Anemurium, Türkiye'nin güney sahilinde, Mersin ili Anamur ilçesi sınırları içerisinde yer alan bir antik kenttir. Adını Yunanca anemos (rüzgar) kelimesinden alır ve “rüzgarlı burun” anlamına gelen Anemurion ifadesinden türetilmiştir. Antik Kilikya bölgesinde yer alan kent, özellikle Roma ve Bizans dönemlerine ait mimari yapıları, nekropol alanı ve sosyal yaşam alanları ile dikkat çeken bir arkeolojik alan niteliğindedir.
Anemurium Antik Kenti Hakkında Röportaj (Mersin Valiliği)
Coğrafi Konum ve Fiziki Yapı
Anemurium; Akdeniz kıyısında, Anamur Burnu’nun hemen kuzeybatısında, Toros Dağları'nın Akdeniz’e dik indiği yamaçlara kurulmuştur. Kıyı yerleşimi olarak deniz ticareti açısından stratejik bir noktada yer alır. Kent, modern Anamur’un Ören Mahallesi sınırları içinde kalmaktadır. Kıbrıs adasına en yakın Anadolu kıyısı olması nedeniyle antik dönemde denizcilik açısından önem arz etmiştir.
Antik Kentin Kuşbakışı Görünümü (Turkish Museums - T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı)
Tarihçe
Anemurium’un ilk yerleşim izleri M.Ö. 4. yüzyıla kadar uzanmakla birlikte, bölgedeki daha erken kültürlere ait dolaylı buluntular da mevcuttur. Kent, antik Kilikya Trakheia (Dağlık Kilikya) bölgesinde yer almaktadır ve tarih boyunca korsan faaliyetleri, Roma'nın müdahaleleri ve ticaret yollarının kesişiminde kalmıştır.
İskender’in Anadolu Seferi sonrası Seleukosların etkisi altına giren bölge, Helenistik kültürle tanışmıştır. Bu dönemde Anemurium'un sistemli bir şehir yapısına kavuşmaya başladığı düşünülmektedir. Kent, Roma hâkimiyetinden önce Kommagene Krallığı ve yerel beylikler arasında el değiştirmiştir.
Anemurium, Roma İmparatorluğu döneminde büyük bir gelişme göstermiştir. M.S. 1. yüzyıldan itibaren kentte kapsamlı yapılaşma başlamış, özellikle M.S. 2. ve 3. yüzyıllarda en parlak dönemini yaşamıştır. Anemurium’un bu dönemdeki refahı, geniş nekropol alanı, tiyatro ve hamam kalıntılarından anlaşılmaktadır. Kentte yoğun ticaretin yanı sıra ziraat (özellikle muz ve narenciye), zanaat ve denizcilik faaliyetleri yürütülmüştür.
Antik Kentte Açığa Çıkarılan Bir Mozaik (Turkish Museums - T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı)
M.S. 4. yüzyıldan itibaren Hristiyanlığın etkisiyle kentte kilise ve bazilikalar inşa edilmiştir. Bu dönemde Anemurium, Kilikya bölgesinin önemli piskoposluk merkezlerinden biri hâline gelmiştir. Ancak M.S. 7. yüzyılda başlayan Arap akınları ve depremlerle birlikte kent önemini yitirmiş ve terk edilmiştir. Tarih boyunca Sasaniler, İsaurialılar ve Arapların egemenliğine giren bölge, 12. yy’dan itibaren Selçuklular ve Karamanoğulları ile Türk hakimiyetiyle tanışmıştır.
Arkeolojik Kalıntılar ve Kent Planlaması
Nekropol Alanı
Anemurium’un en dikkat çekici bölümü, kuzeybatı yamacına yayılan nekropoldür. Yaklaşık 350 mezar yapısı ile Doğu Akdeniz’in en büyük nekropol alanlarından biridir. Bu mezar türleri arasında:
- Tonozlu mezarlar
- Lahitler
- Ev tipi mezarlar
- Anıt mezarlar bulunmaktadır.
Mezarların birçoğunda mozaikler, freskler ve Grekçe/Latince yazıtlar bulunmuştur. Bu yazıtlar, dönemin sosyal yapısı, inanç sistemi ve ölüm ritüelleri hakkında bilgi sunar.
Tiyatro
Roma tarzında inşa edilen tiyatro, 1.500 kişi kapasitelidir. Cavea (oturma alanı), sahne binası ve orkestranın büyük bölümü günümüze ulaşmıştır. Tiyatro, yalnızca eğlence için değil aynı zamanda kamu toplantıları için de kullanılmıştır.
Antik Kent Tiyatrosu (Turkish Museums - T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı)
Hamamlar
Kentsel planlama açısından oldukça gelişmiş olan Anemurium'da üç adet hamam kalıntısı bulunur. En büyüğü, doğu kısmında yer alan büyük hamam kompleksidir. Bu yapılar:
- Caldarium (sıcaklık)
- Tepidarium (ılıklık)
- Frigidarium (soğukluk) gibi klasik Roma hamam mimarisine sahiptir.
Hamam Kalıntıları (Anadolu Ajansı)
Su Yolları ve Sarnıçlar
Kentte gelişmiş bir su altyapı sistemi mevcuttur. Dağlardan taşınan su, su kemerleriyle şehre ulaştırılmış, taş ve tuğladan yapılmış sarnıçlarda depolanmıştır. Bu sistemler kentteki hamam, çeşme ve evlerin su ihtiyacını karşılamıştır.
Agora ve Çarşı
Agoranın çevresinde dükkân ve idari yapılar bulunmaktadır. Agora, halkın toplandığı, ticari ve siyasal kararların alındığı merkezdir.
Bazilikalar ve Kiliseler
Erken Bizans döneminde inşa edilmiş üç ana bazilika tespit edilmiştir. Duvar freskleri, apsis yapıları ve dini objeler, kentin Hristiyanlık dönemindeki dinî yaşamı hakkında bilgi vermektedir.
Epigrafik ve Nümismatik Bulgular
Kentte yapılan kazılarda çok sayıda yazıt, mühür ve sikke bulunmuştur. Yazıtlar çoğunlukla Latince ve Grekçedir. Roma imparatorlarına adanmış yazıtlar, kamu yapılarının inşa tarihlerini ve dönemin yönetici adlarını içerir. Bulunan sikkeler arasında Hadrianus, Antoninus Pius ve Valerianus dönemlerine ait örnekler ön plana çıkar.
Arkeolojik Kazılar ve Çalışmalar
Anemurium Antik Kenti'nde ilk yüzey araştırmaları 19. yüzyılda Avrupalı seyyahlar tarafından yapılmıştır. Sistemli arkeolojik kazılar ise:
- 1960’lı yıllarda Kanadalı Toronto Üniversitesi adına Prof. Elisabeth Alfoldi-Rosenbaum öncülüğünde başlatılmıştır.
- Kanada British Colombia Üniversitesi’nden Prof. James Russel başkanlığında sürdürülen kazı ve restorasyon çalışmalarına ise 1998’de son verilmiştir.
- 2000'li yıllarda alan çevrilmiş ve turizme açılmıştır. Türk arkeologlar gözetiminde T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından yürütülen çalışmalar sürmektedir.
Kadın Heykeli (Anadolu Ajansı)
Turizm ve Koruma
Anemurium Antik Kenti, günümüzde hem arkeolojik hem de turistik açıdan önemli bir cazibe merkezidir. Alan, 1. derece arkeolojik sit alanı olarak T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından koruma altına alınmıştır. Yerleşim planı ve yapıların özgünlüğü büyük ölçüde korunmuş durumdadır. Giriş ücretlidir ve Müze Kart geçerlidir. Alan içinde bilgilendirme panoları, yürüyüş yolları mevcuttur ve bazı restorasyon çalışmaları devam etmektedir.
Antik Kentin Genel Görünüşü (Yapay Zeka İle Oluşturulmuştur.)
Anemurium'u diğer antik kentlerden ayıran özelliklerinden biri ise antik yapıların hemen kıyısında yer alan doğal sahilidir. Akdeniz'in en temiz ve berrak sularına sahip bu kıyı şeridi, ziyaretçilere arkeolojik gezinin ardından yüzme imkânı sunmaktadır. Özellikle yaz aylarında, tiyatro ya da hamam kalıntılarının birkaç adım ötesinde, antik duvarların gölgesinde denize girme deneyimi, hem tarihi hem doğal bir atmosfer sunar.