gündem Maddeleri
61. Münih Güvenlik Konferansı'nın ana gündem maddeleri arasında Rusya-Ukrayna savaşı, Avrupa'nın güvenliği ve NATO’nun geleceği, ABD-Avrupa ilişkilerindeki değişen dinamikler, Orta Doğu’daki krizler, Çin-ABD rekabeti, iklim güvenliği ve yapay zeka gibi küresel güvenlik tehditleri yer almıştır.
Konferansta, Ukrayna’ya sağlanacak askeri ve siyasi desteğin devamlılığı, Avrupa’nın savunma harcamalarını artırma gerekliliği ve ABD’nin yeni dış politika yaklaşımı tartışılmıştır. Bunun yanı sıra, Gazze’deki ateşkesin kalıcı hale getirilmesi ve Suriye’deki geçiş süreci gibi bölgesel meseleler de konferansın önemli başlıkları arasında yer almıştır.
Öne Çıkan Tartışmalar ve Görüşmeler
Konferansta en çok tartışılan konuların başında Rusya-Ukrayna savaşı gelmiştir. Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy, Ukrayna’nın egemenlik haklarının korunması gerektiğini vurgulayarak, savaşın sona erdirilmesi için ABD ve Avrupa ile ortak bir barış planı oluşturulmasının ardından Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile görüşebileceğini açıklamıştır.
ABD Başkan Yardımcısı JD Vance, Avrupa’daki göç politikaları ve ifade özgürlüğü konularında eleştiriler yöneltmiş, Avrupa’nın kendi güvenliğini sağlama konusunda daha fazla sorumluluk alması gerektiğini belirtmiştir. Avrupa Birliği (AB) Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen ise ABD’nin AB’ye gümrük vergileri uygulaması halinde misilleme yapacaklarını açıklamıştır.
Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Başkanı İbrahim Kalın, Gazze’deki ateşkesin kırılgan olduğunu ve daimi hale getirilmesi gerektiğini vurgulamış, Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mariya Zaharova ise İsrail ile Hamas arasında varılan anlaşmaların kati şekilde uygulanması gerektiğini belirterek, müzakerelerin kalıcı bir barışa dönüşmesi yönünde çağrıda bulunmuştur.
Çin Dışişleri Bakanı Vang Yi, ABD’nin Çin’i çevreleme ve baskılama politikalarına karşılık vereceklerini açıklamış ancak büyük güç rekabetinden kaçınılması gerektiğini vurgulamıştır. Ukrayna Devlet Başkanlığı Ofisi Başkanı Andriy Yermak, Çin’in barış sürecinde kritik bir rol oynamasını beklediklerini ifade etmiştir.
Konferans, küresel güvenlik politikalarının geleceğini belirleyen tartışmalara sahne olmuş ancak taraflar arasında net bir uzlaşıya varılamamıştır. Etkinliğin sonunda Avrupa’nın savunma harcamalarını artırması gerekliliği ve ABD-Avrupa ilişkilerindeki belirsizlikler öne çıkarken, Rusya-Ukrayna savaşında kalıcı bir çözüme yönelik kesin bir yol haritası ortaya konamamıştır.


