Silsilesinde yer alan Fethullah el-Acemî vasıtasıyla Horasan’dan Kuzey Afrika’ya geldiği anlaşılan bu tarikat, dünyaya ve dünyevî değerlere önem vermeyen bir irşad anlayışına sahiptir. Ahmed el-Arûs, bu özelliği Şâzeliyye’nin esasları ile birleştirerek Arûsiyye’yi kurmuş, irşad tarzı ve tarikat usullerini Tuḥfetü’s-seyyid el-Mehdî el-Fassî adlı bir risâlede toplamıştır. Şâzeliyye tarikatının Fas kollarından biri olan Zerrûkıyye’nin kurucusu Ahmed Zerrûk (ö. 899/1493-94), Ahmed el-Arûs’un halifesidir.
Arûsiyye’nin silsile ve usulünü el-Envârü’s-seniyye fî esânîdi’ṭ-ṭarîḳati’l-ʿArûsiyye adlı bir eserde anlatan Abdüsselâm el-Esmer el-Feytûrî’nin (ö. 981/1574) şeyhliği döneminde tarikat yaygınlık kazanmış, bu yüzden Feytûrî’ye “ikinci pîr” unvanı verilmiştir (bk. ABDÜSSELÂM el-ESMER). Ahmed el-Arûs’un şeyhi Ebü’l-Abbas Ahmed b. Ukbe el-Hadramî’nin Kādiriyye silsilesinde yer almasından dolayı Arûsiyye’nin Kādiriyye tarikatının kollarından biri olduğu da söylenir. Bölgedeki etkisi, mensuplarının çokluğu ve özellikle XIX. yüzyılda Türkler’e bağlılığı ile tanınan Arûsiyye, Abdüsselâm el-Esmer el-Feytûrî’ye nisbetle Tunus’ta Selâmiyye olarak bilinmektedir. Tarikat Mısır, Libya ve Tunus başta olmak üzere Kuzey Afrika’da bugün de faaliyetlerini sürdürmektedir.

