Badshahi Camii, Pakistan'ın Pencap eyaletinin başkenti Lahor'da, Ravi Nehri kıyısına yakın bir konumda yer alan, Babür İmparatorluğu döneminden kalma büyük bir camidir. 1673 yılında, dönemin Babür hükümdarı Evrengzib (Aurangzeb) tarafından inşa ettirilmiştir. Cami, Evrengzib’in komutanı ve veziri olan Fethullah Muhammed tarafından tasarlanmıştır. Döneminin ihtişamını yansıtan yapı, Babür mimarisinin ulaştığı son büyük zirve olarak kabul edilir. Özellikle Babür saray mimarisi ile İslam dini yapılarının birleşiminden oluşan özgün planlama anlayışını temsil eder. Yapının inşa süreci sadece iki buçuk yıl sürmüş ve 1673 yılında başlanan inşaat 1675 yılında tamamlanmıştır.
Cami, ismini "Badshah" (Padişah) unvanından alarak “Padişah Camii” anlamına gelir. İnşa edildiği dönem itibarıyla yalnızca dini değil, aynı zamanda siyasi ve kültürel bir sembol olarak da değerlendirilmiştir. Günümüzde Pakistan’ın en çok ziyaret edilen dini yapılarından biri olan cami, yerli ve yabancı ziyaretçilerin ilgisini çeker.

Badshahi Camii'ne Ait Görsel (diyanethaber)
Mimari Özellikler
Badshahi Camii, Babür mimarisinin estetik ve mühendislik anlayışını yansıtan dikkat çekici bir yapıdır. Cami, ana yapı malzemesi olarak kırmızı kumtaşı ve süsleme unsurlarında kullanılan beyaz mermer ile inşa edilmiştir. Bu kombinasyon, yapıya hem sağlamlık hem de görsel zenginlik kazandırmıştır. Camide üç büyük kubbe yer alır; bu kubbeler beyaz mermerle kaplı olup ana ibadet salonunun üzerini örtmektedir. Bu kubbelerin arkasında sıralanmış yedi bölümden oluşan namaz salonu, zarif kemerlerle desteklenmiş ve her bölme kubbeyle örtülmüştür. Caminin dört köşesinde, her biri yaklaşık 60 metre yüksekliğinde olan dört minare bulunur. Bu minareler, hem yapının simetrik görünümünü vurgular hem de kentsel siluette caminin baskın bir anıt olarak algılanmasını sağlar. Caminin ana girişi, Lahor Kalesi’ne bakan doğu cephesinde yer alır. Bu giriş, 20 metreden fazla yüksekliğiyle anıtsal bir yapı özelliği taşır. Ziyaretçiler bu kapıdan içeriye girdiklerinde, geniş bir avluya ulaşırlar. Avlu yaklaşık 26.000 metrekarelik bir alan kaplar ve yaklaşık 70.000 kişilik cemaat kapasitesine sahiptir. İç mekânda mihrap ve minber gibi dini unsurlar özenle işlenmiş olup, mermer kakmalar, çiçek motifleri, hat sanatı ve fresk benzeri boyamalar dikkat çeker. Caminin iç dekorasyonunda geleneksel Babür sanatı ile İran ve Orta Asya etkileri iç içe geçmiştir.
Tarihi ve Kültürel Önemi
Badshahi Camii, sadece mimari bir yapı değil, aynı zamanda Pakistan'ın İslami kimliği ve tarihsel sürekliliği açısından büyük bir öneme sahiptir. Evrengzib'in dini muhafazakârlığının ve merkeziyetçi yönetim anlayışının bir yansıması olarak inşa edilen cami, dönemin siyasi ideolojisinin bir simgesi olarak da değerlendirilir. Babür İmparatorluğu’nun İslam mimarisinde ulaştığı son ihtişamlı yapı olan cami, sonrasında gelen dönemlerde bu ölçekte başka bir cami yapılmamıştır.
Cami, 19. yüzyılda İngiliz sömürge yönetimi sırasında ordu tarafından kışla ve cephanelik olarak kullanılmıştır. Bu süreçte hem yapının hem de çevresindeki taş döşemelerin önemli kısmı tahrip olmuştur. 1850’li yıllardan itibaren, Müslüman halkın talepleri doğrultusunda cami, askeri amaçlı kullanımından çıkarılarak yeniden dini yapıya dönüştürülmüştür. 20. yüzyıl başlarında başlayan restorasyon çalışmaları, 1960’lı yıllara kadar sürmüş ve cami bugünkü haline kavuşturulmuştur. Pakistan İslam Cumhuriyeti'nin 1947'de kuruluşuyla birlikte Badshahi Camii, bağımsızlık sonrası Müslüman kimliğin sembollerinden biri haline gelmiştir.
UNESCO Adaylığı ve Koruma Durumu
Badshahi Camii, 1993 yılında UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’ne dahil edilmiştir. Bu adaylık, caminin olağanüstü evrensel değer taşıdığı ve korunması gereken kültürel miras unsurlarından biri olduğu gerekçesiyle yapılmıştır. UNESCO adaylık dosyasında cami, Lahor Kalesi ile birlikte değerlendirilmiş ve bu iki yapının tarihi, kültürel ve mekânsal bütünlük içerisinde ele alınması gerektiği vurgulanmıştır. Lahor’daki bu kompleks, Babür ve ardından gelen Sih ile Britanya dönemlerinin izlerini bir arada taşıyan nadir örneklerdendir.
Pakistan hükümeti, camiyi ulusal miras olarak ilan etmiş ve çeşitli restorasyon ve koruma çalışmaları yürütmüştür. Özellikle minarelerin güçlendirilmesi, taş döşemelerin yenilenmesi ve fresklerin konservasyonu gibi çalışmalarla cami hem ibadet işlevini hem de kültürel-turistik önemini sürdürebilir hale getirilmiştir.
Çevresel konum ve İlişkili Yapılar
Cami, Lahor’un Eski Şehir bölgesinde, Ravi Nehri’nin doğusunda, Lahor Kalesi’nin hemen karşısında konumlanmıştır. Bu yerleşim planı, Babür şehircilik anlayışında merkezi yapılar olan cami ve kalenin birbirine yakın konuşlandırılması ilkesine uygundur. Caminin ana girişi doğuya bakar ve doğrudan kaleye yöneliktir; bu da dönemin mimari ve siyasi söylemini yansıtır. Caminin kuzeyinde ise Mevlana Muhammed İkbal’in türbesi yer alır. Bu türbe, modern Pakistan’ın ideolojik kurucusu kabul edilen İkbal’in hatırasını yaşatırken camiyle birlikte ulusal hafızada yer edinmiş bir simgeye dönüşmüştür.
Caminin yakın çevresinde ayrıca Shalamar Bahçeleri gibi diğer Babür yapıları da yer alır. Bu yapıların birlikte değerlendirilmesi, Lahor’un tarihî peyzajı açısından anlam taşır. Bölge, hem turistik hem de kültürel değerleriyle UNESCO’nun dikkat çektiği koruma alanlarından biridir.
Badshahi Camii, mimari büyüklüğü, tarihsel bağlamı ve estetik değerleriyle yalnızca Pakistan’ın değil, Güney Asya İslam dünyasının da en önemli tarihî yapılarından biridir. Babür mimarisinin doruk noktasını temsil eden bu cami, İslam sanatının simgelerinden biri haline gelmiştir. Hem ibadet yeri hem de bir tarihî anıt olarak varlığını sürdüren yapı, geçmiş ile günümüz arasında bir kültürel köprü olarak önemini korumaktadır. Lahor’un siluetine damga vuran bu cami, ziyaretçilerine yalnızca fiziksel bir yapı değil, aynı zamanda tarihî bir tecrübe sunar.

