Altay Dağları, coğrafi konumu, tarihî önemi ve kültürel zenginlikleriyle dikkat çeken bir bölgedir. Asya kıtasında yer alan bu dağ silsilesi, geniş bir alanı kaplamakta ve farklı coğrafi özellikleri barındırmaktadır.

Altay Dağları (TİKA)
Coğrafi Özellikler ve İklim
Altay Dağları, Güney Sibirya'da konumlanmıştır ve denize olan yüksekliği bazı bölgelerde 1.900 metreye kadar ulaşabilmektedir. Bölgenin iklim tarihi, paleocoğrafik kronolojide iklimsel etkinliklerin önemini göstermektedir. Geçmişte yapılan çalışmalar, iklimin bölgedeki yaşam ve kültürel gelişim üzerindeki etkilerini ortaya koymuştur. İklimin statik ve dinamik yapısı, hava, çevre ve insan etkileşimi bağlamında şekillenmiştir. Holosen dönemine ait sıcaklık evrimi ve uzaysal değişkenlikler de Altay Sayan dağlarının iklim tarihinde incelenen konular arasındadır.

Altay Dağları (TİKA)
Tarihî ve Arkeolojik Bulgular
Altay Dağları, Türk tarihi açısından büyük bir öneme sahiptir. Bölgede yapılan arkeolojik kazılar, milattan önceki birinci bin yıllara ait kültürleri içeren mezarları ve VII-IX. yüzyıllara ait Türk devletleri döneminden kalma birçok mezarı ortaya çıkarmıştır. Özellikle Gök Türk, Uygur ve Kırgızlar tarafından kurulan devletlere ait bu mezarlar, Türk aristokrasisine mensup beylere ait olduğu düşünülmektedir. Bu mezarlarda bulunan ölü hediyeleri arasında Orhon harfleriyle Türkçe yazılar içeren ince sanat eserleri yer almaktadır.

Buluntu (TİKA)
Pazırık kültürü ve Noyon-ula kazıları da Altay bölgesindeki önemli arkeolojik buluntulardandır. Mezarlardaki buluntular arasında ipek elbiseler, gümüş destiler, ok uçları, yay kaplamaları ve kemerler gibi çeşitli eşyalar yer almaktadır.
Altay Tanrı Dağları'nda yer alan balbal-mezar anıtları da Türk tarihi açısından önemli yapıtlardır. Bu anıtlar, eski Türk kültürüne ışık tutmaktadır. Andronovo kültürü, Türk bozkır kültürünün doğuşunda önemli bir yere sahiptir ve Altay bölgesinde izleri mevcuttur. Bu kültür, Türk topluluklarının Türkistan coğrafyasında asırlar boyunca inşa ettikleri kültürün bir parçasıdır.

Altay Dağları (TİKA)
2012'de başlayıp 2014'te tamamlanan ilk aşama kazılarda, mezarlarda bulunan kılıç, sadak, kopuz ve süs eşyalarının Göktürk dönemine ait olduğu, üzerlerinde kullanılan bitki motiflerinden anlaşılmıştır. Kılıç kabzasında kullanılan balık derisinin sadece Büyük Okyanus'ta bulunması, bu topluluğun Büyük Okyanus'a kadar hüküm sürdüğünü veya bu bölgelerle iyi ilişkiler içinde olduklarını düşündürmektedir. Kılıçların Türk tarzında olduğu ve bölgede yapıldığı tahmin edilmektedir. Ayrıca ilk defa burada çanak kısmı küçük olan bir kopuz bulunmuş olup, uzmanlar bu kopuzun kemanın atası olduğunu ve viyolanın da Orta Asya'dan çıktığını tahmin etmektedir.

Buluntular (TİKA)
Kültürel Yapı ve Altay Türkleri
Altay Dağları'nda yaşayan topluluklar, coğrafi koşullar ve yaşam tarzları nedeniyle doğa kültlerine büyük önem vermişlerdir. Tabiatı ve tabiat unsurlarını anlamlandırma çabaları sonucunda çeşitli tabiat kültleri ortaya çıkmıştır. Bu kültler, dinlerin, mitlerin, destanların, efsanelerin ve halk hikayelerinin içerisine yerleşerek toplumları etkilemiştir.
Altay Türkleri, Güney Sibirya'da yaşayan bir Türk boyudur ve Altay dağları bölgesinde yaşadıkları için bu adla anılmışlardır. "Altay" adının "Ala-Tau" (Ala dağ), "Altın-Tau" (Altın dağ) veya "Al-Tayga" (yüksek taşlı dağ) gibi çeşitli açıklamalara sahip olduğu belirtilmiştir. Ayrıca, "altın" kelimesinin fonetik ikizi olduğu yönünde çalışmalar da bulunmaktadır.
Altay Dağları hem doğal güzellikleri hem de barındırdığı tarihî ve kültürel miras ile öne çıkan bir bölgedir. Bölgedeki arkeolojik çalışmalar ve kültürel incelemeler, Türk ve dünya tarihi için önemli bilgiler sunmaya devam etmektedir.


