Abdülhamit Hamdi Efendi, 1887’de Diyarbakır’da doğmuş, Osmanlı’nın son dönemlerinden Cumhuriyetin ilk yıllarına uzanan süreçte eğitimci ve siyasetçi olarak görev yapmıştır. Sıbyan mektebi, rüştiye ve medrese eğitimi alarak müderrislik icazeti almış, Diyarbakır’da çeşitli okullarda Türkçe, Arapça, Farsça, din, edebiyat ve felsefe dersleri vermiştir. 1909-1914 arasında Şer’iye Mahkemesi Başkâtipliği yapmış, kadılığa vekâlet etmiştir. 1920’de Diyarbakır milletvekili olarak I. Dönem Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne katılmış, Adalet, Maarif, Şer’iye ve Evkaf komisyonlarında çalışmış, savaş dönemi önergelere imza atmış ve Amasya İstiklal Mahkemesi’nde üye olarak görev almıştır. Mustafa Kemal Paşa’ya “Gazilik” unvanı ve “Müşirlik” rütbesi verilmesi teklifine destek vermiş, Lozan Konferansı’nda Kürtlerin azınlık statüsüne alınmasına karşı çıkmıştır. Milletvekilliği sonrası Diyarbakır Lisesi’nde Arapça öğretmenliği yapmış, 1926’da emekli olmuş ve 1928’de vefat etmiştir. Kırmızı-yeşil kurdeleli İstiklal Madalyası’na hak kazanmış, ailesi vefatından sonra “Bilecen” ve “Çintan” soyadlarını almıştır. Arapça ve Farsça bilen, evli ve beş çocuk babası olan Abdülhamit Hamdi Efendi, eğitim ve siyaset alanındaki faaliyetleriyle dikkat çekmiştir.
Erken Yaşam ve Eğitim Kariyeri
Abdülhamit Hamdi Efendi, 1887’de Diyarbakır’da, Ali Bey ve Emiş Hanım’ın oğlu olarak doğdu. İlk ve ortaöğrenimini sıbyan mektebi ve rüştiyede tamamladı. Ardından medrese eğitimi alarak müderrislik icazeti aldı. Eğitimci olarak kariyerine 13 Eylül 1904’te Burhan-i Terakki ve İptidai Mektebi’nde başöğretmen olarak başladı. 17 Mayıs 1905’te Askeri Rüştiye’de Farsça öğretmeni oldu. 14 Aralık 1906’dan itibaren İdadi’de Türkçe dersleri verdi. 20 Ocak 1909’dan 20 Mayıs 1914’e kadar Diyarbakır Şer’iye Mahkemesi Başkâtipliği yaptı ve bu dönemde iki kez kadılığa vekâlet etti. 21 Ocak 1914’te maarif hizmetine dönerek Sultani’de Arapça, Türkçe ve din dersleri öğretmenliği yaptı; bir süre edebiyat, felsefe ve Farsça dersleri de verdi. Daha sonra Numune Mektebi Müdür Vekilliği görevini üstlendi.
Siyasi Kariyer ve I. Dönem TBMM
1920 genel seçimlerinde 103 oyla Diyarbakır milletvekili seçildi ve mazbatası 5 Haziran 1920’de onaylandı. I. Dönem Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde Birinci Grup’ta yer aldı. Mecliste Adalet, Maarif, Şer’iye ve Evkaf komisyonlarında görev yaptı. Çeşitli önergelere katılarak Meclis faaliyetlerine katkıda bulundu. 24 Mayıs 1920’de, bir grup milletvekiliyle birlikte, savaş cephelerindeki durum hakkında hükümetin bilgi vermesini ve mücadele eden kuvvetlere destek gönderilmesini talep eden bir önerge sundu. 19 Eylül 1921’de, 62 milletvekiliyle birlikte, Sakarya Meydan Zaferi sonrası Mustafa Kemal Paşa’ya “Gazilik” unvanı ve “Müşirlik” rütbesi verilmesi için kanun teklifi sundu; teklif oylamayla kabul edildi. 18 Ekim 1922’de, Ankara’daki ev sıkıntıları ve kötü şartlar nedeniyle Meclis’in başka bir şehre taşınmasını öneren teklife imza attı, ancak önerge, huzur ortamının bulunmaması gerekçesiyle reddedildi.
Lozan Konferansı ve Kürt Meselesi
Lozan Konferansı’nda İngilizlerin Kürtleri azınlık statüsüne alma önerisine karşı çıktı. Meclis’te, Kürtlerin Türklerle birlikte vatan için savaştığını ve hiçbir kuvvetin Kürtleri Türkiye’den ayıramayacağını ifade ederek, bu konudaki görüşlerini Meclis Başkanlığı’na iletti.
İstiklal Mahkemeleri ve Sonraki Yıllar
Meclis faaliyetlerinin yanı sıra İstiklal Mahkemeleri’nde görev aldı. 17 Ağustos 1922’de yapılan Amasya İstiklal Mahkemesi üye seçimlerinde 91 oy alarak üye seçildi. Milletvekilliği sona erince Diyarbakır’a döndü. 17 Eylül 1923’te Diyarbakır Lisesi’ne Arapça öğretmeni olarak atandı ve bu görevi 1 Eylül 1926’ya kadar sürdürdü. Aynı tarihte emekliye ayrıldı. I. Dönem TBMM’de İstiklal Mahkemeleri’nde görev yaptığı için II. Dönem TBMM tarafından kırmızı-yeşil kurdeleli İstiklal Madalyası’na hak kazandı.
Kişisel Bilgiler ve Soyadı
Abdülhamit Hamdi Efendi, Arapça ve Farsça biliyordu, evliydi ve beş çocuk babasıydı. Meclis tutanaklarında adı “Hamdi” olarak geçerken, Diyarbakır Nüfus Müdürlüğü’nün 12 Ekim 1965 tarihli vukuatlı nüfus kayıt örneğinde “Abdülhamit Hamdi” olarak kaydedildi. Vefatından sonra ailesi “Bilecen” ve “Çintan” soyadlarını aldı. Mahmut Goloğlu’nun Üçüncü Meşrutiyet adlı eserinde soyadı “Bilecen” olarak belirtilirken, Merkezi Nüfus İdare Sistemi (MERNİS) kayıtlarında erkek kardeşi ve bir oğlunun “Çintan” soyadını taşıdığı görüldü. Abdülhamit Hamdi Efendi, Mart 1928’de vefat etti.



