Anne Boleyn, Tudor Hanedanı döneminde İngiltere siyasetini ve dinî yapısını kökten etkileyen gelişmelerin merkezinde yer alan, İngiliz tarihinin önde gelen figürlerinden biridir. İngiltere Kralı VIII. Henry’nin ikinci eşi ve Kraliçe I. Elizabeth’in annesi olan Anne Boleyn, yalnızca bir kraliçe olarak değil, aynı zamanda İngiliz Reformu’nu doğrudan etkileyenlerden biri olarak değerlendirilmektedir.
Doğum yılı kesin şekilde tespit edilememekle birlikte tarihçiler 1501 ile 1507 yılları arasında Hever Kalesi'nde doğduğu konusunda görüş birliği içindedir. Babası Thomas Boleyn, diplomaside görev almış, Avrupa saraylarıyla yakın ilişkiler kurmuş, birçok dil bilen güçlü bir soylu; annesi Elizabeth Howard ise Norfolk Dükü’nün kızıdır. Anne, bu soylu aile yapısı sayesinde küçük yaşlardan itibaren iyi bir eğitim almış, Avrupa saray kültürüne erken yaşta dâhil olmuştur.
Erken Yaşamı ve Eğitimi
Anne Boleyn, çocukluk ve ilk gençlik yıllarını büyük ölçüde kıta Avrupası’nda geçirmiştir. Önce Burgonya’da, ardından Fransa Kraliçesi Claude’un sarayında bulunmuş; burada yabancı diller, müzik, edebiyat ve saray görgüsü alanlarında kapsamlı bir eğitim almış ve Fransızcasını geliştirmiştir. Fransız Rönesansı’nın etkisi altında yetişmesi, onun entelektüel ve dinsel fikirler bakımından dönemin İngiltere’sinden daha ileri bir çizgide olmasını sağlamıştır. Reformcu düşünceyle bu dönemde tanıştığı kabul edilmektedir.
Saraya Dönüşü ve VIII. Henry ile İlişkisi
1522 yılı civarında İngiltere’ye dönen Anne Boleyn, Kraliçe Aragonlu Catherine’in nedimeleri arasına katılmıştır. Saray yaşamına dâhil olduktan kısa bir süre sonra, kendine güveni, entelektüel birikimi ve saray içindeki duruşuyla dönemin kadınlarından ayrılan bir profil sergileyerek VIII. Henry’nin dikkatini çekmiştir. Anne’in evlilik dışı bir ilişkiyi kabul etmemesi, kralın Aragonlu Catherine ile olan evliliğini sonlandırma girişimlerini hızlandırmıştır.
VIII. Henry, bir erkek varis sahibi olma isteği ve Anne’e duyduğu ilgi doğrultusunda mevcut evliliğinin iptal edilmesini talep etmiş; ancak Papa’nın boşanmaya izin vermemesi üzerine Roma ile bağlarını koparmış, İngiltere Kilisesi’ni kurmuş ve kendisini bu kilisenin başı ilan etmiştir. Bu sürecin sonunda Anne Boleyn, 25 Ocak 1533’te VIII. Henry ile gizlice evlenmiş ve aynı yıl İngiltere Kraliçesi olarak taç giymiştir.

Emanuel Gottlieb Leutze’nin The Courtship of Anne Boleyn Adlı Eseri, İngiltere Kralı VIII. Henry ve Anne Boleyn’i Göstermektedir. Anne Boleyn, Kraliçe Catherine'in nedimesidir. (Simithsonian)
Kraliçelik Dönemi ve I. Elizabeth'in Doğumu
Anne Boleyn, 7 Eylül 1533’te, ileride Tudor Hanedanı'nın beş hükümdarının sonuncusu olacak olan Kraliçe I. Elizabeth’i dünyaya getirmiştir. Erkek bir varis doğuramaması, saray içindeki siyasi dengeleri aleyhine çevirmiş ve VIII. Henry’yi hayal kırıklığına uğratmıştır. Reform yanlısı din adamlarını desteklemesi ve kralın ilgisinin azalması, hem soylular hem de Katolik çevreler tarafından eleştirilmesine yol açmıştır. Kraliçeliği sırasında siyasi etkisi sınırlı olsa da, İngiltere’nin Protestanlaşma sürecine dolaylı katkı sağlamıştır.
Tutuklanması ve İdamı
1536 yılı başlarında, Anne Boleyn’in kraliçelik etkisi saray içindeki muhalifler için bir tehdit olarak görülmeye başlanmıştır. VIII. Henry’nin Jane Seymour’a ilgi duymaya başlaması, saray entrikaları ve Anne’in erkek varis doğuramaması konumu zayıflatmıştır. 2 Mayıs 1536’da Anne, zina, ensest ve vatana ihanet suçlamalarıyla tutuklanmıştır. Suçlamalar, tarihçiler tarafından büyük ölçüde siyasi ve kişisel amaçlarla üretilmiş olup kanıtları tartışmalıdır.
Londra Kulesi’nde yargılanan Anne, suçlu bulunmuş ve 19 Mayıs 1536’da kardeşi George Boleyn de dahil olmak üzere kılıçla idam edilmiştir. Ölümü, dönemin İngiltere’sinde büyük yankı uyandırmış; saray ve halk üzerinde derin bir etki bırakmıştır. Ölümünden kısa süre sonra VIII. Henry, Jane Seymour ile evlenmiş ve Anne Boleyn’in mirası, kızı I. Elizabeth’in İngiltere’yi yönetmesinde etkili olmuştur.



