logologo
ARVASİ, SEYYİD AHMET(1932-1988)
fav gif
Kaydet
viki star outline
Avatar
Ana YazarŞuayip ÖZDEMİR18 Nisan 2025 10:21
Doğubayazıt'ta doğdu. Ailesi Van'ın Bahçesaray (Müküs) ilçesine bağlı Arvas köyündendir. Bu köyün adına izafeten Arvâsîler olarak tanınmışlardır. 1958 yılında Gazi Eğitim Enstitüsü Pedagoji Bölümü'nden mezun oldu, sırasıyla Van Alparslan İlköğretim Okulu, Savaştepe İlköğretim Okulu, Balıkesir Necati Bey Eğitim Enstitüsü, Bursa Eğitim Enstitüsü ve İstanbul Atatürk Eğitim Enstitüsü'nde pedagoji öğretmenliği yaptı.Eğitimde millî ve dinî unsurları birlikte ele alan bir eğitimci olarak ön plana çıkmakta, bu anlayışında "Türk-İslam ülküsü" düşüncesi önemli bir yer tutmaktadır.Çok yönlü bir kişiliği bulunan, düşünceleri derin etkiler bırakmış olan Arvasi, Türk millî eğitimine binlerce öğretmen yetiştiren önemli eğitimcilerdendir. Öğretmen okullarındaki görevi sırasında Türkiye'nin eğitim öğretim meselelerini bizzat yerinde tespit etmiş ve bunların çözümüne yönelik olarak etkin fikirler geliştirmiştir.Arvasi'ye göre eğitim, "Hareketli bir içtimaî ortamda, insanı çok faktörlü bir etkileşim içinde tutarak geliştirmek, orijinal şahsiyetine kavuşturarak, kendisine, ailesine, milletine ve insanlık alemine faydalı kılmak", "Daha önce yaşayan nesillerin tecrübelerini tevarüs etmek, sonra bu tecrübeleri millî ve çağdaş ihtiyaçlara göre yeni bir kompozisyonla kendi tecrübelerimizi katarak geliştirmektir." Tarih boyunca eğitimden mahrum bir tek insan cemiyeti gösterilemez. En ilkel gruplarda dahi, eğitim "yaygın" olarak varlığını sürdürmüştür. Bu yönüyle eğitim faaliyetleri okul faaliyetlerinden öncedir.Bireysel farklılıkları dikkate almak, millî olmak ancak beşerî ve evrensel ölçülere de bağlı ferdi maddi ve manevi yönüyle bir bütünlük içinde ele alıp, bedenen ve ruhen güçlü kılmak Arvasi'nin eğitimin amaçlarına yönelik olarak ifade ettiği önemli hususlardandır.Arvasi'ye göre bireyler bedenî, zihnî, hissî ve iradî bakımdan birbirlerinden ayrı özellikler gösterdikleri için bunları dikkate almayan bir millî eğitimin başarı ihtimali neredeyse yoktur.Eğitimin en başta gelen işi, millî kültürü genç nesillere devretmek, millî kültür malzemesini en ileri tekniklerle geliştirmek, millî şahsiyeti korumak, insanlarına sarsılmaz bir inanç, irade ve heyecan vermektir. Millî tecrübeyi temeline almayan bir eğitim gelişmeye değil, yabancılaşmaya sebep olur. Millî birliği güçlendirmek, sosyal sınıflar arasındaki farkları ve çatışmaları azaltmak, millî kültürü işlemek, zenginleştirmek, genç nesillere kazandırmak, ekonomiye güçlü üreticiler, akıllı ve bilgili tüketiciler yetiştirmek ve milletin eğitiminin, siyasî sistemine, ideolojisine, ulaşmak istediği hedeflere ve ülkülere uygun politika yürütmek Arvasi'ye göre millî eğitimin gerçekleştirmesi gereken hedeflerdendir.Arvasi, "millî eğitim programlarına" ışık tutacak tarzda şu prensipleri öne çıkmıştır: a) Eğitim millî şahsiyeti ayakta tutar ve geliştirir. b) Manevi ve maddi her türlü "millî ham madde"yi ve sosyal veraseti işleyerek çağdaşlaştırır ve medenîleşme hamlesini planlar. c) Sosyal değişmeleri başarmanın yegâne yoludur. d) Millî çözülmelere müsaade etmez. e) Şahsiyetleri köleleştiremez. f) Millî değerlere sırt çeviremez. g) Yalnız genç nesiller için değil, bütün bir millet için planlanmalıdır. h) Teori ile uygulama birlikte yürütülmelidir. i) Hem millî hem de çağdaş olmak zorundadır. Bunlardan birini ihmal veya inkâr, eğitimin yozlaşmasına kapı açar.Arvasi kanunlarda yazılı olmasına rağmen Türkiye'de eğitim öğretim faaliyetlerinde fırsat ve imkân eşitliğinden söz etmeyi mümkün görmemektedir. Özellikle köy çocuklarıyla maddi yetersizlikler içinde bulunan milyonlarca çocuğun, istediği eğitim ve öğretimi göremediği kanaatindedir.Köyde ve kentte oturmak, cinsiyet farkları, yöresel şartlar ve yerleşme alanları, eğitim öğretim kurumlarının yurt sathına adil dağılmayışı, ailenin sosyoekonomik durumu ile babanın iş ve mesleği Arvasi'ye göre eğitimde fırsat ve imkân eşitliğini etkileyen sebeplerdendir.Arvasi eğitimde fırsat eşitliğinin sağlanmasına yönelik olarak alınması gereken tedbirleri şöyle sıralamaktadır: a) Eğitim ve öğretim müesseseleri ile ders araç gereç ve öğretmenlerin yurt geneline dengeli bir şekilde dağılımı sağlanmalıdır. b) Fakir ve kabiliyetli kız ve erkek çocuklar korunarak eğitim imkânlarından yeterince yararlanmaları sağlanmalıdır.Bunun yanında kabiliyetli ve nitelikli çocuklara özel bir eğitim verilmesini savunan Arvasi'nın köy çocuklarıyla ve maddi durumları yerinde olmayan çocukların eğitimine yönelik teklif ettiği çözüm önerileri; yatılı liseler, yatılı bölge okulları ve yatılı bölge meslek okulları açılmasıdır.Arvasi eğitim öğretim faaliyetlerinde aşırı devletçiliğe karşı çıkmakta, bu konuda milletle iş birliği yapılmasını savunmaktadır. Ona göre milletine güvenmeyen ve milletini devre dışı bırakan yöneticilerin başarılı olmaları mümkün değildir.Okul, bir milletin bekasında hayatî derecede önemlidir. Her millet geçmişini okulda öğrenir, durumunu orada değerlendirir ve geleceğini orada tanımlar. Okul millete ait sosyal, kültürel, ekonomik ve politik tecrübe ile medeniyet değerlerini millî ve çağdaş ihtiyaçlara göre geliştirmek durumundadır.Arvasi eğitimde öğretmeni de son derecede önemli bir unsur olarak görür. Bir ülkenin eğitimde başarısının, öğretmeninin başarılı olmasıyla mümkün olabileceğine inanır. Öğretmenlerin yetiştirilmesi ve sosyal itibarlarının arttırılmasına yönelik olarak çözüm önerilerinde bulunur: a) Öğretmenler, memleketin en zeki ve çalışkan mensupları arasından seçilmeli, nitelikli tahsil kademelerinden geçirilmelidir. b) Öğretmen yetiştiren müesseseler, zengin imkânlarla donatılmış millî ve çağdaş ihtiyaçlara göre planlanmalıdır. c) Üç-altı yaş eğitimcisi, ergenlik öncesi eğitimcisi, yetişkinler eğitimcisi, özel eğitimci, ortak ve temel güçlü bir eğitimden sonra, ihtisas eğitimine yönelmelidir. d) Öğretmen, sosyal hayatın yapısını, işleyişini, dinamiklerini ve problemlerini kavrayacak kültüre sahip kılınmalı, alanına hâkim ve her an yenilikleri takip eden ihtisas adamı olmalıdır. e) Öğretmen, örnek bir şahsiyete ve sağlam karaktere sahip, güvenilir ve toplumda itibarı yüksek kimse durumuna getirilmelidir.Diğer taraftan, eğitim öğretimle ilgili işlerin yürütülmesi sadece Millî Eğitim Bakanlığı'na bırakılmamalıdır. Eğitimin amaç, müfredat, felsefe, program, teşkilat ve finansmanı bütün milleti ilgilendirmektedir. Bu yüzden eğitim dar politikaların üstünde millî, çağdaş ve ilmî verilerle uzun vadeli bir planlamaya tâbi tutulmalıdır. Bütün bu işleri yürütmek için Millî Eğitim Akademisi'ne ihtiyaç vardır. Böyle bir akademi, başarılı ve nitelikli öğretmenlerin yetiştirilmesine ve bu yönde uzun süreli bir planlamaya gidilmesine olumlu katkılar sağlayacak ve böylece eğitimle ilgili problemlerin çözümünde etkili olunacaktır.Meslekî ve teknik öğretime ağırlık verme, bu anlayışın sonucu olarak meslek yüksekokullarının sayısında artışa gidilmesi, üniversitelerde gece öğretimine geçilmesi, üniversitelerin ihtiyaç doğrultusunda ve alt yapısı hazırlandıktan sonra açılması, yükseköğretimin paralı olması, fakat fakir öğrencilerin devlete borçlanıp bu parayı mezun olduktan sonra geri ödemeleri, üniversitelerin özerk olduğu ancak millî iradeye karşı bir tutum içerisine giremeyeceği düşüncesi, Arvasi'nin yükseköğretime yönelik geliştirdiği önemli görüşlerdendir.Arvasi din eğitimini sosyal bir gerçeklik olarak niteleyip, bir ülkenin millî hayatında dinin bütünleyici yönüne dikkat çekmektedir. Cemiyeti yeniden aynı inanç ve ahlak değerlerinde toplamanın, Türk-İslam medeniyetini yeniden diriltmenin yolunun, samimi, ciddi ve yeterli bir din eğitimiyle mümkün olduğuna inanmaktadır.Devletin İslam dini ile ilgili eğitim öğretimi bizzat üstlenmesi doğru bir karardır. Ancak devlet, din eğitim öğretimini üstlendiğine göre, üzerine düşen sorumlulukları tam olarak yerine getirmelidir. Okullarda sadece din kültürü yanında, din eğitimi de verilmelidir. En azından isteyen öğrencilere, ayrı bir ders saati ve programı içinde anayasada teminat altına alınan ihtiyarî din eğitimi ve öğretimi görme hakkı tanınmalıdır.Türk millî eğitim birikiminde önemli bir yere sahip olan Arvasi, alanında özgün ve yönlendirici fikirler ortaya koymuştur. Kurulmasını çok istediği Millî Eğitim Akademisi'nin vefatından sonra Millî Eğitim Bakanlığı tarafından programa alınması görüşlerinin özgün olduğunu göstermektedir.
badge borderhover badge border
avatar
Türk Maarif Ansiklopedisi Kategorisi
Kurulları tarafından
onaylanmıştır.

ARVASİ, SEYYİD AHMET(1932-1988)

Board Main İcon
Wiki Card Image
Seyyid Ahmet Arvasi

Doğubayazıt'ta doğdu. Ailesi Van'ın Bahçesaray (Müküs) ilçesine bağlı Arvas köyündendir. Bu köyün adına izafeten Arvâsîler olarak tanınmışlardır. 1958 yılında Gazi Eğitim Enstitüsü Pedagoji Bölümü'nden mezun oldu, sırasıyla Van Alparslan İlköğretim Okulu, Savaştepe İlköğretim Okulu, Balıkesir Necati Bey Eğitim Enstitüsü, Bursa Eğitim Enstitüsü ve İstanbul Atatürk Eğitim Enstitüsü'nde pedagoji öğretmenliği yaptı.



Eğitimde millî ve dinî unsurları birlikte ele alan bir eğitimci olarak ön plana çıkmakta, bu anlayışında "Türk-İslam ülküsü" düşüncesi önemli bir yer tutmaktadır.



Çok yönlü bir kişiliği bulunan, düşünceleri derin etkiler bırakmış olan Arvasi, Türk millî eğitimine binlerce öğretmen yetiştiren önemli eğitimcilerdendir. Öğretmen okullarındaki görevi sırasında Türkiye'nin eğitim öğretim meselelerini bizzat yerinde tespit etmiş ve bunların çözümüne yönelik olarak etkin fikirler geliştirmiştir.



Arvasi'ye göre eğitim, "Hareketli bir içtimaî ortamda, insanı çok faktörlü bir etkileşim içinde tutarak geliştirmek, orijinal şahsiyetine kavuşturarak, kendisine, ailesine, milletine ve insanlık alemine faydalı kılmak", "Daha önce yaşayan nesillerin tecrübelerini tevarüs etmek, sonra bu tecrübeleri millî ve çağdaş ihtiyaçlara göre yeni bir kompozisyonla kendi tecrübelerimizi katarak geliştirmektir." Tarih boyunca eğitimden mahrum bir tek insan cemiyeti gösterilemez. En ilkel gruplarda dahi, eğitim "yaygın" olarak varlığını sürdürmüştür. Bu yönüyle eğitim faaliyetleri okul faaliyetlerinden öncedir.



Bireysel farklılıkları dikkate almak, millî olmak ancak beşerî ve evrensel ölçülere de bağlı ferdi maddi ve manevi yönüyle bir bütünlük içinde ele alıp, bedenen ve ruhen güçlü kılmak Arvasi'nin eğitimin amaçlarına yönelik olarak ifade ettiği önemli hususlardandır.



Arvasi'ye göre bireyler bedenî, zihnî, hissî ve iradî bakımdan birbirlerinden ayrı özellikler gösterdikleri için bunları dikkate almayan bir millî eğitimin başarı ihtimali neredeyse yoktur.



Eğitimin en başta gelen işi, millî kültürü genç nesillere devretmek, millî kültür malzemesini en ileri tekniklerle geliştirmek, millî şahsiyeti korumak, insanlarına sarsılmaz bir inanç, irade ve heyecan vermektir. Millî tecrübeyi temeline almayan bir eğitim gelişmeye değil, yabancılaşmaya sebep olur. Millî birliği güçlendirmek, sosyal sınıflar arasındaki farkları ve çatışmaları azaltmak, millî kültürü işlemek, zenginleştirmek, genç nesillere kazandırmak, ekonomiye güçlü üreticiler, akıllı ve bilgili tüketiciler yetiştirmek ve milletin eğitiminin, siyasî sistemine, ideolojisine, ulaşmak istediği hedeflere ve ülkülere uygun politika yürütmek Arvasi'ye göre millî eğitimin gerçekleştirmesi gereken hedeflerdendir.



Arvasi, "millî eğitim programlarına" ışık tutacak tarzda şu prensipleri öne çıkmıştır: a) Eğitim millî şahsiyeti ayakta tutar ve geliştirir. b) Manevi ve maddi her türlü "millî ham madde"yi ve sosyal veraseti işleyerek çağdaşlaştırır ve medenîleşme hamlesini planlar. c) Sosyal değişmeleri başarmanın yegâne yoludur. d) Millî çözülmelere müsaade etmez. e) Şahsiyetleri köleleştiremez. f) Millî değerlere sırt çeviremez. g) Yalnız genç nesiller için değil, bütün bir millet için planlanmalıdır. h) Teori ile uygulama birlikte yürütülmelidir. i) Hem millî hem de çağdaş olmak zorundadır. Bunlardan birini ihmal veya inkâr, eğitimin yozlaşmasına kapı açar.



Arvasi kanunlarda yazılı olmasına rağmen Türkiye'de eğitim öğretim faaliyetlerinde fırsat ve imkân eşitliğinden söz etmeyi mümkün görmemektedir. Özellikle köy çocuklarıyla maddi yetersizlikler içinde bulunan milyonlarca çocuğun, istediği eğitim ve öğretimi göremediği kanaatindedir.



Köyde ve kentte oturmak, cinsiyet farkları, yöresel şartlar ve yerleşme alanları, eğitim öğretim kurumlarının yurt sathına adil dağılmayışı, ailenin sosyoekonomik durumu ile babanın iş ve mesleği Arvasi'ye göre eğitimde fırsat ve imkân eşitliğini etkileyen sebeplerdendir.



Arvasi eğitimde fırsat eşitliğinin sağlanmasına yönelik olarak alınması gereken tedbirleri şöyle sıralamaktadır: a) Eğitim ve öğretim müesseseleri ile ders araç gereç ve öğretmenlerin yurt geneline dengeli bir şekilde dağılımı sağlanmalıdır. b) Fakir ve kabiliyetli kız ve erkek çocuklar korunarak eğitim imkânlarından yeterince yararlanmaları sağlanmalıdır.



Bunun yanında kabiliyetli ve nitelikli çocuklara özel bir eğitim verilmesini savunan Arvasi'nın köy çocuklarıyla ve maddi durumları yerinde olmayan çocukların eğitimine yönelik teklif ettiği çözüm önerileri; yatılı liseler, yatılı bölge okulları ve yatılı bölge meslek okulları açılmasıdır.



Arvasi eğitim öğretim faaliyetlerinde aşırı devletçiliğe karşı çıkmakta, bu konuda milletle iş birliği yapılmasını savunmaktadır. Ona göre milletine güvenmeyen ve milletini devre dışı bırakan yöneticilerin başarılı olmaları mümkün değildir.



Okul, bir milletin bekasında hayatî derecede önemlidir. Her millet geçmişini okulda öğrenir, durumunu orada değerlendirir ve geleceğini orada tanımlar. Okul millete ait sosyal, kültürel, ekonomik ve politik tecrübe ile medeniyet değerlerini millî ve çağdaş ihtiyaçlara göre geliştirmek durumundadır.



Arvasi eğitimde öğretmeni de son derecede önemli bir unsur olarak görür. Bir ülkenin eğitimde başarısının, öğretmeninin başarılı olmasıyla mümkün olabileceğine inanır. Öğretmenlerin yetiştirilmesi ve sosyal itibarlarının arttırılmasına yönelik olarak çözüm önerilerinde bulunur: a) Öğretmenler, memleketin en zeki ve çalışkan mensupları arasından seçilmeli, nitelikli tahsil kademelerinden geçirilmelidir. b) Öğretmen yetiştiren müesseseler, zengin imkânlarla donatılmış millî ve çağdaş ihtiyaçlara göre planlanmalıdır. c) Üç-altı yaş eğitimcisi, ergenlik öncesi eğitimcisi, yetişkinler eğitimcisi, özel eğitimci, ortak ve temel güçlü bir eğitimden sonra, ihtisas eğitimine yönelmelidir. d) Öğretmen, sosyal hayatın yapısını, işleyişini, dinamiklerini ve problemlerini kavrayacak kültüre sahip kılınmalı, alanına hâkim ve her an yenilikleri takip eden ihtisas adamı olmalıdır. e) Öğretmen, örnek bir şahsiyete ve sağlam karaktere sahip, güvenilir ve toplumda itibarı yüksek kimse durumuna getirilmelidir.



Diğer taraftan, eğitim öğretimle ilgili işlerin yürütülmesi sadece Millî Eğitim Bakanlığı'na bırakılmamalıdır. Eğitimin amaç, müfredat, felsefe, program, teşkilat ve finansmanı bütün milleti ilgilendirmektedir. Bu yüzden eğitim dar politikaların üstünde millî, çağdaş ve ilmî verilerle uzun vadeli bir planlamaya tâbi tutulmalıdır. Bütün bu işleri yürütmek için Millî Eğitim Akademisi'ne ihtiyaç vardır. Böyle bir akademi, başarılı ve nitelikli öğretmenlerin yetiştirilmesine ve bu yönde uzun süreli bir planlamaya gidilmesine olumlu katkılar sağlayacak ve böylece eğitimle ilgili problemlerin çözümünde etkili olunacaktır.



Meslekî ve teknik öğretime ağırlık verme, bu anlayışın sonucu olarak meslek yüksekokullarının sayısında artışa gidilmesi, üniversitelerde gece öğretimine geçilmesi, üniversitelerin ihtiyaç doğrultusunda ve alt yapısı hazırlandıktan sonra açılması, yükseköğretimin paralı olması, fakat fakir öğrencilerin devlete borçlanıp bu parayı mezun olduktan sonra geri ödemeleri, üniversitelerin özerk olduğu ancak millî iradeye karşı bir tutum içerisine giremeyeceği düşüncesi, Arvasi'nin yükseköğretime yönelik geliştirdiği önemli görüşlerdendir.



Arvasi din eğitimini sosyal bir gerçeklik olarak niteleyip, bir ülkenin millî hayatında dinin bütünleyici yönüne dikkat çekmektedir. Cemiyeti yeniden aynı inanç ve ahlak değerlerinde toplamanın, Türk-İslam medeniyetini yeniden diriltmenin yolunun, samimi, ciddi ve yeterli bir din eğitimiyle mümkün olduğuna inanmaktadır.



Devletin İslam dini ile ilgili eğitim öğretimi bizzat üstlenmesi doğru bir karardır. Ancak devlet, din eğitim öğretimini üstlendiğine göre, üzerine düşen sorumlulukları tam olarak yerine getirmelidir. Okullarda sadece din kültürü yanında, din eğitimi de verilmelidir. En azından isteyen öğrencilere, ayrı bir ders saati ve programı içinde anayasada teminat altına alınan ihtiyarî din eğitimi ve öğretimi görme hakkı tanınmalıdır.



Türk millî eğitim birikiminde önemli bir yere sahip olan Arvasi, alanında özgün ve yönlendirici fikirler ortaya koymuştur. Kurulmasını çok istediği Millî Eğitim Akademisi'nin vefatından sonra Millî Eğitim Bakanlığı tarafından programa alınması görüşlerinin özgün olduğunu göstermektedir.

Kaynakça

Arvasi, Seyid Ahmet. Eğitim Sosyolojisi. İstanbul 1976, s. 26-27, 89-92, 106-107.
a.mlf. Doğu Anadolu Gerçeği. İstanbul 1986, s. 5.
a.mlf. Hasbihal. İstanbul 1990-91, II, 197, 315; III, 208; V, 89-90, 377-378.
a.mlf. Türk-İslâm Ülküsü. İstanbul 1991, I, 340, 353-354, 367, 369-370, 371, 381, 387, 402-404; III, 25, 325.
a.mlf. Kadın-Erkek Üzerine. İstanbul 1999, s. 37.
Kuvancı, Mustafa. Seyid Ahmet Arvasi: Hayatı-Tefekkürü-Eserleri. İstanbul 1992.
Öner, Sakin. “Türk İslam Ülküsü Mütefekkirinin Eğitimle İlgili Düşünceleri”. Yeni Ufuk Çizgisi Dergisi. sy. 4 (1990), s. 20-21.
Özdemir, Şuayip. Seyit Ahmet Arvasi: Hayatı, Eserleri ve Eğitim Üzerine Görüşleri. İstanbul 2006.
Şuayip ÖZDEMİR, "ARVASİ, SEYYİD AHMET", Türk Maarif Ansiklopedisi, https://turkmaarifansiklopedisi.org.tr/arvasi-seyyid-ahmet/#yazar-1 (16.04.2025).

Sen de Değerlendir!

0 Değerlendirme
KÜRE'ye Sor