Akran zorbalığı, bir bireyin aynı yaş grubundaki bir ya da birden fazla kişi tarafından fiziksel, sözel, psikolojik veya sosyal yollarla sistematik biçimde ve kasıtlı olarak zarar görmesine yol açan davranışlar bütünüdür. Bu davranışların temel özellikleri arasında zarar verme niyeti, süreklilik ve taraflar arasında güç dengesizliği yer alır. Zorbalık, bireyin kendini savunamayacağı bir durumda olması hâlinde daha belirgin hâle gelir
Zorbalık Türleri
Akran zorbalığı farklı biçimlerde sınıflandırılmaktadır:
- Fiziksel zorbalık: Vurma, itme, tekmeleme, eşyaya zarar verme.
- Sözel zorbalık: Lakap takma, hakaret, tehdit, alay etme.
- İlişkisel (sosyal) zorbalık: Dışlama, arkadaş gruplarından uzaklaştırma, dedikodu yayma.
- Cinsel zorbalık: Cinsel içerikli söylem ve eylemler.
- Siber zorbalık: Dijital ortamlar aracılığıyla yapılan psikolojik baskılar.
Roller
Zorbalık süreçlerinde yalnızca zorba ve mağdur değil, aynı zamanda bu süreci izleyen ya da dolaylı olarak etkileyen üçüncü kişiler (seyirciler) de bulunur. Ayrıca, hem zorbalığa maruz kalan hem de başkalarına zorbalık yapan bireyler “zorba/mağdur” olarak adlandırılır. Bu gruplar arasında davranışsal ve psikolojik farklılıklar olduğu gözlemlenmektedir.

Akran zorbalığını temsil eden bir görsel. (Yapay zeka ile oluşturulmuştur.)
Yaygınlık ve İstatistiksel Veriler
Türkiye'de yapılan araştırmalar, akran zorbalığının okullarda oldukça yaygın olduğunu göstermektedir. Bir çalışmada, öğrencilerin %47’sinin zorbalık sürecinde yer aldığı; %31.4’ünün mağdur, %4.6’sının zorba ve %11’inin zorba/mağdur olduğu belirlenmiştir. 【1】 En yaygın zorbalık türü sözel (%47.9), ardından fiziksel (%26.7) zorbalık gelmektedir. 【2】
Psikolojik ve Sosyal Etkiler
Zorbalığa maruz kalan bireylerde depresyon, anksiyete, düşük benlik saygısı, akademik başarısızlık ve okul fobisi gibi psikolojik etkiler gözlenmektedir. Bu bireyler arasında okuldan kaçınma, sosyal çekilme ve duygusal bozukluklara daha sık rastlanır. Zorba bireylerde ise agresyon, empati eksikliği ve davranış problemleri öne çıkmaktadır
Empati ve Zorbalık İlişkisi
Zorba davranışlarda bulunan bireylerin empatik eğilimlerinin düşük olduğu, duygusal ve bilişsel empati düzeylerinin zorbalık türlerini ayırt etmede anlamlı rol oynadığı belirlenmiştir. Empati eksikliği, pro-sosyal davranışların azalmasıyla birlikte anti-sosyal eğilimlerin artmasına yol açmaktadır
Kuramsal Yaklaşımlar
Akran zorbalığına ilişkin beş temel kuramsal yaklaşım tanımlanmıştır:
- Bireysel Farklılıklar Yaklaşımı: Bu yaklaşıma göre, akran zorbalığı bireyler arasındaki fiziksel ya da psikolojik farklılıklardan kaynaklanır. Zorbalığı uygulayan bireyler genellikle daha güçlü, daha baskın ya da daha özgüvenli olarak tanımlanırken, mağdurlar genellikle savunmasız, içe dönük ya da sosyal açıdan daha az becerikli olabilir. Bu farklılıklar, zorbanın mağdur üzerinde kontrol kurmasını kolaylaştırır. Yaklaşım, bireysel kişilik özelliklerinin ve psikolojik yapıların zorbalık davranışındaki rolüne odaklanır.
- Gelişimsel Süreç Yaklaşımı: Bu yaklaşım, zorbalığın bireyin gelişimsel süreci içinde doğal olarak ortaya çıkabileceğini savunur. Özellikle erken çocukluk döneminde, çocuklar sosyal ilişkilerde baskınlık ve güç denemeleri yapmaya başlar. Bu dönemde yaşanan sosyal etkileşimler ve öğrenmeler, bireyin gelecekteki davranışlarının temelini oluşturur. Zorbalık, bireyin sosyal hiyerarşide yer edinme ve statü kazanma çabasının bir sonucu olarak değerlendirilebilir. Bu nedenle, sosyal ve duygusal gelişim aşamaları zorbalığın anlaşılmasında kritik bir rol oynar.
- Sosyo-Kültürel Yaklaşım: Zorbalık, sadece bireyler arası bir sorun değil, aynı zamanda toplumun kültürel yapısıyla da ilişkilidir. Bu yaklaşıma göre, toplumda var olan cinsiyet, ırk, etnik köken, din, sosyoekonomik durum gibi farklılıklar, baskın grupların diğer gruplar üzerinde güç kurmasına neden olabilir. Zorbalık, bu toplumsal eşitsizliklerin küçük yaşlardan itibaren sosyal etkileşimlere yansıması olarak görülür. Dolayısıyla, bu yaklaşım zorbalığı yalnızca bireyler arası değil, daha geniş sosyal bağlamda değerlendirir.
- Grup Baskısı Yaklaşımı: Bu yaklaşım, bireylerin zorbalık davranışlarını sergilemesinde akran grubunun etkisini ön plana çıkarır. Gençler, grup içinde kabul görmek ve dışlanmamak için grubun normlarına uyma eğilimindedir. Bu normlar zaman zaman zorbalık içeren davranışları onaylayabilir ya da destekleyebilir. Böyle durumlarda birey, kendi inançlarına ters düşse bile grup baskısına boyun eğerek zorbalığa katılabilir. Grup dinamikleri, özellikle ergenlik döneminde birey davranışlarını şekillendirmede çok güçlü bir etkendir.
- Onarıcı Adalet Yaklaşımı: Bu yaklaşım, zorbalık olaylarında yalnızca cezalandırıcı bir yöntem yerine, hem mağdurun hem de failin sürece dahil edildiği bir onarım süreci önerir. Zorbalığın ardından, tarafların bir araya getirilerek yaşanan olayın etkileri üzerine konuşmaları sağlanır. Amaç, failin davranışının sorumluluğunu alması, mağdurun ise yaşadığı zararın tanınarak telafi edilmesidir. Bu yöntem, yalnızca zorbalığı önlemeyi değil, aynı zamanda tarafların empati geliştirmesini ve toplumsal barışı desteklemeyi hedefler.
Okul ve Aile Etkileri
Aile iklimi ve okul ortamı, akran zorbalığına katılımda belirleyici etmenler arasında yer alır. Araştırmalar, zorbalıkla ilişkili olarak özellikle ailelerin müdahaleci ve düşük destekleyici tutumlarının etkili olduğunu göstermektedir. Okulda ise rehberlik ve psikolojik danışmanlık hizmetlerinin yetersizliği zorbalıkla mücadeleyi güçleştirmektedir.

