BAHAR
(بهار)
fav gif
Kaydet
kure star outline
Avatar
Ana YazarCEMAL KURNAZ20 Kasım 2024 07:54
Divan edebiyatında en çok sözü edilen mevsimlerden biri.

BAHAR

Board Main İcon
Nizâmî’nin Ḫamse’sinden, Hüsrev’in baharda tertip edilen ziyafet ve eğlenceye katıldığını gösteren bir minyatür (Kerim Kerimov, Khamsa Miniatures, Bakü 1983, nr. 24)
Nizâmî’nin Ḫamse’sinden, Hüsrev’in baharda tertip edilen ziyafet ve eğlenceye katıldığını gösteren bir minyatür (Kerim Kerimov, Khamsa Miniatures, Bakü 1983, nr. 24)
Nizâmî’nin Ḫamse’sinden, Hüsrev’in baharda tertip edilen ziyafet ve eğlenceye katıldığını gösteren bir minyatür (Kerim Kerimov, Khamsa Miniatures, Bakü 1983, nr. 24)

Erbaîn ve hamsînden sonra güneşin Hamel, Sevr ve Cevzâ burcunda bulunduğu 22 Mart ile 21 Haziran günleri arasında hüküm süren bahar, divan edebiyatında daha çok havaların ısınması, ağaçların yeşermesi, çiçeklerin açması, kuşların ötmesi, bahçelerde gezintiye çıkılması, sohbet, eğlence ve işret mevsimi olması gibi özellikleriyle ele alınır. Bu sebeple fasl-ı bahâr, nev-bahâr, mevsim-i gül, mevsim-i gülşen, mevsim-i gülzâr, mevsim-i sahrâ, mevsim-i sefer, vakt-i gül, zamân-ı ferah, devr-i gül, devr-i câm, eyyâm-ı adl gibi isimlerle de anılır.


İlk açılan çiçekler olmaları sebebiyle benefşe ve gül baharın habercisi sayılır. Bunların açılmasıyla bağlara bahçelere gezintiye çıkılır, işret ve sohbet meclisleri kurulur.


Baharda havalar ılımandır. Aynı zamanda geceyle gündüzün eşit olduğu nevruz da bu mevsim içindedir. Bu münasebetle bahar adl ve itidal ile vasıflandırılmıştır. Ayrıca dünyaya ve âhirete aynı değeri veren, insanlar arasında eşitliği emreden, özellikle rahmet dini olan Müslümanlığın da sembolüdür. Sevgilinin yüzü ölçülü ve mükemmel güzelliği sebebiyle bahara benzetildiğinden kendisinin de âdil bir sultan oluşu söz konusu edilir.


Halkın “acı bahar” dediği baharın başlangıcında (evvel bahar) havalar biraz serin olur. Rakip de soğuktur. Onun bahara benzeyen sevgilinin yanında bulunuşu, “Olur soğuk havâlar evvel bahâra karşı” mısraında ifadesini bulmaktadır.


Baharda hafif, tatlı veya serin esen rüzgârdan söz edilir. Bu bazan nesîm, bazan da sabâdır. O Hz. Îsâ’nın nefesi gibi ölü tabiatı canlandırır, etrafa “arz-ı i‘tidâl” eyler. Gökteki bulutları dağıtır. Nevruzda güneşin önünde bulut olmaması bundandır.


Bahar aynı zamanda rahmet mevsimidir. Yağmurlar bolluk ve bereket getirir. Bulutlar (ebr-i bahâr) tabiatı canlandırmak için yağmur indirir, her taraftan seller akar. Havaların ısınmasıyla karlar erir, ırmakların suyu coşkun ve bulanık olur. Bu sebeple ebr-i bahâr kelimesi âşığın durmadan akan kanlı göz yaşları mânasında da kullanılır.


Kışı geçirip bahara erişen hastanın ölüm tehlikesini atlattığına inanılır. “Bahâr-ı dil” tabiri bunu ifade ettiği gibi gönül hoşluğundan kinaye olarak da kullanılır. Baharda delilerin derdi gibi âşıkların sevdası da artar. Kıvrım kıvrım, çağıl çağıl akan ırmakların ses ve şekil yönünden zinciri hatırlatması bu ilginin kurulmasında rol oynar. Zira bilindiği gibi delileri zincire vururlar. Baharda kan aldırmak da eski bir âdettir.


Havalar uygun olduğu için bahar sefer mevsimi olarak da anılır. Nitekim Osmanlı Devleti’nde de genellikle bu mevsimde sefere çıkılırdı.


“Bahâr-ı hüsn” tabiri ile güzellik ve bilhassa ilk gençlik çağındaki güzellik (tazelik) kastedilmektedir. Devlet, baht, saltanat gibi ömür, çocukluk veya gençlik de bahara benzetilir (bahâr-ı ömr). Bu benzetmede baharın güzelliği kadar kısa süreli oluşu da rol oynar. Bundan dolayı bahar-hazan tezadı hatırlanır. “Bâhar-endâm” sözü ise güzel, hoş endamlı demektir.


Tasavvufî bir terim olarak bahar, sâlikin vecd ve istiğrak halinde ruhanî mânaları kavraması ve ruhaniyetin zuhur etmesini ifade eder.


Bahar tek tek beyitlerde ele alındığı gibi geniş olarak “bahâriyye” adı verilen kasidelerin nesîb kısımlarında da işlenir. Halk edebiyatında da adından en çok söz edilen ve çeşitli özellikleriyle dile getirilen mevsim bahardır.

Kaynakça

, “bahâr” md.

A. Nihad Tarlan, Şeyhî Divanını Tetkik, İstanbul 1964, s. 170.

Mehmed Çavuşoğlu, Necâti Bey Dîvânı’nın Tahlili, İstanbul 1971, s. 253-254.

Harun Tolasa, Ahmet Paşa’nın Şiir Dünyası, Ankara 1973, s. 453-455.

Cemâl Kurnaz, Hayâlî Bey Dîvânı (Tahlili), Ankara 1987, s. 502-505.

İskender Pala, Ansiklopedik Dîvân Şiiri Sözlüğü, Ankara 1989, I, 118-119.

Âmil Çelebioğlu, “Eski Edebiyatımızda Gençlikle İlgili Bazı Görüşler”, Millî Kültür ve Gençlik Sempozyumu, Ankara 1985, s. 155-156 vd.

a.mlf., “Türk Edebiyatında Yaşnâmeler”, , sy. 1 (1985), s. 154 vd.

“Bahar”, , I, 290-291.

https://islamansiklopedisi.org.tr/bahar--edebiyat

Sen de Değerlendir!

0 Değerlendirme

Tartışmalar

Henüz Tartışma Girilmemiştir

"BAHAR" maddesi için tartışma başlatın

Tartışmaları Görüntüle
KÜRE'ye Sor