Âmin Alayı, Osmanlı toplumunda çocukların sıbyan mektebine başlamaları vesilesiyle düzenlenen törenin adıdır. Halk arasında yaygın olarak kullanılan bu isim, tören sırasında okunan dualara cemaatin topluca “âmin” demesinden kaynaklanır. Aynı merasim “Bedʾ-i Besmele Cemiyeti” adıyla da anılmıştır.
Âmin Alayı (Yapay Zekâ ile Oluşturulmuştur.)
Tarihî Köken ve Anlam
Âmin Alayı’nın kesin başlangıç tarihi bilinmemektedir. Törenin temelini, çocuğun eğitim hayatına ilk adım olarak besmele ile başlaması oluşturur. Osmanlı’da dört-beş yaşına gelen kız ve erkek çocuklar sıbyan mektebine gönderilir, bu süreçte düzenlenen törenle eğitim hayatına adım atarlardı.
Törenin Uygulanışı
Âmin Alayı genellikle pazartesi veya perşembe günleri yapılırdı. Törenden bir gün önce mektebin hocasına haber verilirdi. Merasim günü öğrenciler sıraya girer, öndekiler yüksek sesle ilahiler okur, arkadakiler ise beyitler arasında “âmin” diyerek karşılık verirdi. Bu kafile çocuğun evine giderek dualarla kapıda bekleyen çocuğu teslim alırdı. Çocuk çoğunlukla süslü bir arabaya veya “midilli” adı verilen küçük ata bindirilir, ilahiler ve dualar eşliğinde mahallede dolaştırılırdı.
Kafilede; atlas yastık üzerinde taşınan elifba cüzü, cüz kesesi, rahle ve minder gibi okul araçları da bulunurdu. Mektebin hocası, ilahiciler, âmîn diyen öğrenciler, davetliler ve halk alaya katılırdı. Çocuğun ailesi tören sonunda yemek verir, hocaya, kalfaya, ilahicilere ve öğrencilere hediyeler dağıtırdı.
Çocuğun ilk dersi hocası tarafından genellikle evde veya mektepte verilirdi. Hoca besmele çekip “Rabbi yessir” duasını okur, ardından çocuğa elif harfini öğretir, “Rabbi zidnî ilmen” duasıyla dersi bitirirdi. Çocuk hocasının ve davetlilerin elini öper, tören dua ile son bulurdu.
Çocuğun İlk Dersi (Yapay Zekâ ile Oluşturulmuştur.)
Saraylarda Âmin Alayı
Saray çevresinde yapılan Âmin Alayları halk arasındakilere göre çok daha ihtişamlı olurdu. Şehzadeler için düzenlenen törenlerde mehter takımları, kudüm ve halileler eşliğinde alay yapılır, dervişler ve tarikat mensupları da katılırdı. XVIII. yüzyılda Enderûnlu Fâzıl’ın kaleme aldığı Sûrnâme-i Şehriyâr, I. Abdülhamid’in şehzadeleri Mustafa ve Süleyman için 1784’te yapılan Bedʾ-i Besmele törenini ayrıntılı biçimde aktarmaktadır. Bu eserde otağların kurulması, devlet erkânının katılımı, şehzadelerin giyimleri, alay düzeni ve halka yapılan “saçı” merasimleri tasvir edilmiştir.
Sosyo-Kültürel ve Pedagojik İşlev
Âmin Alayı, Osmanlı eğitim geleneğinde yalnızca bir dinî tören değil, aynı zamanda pedagojik ve toplumsal işlevlere sahipti. Çocukların okul korkusunu azaltma, okuma hevesini artırma, toplumsal dayanışmayı güçlendirme ve eğitimin önemini topluma hatırlatma görevini üstleniyordu. Fakir aileler için sade bir şekilde gerçekleşirken, zengin ailelerde tören bir bayram havasında ve gösterişli şekilde kutlanırdı.
Kız Çocuğu İçin Âmin Alayı (Yapay Zekâ ile Oluşturulmuştur.)
Sanat ve Edebiyat
Âmin Alayı, edebî eserlerde ve resimlerde de geniş yer bulmuştur. Ahmet Rasim’in Falaka adlı eserinde, Halide Edip Adıvar’ın Benim Mekteplerim adlı kitabında ve Yahya Kemal’in hatıralarında bu törenin ayrıntıları aktarılmıştır. Resim sanatında ise Jean Baptiste Van Mour’un XVIII. yüzyıldaki tabloları, XIX. yüzyıl gravürleri ve Rıfat Çeteci ile Malik Aksel’in resimleri alayı tasvir eden önemli görsel kaynaklar arasında yer alır.
Abisinin Âmin Alayına Özenip Onun Yerine Ata Binen Çocuk (Yapay Zekâ ile Oluşturulmuştur.)
Cumhuriyet Dönemi ve Günümüz
Cumhuriyet döneminde dinî karakter taşıyan bu gelenek uygulamadan kalkmış, yerine millî ve laik bir ritüel olarak “Öğrenci Andı” yerleşmiştir. Ancak son yıllarda kültürel bir miras olarak yeniden canlandırma çabaları görülmektedir. Nitekim 2025 yılında Üsküdar’da Mihrimah Sultan Camii’nde başlayan, mehteran eşliğinde Valide-i Cedid Camii’ne yürüyüşle devam eden bir etkinlikte Âmin Alayı geleneği temsilî olarak yaşatılmıştır.