Alkali diyet, asit ve baz dengesine odaklanan bir beslenme modelidir. Diyetin temel amacı, besinlerle vücuda alınan asit yükünü azaltmak ve alkali özelliği yüksek besinlerin tüketimini artırmaktır. Arteryel kan pH düzeyi yaklaşık 7,4 olup, bu değer hafif alkali karakterdedir. Vücuttaki pH dengesini sağlamak için çeşitli tampon sistemler (bikarbonat tamponu, protein tamponları, solunum ve böbrek sistemleri) işlev görür.
Asit ve Alkali Besinlerin Sınıflandırılması
Besinlerin asit ya da alkali sınıfına dâhil edilmesi, vücutta sindirildikten sonra bıraktıkları metabolik atık temelinde değerlendirilir. Fosfor, sülfür ve protein gibi bileşenleri içeren besinler asidik; potasyum, magnezyum ve kalsiyum gibi elementleri içeren besinler alkali olarak sınıflandırılır.
- Alkali besinler: Meyve, sebze, kurubaklagiller, bazı sert kabuklu yemişlerdir.【1】
- Asidik besinler: Et, süt ürünleri, yumurta, tahıllar, işlenmiş gıdalar, kızarmış ürünler, çikolata, kafein gibi besinlerdir.【2】
- Nötr etkili besinler: Yağ ve bazı şeker türleri bu sınıflandırmaya girer.【3】
- Alkali diyette, genellikle %80 alkali ve %20 asidik besin tüketimi önerilmektedir.

Alkali Diyette Besin Örnekleri (Yapay Zeka ile Oluşturulmuştur)
Kalsiyum Metabolizması ve Kemik Sağlığı
Asidik anyonlar böbreklerden kalsiyum atımını artırarak vücutta mineral kaybına neden olabilir. Alkali içerikli sebze ve meyvelerin tüketimi ile kemik mineral yoğunluğu arasında ilişki bulunmaktadır. Ancak alkali müdahalenin kemik mineral yoğunluğu ve kemik döngüsü belirteçlerine etkisi üzerine daha ileri seviyede çalışmalara ihtiyaç vardır.
Kemoterapi ve Alkali Ortam
Bazı kemoterapi ajanlarının etkinliği, hücre içi ve dışı pH düzeylerinden etkilenebilir. Epirubisin ve adriamisin gibi ajanların alkali ortamda, sisplatin ve tiyotepa gibi ajanların ise asidik ortamda daha etkili olduğu bildirilmiştir. Bu nedenle tedavi süreçlerinde pH dengesi, tedavi yanıtlarını etkileyen faktörlerden biri olabilir.
Böbrek Taşı ve Asit-Baz İlişkisi
Asit yükü yüksek diyetlerin böbrek taşı oluşumunu artırabileceği, alkali mineral alımının ise bu riski azaltabileceği bazı çalışmalarda belirtilmiştir.【4】
Çocuklarda Asit-Baz Dengesi
Asit yükü yüksek diyetler, çocuklarda büyüme ve gelişmeyi etkileyebilmektedir. Renal tübüler asidoz gibi durumlar, büyüme geriliği ve büyüme hormonu düşüklüğü ile ilişkili olabilmektedir. Potasyum sitrat ve bikarbonat desteğiyle bu tür olguların tedavisinde olumlu sonuçlar elde edilmiştir.
Alkali Takviyeler ve Suplementasyon
Potasyum, alkali tuzlarının takviye olarak kullanımı, kemik sağlığı ve kalsiyum atımı üzerindeki etkileri bakımından araştırılmıştır. 60 mmol/gün ve üzeri dozlarda, kemik kaybının azaldığı ve kalsiyum dengesinin korunduğu gözlenmiştir. Bu tür takviyelerin uzun vadeli etkilerini değerlendirmek için daha fazla çalışmaya ihtiyaç duyulmaktadır.【5】
Beslenme Rehberleri ve Uygulamalar
Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Diyet Rehberi (2015–2020), günde 10 porsiyon sebze ve meyve tüketimini önermektedir. Türkiye’ye Özgü Beslenme Rehberi (2015) ise bu değeri en az 5 porsiyon olarak belirtmiş, yeşil yapraklı sebzeler ve turunçgiller gibi besinlere öncelik verilmesini tavsiye etmiştir. Her iki rehber de alkali diyet terimini doğrudan kullanmamakta, ancak sebze ve meyve tüketiminin artırılmasına yönelik benzer tavsiyeler içermektedir.【6】

